Category Blog

Yaşam bilimleri ve bu alana ilişkin üniversite bölümleri önümüzdeki yıllarda önemli bir konuma ulaşacaktır. Yaşam alanına ilişkin bölümlerde çok ciddi bir ilerleme gerçekleşecektir. Bu süreçte üniversite bölümlerinin ağırlıklarında bazı değişiklikler yaşanacaktır. Sevgili gençler, ne yapıyorsanız yapın, bölümünüze iyi bakın. Üniversitede alan seçiminin doğru yapılmasına bu süreçte önem verilmelidir.

Üniversitede alan seçimi ikinci sınıftan sonra yapılmalıdır. Yani pek çok kişi, aynı bölümden mezun olabilmektedir ancak herkesin çalıştığı alan farklı olmaktadır. Bu alanın doğru seçilmesi son derece önemlidir. Kişilerin iş araması doğru değildir. Bugün Amerika Birleşik Devletleri’nde dahi iş aransa, istenen işin bulunması kolay olmayacaktır. Şirketler, artık yeni çalışanlar almayacaktır. Çünkü şirketlerin için çalışan yeni bir personel almak son derece zor bir süreçtir. Çünkü bu şekilde çalışan alımlarının şirketlere ve kurumlara pek çok maliyeti bulunmaktadır.

Yaşam Bilimleri ve Yaşam Boyu Eğitim İçin Bu Süreçte Neler Yapılmalıdır?

Yaşam bilimleri ve yaşam boyu eğitim için bu süreçte yapılması gerekenler bulunmaktadır. Bu süreçte iş aramak yerine, iş kurulabilecek alanlara girilmesi tavsiye edilebilir. Kişinin minimum 2 ya da 3 farklı işi aynı anda yapıyor olması gerekmektedir. Çünkü artık sabah 9’da işe başlama ve akşam 6’da işten ayrılma gibi bir çalışma usulü bitmiştir. Part Time çalışma ile büyüyen yeni bir çalışma akımı ortaya çıkmıştır. Yeni iş alanlarının nasıl öğrenilmesi gerektiğine dair sorulara şu yanıt verilebilir. Kişilerin bu öğrenme sürecinde ters mühendislik yapmaları gerekmektedir. Start-Up’lar detaylı bir şekilde incelenmelidir. Start Up incelemek ya da Start Up görmek, 21.yüzyılın en önemli ajandalarındandır.

Start Up’ların içerisine girmek ve oralarda belirli bir şekilde yer almak önemlidir. Bugün Google’ın altında çalıştığını söyleyen pek çok kişi, aslında Google’ın Start Up’larında çalışmaktadır. Günümüzde çalışma şartları çok değişmiştir ve halen daha değişmektedir. Bu değişen duruma göre kişilerin kendisini doğru bir şekilde geliştirmeleri gerekmektedir. Start-Up’ların içeriklerini görmek faydalı olacaktır. Kişinin kendi alanına ilişkin bir Start-Up bularak yaşam boyu alması gereken eğitimi de öğrenmesi mümkündür. Start-Up incelemeleri ihmal edilen davranışlar arasında yer almaktadır. Bugün Harvard Üniversitesi’nden mezun olup da işsiz gezen çok sayıda insan bulunmaktadır. Harvard Üniversitesi mezunlarının %40’ı işsizdir. Bu durum pandemi döneminden sonra daha da artacaktır. Stanford Üniversitesi mezunlarının ise yalnızca %3’ü işsizdir. Bu durumun nedeni merak edilmektedir. Stanford Üniversitesi’nin mutsuzluk oranı da %1,5 gibi düşük bir orandadır. Start-Up incelemeleri kesinlikle ihmal edilmemektedir. Bu tarz incelemeler ihmal edilemeyecek kadar önemlidir.

Read More

İnternet yoluyla bilgi erişiminin kolaylaşması ve yaygınlaşmasıyla beraber öğretmenlik değerinin azaldığı düşünüyor olabilirsiniz. Ancak öğretmenlik mesleği düşünülenin aksine gelecekte büyük değer kazanacaktır. Öğretmenlik mesleğinin değeri çoğu zaman küçümsenir. Aslında her şeye bu kadar kolay ulaştığımız 21. yüzyılda öğrencilere yol göstererek geleceği değiştiren liderler yetiştirme görevi öğretmenlerindir. Her dönemde olduğu gibi öğretmenler bir nevi gizli kahramanlarımız. Sosyal ve mesleki yetkinlik kazanmak için kendini iyi yetiştiren öğretmenler geleceğin, değişimin yol göstericileri olacaklar. Geleceği etkilerken doğru yönde etkilemek de önemli elbette. Peki öğretmenler kendilerini mesleki ve sosyal anlamda nasıl geliştirmeliler? Geleceği etkilerken nelere dikkat etmeliler?

Farklı Bakış Açıları Kazanan Öğretmenlik

Esnek düşünebilme yeteneği öğretmenlik mesleğinin olmazsa olmazıdır. Öğretmen birden farklı bakış açısını göstererek öğrencilere seçme şansı verir. Bu nedenle bir öğretmenin düşünce yapısında taraflı yaklaşımlar yerine esnek bakış açısına sahip olması oldukça önemli. Eğer eğitim hayatında öğretmenler farklı bakış açıları kazanabilecekleri seminerler ve çeşitli eğitimleriyle kendilerini geliştirirlerse esnek bakış açısına sahip olmaları çok daha kolay olacaktır.

Cesaretlendirici Öğretmenlik

Ancak başaracağına inanan çocuklarla gelecek parlaklaşabilir. Öğretmenin desteği çocukların geleceğini doğrudan etkilemektedir. Şevk kırıcı bir şekilde öğretmenin sürekli eleştirel davranması çocukların kendilerini yetersiz hissetmelerini sağlar. İleri de başarı vaat eden küçük zihinleri olumsuz etkileyen öğretmen yorumlarından ötürü pes eden birçok öğrenci var. Tersine cesaretlendiren yaklaşımlarıyla hayatları değiştiren öğretmenlerde. Bu nedenle cesaretlendirici öğretmen olmak geleceği büyük oranda değiştirecektir. Öğrencilere başaracaklarını hissetmeleri, yanlışlarını gösterirken eleştirmek için değil düzelterek öğrenmeleri için geri bildirimlerde bulunmak geleceğin aranan öğretmeni olmanızı sağlayacaktır. Devir teknoloji devri olsa bile biz insanlar teşvik edilmeye ihtiyaç duyarız. Öğrencilerin de teşvik edicileri öğretmenlerdir. Kendilerinden daha iyi bilen, bir alanda uzmanlaşmış birisinin “aferin” demesi öğrenciyi yükseklere taşıyacak ve daha çok araştırma yapmasını sağlayacaktır.

Öğrenmeye Açık Öğretmen

Öğreten birinin öğrenmeyi sevmesi gerekir. Öğretmenlik mesleğinin öğrenmekten asla vazgeçmeyen, öğrenmek onun için bir zevk haline gelmiş bireylere ihtiyacı var. Bilgiler her zaman değişir ve siz öğretmen olarak bilgiyi taşıyıp aktaransınız. Değişime ayak uydurarak sürekli bir öğrenme halinde olmanız görevinizin bir parçasıdır. İnternetten bilgiye ulaşmak oldukça kolay fakat düzenli araştırmalar yaparak tüm bilgileri ayıklayarak doğru bilgiye ulaştıran yine öğretmenler olacaktır.

İletişimi Güçlü Öğretmen

 Öğrencileri doğru yönlendirmek de öğretmenlerin görevidir. İnternet yoluyla öğrenciler istedikleri alanları saptayabilir kendilerini geliştirebilir, farklı fikirler edinebilir. Fakat öğrencisini tanıyan ve gözlemleyen bir öğretmenin vereceği tavsiyenin yerini hiçbiri tutamaz. Eğer öğrencilerinizle iletişiminiz güçlü olursa geleceği güzelleştiren ve fark yaratan bir öğretmen olursunuz. Böylelikle internet erişimi yerinizi dolduramaz.

Kendini Bilen Öğretmen

Üzerinde durulmayan ancak çok önemli bir özelliktir öğretmenlerin kendini bilmeleri. Bir öğretmen öğrenciden daha çok bilgiye sahip diye kendini üstün görmemelidir. Kendi sınırlarının ve kusurlarının farkında olmalıdır. Kendini bilmeyen öğretmenler öğrencilerin şevkini kırarak onların geleceğiyle oynarlar. Öğretmenlik ego tatmini için var olan bir meslek değildir. Gelişirken geliştirdiğinizi asla unutmayın. Her şeyi bilircesine davranmaktansa öğrencilerinize söz hakkı tanımanız, fikir paylaşımı sağlamanız değer katacaktır. Sizin düşünmediğiniz açılarda düşündüğünde “değişik bir bakış açısı, hiç böyle düşünmemiştim, yaratıcı.” Gibi sıfatlarla destekleyici davranmak onları da sizi de geliştirecektir.

Öğretmenlik mesleğinin geleceğiyle ilgili daha fazla fikir almak için aşağıdaki linkten Youtube videomuzu izleyebilirsiniz.

Read More

Mühendislik alanının geleceği büyük bir değişim içerisine girmekte. Teknolojinin ilerlemesi insan gücüne ihtiyaç olmayacak mı acaba sorularını akla getirmektedir. Unutulmaması gereken durum ise teknolojiyi sağlayanların yine insanlar olduğudur. İnsan gücü yoluyla teknoloji ilerlemekte ve gelişmektedir. Teknolojinin ilerlemesi için doğru eğitimleri almış ve kendini doğru yönde geliştirmiş mühendislere ihtiyaç duyulmaktadır. Teknoloji üreten, yapay zekayı uygulamalarında kullanan mühendis olmak önem kazanacak. Mühendislik eğitiminin hangi okuldan alındığı da son derece önemli olmakta. Gelecekteki mesleklerde bu alanın ağırlığı da oldukça fazla.

Mühendislik: Yapay Zeka Mühendisliği

Yapay zeka mühendisliği bölümü sıkça her üniversitede rastlanabilecek bir bölüm değildir. Fakat üniversiteler yavaş yavaş mühendislik alanlarında yapay zekayı işin içine katarak yeniden sistemleşmektedir. Makine, elektrik, kimya ve inşaat mühendisliğinde yapay zeka yan alan olarak kullanılmaktadır. Bu mühendislik alanındaki bireyler doğru değerlendirilirse yapay zeka üreticileri olurlar. Bu konudaki ilerlemeleri takip eden yenilikçi üniversitelerde okumak, kendi kendinize araştırmalar yapmak, eğitimler almak kendinizi gelecek şartlarına uygun şekilde geliştirmenizi sağlayacaktır.

Mühendislik: Biomedikal Mühendisliği

Uzun zamandır sağlık alanında teknolojinin yarattığı büyük değişiklikler söz konusu.  Kalp pili gibi araçlarla başlayan sağlık teknolojisi gün geçtikçe ilerlemektedir. İnsan ömrünü uzatan birçok medikal teknoloji aracı bulunmuş ve bulunmaya devam etmektedir. Aslında sağlık alanında teknolojinin büyük gelişmeler yaratabileceği, dahası insan ömrünü uzatabileceği keşfedildiğinden beri biomedikal mühendisliği ortaya çıkmış ve önem kazanmıştır. Bu alanın da geleceği oldukça parlaktır.

Genetik Mühendisliği

Gen yapısındaki oynamalar hastaları iyileştirmekten tutun insanı daha güçlü ve dayanıklı hale getirmeye kadar uzanır. Genetik mühendislerinin işi de genlerimizi olumlu yönde değiştirmek ve genetik yoluyla oluşan insan hayatını zora sokan durumlardan arınmayı sağlamaktır. Çin gibi bazı ülkeler genetik alanında büyük gelişmelere imza atarak araştırmalar yapmaktadırlar. Genetikle oynamak eleştirilen bir durum olmasına rağmen faydaları da yadırganamaz. Teknolojiyle iç içe olan genetik mühendisliği de geleceği parlak meslekler arasındadır.

Read More

Times Higher Education İngiltere merkezli eğitim amaçlı çıkan bir dergidir. Bu dergi haftalık olarak Birleşik Krallık içerisinde yayınlanır ve yüksekokullar hakkında haber ve gelişmeler konusunda yazılar barındırır. Bu dergi ayrıca her yıl için okullarda yapılan yenilik ve haberleri baz alarak dünya üzerindeki en iyi üniversiteler sıralaması yapar. Oldukça tarafsız bir şekilde bu listeyi hazırladığı için tüm dünya üniversitelerinde bu listeye girmek oldukça önemlidir.

Ülkemizde de bazı üniversiteler bu liste içerisinde kendine yer bularak bizleri gururlandırmaktadır. Ama bu gün dikkat çekeceğimiz konu Times Higher Education dergisi içerisinde kendisine yer bulan en iyi 5 Alman üniversitesi olacak. Ülkemizde Alman üniversiteleri lisans, yüksek lisans ve Doktora için çok fazla tercih edilmekte.

Neden Alman Üniversiteleri Tercih Ediliyor?

Alman üniversitelerinin Yüksek Lisans ve Doktora için tercih edilmesinin birden çok sebebi vardır. İlk olarak dikkat çeken kısım ise bu üniversitelerin Avrupa ülkeleri içerisindeki birçok üniversiteye göre daha ucuz olmasıdır.Bu ucuzluk yanında birde yüksek kalitede öğretim ve Almanya merkezli iş olanakları da getirince oldukça kaçınılmaz bir tercih olmakta. Avrupa’nın sanayi merkezi olan Almanya birçok mühendislik öğrencisi için yüksek lisans, doktora ve iş imkanı olarak ilk sırada yer alan bir yerdir.

Alman üniversiteleri başarılı eğitim ve aldığı ödüller ile çok rahat bir şekilde Higher Education dergisi içine çok sayıda üniversite sokmuştur.

1 –  Times Higher Education: Freiburg Albert – Ludwigs Üniversitesi

Freiburg Albert – Ludwig Üniversitesi tam 1457 yılında kurulan son derece kaliteli ve bir o kadar da eski bir üniversitedir. Zaten üniversitenin 100’lerce yıl ayakta kalarak eğitim göstermiş olması da bunun en büyük kanıtıdır. Times Higher Education dergisi Freiburg Üniversitesi’ni dünya sıralamasında 76. sıraya yerleştirmiştir. Freiburg kenti içerisinde bulunan bu üniversite Fransa ve İsviçre sınırlarına oldukça yakın bir nokta içerisinde bulunmaktadır.

3 ülke için de ortak bir üniversite olarak kullanılmaktadır. Şehrin nüfusu 220 bin iken bu ülkede yaşayan yabancı kişi sayısı ise 30 bindir. Freiburg Üniversitesi, sosyal bilimler başta olmak üzere birçok bilim dalı üzerine yaptığı araştırmalar ile oldukça saygın ve sevilen bir üniversite olmayı başarmıştır. Lisans, yüksek lisans, doktora ve akademik departmanlarında yaklaşık olarak 22 bin öğrenciye ev sahipliği yapan bir üniversitedir.

Bu öğrencilerin ise tam 3,500 tanesi ülke dışından gelen yabancı öğrencilerdir. Özellikle sosyal bilimler alanında araştırma ve çalışma yapmak isteyen birçok öğrenci master ve doktora için bu üniversiteyi seçmektedir. 11 fakülte genelinde 180 lisans ve yüksek lisans programları bu üniversite içerisinde yer almakta. Bu üniversitede öğrenim hem AB üyesi ülkeler öğrencisi için hem de AB üyesi olmayan ülkeler için ücretsiz.

2 – Berlin Humboldt Üniversitesi

Berlin Humbodlt Üniversite ülkemizde de çok sevilen ve çok tercih edilen Alman üniversiteleri arasında yer almaktadır. Humboldt 1810 yılında kurulan bir Alman devlet üniversitesidir. Times Higher Education sıralamasında bu Alman üniversitesi 67. sırada bulunmaktadır. Berlin Humboldt Üniversitesi Art and Humanites yani Sanat ve Beşeri Bilimler alanında dünya çapında oldukça saygın bit yere sahiptir. Bu üniversite ağırlık olarak Antik Bilimler, Bilim Tarihi, Matematik, Malzeme ve Optik bilimler konularına yönelmektedir.

Bunun dışında ise Berlin Humboldt Üniversitesi iklim konusunda yoğun ve önemli çalışmalar yapmaktadır. Bu üniversite 9 fakültede 57 lisans, 77 yüksek lisans ve master programına sahiptir. Lisans programında 24 farklı eğitim İngilizce olarak bu üniversite gösterilmektedir. Almanya’nın üniversiteler şehri olan Berlin’de olan bu üniversite aynı zamanda Almanya’da tüm modern üniversitelerin annesi olarak gösterilmektedir. Alman mimarisinin oldukça başarılı ve etkileyici örnekleri bu üniversitenin binalarında oldukça güzel olarak kullanılmıştır.

Birçok büyük Alman düşünürü burada eğitim görmüştür. Tüm bu özellikler göz önünde bulunduğunda Berlin Humboldt Üniversitesi’nde okumak oldukça cezbedici olmaktadır.

3 – Heidelberg Üniversitesi

Heidelberg Üniversitesi Times Higher Education listesinde en yüksek 3. sırda bulunan bir Alman üniversitesidir. Higher Education bu üniversiteyi dünya sıralamasında 47. sıraya yerleştirmiştir. Üniversitenin kuruluşu ise oldukça eskiye dayanıyor. Heidelberg Üniversitesi tam olarak 1386 yılında kurulmuş olup Almanya’nın en eski üniversitesi unvanına sahiptir. Teorik bilgilerin yanı sıra bu üniversite araştırmalar için çok ciddi bir bütçe ayırmaktadır.

Tıp ve biyoloji alanında dünya çapında zirveye oynayan oldukça başarılı bir üniversitedir. Almanya sınırları içerisinde tıp okumak isteyen öğrencilerin tercih sıralarında bir numara olması gereken bir üniversitedir. Heidelberg Üniversitesi 12 fakülteden ve yaklaşık olarak 100 bölümden oluşmaktadır. Yaklaşık olarak 32 bin öğrenci burada eğitim görmektedir. Bu öğrencilerin yüzde 20’si ise Almanya dışından gelen öğrenciler olması ile dikkat çekmekte.

Alman Devlet üniversitesi olan Heidelberg Üniversitesi okul için istenen bir ücret bulunmuyor. Fakat bu üniversite 2018 yılı itibari ile Almanya dışından gelen öğrencilerden 1,500 euro harç ücreti almaya başladı. Biyoteknoloji, biyomedikal ve tıp alanlarında oldukça ii bir üniversite olan Heidelberg Almanca dilini koruyarak eğitim ve öğretimine devam etmekte. Almanca dışında ise yüksek lisans ve bazı lisans bölümlerinde ise İngilizce diğer dillere göre daha fazla tercih ediliyor.

4 – Münih Teknik Üniversitesi

Münih Teknik Üniversitesi Times Higher Education dergisine göre Almanya’nın en iyi 2. üniversitesi olmuş durumda. Bu üniversite dünyanın en iyi özel anlaşmaları olan bir üniversitedir. 1868 yılında kurulan Münih Teknoloji Üniversitesi Almanya’nın en eski üniversitelerindendir. Dünyaca ünlü Alman otomotiv firmaları ile ortak olarak üniversite sanayi iş birliği içerisinde olan bir üniversitedir. Münih Teknik Üniversitesi diğer Alman üniversiteleri gibi devlet üniversitesidir. Mühendislik ve bilişim konusunda Avrupa’daki en iyi 5 üniversiteden biri olarak gösteriliyor.

165 bölüm içerisinde yeni konuları ( AI, otomasyon, üretim sektörü gibi ) önemli birçok bölüm bu üniversite içerisinde bulunmaktadır. Buradaki yaklaşık öğrenci sayısı ise 41 bindir. Bunların ise yüzde 21’i dışardan gelen öğrencilerden oluşmaktadır. Bunların yanı sıra ise Münih Teknik Üniversitesi içerisinde tam 9 bin adet öğretim görevlisi bulunmaktadır. Bunların 524 tanesi ise profesör. Kuka Robots firmasının en önemli laboratuvarları bu üniversite içerinde bulunmaktadır.

Reuters tarafından en yenilikçi üniversiteler sıralamasında Almanya’nın en yenilikçe üniversitesi Münih Teknik Üniversitesi seçilmiştir. Times Higher Education gibi Reuters’da bu üniversitenin yaptığı çalışmalarını ödüllendirerek ne kadar başarılı bir üniversite olduğunu göstermiştir.

5-Times Higher Education Dergisine Göre Almanya’nın En İyisi Münih Ludwig Maximilian Üniversitesi

Tartışmasız olarak Almanya sınırları içerinde bulunan en kaliteli ve en iyi üniversitesi Münih Ludwig Maximilian Üniversitesi’dir. 1472 yılında kurulan bu üniversite yaptığı bilimsel araştırmalar ve aldığı patentler ile dünya çapında kaliteli bir üniversitedir. Almanya içerisinde öğrenci nüfus sayısına göre en yüksek 2. üniversite Ludwig Üniversitesi’dir. Öğrenci sayısı yaklaşık olarak 52 bindir. 8 bin üzerinde öğretim görevlisi ve bine yakın profesörü ile oldukça başarılı bir üniversitedir.

Bu üniversite içinde okuyan öğrencilerin yüzde 20’ye yakını Almanya dışından gelen öğrencilerdir. 16 fakülte genelinde beşeri bilimler, kültürel bilimler, iktisat, hukuk, sosyal bilimler ve özellikle tıp alanında oldukça dikkat çeken ve başarılı olmuş bir üniversitedir. Ludwig Maximilian Üniversitesi ülkemizde birçok akademisyenin öğrencilerini yollamak istediği bir üniversitedir. Times Higher Education tarafından dünyanın en iyi 32. üniversitesi Münih Ludwig Maximilian Üniversitesi seçilmiştir.

Read More

Yapay zeka önemli konulardan bir tanesidir. Pandemi sürecinde de hayatımızda pek çok değişiklik meydana gelmiştir. “21. Yüzyılda 21 Ders” kitabının okunmasını tavsiye etmekteyim. Bu kitabın yazarı Yuval Noah Harari’dir. Harari önemli bir pozisyonda yer alan bir insandır. Çok önemli konuları, çok önemli bir şekilde tartışabilmektedir. Harari; Youtube ve Twitter üzerinden de takip edilebilir.

Dünya genelinde, önemli bir noktada girişimin nasıl yürüyebileceğini ve bu anlamda yeni order’ın kurulabilmesi için bir kriz zaten beklenmekteydi. Hatta benim bu konuda, 17 Aralık 2020 tarihli videom da bulunuyor. “Dünyayı değiştirmek için ya bir meteor gelecek ya da bir pandemi ortaya çıkacak” şeklinde açıklamalarda bulunmuştum. Korona virüs konusu bilindiği üzere The Simpsons’da da kullanılmıştı. Bill Gates ve Melinda Gates Vakfı da bu süreçte işleri bu olmasa da aşırı bir şekilde konu ile ilgilenmişlerdi.

https://www.youtube.com/watch?v=efDbpHnXqgQ

www.futurebuff.com üzerinde “The Singularity” adı verilen ve benim gerçekten çok sevdiğim bir tablo bulunuyor. Tuhaflık noktası olarak adlandırılan bir noktada önemli bir olay yaşanacağı öngörülmekte. MIT’e göre bu noktadaki olayın, 2025 ile 2030 yılları arasında olacağı beklenmekte. Bu noktada, yaklaşık 3 milyar kişinin etkileneceği bir olayın yaşanacağı belirtilmiştir. Bu kriz özellikle Avatar projesi olarak isimlendirilen bir projedir. 9 Ocakta, bu sistem denenmişti. 9 Ocak 2020 itibarıyla ilk kısmın başarıldığı anlaşıldı, yani bu kısım tamamlandı. Akıllı telefonlar sayesinde insanın takip edilmesi yani, 2020 ile 2025 arası yeni modellerin de devreye girmesi gerekmektedir.

Bir konuyu paylaşmak istiyorum. Şu an için büyük şirketlerde kas gücüyle çalışan insanlara çip takılmaya bile başlandı. Güvenlik sebebiyle bu uygulamanın yapıldığı belirtilmekte. Türkiye’nin, özellikle sanayi bölgesinde bulunan otomotiv sektöründe bu tür implantlar başladı. Bu konuya ilişkin bende videolar dahi bulunmakta. Bunun patentleri ve başvuruları çoktan yazıldı. Harari’ye göre de bu son jenerasyon insanlar, ya hacklenecekler ya da keklenecekler. 2040-2045 yıllarına doğru gelen böyle bir süreç bulunmaktadır. İnsanlara takılan çipler, deri altına girebilmekte ya da askerlerin taktıkları künyeler gibi kullanılabilmektedir. Bu tarz kolyeler yapılıp bu şekilde güvenlik sebebiyle, yani kişinin kiminle beraber olduğu, kişiye kaç kişinin yaklaşabileceği gibi verilerin elde edilmesi sağlanabilmekte.

Elon Musk’ın Nörolink Projesi-Yapay Zeka

Amacımız olabildiğinde hesap verilebilir etik normları yüksek insanlar yetiştirmektir. Bu tarz insanlar yetişsin ki bu işin karanlık tarafını engellemek mümkün olabilsin. Bu işin bir numaralı elemanlarından biri Elon Musk’tır. Musk aslında bir piyon konumunda yer almaktadır. Musk çok takdir edilmekte ancak gerçekte durum böyle değildir. Musk şu an için zaten Tesla’nın da başında yer almıyor. Hatta belki duymuşsunuzdur, kendisi Tesla’nın içerisine bile giremeyen birisidir. Ben bile Tesla’nın içerisine daha çok giriyorumdur. Yani yasaklı Tesla’nın içerisinden bahsediyorum, burası Tesla’nın fabrikasıdır.

Elon Musk’ın olduğu söylenen Nörolink projesini destekleyen başka bir proje daha bulunmaktadır. Bu projenin ismi Starlink Projesi’dir. Elon Musk’un kurduğu SpaceX şirketi tarafından atılan her falconun ile birlikte devasa 400 uydunun uzaya yerleştirileceği bilinmektedir. Bu proje ile birlikte Dünya’yı çevreleyen internete erişimi sağlayan bir uydu ağı oluşturulması hedeflenmektedir. Projenin en geç 2027 yılında tamamlanması beklenmektedir. Bu sayede, 12.000 internet uydusunun uzaya yerleştirilmesi hedeflenmektedir.

Starlink projesinin tamamlanması ile birlikte sistemsel olarak dijital değişim olayı da gerçekleşmiş olacaktır. Bu anlamda pandemi krizi bir deneme olarak nitelendirilmektedir. Şu an için yapay zeka her yerde bulunmaktadır. Biz farkında olmadan her yerde insanları dinleyen ve bunları işleyen pek çok sistem yer almaktadır. İlerleyen süreçte yaşam bilimleri de ciddi anlamda değişime uğrayacaktır.

Read More

Oyun terapisi, sanat terapisi ve çatışma çözümü odaklı sertifika programını tamamlamış olmaktasınız. Bu dersi, ilk defa üniversiteye geldiğim günden itibaren vermekteyim. Bu pandemi döneminde, travmaların olduğu çok zor bir süreç içerisinde, biz, özellikle çatışma çözümünü oyun ve sanat terapisi üzerinden tanımlayarak bir ilki daha başarmış bulunmaktayız. Böylece, sizin hayatınızda ve kariyerinizde her zaman önemli bir sertifika olarak, özellikle özgeçmişinize yazabileceğiniz küçük de olsa değerli bir çalışmanın sonucudur.

Aynı zamanda, beni birinci derecede özgeçmişlerin yanı sıra referans olarak da yazabilirsiniz. Bu alandaki yapmış olduğunuz çalışmalarla ilgili olarak da beni referans verebilirsiniz. Bu anlamda beni referans olarak yazmanız dışında, bu dersi alarak çok önemli bir süreci tamamladınız. Çatışma çözümü dersini de ilk defa burada ben verdim. Bu alandaki ilk sertifika da bu anlamda ilk kez veriliyor. Bu dönem içerisinde böyle bir dersin tamamlanması gerçekten güzel oldu. Aynı zamanda sizler tarafından hazırlanan ödevler de son derece güzel hazırlandı.

Pandemi Sürecinde Sanat Terapisi ve Oyun Terapisi

Sanat en önemli alanlardan birini oluşturmaktadır. Travma dönemlerinde en önemli alanlardan biri olma özelliğine sahiptir. Ne olursa olsun bir sürü insan bu süreçte ailesini kaybetti. Birçok genç, özellikle sağlık çalışanları anne ve babalarını göremediler bu dönemde. Biz, sağlık çalışanlarının çocuklarına sanat terapisi üzerinden ve oyun terapisi üzerinden gönüllük projesi şemsiyesi altında sosyal sorumluluk ve sosyal inovasyon gerçekleştirdik. Zoom uygulaması üzerinden sağlık çalışanlarının çocuklarına terapiler yaptık.

Umarım bir kısmınız bu alanda master ve doktoraya devam eder. KPSS’de psikolojik danışman rehber olarak bu anlamda fark yaratabilirsiniz. Covid döneminde sağlık çalışanları ile birlikte herkes için bundan sonraki süreç çok önemlidir. Bilindiği gibi, pandemi için bir Bilim Kurulu oluşturuldu. Sosyal ve psikolojik anlamda bireylerin “yeni-normale” hatta “gelecek normale” hazırlanıyor olmaları gerekmektedir. Bu anda “new normal” diye geçen bir kavram gelişti biliyorsunuz. Aslında bu kavramın “new normal” değil “next normal” olması gerekmektedir. Çünkü şu anda bir geçiş yaşamaktayız. Bu geçişle beraber; eğitim yeniden yapılanacak, psikolojik terapiler tekrardan revize edilecektir. Her anlamda yeni dönemde çok ciddi bir farklılık oluşacaktır.

Pandemi Döneminde Online Terapiler

Bizim bu süreç içerisinde en çok yaşadığımız konu şu oldu: sadece sağlık çalışanları değil, gerçek anlamda ruh sağlığı açısından kendisini yüksek tutmak isteyen, belirli sıkıntılar geçiren; ailelere, gençlere, kariyerini kaybedenlere dijital platformlar üzerinden destek olmaya başladık. Zaten eskiden beri yapılıyordu ancak bu süreç içerisinde bu durum çok hızlı bir şekilde tamamlandı. Şu anda özellikle; uygulama odaklı olan oyun terapisi ve sanat terapisi açısından da terapi renk değiştirdi ve şekillendirildi. Hepinizin bu önemli süreçte, fark anlamında, üzerinize düşen görevi ve rolleri, beklenenin üzerinde gerçekleştireceğinizi umuyorum. Hepinize tüm kalbimle başarılar diliyorum.

Read More

Pandemi döneminde boş zaman değerlendirme konusu önemli olmuştur. Bu dönemde bazı gelişmelerin yaşanması, bir bakıma eğitim anlamında faydalı sonuçlar ortaya çıkarmıştır. Bilginin paylaşımına yönelik olarak yaşanan gelişmeler bilgiye erişimi kolaylaştırmıştır. Bilgi kaynaklarına olan erişimin artırılması bilgiyi elde etme düzeyini artırmıştır.

Start-Up Alanları Dışında Sosyal Girişimcilik Alanı İle Neler Öngörüyorsunuz?

Bu konuda 5 tane önemli alan bulunmaktadır. Zamanla sosyal inovasyon artacak, bunu çok önemsemekteyim. Biz, aslında, sosyal girişimcilik kelimesinden çok hoşlanmamaktayız, nedir girişimcilik, öyle bir şey olur mu? Bu anlamda toplumsal dayanışmanın olması gerekmektedir. Kelimenin kullanımı açısından bu ayrıma çok dikkat edilmesi önemlidir. Sosyal dayanışmayı sağlayacak önemli alanlar bulunmaktadır. Önümüzdeki dönemde 5 tür alan gelişecek, bu beş türün %25’i sosyal inovasyon anlamında sosyal sorumluluk içeren, dayanışmayı içeren Start Up’lar ya da Spin out’lardan oluşacaktır.

Yayım Sisteminin Dönüşümü İçin Öngörülen Alternatifler Nelerdir? Boş Zaman Değerlendirme İçin Dijital Kitaplar Önemli Mi?

Boş zaman değerlendirme konusunda bilgiye erişim oldukça önemlidir. Yayım sistemi ile ilgili çok büyük derecede bir monopol bulunmaktadır. Bu durumu aşmak ise mümkün olmamaktadır. Herhangi bir konuda kitap basmak ve basılan kitabı seçkin mağazalarda raflara koymak da kolay olmuyor. Öğrencilerin kitap satın alma imkanları ne yazık ki bulunmuyor. Ücretsiz olarak PDF alıp bu kitaplara bakabilirler. Çünkü herhangi bir kitabı paylaşabilirsiniz. 21.yüzyılın en önemli olayı, kitabın “share economy” alanına girmiş olmasıdır.

İnsanlar için öncelikle okuma hakkının elde edilmesi gerekmektedir. Okuma hakkının erişilebilir ve elde edilebilir olması önemlidir. Bir öğrencinin, kitap başına 30 TL ya da 40 TL ödemesi kolay olmamaktadır. Bir insanın 1000 tane kitap okuması gerektiğini düşündüğünüzde bu tutarın ciddi maliyetleri yansıttığı anlaşılacaktır. Bu materyallere herkesin rahat bir şekilde ulaşabileceği bir sistemin kurulması gerekmekteydi. Benim asıl çözmek istediğim, bu kitap monopolünün ortadan kaldırılmasıdır.

Örneğin; D&R, mevcut kitapların %60’ını satabilme potansiyeline sahip bir mağazadır. Üretilen kitapları D&R’da satışa koyamadıktan sonra insanların basılan yeni kitaba ulaşması pek de mümkün olmamaktadır. Amerika ve Uzakdoğu’dan aldığımız bir Manga serisi oldu. Amacımız ergenlik döneminde gençlerin sevdikleri Mangayı okumalarıydı. Ancak kitapta yer alan karakter mini etek giyiyor diye D&R’da satışına izin verilmedi. Yani bu sadece bir çizim, fotoğraf falan da değildi. Kitabın başlıkları da şöyleydi: Manga Electronics, Mange BioTechnology, Manga Mathematics tarzında eğitici kitaplardı. Özellikle kız çocuklarının kendilerini kötü hissettiği dönemler;5, 6 ve 7. sınıflar olmakta. Bu kitap serisi kız çocuklarının kendi karakterlerine uygun olabilirdi. Pandemi döneminde bu yapının kırılması güzel oldu. Çünkü kitapların pek çoğu ücretsiz olarak dağıtıldı. Kitapların yanı sıra dergiler de ücretsiz olarak dağıtıldı. Bilgi paylaşımını sağlama konusunda da bir fark oluştuğu görüldü. Bu henüz daha yeterli değildir. Paylaşım ekonomisinin daha da artması gerekmektedir.

Dijital Bir Eğitimde Üniversitesinin Atmosferini Yaşamadan Eğitim Almak Ne Kadar Doğrudur?

Aslında benim demek istediğim, derslere girilmek istenmeyen dönemler olabilir. Ya da sadece ezbere dayalı olan dersler konusundan bahsetmekteyim. Söylemek istediğim şu; üniversite zaten olacak, üniversitedeki atmosfer ortadan kalkmayacak, bu aşamada sadece örgün öğretimin değişmesi gerekmektedir. Benim bahsettiğim, öğrenmedeki değişim, öğretimin papağanlaşmış ve ezbere dayalı olan sistemine yöneliktir. Örgün öğretimin klişeleşmiş sisteminin değişmesi gerekmektedir. Yoksa projelerin uygulandığı, fikir alışverişinin olduğu, öğrencilerin elinde çayı ve kahvesi ile öğrenmeye devam ettiği ortamın ortadan kaldırılmasından bahsetmemekteyim.

Bu Kadar Fazla Bilgi Bombardımanı Varken İstediğimiz Alanlara Nasıl Yönlendirebiliriz? Boş Zaman Değerlendirme Nasıl Olmalı?

Bu dönem, önemli bir yetkinlik kazandırma dönemidir. 21. yüzyılın en önemli yetilerinden birisi hızlı ve etkili bir şekilde okuyabilmek ve bir diğeri de yazabilme becerisini geliştirebilmektir. Bu anlamda, üçüncü en önemli beceri ise, bunları kümelemek ve taşınamayacak yükle yüklenmeyip bunları gerçekleştirebileceğiniz bir noktaya getirebilmektir. Bunu yapabilmek için ajanda ile çalışmak gerekmektedir. Örneğin, benim aynı anda kullandığım tam 5 tane ayrı ajandam bulunmakta. Her bir ajandayı tek tek tasnif etmekteyim. Her biri için hedefim ise şudur; gitmek ya da ulaşmak istediğim rotaya bakarak ajandalarımı tasnif etmek. Hedef belirlemek, bu hedefe doğru ters mühendislik uygulamak önemlidir. Her yöne doğru atlamamak gerekmektedir. Her şeyi öğrenmek değil, kullanılabilecek bilgilere yönelmek gerekmektedir. Kişinin, kendi içindeki duyguyu sakinleştirecek bir aktivite bulması önemlidir. Motivasyonu artırmak için bu aktiviteler önemli olmaktadır.

Read More

Fikri Mülkiyet Hakları Yönetimi Konferansı 2011 yılından bu yana ülkemizde Boğaziçi Üniversitesi’nde düzenlenen bir konferanstır. Bu konferans mülkiyet yönetimi konusunda ulusal ve uluslararası seçkin katılımcıların bir araya gelmesi ile oluşur. Bu konferansa 2016 yılında Koç ve Ortadoğu Üniversiteleri katılmış ardından 2018 yılında ise Özyeğin Üniversitesi’nin de katılımı gerçekleşmiştir.

Düzenlendiği her yıl farklı bir konu etrafında katılımcılar ağırlamaktadır. Ayrıca konferansdan hemen sonraki hafta sonu o yılın konusu ile alakalı farklı uzmanlık alanı ve seviyelerine yönelik olarak çeşitli eğitim, çalıştay ve seminerler düzenlenmektedir. Bu konferans ülkemizde en son 17 – 18 Ekim 2019 tarihinde Boğaziçi Üniversitesi’nde gerçekleşmiştir.

2019 Uluslararası Fikri Mülkiyet Hakları Yönetimi Konferansı

Önceden de bahsettiğimiz gibi bu konferans her yıl başka bir tema etrafında düzenlenmektedir. 2019 yılında düzenlenen konferansın teması ise patentlerin değerlendirilmesi ve buna göre de teknoloji değerlendirmesi sonucunda patentlerin hak ettikleri yerlere kavuşması. Türk Patent Enstitüsü ya da yeni ismiyle Türk Patent Fikri Mülkiyet Hakları Yönetim Konferansı’na 2013 yılından beri düzenli olarak katılmakta. Ayrıca birçok üniversite ve üniversitelerdeki Teknoloji Transfer Ofisinin (TTO) başındaki kişiler de bu konferans içerisinde yer aldılar.

Ayrıca sanayiciler de 2019 yılında bu konferansta bulundu. En önemlisi ise İngiltere, Amerika ve İsrail gibi birçok ülkeden tecrübeli bilgili kişiler bu konferansta konuşarak yeni bilgiler paylaşarak insanların ufuklarını açmayı başarmıştı. Böylesine uluslararasında önemli bir konferansın Türkiye içerisinde olması da bizler için oldukça güzel bir şey. Bu konferans sırasında oluşturulan network ile akademisyenler kendi alanlarında neler yapmaları gerektiği konusunda bilgilenmekte. Teknoloji Transfer Ofisindeki çalışanlarında eğitimleri bu sayede gerçekleştirilmiş olmakta.

Fikri Mülkiyet Hakları Yönetimi Konferansı: Üniversiteler Büyük Değişime Girmekte

Dünya genelinde tüm üniversitelerde 2020 ve 2050 yılları arasında büyük bir değişim gerçekleşeceği beklenmekte. Bu değişimin ise en büyük vurgusu Spin – off’lar ve Start – up’lar olarak vurgulanmakta. Teknoloji anlamında Spin – off’ların ya da Start – up’ların yararlarını ölçmenin en büyük kanıtı ise patent sayılarıdır.  Bu patenlerin ise sayılarından daha önemli olan kısmı ise tescillenme oranları. Ya da eğer tescillenmişler ise ömürlerinin ne kadar olup inovasyon alanında neler gerçekleştirildiğine bakılması.

Ya da diğer adı ile inovasyon ve teknoloji değerlerinin yapılmasıdır. Fikri Mülkiyet Hakları Yönetim Konferansı’nda bu konular ile ilgili birçok önemli isim konuşmalar yapmıştır.

Spin – Outlar Önemini Arttıracak

Spin – out’lar genel olarak akademisyenlerin üniversite içerisinde kurduğu şirketlerdir. Genel olarak ise üniversitelerde faaliyet göstermektedirler. Sadece üniversite hocaları değil bunların yanı sıra master ve doktora öğrencileri de buralarda bulunmaktadır. Akademisyenler, master ve doktora öğrencileri ile birlikte üniversite laboratuvarları kullanılarak oldukça farklı bir iş birliği böylelikle sağlanmış olmaktadır. Bu gün baktığımız zaman birçok büyük firma büyümelerinde bu sistemleri kullanmakta.

Kendi AR – GE sistemlerinin kurmanın ötesinde bu firmalar Spin – out ve Start – up’lardan destek alıyorlar. Yapılan araştırmalara göre büyüyen firmaların büyük bir çoğunluğu Spin – out’ların yani üniversite içerisinde faaliyet gösteren şirketlerin bu firmalara katılması ile büyümekteler. Bu araştırma da bizlere şimdiden temelleri atılmış olan Spin – out’ların ilerleyen dönemlerde ne kadar önemli bir yere sahip olacağını belirtmekte.

Ülkemizde Spin – Out Kavramının Önemini Daha Çok Anlaşılmalı

Spin – out’ların önemini dünya üzerinde oldukça fazla. Fakat ülkemizde ise o kadar yaygın değil. Fikri Mülkiyet Hakları Konferansı içerisinde bu konular üzerinde de bazı açıklamalar yapıldı. Ülkemizde bulunan 16 araştırma üniversitesi başta olmak üzere diğer üniversitelerin de katılımı ile kendi içlerinde kuracakları Spin – out’lar ülkemizde faaliyet gösteren firmaların daha çabuk büyümesine yol açacak.

Firmalar bu sayede AR – GE çalışmalarını hem daha hızlı hem de daha ucuza yapmış olacaklar. Bu konferans ile bu çalışmaların hızlanmasına büyük olanak sağlanmakta. Farklı fikirler ve farklı insanlar bu konferans ile ülkemizde Spin – out’ların kurulmasında fikir alışverişi içine girmekte. Bunun yanı sıra ülkemizde faaliyet gösteren Spin – out’ların izleyecekleri yollar hakkında ya da gösterecekleri faaliyetler hakkında birçok uzman bilgi ve birikimlerini paylaşmakta.

İlerleyen dönemler ile Spin – out, Spin – off ve Start – up gibi faaliyetlerin ülkemizde daha yaygın ve daha verimli gelişmesi açısından Fikri Mülkiyet Hakları Yönetim Konferansı oldukça önemli bir yere sahiptir.

Read More

Amerikan üniversiteleri gerek ülkemizde gerek ise tüm dünyada oldukça ilgi gören üniversitelerdir. Eğitim şartları ve okul ortamları başta olmak üzere birçok konuda zirveye oynayan bu üniversiteler her yıl Amerika dışından binlerce öğrenci ağırlamaktadır. Amerika Birleşik Devletleri sınırları içerisinde yaklaşık olarak 5,758 adet devlet ve özel üniversite bulunmaktadır. Amerika bu sayı ile dünya üzerinde Hindistan’dan sonra 2. sırada yer almaktadır.

Amerika’daki üniversite sayısı bu kadar fazla olmasına rağmen eğitim açısından birçok üniversite son derece kaliteli eğitimler sunmaktadır.

En İyi Amerikan Üniversiteleri

Amerika içerisindeki en iyi üniversiteler adı altında bir araştırma yapsanız sizlere yüzlerce sonuç çıkartabilir. Harvard, Yale, Chicago ve Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü gibi birçok üniversite karşınıza çıkabilir. Bu üniversiteler ve adını belirtemediğimiz daha onlarca üniversite farklı alanlarda sizlere farklı imkanlar sunmakta. Her eyalet içerisinde bulunan Amerikan üniversiteleri sağladığı kolaylık veya zorluk olarak birbirilerinden ayrılabilir.

Bunun sebebi ise her eyalet içerisinde kendine özgü bir kural anlayışı olmasıdır. Fakat bu üniversitelerin en büyük ortak yönlerinden biri ise eğitim ve öğretim konusunda sizlere ellerinden geldiğince yardımcı olmalarıdır. Eğer dünyanın en iyi üniversiteleri listelerine bakarsanız ilk binde hatta ilk yüzde neredeyse yarsından çoğunun Amerika’da faaliyet gösteren üniversiteler olduğunu göreceksiniz.

Harvard, Yale ya da New York gibi üniversiteler herkes tarafından bilinen ve takip edilen üniversiteler olsa da sizlere bahsedeceğimiz UC Berkeley’de devlet üniversitesi olarak son derece başarılı ve tüm dünyadan öğrenci kabul eden üniversitelerden biri olmaktadır.

UC Berkeley Üniversitesi Nasıldır ve Avantajları Nelerdir?

UC Berkeley yani University of California Berkeley isimli üniversite Kaliforniya içinde bulunan bir araştırma üniversitesidir. 1868 yılında kurulan bu devlet üniversitesinde günümüzde 30,000’den fazla öğrenci aktif olarak okumaktadır. UC Berkeley üniversitesi ise son zamanlarda yaptığı farklı bir adım ile oldukça dikkat çekmekte. 4. nesil üniversiteler arasında çok önemli bir hareket bu üniversite ile yapılmaya başlanacak. Öğrenciler uygulamalı eğitim alarak lisans eğitimlerini daha yetkin ve hazır bir biçimde sağlamak adına bu üniversite içerisinde eğitim alacaklar.

Üniversite hemen hemen her konuda uygulamalı eğitim verecek. Fakat biyoteknoloji konusunda ise daha hassas ve ilk planda çalışmalar yapacağını bildirdi. Biyoteknolojiyi, IT yani Enformasyon Teknolojileri ile birleştirerek çok ileri ve oldukça farklı bir düzeye getirilecek. Ülkemizde pek ilgi görmese de Amerika’da birçok öğrenci UC Berkeley üniversitesinin hayalini kurmaktadır. Eğitim ve öğretiminin kalitesinin yanı sıra okul ve çevresi de oldukça ilgi gören ve sevilen bir üniversitedir. Yeşil alanlar, öğrenciler için oturma alanları ve şık mimari yapısı da üniversitenin dikkat çeken kısımlarındandır.

Amerikan üniversiteleri arasında oldukça popüler olan UC Berkeley en yoğun zamanlarını Keiretsu Forum Expo ve Dreamforce etkinliği olduğu dönemlerde yaşamaktadır. Birçok önemli alanlarda bu etkinlikler ile Start – up’lar yapılmaktadır. Bu alanlarda yapılan Start – up’lara yatırımlar yapılmaktadır. Bu Start – up konularının başında ise yaşam bilimleri gelmektedir. Bunun yanında ise yeşil enerjinin değerlendirilmesi konularında da oldukça fazla Start – up yapılmaktadır.

2019 yılında yapılan ve oldukça önemli bir yere sahip olan Keiretsu Forum Expo etkinliğinin ana sponsorlarından bir tanesi Turkish Airlines olmuştur. Bunların yanı sıra okuldaki toplam öğrenci sayısının yüzde 15’i uluslararası öğrencidir. 28 adet Nobel kazanmış personele ve 43 adet mezun ettiği öğrencilerin kazandığı Nobel ödülü vardır. Bunların dışında birçok dalda onlarca uluslararası ödül kazanmış bir üniversite olan UC Berkeley kütüphanesinde 11 milyona yakın kitap bulundurmaktadır.

Stanford Üniversitesi Nasıldır ve Avantajları Nelerdir?

Stanford Üniversitesi 1891 yılında Amerika Stanford’da kurulan uluslararası düzeyde oldukça seçkin ve saygın bir üniversitedir. Dünyanın en iyi üniversiteleri sıralamasında bu üniversite 6. sırada olarak ne kadar değerli ve kaliteli bir üniversite olduğunu göstermektedir. 32 kilometrelik bir alan içerisine kurulu olan bu devasa üniversite Silikon Vadisi’nin öncüsü olan yüksek kalitedeki bir Amerikan üniversitesidir.

SUN, Cisco, Google, Yahoo ve HP gibi birçok dünya çapında bilinen markalar burada okumuş ya da okuyan öğrenciler tarafından kurulmuş firmalardır. Uluslararası akademik sıralama yapan büyük ve saygın kuruluşlar Stanford Üniversitesini sürekli ilk 3 içine yerleştirmişlerdir. Sadece üniversite olarak değil aynı zamanda bölümleri de dünya sıralamalarında kendine her zaman ilk 10 içerisinde yer bulmaktadır.

Amerikan üniversiteleri arasında oldukça saygın bir üniversite olarak dikkat çekmektedir. Ayrıca üniversitenin simgesi haline gelen Stanford Anıtı Kilisesi ’de üniversite kampüsü içerisinde mimarisi ve tarihi ile oldukça dikkat çeken ve sevilen bir ayrıntıdır.

Stanford Üniversitesi’ni diğer üniversitelerden ayıran çok farklı ve önemli birkaç nokta daha bulunmakta. 4. nesil üniversitelerin arasında Stanford diğer üniversitelere göre en önemlilerinden biridir. İnsanların hayati önemlerini ve insan hayatının kalitesiyle alakalı birçok start – up’a öncülük yapan bir üniversite olmuştur.

2019 yılı başlarında Stanford Üniversitesi yaptığı toplantı ile 2020 yıllı sonrası için büyük kararlar aldılar. Kaliforniya merkezli olan birçok üniversite ( Stanford’da dahil ) tüm müfredatlarını değiştirme kararı aldı. Ayrıca üniversiteler okullarına alacakları öğrenciler konusunda da daha farklı bir yol izleyecek. Üniversiteler yeni alınan kararlar doğrultusunda eski seçimlerine göre daha farklı öğrenci seçimleri yapacak.

Amerikan üniversiteleri bu kararı alarak eğitim sistemlerine ne kadar önem verdiğini gözler önüne sermekte. 2023 ve 2043 yılları arasında dünya üzerinde oldukça farklı gelişmeler olacağını ön gören üniversiteler mimarlar, mühendisler ve doktorlar gibi birçok mesleğe bu doğrultu üzerinde eğitim vermek için çalışmalar başlatacak. Stanford Üniversitesi değişen dünya düzenini ön görerek bundan önceki 20 yıl içerisinde oldukça başarılı bir eğitim altyapısı sağlamıştı. Bu başarılı altyapı da onlara dünyanın en büyük firmalarının kendi ülkelerin kurulmasını sağlamıştı. Bundan sonraki 20 yılın da altyapısını şimdiden planlayan Stanford Üniversitesi gerek Amerikan üniversiteleri gerek ise dünya üniversiteleri arasında kendisinden uzunca bir dönem söz ettirecek ve başarılı olacak gibi duruyor.

Doğru Amerikan Üniversiteleri Seçiminde Nelere Dikkat Edilmelidir?

Üniversite seçiminde bazı hususlar oldukça önemlidir. Amerika’da okumak isteyen öğrencilerin bu hususlara dikkat etmesi gerekmektedir. Üniversite seçiminde nelere dikkat edilmesi gerektiği konusunda daha kapsamlı bilgi edinmek için “Doğru Üniversite Nasıl Seçilir?” isimli yazımıza göz atabilirsiniz.

Read More

IELTS ve SAT üniversitelere kabul sürecinde adayların girmesi gereken iki önemli sınav. Bu yazımızda size bu iki sınav hakkında bilmeniz gerekenlerden ve yeni oluşumumuz ABA Academy oluşumundan bahsedeceğiz.

IELTS ve SAT

The international English Langauge Testing System bilinen kısa adıyla IELTS; üniversitelere kabul sürecinde adayların İngilizce yeterliliklerini ölçmeyi amaçlayan en yaygın ve güvenilir sınavlardan bir tanesi. IELTS sınavı dünya genelinden binlerce üniversite tarafından kabul gören bir sınav. Türkiye’de de 2009 yılından bu yana YÖK’ün onayıyla, devlet ve vakıf üniversiteleri lisans ve lisansüstü programlarda IELTS’i kabul etmeye başladı. Sınav; dinleme, okuma, konuşma ve yazma becerilerini ölçmek üzerine yapılandırılmış. Öğrenciler bu 4 bölüm için ayrı notlar alıyor ve bu notların ortalaması genel sınav notunu belirliyor. Sınavın geçerlilik süresi ise 2 yıl.

SAT ise açılımı Scholastic Aptitude Test olan ve College Board tarafından uygulanan bir sınav. SAT sınavı İngilizce eğitim veren pek çok üniversitede kabul gören ve ülkemizde de bazı üniversitelerde geçerli olan bir sınav. SAT sınavının geçerlilik süresi üniversiteler arasında bazı farklılıklar olsa da genel olarak 5 yıl. Türkiye’deki üniversitelerde ise sınavın geçerlilik süresini yabancı uyruklu öğrenciler için 2 yıl.

Yeni Oluşum: ABA Academy

ABA Academy; İngilizcesi daha zayıf olan öğrencilerin, B1 – B2 seviyesindeki öğrencilerin IELTS, TOEFL ve benzer sınavlarda başarısını arttırmayı amaçlayarak yola çıkmış bir oluşum. ABA Academy özellikle online eğitim vererek daha düşük ücretler ile daha ekonomik bir biçimde öğrencilere yardımcı olmayı amaçlıyor. ABA Academy’nin temel amaçlarından bir tanesi; özel dersleri minimize edip, daha spesifik, daha odaklanmış bir online eğitimi yapılandırmak ve bu sayede öğrencilerin çok daha kısa zamanda çok daha hızlı bir şekilde sınavlarda başarı sağlamasına ve yüksek skorlar elde etmesine yardımcı olmak.

Buna ek olarak; ABA Eğitim artık IELTS’i kendi bünyesinde de vermeye başlıyor. IELTS sınavı artık ABA Eğitim’in ofisinde resmi olarak yapılabilecek. Bu sayede, öğrenciler toplu olarak IELTS sınavına çalışabilme ve toplu olarak sınava girme imkanı bulabilecekler. ABA Eğitim bu anlamdaki çalışmalarını önümüzdeki süreçte TOEFL için de sürdürüyor olacak.

Tüm bunlar çerçevesinde ABA Academy’nin kısa vadedeki öncelikli hedefi, en kısa zamanda İngilizce sınıflarını düzenleyip, gruplar oluşturarak, daha ekonomik bir eğitim ile öğrencilere ulaşmak. Bu eğitimler online olarak düzenleneceği için Türkiye’nin ve dünyanın her yerinden katılım mümkün olacak.

Siz de yurt dışında eğitim almayı düşünen bir öğrenci adayıysanız ABA Academy olarak sizi de bu yeni yolculuğumuzda aramızda görmek isteriz. Detaylı bilgi almak ya da bize katılmak için web sitemizi ziyaret edebilir, bizimle iletişime geçebilirsiniz. Eğitim sürecinizle ilgili ihtiyaç duyduğunuz her konuda uzman desteğine başvurmak için ise Doç. Dr. Gamze Sart’ın web sitesini ziyaret edebilirsiniz.

Read More