Category Blog

Hayatımızda pandemi ile birlikte pek çok alanda değişikler yaşandı. Pandemi, her alanda farklılıkları meydana getirdiği gibi eğitimde de online teknolojilere olan ilgiyi artırdı. Önceden de uzaktan eğitim yöntemleri daha kısıtlı da olsa kullanılmaktaydı. Evlerimize kapanmak zorunda kaldığımız dönemlerde ise online eğitim yöntemleri daha da işlevsel hale geldi. Ancak bu durum beraberinde engellenmiş jenerasyon kavramını ortaya çıkardı.

Pandemi ile birlikte eğitimde kısıtlanmış bir döneme girildi. Eğitimde yaşanan zorunlu engellemeler de Z kuşağının engellenen bir jenerasyona dönüşmesine neden oldu. Öğrencilerin bu dönemde okuldan uzaklaştıklarına tanık olduk. Dünyada yaşanan pandemi nedeniyle öğrenciler 1 yıllık bir süreyi evde online derslere katılarak ve kişisel gelişimlerini tamamlayarak sürdürdüler.

Engellenmiş Jenerasyon Online Eğitimlere Ne Kadar İlgi Gösterdi?

Bu anlamda Dünya Ekonomik Formu tarafından bir araştırma yapılmıştır. Pandemi süresince toplamda iki kapanma yaşandığından bu kapanmaların etkileri incelenmiştir. Yapılan araştırma sonuçlarına göre engellenmiş jenerasyon olarak adlandırılan kuşak, ilk kapanma döneminde online eğitimlere %67 oranında katılım sağlamıştır. Genel olarak ilk kapanma döneminin ilk kez karşılaşılan bir durum olduğu bir gerçektir. Bu nedenle insanlar tarafından ilk kapanma döneminde daha çok tedbir alınmıştır.

İkinci kapanma döneminde online eğitimlere olan eğilimin biraz daha azaldığı görülmüştür. Bu oran %30’lara kadar gerilemiştir. İnsanların evde kaldıkları kapanma dönemlerinde sosyal anlamda da artık sıkıldıklarına tanık olduk. Üniversite eğitimi alan öğrencilerin, evde kaldıkları dönemin uzaması sonucunda sosyal anlamda bunaldıkları görülmüştür. Çünkü üniversite ortamı, ders dışında sosyalleşmenin de yaşandığı bir ortam olma işlevine sahiptir.

Online Eğitimde Son Durum Nedir?

Online eğitim, pandemi ile birlikte ilgi gören bir eğitim yöntemi olmayı başarmıştır. Aslında ülkemizde eğitim konusunda uzaktan yöntemi daha önceden Anadolu Üniversitesi başarılı bir şekilde uygulamaktaydı. Anadolu Üniversitesi tarafından uygulanan uzaktan eğitim yöntemi, pandemi ile birlikte dünyanın da ilgisini çekmiştir. Dünyanın en prestijli üniversiteleri, Anadolu Üniversitesi’nin uyguladığı uzaktan eğitim modelini baz alarak kendi sistemlerini oluşturmaya başlamışlardır.

Uzaktan eğitim yöntemleri her geçen gün daha da gelişmektedir. İlerleyen dönemlerde online eğitim yöntemlerinin daha da geliştirilmesi hedeflenmektedir. Engellenmiş jenerasyon konusu hakkında görüş ve önerileriniz için Doç. Dr. Gamze Sart’a form aracılığıyla ulaşabilirsiniz. Güncel konularda hazırlanmış videolara ulaşmak için Doç. Dr. Gamze Sart’ın YouTube kanalına abone olabilirsiniz.

Read More

Yapay zeka teknolojisi son yıllara damga vurmayı başardı. Pek çok teknolojinin yanı sıra iş hayatı da yapay zekaya göre şekillenmeye başladı. Bu durum ise beraberinde bazı soruları getirdi. Bu teknolojinin geleceği ya da sunacakları oldukça merak konusu. Fakat bunlardan da öte olarak yapay zekanın insanları yönetip yönetemeyeceği büyük bir merak konusu. Ama şunu söylemekte fayda var ki yapay zeka şimdiden insanları yönetmeye başladı. Bu yüzden geleceği fazla beklememize gerek yok.

Fakat bunun dengesini oturtmamız gerekiyor. Yapay zeka sadece bizim davranışlarımızı, tutumlarımızı ve benzer aktivitelerimizi veri olarak topluyor. Tüm bunları da duygusal bir anlam yüklemden yapay zeka değerlendiriyor. İnsanlar burada alınan istatistik ve veriler ile aldıkları kararları değerlendiriyor. Günümüzde bile yapay zeka insanları yönlendirmek amacı ile fazlası ile kullanılmaktadır. Örneğin Instagram içerisinde sarı renge çok daha fazla kişinin yönlendiğini bildiren kişi bir yapay zeka. Makine öğrenmesi ile desteklenen bu yapay zeka insanların sarı renk ağırlıklı paylaşımlara çok daha fazla tepki verdiğini belirtiyor.

Yapay Zeka Teknolojisi ve Kullanımı

Makine öğrenmesi ve yapay zekayı günümüzde pek çok bilinen firma aktif olarak kullanıyor. Netflix firması da bu anlamda verilecek en iyi örneklerden bir tanesidir. Netflix uygulamasının ve dizilerinin bu kadar başarılı olması ve insanları kendine bağlamasının arkasında yine yapay zeka uygulamaları bulunuyor. Netflix firmasının toplam da 80’e yakın patenti var. Ve bu patentlerin sadece 7 tanesi iyi bir çekim üzerine alınmış. Geri kalan patentler ise tamamen insanları çekmek üzerine alınmış patentler.

Netflix bu sayede insanların izleme saatlerinden sevdiği yapımlara kadar her şeyi data olarak tutuyor. Şirketler de bu dataları yapay zeka ile kullanıyor. Fakat tüm bunlara karşın yapay zekaya karşı yine de bir oluşum var. Bu oluşum yapay zekanın kontrolden çıkmasına karşın hazırlık ve bilgilendirmeler yapıyor. Bu oluşum bir STK yani Sivil Toplum Kuruluşu olarak geçiyor. Bu teknolojilerin insanların müdahale edemediği anda nereye doğru gideceği belli değil. Bu durumda aslında bizlere yapay zeka teknolojisi ve geleceği hakkında bazı soru işaretleri doğurdu.

Yapay Zeka Çalışmaları

Tüm dünyada yapay zeka örnekleri bağımsız bir şekilde yürütülmüyor. Bazı bölgelerde yapay zeka adına yapılan teknolojiler durdurulmuş durumda. Çünkü mevcut teknolojimiz ile yapay zekanın kontrol edilemeyeceği ön görülmektedir. Bu yüzden de bazı projelerin ilerlemesi ve çalışması tamamen kapatıldı. Bu teknolojiler hem daha insan odaklı hem de insanların daha alıştığı bir dönem olduğu zaman tekrar devam edecek. Bu yüzden de yapay zeka aslında ince bir çizgi.

Her işte olduğu gibi yapay zekada da bazı riskler var. Günümüzde Google arama motorunda aramalarımız da bile yapay zeka devreye giriyor. Aynı şekilde TicTok uygulaması da benzer bir çalışmaya sahip. Bu uygulamanın alt yapısında tamamen yapay zeka var. Çin devleti dünyada yüzde 46’lık bir oranda yapay zeka başvurularında zirveyi çekiyor. Çin merkezli uygulamaların büyük bir çoğunluğu yapay zeka teknolojisi ile geliştirilmiş durumda. Ayrıca bu teknolojiler dünya üzerindeki başarılı çalışmalar arasından en iyilerinin seçilmiş ve geliştirilmiş halidir.

Doç. Dr. Gamze Sart Youtube kanalını ziyaret ederek yapay zeka hangi alanlarda kullanılır gibi sorularınıza cevap bulabilirsiniz. Ayrıca Doç. Dr. Gamze Sart web sitesinden de yapay zeka teknolojisi ile alakalı detaylı ve bilgilendirici blog yazılarına ulaşabilirsiniz. Mentorloops internet sitesini ziyaret ederek de yapay zeka ve makine öğrenmesi gibi konularda online ders alabilirsiniz.

Read More

2000’li yıllardan sonra dünyada yapay zeka çağı oldukça gelişmeye başladı. Yazılım ve kodlama gibi alanların gelişmesi ile birlikte yapay zeka artık hayatımızın bir parçası haline geldi. Yapay zeka ile birlikte farklı teknolojiler de hayatımıza girdi. Veri bilimi gibi teknolojiler de büyük bir gelişim yaşadı. Artık veri bilimi ve yapay zekanın olmadığı bir alan yok. Bu iki teknoloji başta olmak üzere yapay zeka pek çok alanı etkisi altına aldı.

Bu etki hem mesleki hem de eğitim olarak gerçekleşti. Örneğin sanat alanı bile bu teknolojilerden fazlası ile etkilenecek. Sanat alanı ilk bakıldığı zaman bu tarz teknolojilerden oldukça uzak bir alan olarak görülüyordu. Yavaş yavaş dünyada zaten sanatı gibi alanların da bu teknolojilerden etkilendiğini görüyoruz. Artık dünyada her şey veri odaklı olarak yapılandırılmaktadır. Bu durumda beraberinde her şeyin altüst olmasına neden olacak. Data yani veri artık bir zorunluluk olacak.

Veriyi okuyan, data ile entegre olan ya da datayı belli bir şekilde kullanan kişiler oldukça büyüyecek. Bu yüzden veriyi bilmek son derece önemli. Günümüzde yapay zeka ile birlikte sanat yapan öğrenciler mevcut. Yapay zekanın ürettiği sanat eserlerini bu öğrenciler internet üzerinde satıyor. Bu durum oldukça farklı ve ilgi çekici bir pazar oluşturmayı başardı. Bu durum bizlere sanatın bile günümüzde sorgulandığını gösteri gösteriyor.

Yapay Zeka Çağı İle Gelen Değişim

Geçmiş yıllarda özellikle gençler için İngilizce bilmek bir farklılık ya da baraj oluşturuyordu. İngilizce bilmeyen öğrenciler gerek iş hayatların gerek ise eğitim hayatlarında sorunlar ile karşılaşıyordu. Ama günümüzde İngilizce bilmek artık bir tercihten de öte olarak bir zorunluluk haline geldi. Aynı durum artık yapay zeka ve veri bilimi için geçerli. Bu tarz teknolojileri bilmeyen kişiler için gelecekte kendilerine yer bulmaları oldukça zorlaşacak. Bu konularda bilgi sahibi olmak artık kişiler düzeyinde de zorunlu değil.

Ülkelerin de bu konularda bilgili olması ve gerekli yatırımları yapıyor olması lazım. Yapay zeka ve veri bilimi bilmek İngilizce bilmekten daha farklıdır. Çünkü bir kişiden de öte olarak bir grubun, topluluğun ya da kişilerin bilmesi gereken bir konudur. Bir kişinin tek başına yapay zekayı biliyorum diyebileceği bir konu değil. Çünkü yapay zeka ve veri bilimi konular oldukça karışık ve sofistike konulardandır. Özellikle gençlerin bu konularda bilgilenmesi gerekir.

Doç. Dr. Gamze Sart Youtube kanalını ziyaret ederek yapay zeka çağı ile gelişen meslekler hakkında detaylı ve bilgilendirici videolar bulabilirsiniz. Doç. Dr. Gamze Sart web sitesini ziyaret ederek de bu konularda detaylı yazılar bulabilirsiniz. Mentorloops internet sitesinden de yapay zeka ve veri bilimi gibi güncel ve önemli konularda eğitim alabilirsiniz.

Read More

Öğrenme ve öğretme süreçlerinde dijital teknolojilerin faydasını görmekteyiz. Dijital pedagoji kavramı da öğrenme ve öğretme süreçlerinde teknolojilerden yararlanmayı anlatıyor. Her geçen gün teknolojide yaşanan gelişmeler, eğitimde kullanılan yöntemlerin de gelişmesini zorunlu kılmakta. Sonuç olarak; eğitimde online sistemlere geçilmesi, öğrenme anlamında pek çok yeniliği de beraberinde getirdi. Online eğitim yöntemlerinin sağladığı avantajlar sayesinde çok sayıda yeni imkana kavuşmak mümkün.

Online öğrenme metotları esnek bir yapıya sahip olmasıyla öğrencilere kolaylık sağlıyor. Ayrıca online eğitimde kullanılan araçların da çeşitli olması her yapıya uygun bir metodun oluşturulmasına imkan tanıyor. Bu sistemler, öğrenciler tarafından da son derece kullanışlı olarak değerlendiriliyor. Platformlara ve eğitim materyallerine ulaşmak online eğitimde daha pratik. Yüz yüze eğitim için bazı öğrencilerin her sabah belirli bir saatte uyanması ve okula gitmesi gerekiyor. Ancak bazı insanlar yapısı gereği gece çalışmaya ya da öğrenmeye daha uygun olabilmekte.

Gece öğrenmeye müsait bir yapıda olan öğrenciye sabah belirli saatlerde eğitim vermek, verimlilik kaybına yol açabiliyor. Bunun sonucunda online eğitim, esnek yapısı sayesinde istenen zaman diliminde eğitim almaya imkan tanıyor. Bu durum, her yapıya uygun bir öğrenmeye destek sağlayarak verimliliği artırıyor.

Dijital Materyaller Nelerdir?

Dijital pedagoji kavramı söz konusu olduğunda dijital materyaller de merak konusu olmakta. Dijital ekipmanlar, öğrenme için gerekli olan tüm araçları kapsıyor. Sonuç olarak; online bilgiye erişime imkan tanıyan her türlü ekipman bu kapsamda değerlendirilebilir. Online kaynaklar da dijital materyaller arasında bulunmakta. Dijital ekipmanlar sayesinde özellikle pandemi döneminde öğrenme yöntemleri ciddi anlamda farklılaştı.

Dijital Pedagoji Nedir?  Dijital Eğitim Neler Sağlıyor?

Dijital eğitim yöntemleri inovasyonu da tetikliyor. Yani eğitim için Çin’e, Amerika’ya, Rusya’ya gitmek yerine Zoom üzerinden eğitim almak mümkün. Bu eğitim tecrübelerini yüz yüze eğitimle edinmek yerine online eğitimler yeterli olabiliyor. Online eğitim materyallerine ulaşmanın artık kolay olmasıyla birlikte bu materyallerin pahalı olmaması da dikkat çekici. Örnek olarak, bugün bir kitabı fiziksel olarak satın almak yerine kitabın PDF’ini paylaşmak ciddi anlamda maliyet avantajı ve erişebilirlik sağlamakta. Bu anlamda ücretsiz pek çok kitabı indirebilmek için kütüphaneler de mevcut.

Dijital pedagoji ve online eğitim hakkında detaylı bilgi almak için Doç. Dr. Gamze Sart’a form aracılığıyla ulaşabilirsiniz. Güncel konularda hazırlanmış videolara ulaşmak için Doç. Dr. Gamze Sart’ın YouTube kanalını takip edebilirsiniz.

Read More

Online ders eğitimleri son dönemlerde büyük bir değişim içerisine girdi. Online eğitim başta üniversite olmak üzere artık hayatımızın pek çok alanında kullanılıyor. Okullarda verilen bu eğitim, online eğitimin sadece küçük bir kısmı. Bunun yanı sıra şirketlerin iç eğitiminden anaokullarına kadar pek çok alanda artık online eğitimi göreceğiz. Online eğitim ile alakalı binlerce soru sorulmaya başlandı. Bu soruların başında da, bu eğitimin geleceği yer alıyor. Bununla birlikte; ‘online eğitimin nasıl daha verimli olacağı’ gibi sorular da karşılaştığımız diğer sorular olarak dikkat çekiyor.

Online Ders Eğitimleri Nasıl Daha Verimli Hale Gelir?

Online eğitimler son yıllarda gündeme gelse de aslında daha önceden bilinen bir konuydu. Özellikle 1990’lı yılların sonlarında kapalı olarak bu eğitimler devredeydi. DVD olarak ya da benzer olarak bu eğitimler geçmiş yıllarda yapılmaktaydı. Fakat 2000’li yılların sonunda online eğitim günümüzdeki halini almaya başladı. Bu süreç içerisinde meydana gelen değişiklikler de aslında bu eğitimin yayılmasında önemli bir rol oynadı. Udemy, Coursera ve edX gibi eğitim platformları hayata geçti.

Ülkemizde ise Anadolu Üniversitesi yaptığı çalışmalar ile dünya çapında ses getirmeyi başardı. Ülkemizde herkesin bildiği üzere çok fazla genç nüfus var. Ve bu nüfusun sadece belli bir kısmı örgün eğitim olarak üniversitelerde yer alıyordu. Anadolu Üniversitesi bunun için uzaktan eğitim fırsatını bizlere sundu. Bu sayede hem gençler ikinci bir üniversite okuma fırsatı yakaladı hem de evden üniversite okumanın hizmetini yakaladı. İstanbul Üniversitesi de bu anlamda büyük çalışmalara imza attı. Bu sayede bu sistem ülkemizde ileri bir seviyeye ulaştı.

MIT ve Stanford gibi üniversitelerde de bu tarz çalışmalar için hocalara büyük baskılar kuruldu. Bu baskılar genel olarak öğretmenlerin Youtube kanalları kurması ya da online eğitim vermeleri ile alakalı baskılardı. Dünyada online eğitim sistemine geçiş iki aşamada meydan geldi. Ülkemizde ilk aşama Mart ayında hızlı bir şekilde bu sisteme geçirilerek yapıldı. Bu sürede ise öğrenci ve öğretmenler hibrit bir sistemi yönetmeye çalıştı. Belli başlı sorunlar bu süreçlerde meydan gelse de bu durum online ders eğitimlerinin aslında ne kadar önemli olduğunu gösterdi.

Yaz aylarında bu sistem herkes adına biraz daha rahat geçti. Fakat 2. aşama ise Eylül ayından itibaren başladı. Yaz okulu alan, bahar ve güz dönemi eğitim alan öğrenciler bu süreç içerisinde uzaktan eğitim ile karşı karşıya kaldı. Laboratuvar ortamında master ve doktora yapan öğrenciler ise bu dönem yüzünden okullarını uzatmak zorunda kaldı. Bu yüzden bu jenerasyon artık Z jenerasyonu olarak adlandırılmıyor. Bunun yerine Engellenmiş Jenerasyon olarak ifade edilmektedir.

Eğitim sisteminde meydana gelen zorun engellemeler onlara bu ismin verilmesine neden oldu. Öğrenciler bu süreçte okuldan fazlası ile uzak kaldı. Bu yüzden de öğrenciler 1 yıl Gap Year almaya karar verdi. Yani 1 yıl uzatma alarak okula gitmek yerine staj yapmayı, evde oturmayı ya da kişisel gelişimlerini sürdürmelerini seçti. Dünya Ekonomik Formu ilk ve ikinci kapanma arasında önemli bir noktayı dile getirdi. İlk kapanmada yüzde 67’lik kısmı gerçek anlamda online ders almak için çaba gösterdi.

Çünkü hiç karşılaşılmamış bir durumdu. Dönem artık kucaklarında olduğu için yani bırakamayacakları için online ders eğitimlerinin çok fazla üzerine düştüler. İkinci kapanma döneminde ise bu oran yüzde 30’lara düştü. Bu durumda olayları biraz daha fazla etkilemeye başladı. Bu süreçte öğrenciler evde çok vakit geçirdiği için artık sıkılmaya başladı. Hem eğitim hem de sosyal hayatlarının kesildiği bu nesil ruhsal olarak da sıkıntılar yaşamaya başladı. Üniversite ya da lise gibi ortamlar hiçbir zaman sadece ders olarak görülemez.

Okullardaki Sosyal Hayat ve Eğitim

Öğrenciler okullarında sosyal ortamları ile de kendilerini rahat hissediyordu. Online ders eğitimleri ile alınan bu geçiş belli bir travma yaşattı. Bu durumda bizleri üçüncü bir aşama ya da kriz ile karşı karşıya bırakıyor. Bu kriz ise ekonomik kriz. Ekonomik alandaki bir kriz eğitimi zaten etkileyecek bir konudur. Amerika’da burssuz eğitim almak hem dışardan gelen hem de Amerikalılar için oldukça pahalı. Kriz dönemi de beraberinde öğrencilerin bu pahalı okullarından kaçmasına neden olacak.

Dünya Ekonomik Formu verilerine göre 2025 yılında yüz milyon öğrenci üniversite okuma ya da üniversiteye gitme imkanını yakalayamayacak. Bunun sebebi ise tamamen finansal ve ekonomik sebeplerden dolayı olacağı tahmin edilmektedir. Bu aşamalardan sonraki bir diğer önemli aşama ise küresel ısınma. Dünyanın önde gelen tüm firma ve şirketlerinin de belirttiği gibi küresel ısınma tüm dünyanın en büyük sorunlarından bir tanesi. Bu sorun ile birlikte su sıkıntısı, çevresel ve iklimsel sıkıntı ve göz gibi sorunlar ile karşılaşacağız.

Yapılan araştırmalara göre 2025 yılında 1 milyar insan yaşadığı yerden göç etmek zorunda kalacak. Bunun en iyi örneklerinden bir tanesi Silikon Vadisi. Bu vadinin varlığı çok fazla tartışılsa bile gündeme pek düşmüyor. Özellikle son dönemlerde Kaliforniya’daki yangınlardan dolayı ve pahalılıktan dolayı Teksas’a doğru yönelen bir yerleşim mevcut. Fakat Teksas’daki alt yapının yetersiz olması ile birlikte insanlar 4 güne varan elektrik kesintileri ile karşılaşmakta. Bu yüzden ailelerin ve gençlerin tedbir alması son derece önemli.

Doç. Dr. Gamze Sart Youtube kanalını ziyaret ederek evde online ders verimi konularında içeriklere ulaşabilirsiniz. Doç. Dr. Gamze Sart web sitesini ziyaret ederek de online eğitimin önemi hakkında detaylı blog yazıları bulabilirsiniz. Mentorloops internet sitesini ziyaret ederek ise ileri düzey alanlarda online eğitim hizmetlerinden yararlanabilirsiniz.

Read More

Tüm dünyada gençler artık online eğitim almaya başladı. Başta pandemi olmak üzere eğitim sektörü köklü değişime girdi. Bu değişimin en çok dikkat çeken kısmı ise yüz yüze eğitimin yerine online olarak eğitim sunulması. Ülkemizde öğrencilerimiz bu konuya aslında pek alışık değil. Fakat uluslararası alanda eğitimin online şekillenmesi uzun süredir düşünülen bir konuydu. Bu düşünceler ve fikirler de aslında pandemi ile hız kazandı. Bir diğer yandan da online yeni eğitim oldukça beğenildi. Peki, bu yeni eğitim modeli bizlere neler sağlıyor?

Online Eğitim Öğrencilere Yeni Nereler Sunuyor?

Yeni çevrimiçi eğitim sistemi aslında öğrencilere çok fazla yenilikler sunuyor. Bunların arasında en dikkat çeken noktalardan bir tanesi esneklik. Ayrıca pek çok araç kullanma imkanı da öğrencilere sağlanıyor. En basitinden bilgisayar ile öğrenciler bir anda bilgilerini tamamlayabilmektedir. Ya da öğrenciler isteğe göre dersleri kayıt alıyor. Bu kayıtlar isteğe göre arşivleniyor ve başkaları ile de paylaşılıyor. Kolay kullanıma sahip çok faydalı.

Bunların yanı sıra çevrimiçi eğitimler öğrencilerin özel öğrenme biçimlerine göre de şekillenebilmektedir. Örneğin gece çalışmayı seven bir öğrenciyi düşünelim. Bazı öğrenciler geceleri daha verimli olurken sabahları çok daha yavaş olabilmektedir. Bu basit örnek bile yeni eğitim sisteminin bir avantajı. Bu sayede gece ve gündüz öğrencileri istedikleri şekilde eğitim alıyor. Ya da bazı öğrenciler sabah erken kalkıp uzun bir yol gittikten sonra derse başlıyordu. Bu öğrenciler ders başladığında zaten yorgun oluyor ve verimsiz oluyordu.

Öğrenciler okulda zor zamanlar geçirerek aç kalabiliyor ve doğru beslenemeyebiliyordu. Bu tarz sorunlar öğrencileri ciddi anlamda zorlayan süreçlerdir. Tüm bunlar göz önüne alındığı zaman çevrimiçi eğitim öğrencilere büyük bir yarar sağlıyor. Bu yüzden de bu yeni eğitim sisteminden memnun olan çok fazla öğrenci var. Ayrıca bu sistem ile başarılı olan öğrenci sayısı da oldukça çok. Ama yüz yüze olmayan eğitim gerçek anlamda pek çok öğrencide de sıkıntı yaşatabilmektedir.

Özellikle öğrenme zorluğu yaşayan öğrenciler bu durumdan pek memnun değil. Ya da konsantrasyon eksikliği olan gençlerde de bazı eksiklikler hemen dikkat çekiyor. İnovasyon açısından çok ciddi tetiklemeler oluyor. Öğrencilerin kalkıp Çin, Amerika ya da İngiltere’ye giderek eğitim alacağına Zoom üzerinden bu işleri yapabilmektedir. Bu tarz avantajları da online eğitim içerisinde çok sevilen bir konu.

Çevrimiçi Eğitimin Avantajları

Günümüz koşullarında çevrimiçi eğitim almak artık ulaşılabilir bir sistem haline geldi. Platformlar, materyaller ve araçlar çok gelişmiş bir konumda. Ayrıca bu eğitim pahalı değil. En basit örneği kitaplar. Bugün öğrenciler bir kitabı almak yerine onun PDF dosyası üzerinden elde edebilir bir sisteme sahip. Bu tarz öğrencilerin yararlanabilmesi için geliştirilen sistemler de artıyor. Öğrenciler bu sistemlerden ya da sitelerden binlerce kitabı ücretsiz olarak elde edebilmektedir. Bu anlamda online kütüphaneler de gelişmeye başladı.

Online eğitim ücretsiz pek çok imkanı da öğrencilere sunmaya devam ediyor. Öğrencilerin bu bilgi ve içeriklere kolay ulaşacağı platformlar her geçen gün artıyor. Henüz online sistem hayatımızda yeni olmasına rağmen ücretsiz sistemler bu kadar fazla. Sürecin ilerlemesi ile de öğrencilere ücretsiz kitap ve kütüphaneden çok daha fazlası sunulacak. Bu sayede de online eğitimin verimi ve önemi her geçen artacak gibi duruyor.

Online Eğitime Adapte Olmak

Eğitim sistemi online olarak çoğu ülkede ilk kez bu kadar yoğun uygulanıyor. Bu yüzden de öğrenciler arasında bu sisteme herkes hızlı bir şekilde ayak uyduramıyor. Başta erkek öğrenciler olmak üzere çok fazla bilgisayardan oyun oynayan öğrenciler çok hızlı adapte oldu. Öğrenciler oynayarak online eğitim sistemine kolay uyuyorlar. Özellikle yeni öğrenme biçimi olarak da bu tarz öğrenciler dikkat çekiyor. Çünkü “Oyunlaştırarak Öğrenme” adı verilen yeni sistem de eğitim açısından oldukça önemli bir nokta.

Ama yine de ilişkilerimizi daha da iyileştirmeye ihtiyacımız var. Daha fazla motivasyonu, öğrenmeyi ve self kontrolü iyi bir şekilde nitelendirmemiz gerekiyor. Tüm bu süreç içerisinde her şey etkileyen bir teknoloji mevcut. Bu teknoloji ise yapay zeka teknolojisidir. Yapay zeka bu yeni eğitim sisteminde bilinmesi gereken bir nokta. Ayrıca yapay zekanın bu yeni sisteme kattıkları ve katacakları da öğrenilmesi gereken noktalardan bir tanesidir.

 Yapay Zeka Teknolojisinin Yeni Sistemlere Etkileri

AI ya da yapay zeka tüm dünyada büyük bir etki ortaya çıkardı. Pek çok alan yapay zeka ile yeniden şekillenmeye başladı. Online eğitim sistemi de bunlardan bir tanesidir. Fakat yapay zekadan en fazla etkilenen alan yaşam bilimleridir. Bu alanda tüm dünya büyük bir değişim ile karşı karşıya. Çevrimiçi eğitim de yaşam bilimlerinin bir alt kolu olarak ifade edilmektedir. Yaşam bilimlerinin değişmesi ile tıp eğitimi gibi eğitimlerin değiştiğini ve şekillendiğini görüyoruz. Bilgisayar ile derslere girmek ve dersi bilgisayardan takip etmek ülkemizde pek yaygın değil.

Fakat başta Amerika olmak üzere bu tarz eğitim modelleri çokça yaygın. Online eğitim de aslında bu eğitimin biraz daha ilerlemiş bir modeli. Öğrenciler evlerinde istedikleri yerden bilgisayarları ile dersleri takip ediyor. Bu konuda dünyada büyük bir data yani veri ağı oluşmaya başladı. Bu veriler öğrencilerin isteklerine göre şekilleniyor. Görsel ya da işitsel gibi konularda eğitim istiyorsanız bu sistemler ona göre şekilleniyor. Yapay zeka, makine öğrenmesi ve data analizleri yapılarak öğrencilerin eksiklikleri çıkartılıyor.

Bu sayede de öğrencilerin gerçekte öğrenmesini güçlendiren konular açıklık kazanıyor. Öğrenciler bu sayede hem dersleri daha iyi anlıyor hem de daha başarılı oluyor. Ayrıca Blockchain gibi teknolojilerin de eğitim sektörüne girmesi ile yeni çalışmalar ortaya çıkıyor. Elon Musk gibi dünyaca ünlü kişiler de aslında bu durumlar gündeme geliyor. Üniversitede eğitim almak belki de öğrencilerin beyinlerini küçültecek bir aşamadaydı. Ama bugün online eğitim ya da Youtube gibi platformlar ile bu sistem gelişiyor.

Ayrıca öğrencilere özel mentorluk sistemleri ile de eğitim sektöründe büyük bir değişim yavaş yavaş gerçekleşecek. Google çağı olarak da ifade edilen bu dönemde ezbere ve sınavlara dayalı sistemler artık tercih edilmiyor. Bunun yerine uygulamaya ve pratiğe dayalı sistemler artık gençlerin yeni gözdesi haline geldi. Zaten uluslararası sınavlarda da bunların bilincinde olarak büyük değişiklikler meydana gelmeye başladı. Fakat eğitim sektörünün etki alanı bunlar ile sınırlı değil. Enerji kullanımı da eğitim ile yakından alakalı konulardan bir tanesidir.

Eğitim ve Alternatif Enerji

Tüm dünyada enerji kullanımı yakın bir gelecekte çok önemli bir noktaya gelecek. Eğitim nedeni ile ortaya çıkan ciddi bir taşıt ihtiyacı söz konusu. Bu durum da aslında online eğitim sisteminin çevre anlamında bir fark yaratacağını gösteriyor. Turistik ya da benzer konuları online sistemler negatif etkilemektedir. Fakat çevresel anlamda online eğitimlerin tüm dünyaya bir artısı olacağı düşünülmektedir. Bu durumda aslında bizler için önemli bir ajanda olarak dikkat çekiyor.

Yeni Eğitim Sisteminin Dizayn Edilmesi

Robotik, yapay zeka, makine öğrenmesi ve Blockchain gibi teknolojilerin eğitime monte edilmesi pek çok yeniliği getirecek. Online eğitim gibi sistemler bunların öncüsü. Fakat ilerleyen süreçte bu saydığımız teknolojiler ile birlikte öğrencilerin anlaması ve çalışması çok değişecek. Bu yüzden de eski müfredatlar önemini kaybedecek. Bu tarz değişimlerden dolayı da müfredatlar yeniden dizayn edilecek. Yeni müfredat ile müfredat dışı aktiviteler olarak isimlendirilen şeyler yeniden şekillenmeye başlanacak. Sürekli değişen ve iyileşen bu sistemler için en doğru kararlar data analizleri ile incelenerek karar verilecek. Bilişim bilimleri bu yüzden gelecekte çok ön plana çıkacak alanlardan biridir.

Akıllı Şehirler İçerisinde Eğitimin Yapılanması

Dünyanın önde gelen şehirleri akıllı şehirler için adımlar atmaya başladı. Gelecekte önemli bir rol oynayan bu şehirlerde pek çok sektör yeniden şekilleniyor. Bunlardan bir tanesi de eğitim sektörüdür. Online eğitim aslında bu şekillenmenin ilk adımlarından bir tanesi. Gelecek yıllarda öğrenciler bulundukları bölgeden en iyi üniversitelere bulundukları şehirden ulaşacak. Bu da eğitimi hem şeffaf hem de herkes için eşit bir hale getirecek. Bu durum öğrencilere olduğu kadar şehirlere de büyük avantajlar katacak.

Dijital Pedagoji ve Önemi

Pedagoji, gerçek anlamda bireyin öğrenme şekilleri açısından nasıl bir yapı ile karşı karşıya kalacağını tekrardan ifade etmek ve tanımlamaktır. Öğrenci ya da birey hangi yaşta olursa olsun yaşam boyu öğrenme stratejilerini bilmesi gerekiyor. Bu sayede bildiklerinin de tekrar üzerinden geçmesi gerekir. 19. yüzyılda devreye giren endüstri devriminin getirdiği yapı içinde eğitim belirli bir şekilde yapılandırılmaktaydı. Ama 4. Sanayi Devrimi ile beraber tekrardan yeni bir öğrenme şeklini öğrencilere adapte etmemiz lazım.

Dijital Pedagoji ve Önemli Yapıları

Bu anlamda ilk ve en önemli ajanda eğitimciler ile alakalı. Eğitimcilerin tekrardan becerilerinin arttırılması gerekiyor. Yeni çıkan teknolojiler ve eğitim yazılımları gibi alanlarda eğitimcilerin yeniden eğitilmesi gerekiyor. Online eğitim sırasında bu sorun sık sık karşımıza çıktı aslında. Eğitimcilerin hem dijital pedagoji anlamında hem de yetkinliklerinin arttırılması gerekmektedir. Özellikle eğiticiler kendi uzmanlık alanlarındaki bilgi ve yeteneklerinin tekrardan geliştirmeleri gerekiyor. 50 eğiticin eğitilmesi bin tane öğrencinin eğitilmesini doğrudan etkiler.

Daha sonra ise üzerinde durulması gereken nokta dijital kaynakların arttırılmasıdır. Bu kaynakların öğretmen üzerine bırakılmadan doğru bir kaynaktan yapılması gerekiyor. Alanında uzman kişilerin seçilerek bu kaynakları belirlemesi en doğrusu olacaktır. Öğrenme ve öğretme yetkinliklerinin arttırılması da önemli ve 3. ajandadır. Bu ajandadan sonra ise testlerin yapılması diğer önemli yapılardan bir tanesidir. Öğrenmenin bu anlamda nasıl gerçekleştiğini ve nasıl oluştuğunu görmemiz lazım.

5.yapı ise öğrenen kişilerin güçlendirilmesidir. Öğrenen kişiler motive edilerek, zaman yönetimi kullanarak ya da ajandalarını kullanarak güçlendirmek gerekmektedir. Buraya kadar ki tüm pedagoji yapıları öğreten kişiler ile doğrudan alakalı. Bu yapıların hepsi son derece önemli ve olmazsa olmaz yapılardır. Pedagojinin son ve 6. yapısı ise öğrenen kişiler ile alakalı. O da öğrenen kişilerin yetkinliğini arttırmaktır. Öğrenen insanların nasıl daha kolay ve basit bir şekilde öğreneceğini belirlemek gerekir. Aynı online eğitim sistemlerinde olduğu gibi çevresel etkenlerden ve verilerden bu konuda yararlanmak mümkün.

Doç. Dr. Gamze Sart Youtube kanalını ziyaret ederek dijital pedagoji hakkında ve online eğitim hakkında çok daha detaylı içerikler bulabilirsiniz. Doç. Dr. Gamze Sart web sitesinden de yeni eğitim ve sınav sistemleri hakkında bilgilere ulaşabilirsiniz. Mentorloops internet sitesini ziyaret ederek de yeni sistemin önemli yapısı plan Mentorluk hakkında içerikler bulabilir ve mentorluk hizmeti alabilirsiniz.

Read More

Pandemi ile birlikte online eğitim yönteminin daha sık kullanıldığını görmekteyiz. Aslında pandeminin eğitim sistemlerinde değişikliği zorunlu kılması, eğitim adına önemli bir gelişme olmuştur. Pandemi ile hız kazanan online eğitim yönteminin pandemiden sonraki süreçte de devam edeceği görülmekte. Haliyle bundan sonraki süreçte online eğitim nasıl olacak sorusu merak ediliyor.

Online eğitimin gittikçe; liselerde, üniversitelerde, ilkokullarda ve hatta yuvalarda dahi tercih edileceği görülüyor. Artık şirketlerin iç eğitimlerinde de online eğitimler tercih ediliyor. Bu anlamda; online eğitimde büyük bir değişimle karşı karşıyayız. Son zamanlarda online eğitimle ilgili pek çok soru bana da yöneltiliyor. Herkes online eğitimin geleceğini gerçekten sorgulamaya başlamış durumda.

Online Eğitim Nasıl Olacak? Online Eğitim Nereye Gidiyor?

Şu an gördüğümüz online eğitim, gerçekte istediğimiz bir düzeyde online eğitim mi? Bu soruya yönelik olarak sizinle önemli bir konu paylaşmak istiyorum. Bildiğimiz gibi online eğitim eskiden beri var olan bir eğitim yöntemiydi. 1990 yılından sonra belli bir düzeyde, kapalı online eğitimler devredeyken özellikli bir eğitim için özel hazırlanmış videolar kişilere gönderilmekteydi.

O zamanlar diskler vasıtasıyla bu eğitimleri izliyor ve dinliyorduk. O dönemlerde belki gelecekte online eğitim nasıl olacak sorusunu bugünkü duruma göre cevaplamak pek mümkün olmazdı. 2000’li yılların sonrasında online eğitimin yaygınlaştığına tanık olduk.

Online eğitimlerin yaygınlaşması ile; Udemy, Edx, Coursera eğitim platformları hızla gelişme göstermiştir. Uzaktan eğitim anlamında Türkiye’nin de başarıları bulunuyor. Yani bu süreçte Türkiye’de uygulanan uzaktan eğitim yöntemi dünya çapında ses getirmiştir. Anadolu Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen uzaktan eğitimler dünyanın prestijli üniversitelerinin dahi dikkatini çekmiştir. Üniversite eğitiminin belli bir şekilde ve belli bir başarıyla nasıl yürütüldüğünü Türkiye örneği üzerinden gözlemlemek mümkün olmuştur. Türkiye için bu konunun ciddi anlamda önemli olduğu söylenebilir.

Çünkü Türkiye’de genç nüfus sayısı oldukça fazla durumda. Bu genç nüfusun yalnızca belli bir kısmı üniversitelerin örgün öğretimlerinde yer alıyordu. Bu anlamda Türkiye 2.eğitim ya da uzaktan eğitim olarak Anadolu Üniversitesi’nin sunduğu imkanları kullanmıştır. Anadolu Üniversitesi tarafından uygulanan projenin müthiş bir proje olduğu söylenebilir. Bu sayede öyle ya da böyle önemli bir proje hayata geçirilmiştir.

Bugün çok sayıda genç, üniversite okurken ikinci diplomalarını da Anadolu Üniversitesi’nden almaya hak kazanmışlardır. Bunun dışında; çalışan genç nüfusun eğitim için fırsat bulamamaları sorunu da Anadolu Üniversitesi’nin sunduğu online eğitim ile ortadan kalkmıştır.

Online Eğitimin Önemi

Gelecekte online eğitim nasıl olacak sorusuna gittikçe daha somut cevaplar verebiliyoruz. Bugün elime geçen CV’lere baktığımda, Anadolu Üniversitesi eğitiminin öğrenciler tarafından tamamlanmış olduğunu görüyorum. Ben Stanford Üniversitesi’nde iken bizzat Coursera’nın kuruluşuna ve büyümesine tanıklık yaptım. Türkiye’ye döndükten sonra da İstanbul Üniversitesi’nin 2.eğitimde büyük bir başarı sağladığına tanık oldum.

İstanbul Üniversitesi 2.eğitimde büyük bir fark yaratarak öğrencilere son derece faydalı olmuştur. Burada verilen eğitim, aslında Anadolu Üniversitesi tarafından öne çıkarılan bir eğitim modelinin daha gelişmiş ve daha faydalı bir şeklini sunmuştur. Çok önemli alanlarda eğitimler Auzef üzerinden başarılı bir şekilde sürdürülmüştür.

Uzaktan eğitim söz konusu olduğunda bu konuda en önemli başarı Anadolu Üniversitesi’nden sonra Auzef’e aittir. Bu eğitimlerin önemi, pandemi döneminde kendini daha da fazla göstermiştir. Stanford Üniversitesi ve diğer önemli üniversitelerin toplantılarına katıldığımda, konuşmalarda online platformlar gündemdeydi. Bu konuda hocalara ciddi anlamda bir baskı kurulmaktadır. Bu baskı, hocaların muhakkak YouTube kanalı açmaları ve kurmaları üzerinedir. Her hocanın muhakkak bir YouTube kanalı açmaları gerektiği söylenmektedir.

Özellikle bu pandemi sürecinde, Türkiye’de iki aşamada kapanma yaşadık. Bunlardan ilki Mart ayında yaşadığımız birinci kapanma olmuştur. Bu süreçte bir an önce, bütün eğitim kurumları hızlı bir şekilde online eğitim sürecine geçmiştir. Bu sistemler öyle ya da böyle bir şekilde yönetilmiştir. Elbette çok ciddi şikayetler ve sorunlar da bu süreçte online eğitim anlamında yaşanmıştır. Tüm sorunlara rağmen bu eğitimler bir şekilde yürütülmeye çalışılmıştır. Bu durum, online eğitim sistemlerinin ne kadar önemli olduğunu ortaya çıkarmıştır.

Online eğitim nasıl olacak konusu hakkında soru ve görüşleriniz için Doç. Dr. Gamze Sart’a form aracılığıyla ulaşabilirsiniz. Güncel konular hakkında hazırlanmış videolara ulaşmak için Doç. Dr. Gamze Sart’ın YouTube kanalını takip edebilirsiniz.

Read More

Tüm insanlar için kariyer hayatı büyük bir önem taşıyor. Kariyerimizin ilerlemesi ve daha iyi seviyelere gelmesi için çabalarız. Fakat bu ilerleme ve gelişmelerin önünde bazı engeller bulunur. Bu engellerden ikisi son derece dikkat çekici ve etkilidir. Bu ikiliden birincisi ‘Glass Walls’ olarak ifade edilir. Yani Türkçe adı ile ‘Cam Duvarlar’ bizim önümüzde bir engeldir. Genel olarak bakıldığı zaman bu duvarlar, insanlar ile aynı statüdedir. Fakat bir türlü duvarların aşılması için imkan tanınmaz.

Cam Duvarlar Nedir?

Bakıldığı zaman her şey demokratik ve ulaşılır görünür. New York’taki iş hayatı aslında bu durumu en kolay özetler. New York’ta hayat saat 5 gibi kamyonların taşımacılığı ile başlar. Daha sonra saat 7’ye yaklaştıkça çalışanlar iş yerlerine göre hareketlenir. Örneğin Wall Street içinde çalışan insanlar genel olarak beyaz gömlek ve lacivert takım altlarına da spor ayakkabı giyerek iş yerlerine gider. Aynı giyim tarzı bayanlar için de geçerlidir. Topuklu ayakkabılar ve takım elbiseler genellikle insanların nerede çalıştığını gösterir.

New York bu yönü ile bir soğan kabuğunu anımsatır bizlere. Kademe kademe olarak insanların çalıştığı alana göre kabuk açılmaya başlar. İnsanlar arası duvarlar bu sayede hemen belli olur. İnsanlar aslında burada aynı statü içindedir. Ama bazı insanalar diğer insanların yaşadığı avantajları elde edemezler. Meslek ve kariyer içerisinde insanların aynı konumda ve aynı ilgi alanında olmaları onların statülerindeki farkın oluşmamasına engel değildir.

Kariyer Hayatı İçin ve Cam Tavan

Oluşan bu cam duvarları kaldırabilmek mümkün mü? Cevabımız tabi ki de evet. En basit ve en bilinen yolu ile bu cam duvarları kaldırmak istiyorsak eğitim konusuna ağırlık vermemiz gerekir. Ancak eğitim sayesinde insanlar cam duvarlardan kurtulur. Kariyer rehberi için bir diğer dikkat edilecek engel ise Cam Tavanlardır. Aynı cam duvarlar gibi cam tavanlar da insanların kariyerlerinin önünde büyük bir engel olarak durmaktadır. Bu engel ise insanların statü atlayarak ön plana çıkmanı kapsayan bir engeldir.

Örneğin bir şirkete 3. katta bulunan bir çalışma grubu içindesiniz. 3. kata hakim olsanız bile 4. kat hakkında fikir sahibi olamazsınız. Bu kattaki konuşmalar, planlar ya da işleyiş tamamen sizin bildiğinizden farklı ilerler. Bu sistem akademik yerlerde, kurumsal büyük firmalarda, devlet dairelerinde ve hatta STK (Sivil Toplum Kuruluşları) içinde bile insanların karşısına çıkar. Kariyer hayatı için de bu durum çok fazla karşılaşılan bir durumdur.

Eğitim yine bu engellerde karşımıza çıkan bir çözüm yolu. Eğitim en basit örneği ile bu alanda bize bir asansör görevi görür. Bu çözüm ve sorun geçmiş yıllarda da aynı böyleydi. 1900’lü yılların başında insanlar okuma yazma ve hesap bilmiyorlardı. Ya da bilenlerin sayısı toplumun geri kalanına göre çok küçük bir sayıdaydı. Bu yüzden de muhasebe bölümünden mezun olan bir kişi çok rahat bir şekilde dünyanın en zengini olabiliyordu. Dünya üzerinde bu tarz bir yol ile zengin olan ya da çok paralar kazanan pek çok örnek mevcuttur.

Doç. Dr. Gamze Sart Youtube kanalını ziyaret ederek mesleki kariyer nedir gibi sorularınıza cevap bulabilirsiniz. Doç. Dr. Gamze Sart internet sitesinden kariyer planlaması neden önemlidir ve ne işimize yarar gibi sorularınızı cevaplayabilirsiniz. Mentorloops internet sitesini ziyaret ederek de kariyer hayatı için yapılması gerekenler hakkında blog yazıları bulabilirsiniz.

Read More

Doç. Dr. Gamze Sart zorlu pandemi sürecinde 30 bin adet inovasyon ve teknoloji odaklı kitabı Kızılay’a hediye etti. 2020 yılındaki zorlu pandemi sürecinde ve dijital dönüşüm içerisinde bu kitapların hepsi Kızılay’a ulaştı. Birbirinden değerli konuları içeren bu kitapların yaklaşık değeri ise 1.5 milyon TL’den fazla. Bu kitaplar Anadolu’daki çocuklarımıza ulaşacak. Anadolu Maker hareketi olarak isimlendirdiğimiz hareket çerçevesinde dağıtılması da ayrıca önemli. Bu hareket içerisindeki bir eylem olması onur, gurur ve heyecan verici bir durum.

İnovasyon örnekleri gibi pek çok önemli konuya değinen bu kitapların ulaştığı kişilerden mükemmel geri dönüşler aldık. Kitapların insanları mutlu memnun etmesi aynı etkileri kat ve kat bizlerde de gösterdi. Özellikle Teknofest içerisinde yer alan Fen Lisesi öğrencilerinin ya da bu alanda dene – yap atölyelerinde yer alan gençlerin bu kitaplardan yararlanması bizleri son derece memnun etti. Kitapların içerisindeki bilgiler ve böylesine başarılı öğrencilerin birleşmesi ile ortaya harika işlerin çıkacağından eminiz.

En Başarılı İnovasyon ve Teknoloji Odaklı Kitaplar!

Uzun süredir bu kitapların çıkartılması için dünyanın en iyi üniversiteleri ile anlaşarak kitapların tercümelerini gerçekleştirdik. MIT ve Stanford gibi üniversiteler bunlardan bazıları. Bu üniversitelerin teknoloji ve robotik gibi konuları işlediği kitapların ülkemizde çıkabilmesi adına büyük çabalar sarf ettik. Bu tarz önemli Maker kitaplarının tercümesine de Doç. Dr. Gamze Sart bizzat katılarak yardımlarını sundu. Ayrıca Anadolu Maker hareketi çerçevesinde gençlere de ayrı bir yardım etme amacımız oldu.

Gençlerin bizzat tercüme yaparak projelerde yer almasını sağladık. Gençler için bu sosyal sorumluluk projeleri son derece önemli. Çünkü gençlerimiz bu hizmetlerinin karşılığını Oxford, Harvard, Yale, Berkeley ya da benzer prestijli üniversitelerden kabul edilerek aldı. Sadece üniversite kabullerinde etkili olmadı. Aynı zamanda bazı öğrenciler için de burs alma imkanları yine yaptıkları bu yardımlar sayesinde gerçekleşti. Kısacası bu hareket imece usulü yapılmış bir çalışma. İnovasyonun yapılabilmesi için herkesin bir parçası olmalıdır.

Aynı eski dönemlerde yapıldığı gibi. Yani bir taşı kaldırmak istiyorsak altına bir örtü sererek herkesin bir taraftan o taşı tutması lazım. İnovasyon ve teknoloji tam olarak böyle bir şey. İnovasyon asla tek başına yapılan bir şey değildir. Tabi inovasyon için başka bir öneli konu daha var. O konu da şüphesiz ki materyal. Bu yüzden de 30 bin adet kitabı maker hareketi çerçevesinde tüm Anadolu’ya pandemi gibi zorlu bir süreçte dağıtılması çok gurur verici bir durum. Bu konuda bir teşekkürü de Kızılay’a vermemiz lazım. Bu tarz bir hizmete aracı olmaları ve bizlere plaket ve kahve takımı ile teşekkür etmeleri de bizleri onurlandırdı.

Anadolu Maker Hareketinin Büyümesi

Üzerine uzunca bir süre çalışmalar yaptığımız Anadolu Maker hareketi için daha uzun bir süre hizmet etmek istiyoruz. Daha da değer üretecek konular ve çalışmalara da bu vesile ile daha da ilerilere taşımayı umuyoruz. Anadolu Maker hareketinin daha da büyüyerek gençlerimizin inovasyon ve teknoloji gibi alanlarda hak ettikleri yerlere getiririz. Biz de bu süreç içerisinde gençlere ön ayak olmalıyız. Böylesine bir hedefte çok küçük bir parça olmak bile bizleri hem mutlu ediyor hem de gururlandırıyor.

Doç. Dr. Gamze Sart Youtube kanalını ziyaret ederek icat ve inovasyon arasındaki farklar hakkında içeriklere ulaşabilirsiniz. Doç. Dr. Gamze Sart web sitesini ziyaret ederek teknoloji ve inovasyon ilişkisi hakkında bilgiler bulabilirsiniz. Aba Yayın internet sitesini ziyaret ederek de Kızılay’a hediye ettiğimiz kitaplara ulaşabilirsiniz.

Read More

‘Almanya’daki üniversiteler için IB programı önemli mi’ sorusu merak edilmektedir. Genel olarak bakıldığında IB’nin zor bir program olduğunu söyleyebiliriz. ‘IB diploma programının yurt dışında eğitim için zorunlu olup olmadığı’ sorusuna gelecek olursak; öğrencilerimiz arasından Oxford Üniversitesi’ne AP sınavları ile girenler bulunmaktadır. Yani IB olmadan da dünyanın en prestijli okullarına girmenin mümkün olduğu görülmektedir.

Türkiye’deki sınavların dünya genelinde geçerliliğinin gittikçe azaldığını görmekteyiz. Yani Oxford Üniversitesi de dahil olmak üzere 2019 yılından sonra öğrencilerin Türkiye’de aldıkları diplomalar yeterli bulunmamaktadır. Bu durum IB ve AP gibi programların lise öğrenciler için önemini artıran bir unsurdur. Sonuç olarak; Türkiye’deki lise diplomasının kabul edildiği alanlar gittikçe daralmaktadır.

IB Programı Kabuller İçin Yeterli mi?

Dünya genelinde kaliteli eğitim veren üniversitelerin Türkiye’deki diplomaları artık yeterli görmedikleri bir gerçektir. Bunun sonucunda öğrenciler tarafından IB ve AP programlarının kabul için önemi merak edilmektedir. Ancak sonuç olarak bakıldığında IB programı da tek başına kabullerde yeterli değildir.

Günümüzde artık IB diploma programı ile birlikte AP sınavlarının da öğrenciler tarafından alınması gerekmektedir. IB süreci zor olmasına rağmen yurt dışı kabullerini garanti altına almak isteyen öğrencilerin AP sınavlarını IB ile tamamlamaları önerilebilir. Eğer bir seçim yapılacaksa IB’den ziyade AP sınavlarının alınması öğrencilere fayda sağlayacaktır.

Lise dönemindeki pek çok öğrenci, eğitim aldıkları liselerde IB ya da AP programı olmadığından bu eksikliği nasıl kapatacaklarını düşünmektedir. Bu durumdaki öğrenciler AP sınavlarını dışarıdan vererek de prestijli üniversitelerden kabul alabilirler. Bilindiği gibi AP sınavlarına girmek için eğitim alınan okulun AP programına kayıt olmamasının bir önemi bulunmamaktadır. Ancak IB için eğitim alınan okulun IB’ye kayıtlı olması gerekmektedir.

Almanya Üniversiteleri İçin Durum Nedir?

IB programı üniversite kabullerinde öğrencilere avantaj sağlamaktadır. Almanya’daki okullara bakıldığında Türkiye’deki üniversitelere yerleşme hakkı kazanan öğrencilerin Almanya’daki üniversitelere kabul alma şanslarının olduğu söylenebilir. Ancak bu durumda Türkiye’deki prestijli devlet üniversitelerinden alınan kabulün önemli olduğu görülmektedir.

Türkiye’deki; Boğaziçi Üniversitesi, ODTÜ ve İstanbul Teknik Üniversitesi gibi okullarda eğitim alma hakkını kazanan öğrencilerin Almanya’daki üniversitelerden kabul alma şansları daha yüksektir. Bunun  dışında; bu sene Almanya’da, Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden kabulü zor da olsa aldırmayı başardık.

Almaya Hangi Türk Üniversitelerini Daha Kolay Kabul Ediyor?

Yıldız Teknik Üniversitesi, Ege Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi ve tabi ki Boğaziçi Üniversitesi ve ODTÜ gibi okullar Almanya’dan kabul alabilen devlet okullarıdır. Bu şekilde bir kabul almak isteyen öğrenciler, ÖSYM kabul belgesini okula sunarak başvuru yapmaktadırlar.

IB programı ve Almanya Üniversiteleri’ne kabul hakkında soru ve görüşleriniz için Doç. Dr. Gamze Sart’a form aracılığıyla ulaşabilirsiniz. Yurt dışında eğitim almak için gerekli olan sınavlar hakkında bilgi edinmek için aba Yurt Dışı Eğitim ile görüşebilirsiniz. Ayrıca bilgilendirici videolara ulaşmak için Doç. Dr. Gamze Sart YouTube kanalına abone olabilirsiniz.

Read More