Monthly Archives Şubat 2021

‘Almanya’daki üniversiteler için IB programı önemli mi’ sorusu merak edilmektedir. Genel olarak bakıldığında IB’nin zor bir program olduğunu söyleyebiliriz. ‘IB diploma programının yurt dışında eğitim için zorunlu olup olmadığı’ sorusuna gelecek olursak; öğrencilerimiz arasından Oxford Üniversitesi’ne AP sınavları ile girenler bulunmaktadır. Yani IB olmadan da dünyanın en prestijli okullarına girmenin mümkün olduğu görülmektedir.

Türkiye’deki sınavların dünya genelinde geçerliliğinin gittikçe azaldığını görmekteyiz. Yani Oxford Üniversitesi de dahil olmak üzere 2019 yılından sonra öğrencilerin Türkiye’de aldıkları diplomalar yeterli bulunmamaktadır. Bu durum IB ve AP gibi programların lise öğrenciler için önemini artıran bir unsurdur. Sonuç olarak; Türkiye’deki lise diplomasının kabul edildiği alanlar gittikçe daralmaktadır.

IB Programı Kabuller İçin Yeterli mi?

Dünya genelinde kaliteli eğitim veren üniversitelerin Türkiye’deki diplomaları artık yeterli görmedikleri bir gerçektir. Bunun sonucunda öğrenciler tarafından IB ve AP programlarının kabul için önemi merak edilmektedir. Ancak sonuç olarak bakıldığında IB programı da tek başına kabullerde yeterli değildir.

Günümüzde artık IB diploma programı ile birlikte AP sınavlarının da öğrenciler tarafından alınması gerekmektedir. IB süreci zor olmasına rağmen yurt dışı kabullerini garanti altına almak isteyen öğrencilerin AP sınavlarını IB ile tamamlamaları önerilebilir. Eğer bir seçim yapılacaksa IB’den ziyade AP sınavlarının alınması öğrencilere fayda sağlayacaktır.

Lise dönemindeki pek çok öğrenci, eğitim aldıkları liselerde IB ya da AP programı olmadığından bu eksikliği nasıl kapatacaklarını düşünmektedir. Bu durumdaki öğrenciler AP sınavlarını dışarıdan vererek de prestijli üniversitelerden kabul alabilirler. Bilindiği gibi AP sınavlarına girmek için eğitim alınan okulun AP programına kayıt olmamasının bir önemi bulunmamaktadır. Ancak IB için eğitim alınan okulun IB’ye kayıtlı olması gerekmektedir.

Almanya Üniversiteleri İçin Durum Nedir?

IB programı üniversite kabullerinde öğrencilere avantaj sağlamaktadır. Almanya’daki okullara bakıldığında Türkiye’deki üniversitelere yerleşme hakkı kazanan öğrencilerin Almanya’daki üniversitelere kabul alma şanslarının olduğu söylenebilir. Ancak bu durumda Türkiye’deki prestijli devlet üniversitelerinden alınan kabulün önemli olduğu görülmektedir.

Türkiye’deki; Boğaziçi Üniversitesi, ODTÜ ve İstanbul Teknik Üniversitesi gibi okullarda eğitim alma hakkını kazanan öğrencilerin Almanya’daki üniversitelerden kabul alma şansları daha yüksektir. Bunun  dışında; bu sene Almanya’da, Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden kabulü zor da olsa aldırmayı başardık.

Almaya Hangi Türk Üniversitelerini Daha Kolay Kabul Ediyor?

Yıldız Teknik Üniversitesi, Ege Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi ve tabi ki Boğaziçi Üniversitesi ve ODTÜ gibi okullar Almanya’dan kabul alabilen devlet okullarıdır. Bu şekilde bir kabul almak isteyen öğrenciler, ÖSYM kabul belgesini okula sunarak başvuru yapmaktadırlar.

IB programı ve Almanya Üniversiteleri’ne kabul hakkında soru ve görüşleriniz için Doç. Dr. Gamze Sart’a form aracılığıyla ulaşabilirsiniz. Yurt dışında eğitim almak için gerekli olan sınavlar hakkında bilgi edinmek için aba Yurt Dışı Eğitim ile görüşebilirsiniz. Ayrıca bilgilendirici videolara ulaşmak için Doç. Dr. Gamze Sart YouTube kanalına abone olabilirsiniz.

Read More

Dünyayı kasıp kavuran pandemi sürecinde teknolojiler büyük bir değişim içine girmeye başladı. Bu değişim aslında sadece teknolojiler üzerinden gerçekleşmiyor. Aynı zamanda eğitim sektörü de bu değişimden etkilenmiş durumda. Özellikle üniversitelerde büyük bir değişim olmaya başladı. Ülkemizde çok daha farklı dinamikleri konuşuyoruz. YÖK de bu anlamda çalışmalarını artırmaya başladı. Geleceğin meslekleri anlamında küresel çapta büyük bir değişim tüm insanları etkilemeye başlayacak. Yani çocuğunuzun çok iyi bir üniversiteden kabul alması onun iş bulacağı anlamına artık gelmiyor.

Harvard Üniversitesi gibi bir üniversiteye bile giden öğrencilerin günümüzde olduğu gibi işsiz kalma ihtimali oldukça artacak. Harvard gibi üniversitelerde bile doğru bir planlama yapılmadığı takdirde işsizlik sorunu pek çok genci etkiliyor. Dünya üzerinde pek çok insan bu değişimin farkına yeni yeni varıyor. Geçen yıl bu zamanlarda konuşmalar yaparken bu durum pek çok kişiye göre hayal gibi geliyordu. Veliler geçen yıllarda bu değişim ile alakalı ön görülere “acaba” diye bakarken artık onlarda bu değişimin farkına vardı.

Pandemi Sürecinde Teknolojiler

2020 yılının Mart ayından bu yana dünyada her yer kapanmaya başladı. Üstelik hala pek çok eğitim kurumu ya da firma açılmadı. Gelecek için de insanlar henüz kesin bir şey söyleyemiyor. Bu durumda aslında bize Covid – 19 salgınının hala ne kadar tehlikeli ve önemli olduğunu gösterir nitelikte. Peki, bu süreç içerisinde neler oldu? Pandeminin teknolojiye etkisi oldukça fark edildi. Pek çok insan aslında sokakta yürüyen robotların olacağını tahmin ediyordu. Robotlar yolda yürümese de tüm insanların ellerine yerleşti bile.

Robotlar artık aklınıza gelen her yerde bulunuyor. Telefonlar, bilgisayar, araçlar ya da iş yerlerinde pek çok farklı robot türü mevcut. Dünyada 1 seviyelerinde kullanılan teknoloji şu an 6 katına çıkmış durumda. Pandemi sürecinde teknoloji bağımlılığı ile birlikte de bu oran çok daha yukarılara çıkacak gibi duruyor. Finans, sosyal medya, e – mail ve hatta telefon konuşmalarımız her geçen dönem artıyor. Yani insanlar bu dönemde algoritmalar tarafından yönetiliyor. Saydığımız tüm bu işlemlerin temelinde bulunan algoritmalar artık hayatımızın her yerinde. Bu yüzden yeni bir dünya ile karşı karşıyayız.

Doç. Dr. Gamze Sart Youtube kanalını ve web sitesini ziyaret ederek pandeminin teknolojiye etkisi ile alakalı detaylı içerikler bulabilirsiniz. Ayrıca Mentorloops internet sitesini ziyaret ederek de pandemi sürecinde teknolojiler ile alakalı detaylı içerikler bulabilirsiniz.

Read More

Ülkemizde ve dünyada uluslararası ilişkiler ve siyaset bilimi bir döneme damga vuran meslekler arasına girmiştir. Fakat son dönemlerde bu iki bölümde büyük değişimler meydana gelmeye başladı. Öğrencilerimiz arasında hala bu iki alana olan istek devam etmekte. Bu yüzden bu alanların geleceğini ve size sunacaklarını tercih etmeden önce bilmeniz gerekenler bulunuyor. Aksi takdirde okul hayatınızda ve sonrasında büyük sorunlar ile karşılaşabilirsiniz. Özellikle henüz 11. sınıf gibi daha karar aşamalarında olan öğrencilerin bilmesi gereken noktalar var.

Bir diğer yandan bu iki alana olan ilgi sadece sözel alan öğrencileri ile sınırlı değil. Pek çok sayısal öğrencisi de uluslararası ilişkilere ve siyaset bilimine artan bir ilgi duyuyor. Öğrencilerin pek çoğu bu bölümleri genellikle Hollanda gibi yurt dışı ülkelerinde okumayı hedefliyor. Fakat öğrencilerin ilk olarak şunu bilmesi gerekiyor ki bu iki alan da ölmüş durumda. Bu yüzden öğrencilerin kesinlikle bu alanları seçmemesi lazım. Günümüzde bile bu alanlardan mezun olan pek çok kişi hala işsiz. Bu alanlarda ciddi sıkıntılar uzun süredir kendini gösteriyor.

Uluslararası İlişkiler ve Siyaset Bilimin Geçmişi ve Geleceği

Birkaç dönem önce bu alanlardan mezun olan kişiler dışişlerine direkt gidebilirdi. Fakat günümüzde bu kapı neredeyse tamamen kapalı. Ayrıca bu alanlardan mezun olan kişiler IMF ve Dünya Bankası gibi alanlarda da rahatça iş bulabilirdi. Günümüzde ise siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler dersleri alan öğrenciler yerine veri bilimcileri bu yerlerde görev alıyor. Yani ekonomi bölümü artık tamamen değişti. Bu alanın daha çok veri analizi üzerinden değerlendirilmesi gerekir. Ayrıca ekonominin yeni alanlarına da öğrencilerin dikkat etmesi son derece önemli.

Çünkü ekonominin bazı yeni alanları fazlası ile büyüdü. Bunlardan bir tanesi de Davranışsal Ekonomi alanıdır. Bu alanda Chicago Üniversitesi’nden Nobel Ödülü alan profesörler bile mevcut. Yani ekonomi ağırlıklı bir alanı isteyen öğrencinin siyaset ve uluslararası ilişkiler yerine yeni alternatifleri değerlendirmesi gerekiyor. Bu sayede hem istedikleri alanda eğitim almış olurlar hem de gelecek için kendilerini garantiye almış olurlar. Ayrıca bu tarz eğitimleri hangi ülke ve üniversitede aldıkları son derece önemli.

Yurt Dışında Siyaset ve Uluslararası İlişkiler

Avrupa uzun bir süredir çöküş döneminde. Pek çok Avrupa ülkesinin yaşadığı sıkıntılar her gün gündeme geliyor. Uluslararası ilişkiler ve siyaset bilimi alanı ve alternatifleri için öğrencilerin bunun bilincinde olması lazım. Hollanda günümüzde İnovasyon Bölgesi olarak ifade ediliyor. Hollanda’da dünya genelinde ses getirecek Start up projeleri her geçen gün artıyor. Hollanda’dan sonra ise Berlin hemen dikkat çekiyor. Berlin’i ise İngiltere takip ediyor. Yenilikçi ve geleceğe yönelik bir eğitim almak isteyen öğrencilerin bu 3 bölgeyi tercih etmesi onlar adına en doğru tercih olacaktır.

Almanya’da eğitim son derece zorlu olduğu için Hollanda ilk sırada bulunmakta. Çünkü öğrenciler Hollanda’yı tercih ederek sadece 32 ay içerisinde mezun olabiliyor. Bu sayede öğrencilerimiz iş hayatlarına çok daha hızlı atılabiliyor. Ayrıca Hollanda, öğrencilere burs konusunda da yardımcı oluyor. Uluslararası ilişkiler ve siyaset bilimi gibi pek çok alan için yüzde 50 burs veren üniversiteler başarı ile doğru orantılı olarak bursları artırabiliyor. Tüm bunların yanı sıra Hollanda’da mezuniyet sonrası kahve ya da bar gibi alanlarda çalışmak zorunda kalmıyorsunuz.

Mezun olan öğrenciler direkt olarak kendi alanlarında iş bulma imkanına sahip olabiliyor. Hollanda bu yönü ile pek çok Avrupa ülkesinden farklı olarak dikkat çekiyor. Hatta Hollanda sadece Avrupa düzeyinde fark yaratmıyor. Aynı zamanda Amerika’yı bile lisans eğitimi konusunda geçmiş durumda. Çünkü Hollanda sunduğu maddi ve manevi destekler ile oldukça uygun. Amerikan vatandaşları için bile Amerika’da üniversite okumak bir lüks durumuna gelmeye başladı. Bu yüzden öğrencilerimize lisans eğitimlerinde Hollanda’yı öneriyoruz. Lisans eğitimlerinden sonra master ve doktora programları için ise Amerikan Üniversiteleri genellikle öneriliyor.

Doç. Dr. Gamze Sart Youtube kanalından uluslararası ilişkiler ve siyaset bilimi ile birlikte diğer alanların geleceğiyle alakalı içerikler bulabilirsiniz. Doç. Dr. Gamze Sart web sitesinden de sayısal ve sözel meslek alanları ile alakalı detaylı içeriklere ulaşabilirsiniz. Aba Yurt Dışı Eğitim internet sitesinden de ülkeler ve sundukları fırsatlarla alakalı içerikler bulabilirsiniz.

Read More

Amerikalı bir video oyunu ve elektronik oyun ürünleri satıcısı olan Gamestop şirketinin hisseleri geçtiğimiz günlerde ciddi bir yükseliş yaşadı. Şirketin hisselerinde meydana gelen bu ani yükseliş, tüm dünyanın ilgisini çekmeyi başarmıştır. Bu artış Ocak 2021 tarihinde birkaç hafta boyunca %500 oranlarına meydana gelmiştir. Durum böyle olunca şirketin hisse senetlerini bu denli katlayan durumun ne olduğu merak konusu olmuştur.

Hisse senedinde yaşanan hızlı artışların görünen yüzü, Reddit üzerinden yapılan paylaşımlar olarak dikkat çekmektedir. Elon Musk’ın Twitter üzerinden yaptığı paylaşımlar sonucunda da şirket hisseleri ciddi anlamda değer kazanmıştır. Uzmanlara göre şirket hisselerinde meydana gelen bu artış aslında gerçeği yansıtmamaktadır. Gerçeği yansıtmayan bu artışların da çok tehlikeli olduğunu ifade eden açıklamalar bulunmaktadır.

Gamestop Hisselerinin Yükselişe Bize Ne Anlatıyor?

Şirket hisselerinin sosyal medya üzerinden yürütülen girişimler sonucunda değer kazanması aslında bizlere farklı mesajlar da vermektedir. Gamestop hisselerinde yaşanan olağanüstü artış, büyük şirketlerin sosyal medya üzerinden yapılan girişimlerle zarar edilebildiklerini göstermiştir. Bu girişimler önümüzdeki dönemlerde çok ciddi olaylara kapı açacaktır.

Zaten genel olarak bakıldığında önümüzde 2027 yılı durmaktadır. Dünya genelinde 2027 yılının ulus devletlerin çöküşü olarak adlandırıldığı görülmektedir. Dünyada Starlink projesi ile birlikte inanılmaz bir blockchain dünyası hayatımızın içine girmiştir. Yani bu şu anlama gelmektedir: artık devletlere ihtiyaç olmadan değiş tokuşun rahat bir şekilde yapılması mümkün olacaktır. Bununla birlikte gizli bilgilerin rahat bir şekilde transfer edilmesi de sağlanabilecektir. Bunun sonucunda da kontrol mekanizmalarının gittikçe zayıflayacağı öngörüsü yapılmaktadır.

Bu Gelişmeler Sonucunda Neler Gerçekleşecek?

Tüm bu gelişmeler sonucunda dünyada yeni bir yapının oluşacağı belirtilmektedir. Bu amaçla 5G teknolojisinin de çok hızlı bir şekilde geliştirildiği görülmektedir. 5G teknolojisinin gelişmesi ile birlikte teknolojik cihazlar da bu teknolojiye uygun bir şekilde üretilmektedir.

Gamestop hisselerinde kısa sürede yaşanan artışlar bize dünyanın farklı bir aşamaya geldiğini göstermektedir. Artık sosyal medya üzerinden yapılan kampanyalar dahi pek çok piyasayı yakından etkilemektedir. Dünya hızla değişmektedir ve ulus devletlerin varlığı artık sorgulanır olmaya başlamıştır. Konu hakkında soru ve görüşleriniz için Doç. Dr. Gamze Sart’a form aracılığıyla ulaşabilirsiniz. Ayrıca güncel videolara ulaşmak için de Doç. Dr. Gamze Sart YouTube kanalına abone olabilirsiniz.

Read More

21.yüzyılda dünyanın girmiş olduğu dijital değişim geleceğin meslekleri kavramını da değiştirmeye başladı. Dijital dönüşüm pek çok yeni mesleği hayatımıza sokuyor. Diğer bir yandan da bazı mesleklerin yok olmasını sağlıyor. Hem meslekleri hem de iş hayatını etkileyen tek şey dijital alandaki yenilenme değil. Aynı zamanda dünyayı etkisi altına alan küresel sorunlar da bu değişimi destekliyor. Buna en yakın örneklerden bir tanesi hepimizin bildiği gibi pandemi süreci. Covid – 19 ile birlikte küresel değişim oldukça hızlandı.

Geçmişte fazla önem verilmeyen alanlar pandemi ile zorunlu bir hal almaya başladı. Ya da adı bile bilinmeyen meslekler bir anda en iyi meslekler olarak adlandırılmaya başlandı. Diğer bir yandan pandemi insanları pek çok konuda da bilinçlendirmeyi başardı. Bu bilinçlenme ile mesleklere olan bakış açıları da değişti. Sadece çalışanlar bu süreçten etkilenmedi. Aynı zamanda üniversiteler de Covid – 19 salgını ile eğitim ve öğretim anlayışlarını değiştirdi. Her şeyi bir yana bırakırsak Gelecekte hayatımızda yer edinecek meslekler 5 başlık altında toplanıyor diyebiliriz.

 1 – Gelecekte Yaşam Bilimleri

Gelecekte önem kazanacak meslekler arasında ilk sırada yaşam bilimleri bulunuyor. Peki, yaşam bilimleri hangi alanları kapsıyor? Tıp, psikoloji, biyoteknoloji, biyomedikal ve genetik gibi alanlar yaşam bilimlerinde oldukça dikkat çekiyor. Yaşam bilimleri alanını öne çıkaran en önemli etken tabi ki de pandemi süreci. Geleceğin meslekleri arasında yaşam bilimleri 2020 – 2050 arasında önemli bir rol oynayacak. Zaten dünyada bu alanlara yapılan çalışmalar da bunu bizlere gösteriyor. Dünyanın en önde gelen firmaları yaşam bilimlerine hiç olmadığı kadar önem veriyor.

2 – Geleceğin Meslekleri Arasında Eğitim

Yaşam bilimlerinden sonra ise eğitimdir. Eğitim her zaman gelecekte yok olmayacak meslekler arasında gösterilmiştir. Nitekim gelecek te bu önemini koruyacak. Çünkü değişen dünya sisteminde insanların yeniden eğitilmesi gerekecek. Bu yüzden eğitim sektöründe bilinçli kitlesel insana çok fazla ihtiyaç duyulacak. Bilinçli insanların eğitim sektöründe artması ile birlikte insanlar eni sisteme daha kolay adapte olabilecek. Özellikle gençler açısından bu alan son derece önemli. Değişen dünya sisteminin bilincinde olan insanlar ile gençler hem bilinçli hem de kaliteli bir eğitim alabilecek.

3 – Alternatif Enerji Çalışmaları

Çevre faktörü insanlar için her zaman önem arz etmiştir. Temiz bir çevre her zaman temiz bir gelecek demektir. Fakat insanların çevre anlayışı zaman ilerledikçe kaybolmaya başladı. Bu yüzden de çevre temelli küresel sorunlar bizlere büyük sıkıntılar doğurdu. Alternatif enerji uzun süredir geleceğin en popüler meslekleri arasında gösteriliyordu. 2020 ve sonrası için alternatif enerji insanlık için şart oldu diyebiliriz. Güneş enerjisi başta olmak üzere yenilenebilir ve çevreye zarara vermeyen enerji üretimi gelecekte son derece önemli olacak.

4  – Tasarım Alanının Geleceği

Geleceğin meslekleri denilince tasarım pek çok insanın aklına gelmiyor. Fakat endüstriyel tasarımı da kapsayan bu alan gelecekte son derece önemli bir rol oynayacak. Tasarım alanı diğer meslekler gibi dijital dönüşümden son derece etkilenmiş durumda. Bu yüzden hem bu alanda eğitim alan hem de eğitim almış kişilerin bunun bilincinde olması gerekiyor. Bu alandaki bireyler küresel değişimin getirdiği yeniliklere ayak uydurmalı. Yani mesleklerini akıllı şehirler gibi farklı alanlara monte etmeli.

5 – Yapay Zeka – Makine Öğrenmesi

Hem yapay zeka hem de makine öğrenmesi isimlerini son dönemlerde duymayan yok. Geleceğin meslekleri 2020 ve sonrasında büyük bir değişime girecek. Yapay zeka ve makine öğrenmesi de bu değişim olmazsa olmaz parçalarından. Bu iki meslek alanı ilk olarak insanın aklına robotları ya da benzer teknolojik çalışmaları getirebilir. Fakat yapay zeka ve makine öğrenmesi bunlardan çok daha fazlası. Tıp, eğitim ya da psikoloji gibi her türlü meslek gurubunda bu çalışmalar yer edinecek. Bu teknolojilere hakim olmak insanları ayrıcalıklı yapacak. Bu yüzden insanların bu iki alana çok fazla önem vermesi lazım.

Gelecekte Yer Bulabilmek İçin Yapmamız Gerekenler

Tüm bu meslekler ve gelecek için bilmemiz ve yapmamız gereken bazı noktalar var. 10 – 15 yıl öncesine kadar İngilizce bilmek son derece önemliydi. Fakat artık İngilizce bilmek bir zorunluluk. Bu yüzden de gençlere bir yandan İngilizce öğretmemiz bir yandan da kodlama öğretmemiz lazım. İngilizce nasıl her alan için zorunlu ise kodlama sektörü de gelecekte çok daha önemli bir hal alacak. Sadece geleceğin meslekleri için değil aynı zamanda başarılı bir kariyer için de kodlama son derece önemli.

Bu yüzden bulunduğumuz durumu iyi değerlendirmemiz lazım. Çünkü artık internette her türlü bilgiye kolayca erişilebiliyor. Bu kullanımı kendimiz için avantaj haline getirmemiz lazım. İyi takip, iyi bir sistem ve gençleri inandırmak eğitimcilerin başlıca görevleri. Bu sayede gençlerin bu alanlardaki yetkinliklerini arttırabiliriz. Ayrıca gençlere gençleri örnek vererek de onların bu alanlara ilgisini çekebiliriz. Çok büyük örnekler aramaya gerek yok. Bunun yerine kendilerinden 2 – 3 yaş büyük kişileri gençlere örnek vererek de önemli bir adım atılabilir.

Doç. Dr. Gamze Sart Youtube kanalından ve web sitesinden geleceğin meslekleri ve maaşları hakkında detaylı bilgilere ulaşabilirsiniz. Ayrıca Mentorloops internet sitesini ziyaret ederek de gelecekte yok olmayacak meslekler hakkında içerikler bulabilirsiniz.

Read More

Öğrencilerimiz arasında zaman zaman, özellikle matematik derslerinde özgüven eksikliği direkt fark ediliyor. ‘Ben zaten yapamam’ ya da ‘denedim ama yapamıyorum’ gibi laflar çokça duyuluyor. Çocuklarda bulunan travmalar veya ailedeki boşanma süreçleri gibi yaşanmışlıklar matematik dersinde özgüven kaybına sebep olabilir. Matematik ve özgüven, ilk etapta size farklı gelebilir. Bir öğrencinin matematik dersindeki başarısızlığı farklı noktalara bağlanabilir. Fakat bu durum rastgele söylenen bir şey değil. Bu durum tamamen beynimizin çalışma prensibi ile alakalıdır. Görünüşlerimiz farklı olsa da vücut işlevselliklerimiz aynıdır.

İnsan beyninde matematik ve özgüven konularının işlendiği kısımlar birbirlerine oldukça yakın. Özgüven konusunu müzik ile de bu yüzden bağdaştırırlar. Bu yüzden müzik ve matematik ile uğraşan insanlarda hep bir özgüven vardır. Özgüven ilk olarak o konudaki öğrencinin iyi olmasından kaynaklanmıyor. Beyinsel anlamda da insanların yatkınlıklarından dolayı özgüven özellikle matematik ve müzik ile geliyor. Bu yüzden de matematik çok ufak şeylerden etkilenir.

Ufak Şeylerin Matematiği Etkilemesi

www.youtube.com/watch?v=NF8w2CcPp6M&

Daha öncede dediğimiz matematik çok ufak olaylardan etkilenebilir. Bir çocuğun kardeşinin olması veya annesinin işe başlaması matematiği etkiler. Hatta çocuğun arkadaşları arasında küçük düşürülmesi bile ilerleyen süreçte matematik becerisini değiştirir. Küçük çocuklarda öğretmenlerin tutumları da bu süreci tetikler. Öğretmenlerin inatla matematik zordur ya da herkes bu dersi yapamaz gibi lafları da çocuklarımızda matematik başarısının düşmesine neden olur.

Bu yüzden öğretmenlerin de bu anlamda konuşma dillerini doğru seçmesi gerekir. Bazen çok ufak bir kelime bile bu süreci başlatır. Bu kelimeler size ilk söylediğiniz zaman gereksiz ya da önemsiz gelebilir. Fakat karşınızdaki çocuklarda bu kelimeler bir noktada yer edinir. Maalesef bu durumların üzerinde ülkemizde fazla durulmuyor. Toplumsal anlamda matematik dersinin ve matematiğin kolay olduğunu çocuklarımıza anlatmamız gerekiyor. Bu sayede ülkemizdeki sorunların üzerinden gelebiliriz.

Matematik ve Özgüven Eksikliği

Ülkemizde çok önemli iki farklı sıkıntı göze çarpıyor. Bunlardan bir tanesi tabi ki de matematik. Bir diğeri ise yabancı dil. Henüz bu iki sorunu aşamamışken bir diğer sorunda yakında bizler ile buluşacak. Üçüncü büyük sıkıntı da kodlama alanında gerçekleşecek. Bu süreç içerisinde ilk iş çocuklarımıza düşmüyor. Çocuklarda özgüven eksikliği nasıl giderilir diye düşünüyorsak ilk olarak aileler, öğretmenler ve danışmanlar olarak söylemlerimize dikkat etmemiz gerekir. Şekillendirmek, yapabileceklerine inandırmak ve öğrencilerin bu alanlarda yetkinliklerine kanaat getirmek gerekiyor.

Kelimeler insanların hayatlarında son derece sihirlidir. Özgüven düşüşlerini engellemek için de kelimelerin tılsımına inanmanız gerekir. Öğrencilerinizin yapabileceklerine inandırdığınız zaman değişimin de başladığını göreceksiniz. Doç. Dr. Gamze Sart dünyadaki en iyi IQ testi olan Wisc 5 kullandığında da bu sorunu gözler önüne seriyor. Çocukların çok yüksek IQ skoru olmasına rağmen matematik notlarının düşük olduğunu söylüyor. Çocukların hangi yaş aralığında ya da hangi sınıflarda bir sıkıntı yaşadığı bu testler ile görülmekte.

Çocukların bir sürece kadar matematik notları çok iyi gelirken o süreçten sonra yaşadığı düşüş ile bu durum anlaşılıyor. Daha öncede dediğimiz gibi o süreç her şey olabilir. Dış görünüş özgüven eksikliği yaşamaya sebep olabilir. Hatta öğretmen değişiklikleri bile öğrencilerin sorun yaşamasına sebep olur. Özellikle öğretmen etkisi 0 – 6 yaş aralığından sonra çok sık görülür. Bu dönemlerde öğrenciler öğretmenlerinin her hareketine dikkat eder. Öğretmenlerin çocuklar üzerindeki en ufak bir bakışı ya da küçük görüşü matematik ve özgüven düşüşünü beraberinde getirir.

Doç. Dr. Gamze Sart Youtube kanalından özgüven eksikliği belirtileri hakkında detaylı bilgilere ulaşabilirsiniz. Aba Psikoloji web adresini ziyarete ederek cesaret eksiliği ve bunun derslere etkileri gibi konularda destek alabilirsiniz. Doç. Dr. Gamze Sart web sitesini ziyaret ederek de çocuklardaki özgüven düşüşlerinin nedenleri hakkında detaylı blog yazılarına ulaşabilirsiniz.

Read More

Üniversite eğitimini başarılı bir şekilde tamamlamak isteyen öğrencilerimiz için burs imkanları son derece önemlidir. Gerek Türkiye gerekse yurt dışı burs imkanları, öğrencilerin üniversite eğitimlerini garanti altına almaktadır. Bu nedenle, öğrencilerin mevcut burs imkanlarını değerlendirirken nasıl hareket etmeleri gerektiği sorusu gündeme gelmektedir. Değerli öğrencilerimiz için Türkiye’de ve yurt dışında sayısız burs imkanı bulunmaktadır.

Öğrencilerimize, Aba ailesi yurt dışında çok ciddi miktarlarda burslar kazandırmaktayız. Bu anlamda yurt dışındaki burslardan ve güncel gelişmelerden haberdar olan biriyim. Bu açıdan bakıldığında Türkiye ve yurt dışındaki burs imkanlarının doğru kriterlere göre değerlendirilmesi gerekmektedir. Eğitim sistemi olarak incelendiğinde, Türkiye’de devlet üniversitelerindeki eğitimin ücretsiz olmasının olumlu olduğunu söylemeliyiz. Diğer ülkelerle kıyaslandığında ücretsiz üniversite eğitimi veren ülke sayısı yok denecek kadar azdır. Yani diğer ülkelerde bulunan devlet üniversiteleri için de durum aynıdır.

Bu anlamda Türkiye’de ODTÜ’de, Hacettepe’de ve İstanbul Üniversitesi’nde okumanın bir ayrıcalık olduğunu söyleyebiliriz. Boğaziçi Üniversitesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi’nde okuyan öğrencilerin de ücretsiz ve çok kaliteli eğitim alabildiklerini görmekteyiz. Dünyanın en sosyal ülkelerinde dahi devlet üniversitelerinin, öğrencilere böyle bir imkanla sunulmadıklarını biliyoruz. Türkiye’de devlet üniversitelerinin 4 yıllık bir eğitimi ücretsiz olarak vermesi, öğrenciler için ciddi bir avantaj durumundadır. Türkiye haricinde dünya genelinde üniversite eğitiminin ücretli olması Yurtdışında Burslu üniversite okumak kavramını daha da önemli hale getirmektedir.

Yurt Dışı Burs İmkanları Söz Konusu Olduğunda Amerika Ne Durumda?

Aslında Amerika Birleşik Devletleri öğrencilerimizin düşündüğü gibi rahat ve ücretsiz bir eğitim imkanı tanımamaktadır. Bilindiği gibi Amerika, iki farklı yapıda yönetildiği için, yani bir tarafta genel anlamda devlet yer alırken diğer tarafta da federal hükümetler bulunmaktadır. Haliyle, federal hükümetler bazında değişen kurallar ve eğitim sistemleri mevcuttur. Amerika, kendi ülkesinin vatandaşı olan öğrencilere belirli miktarda bir eğitim desteği sunmaktadır. Yurt dışındaki öğrencilere göre Amerikan vatandaşı olan öğrenciler çok cüzi dönemlik eğitim ücretleri ile eğitim alabilmektedir. Durum böyle olunca uluslararası öğrenciler için yurt dışı burs fırsatları daha da önem kazanmaktadır.

Amerika’da kendi vatandaşı olanlara dönemlik 4.000 dolar civarında bir ücretle eğitim veren çok sayıda üniversite bulunmaktadır. 4.000 dolarlık ücreti ülke bazında, alım gücüne göre değerlendirmek daha doğru bir yaklaşım olur. Yani döviz kuruna oranladığınızda 4.000 doların yüksek bir rakam olduğunu düşünebilirsiniz. Ancak alım gücü dikkate alınarak bir değerlendirme yapıldığında Amerika’da eğitim için bu tutarın çok uygun olduğunu söylemek mümkündür. Amerika’da kendi vatandaşlarına ücretsiz eğitim veren üniversiteler de yok değildir. Ancak bu üniversitelerde eğitim alan öğrencilerin de eğitim karşılığı olarak mezuniyete kadar ciddi anlamda eğitim borçlarının oluştuğu dikkat çekmektedir.

Amerika’da ücretsiz eğitim alan öğrenciler mezuniyet sonrasında büyük meblağlarda biriken borçları ödemekle yükümlü hale gelmektedir. Yani dönemsel olarak hesaplanan tutarlar, mezuniyet sonrasında 50.000 dolarlara kadar ulaşabilmektedir. Hatta öğrenci, Stanford Üniversitesi gibi bir yerde eğitim almışsa, ödemesi gereken toplam tutar çok daha ciddi boyutları bulmaktadır. Bu durum, bize aslında hiçbir şeyin uzaktan göründüğü gibi olmadığını göstermektedir. Bu durum, eğitim anlamında önemli bir noktayı açığa çıkarmaktadır. Şöyle ki; Amerikan vatandaşı, kendi ülkesindeki prestijli üniversitelerde eğitim almak için sonuçta ciddi rakamlar ya da borç kalıntıları ile karşılaşırken Türkiye’deki başarılı bir öğrenci yurt dışı burs imkanları sayesinde; Yale, Stanford, Princeton gibi Üniversitelerden tam burs alma hakkı elde edebilmektedir. Konu bu açıdan değerlendirildiğinde Türkiye’deki başarılı bir öğrencinin Amerika’daki prestijli üniversitelerden eğitim alma şansının yüksek olduğu söylenebilir.

Yurt Dışı Burs İmkanları: Amerika Neden Böyle Bir Politika Uyguluyor?

Amerika ve Avrupa’daki prestijli üniversiteler, diğer ülkelerdeki kaliteli beyini göç ile almak için bu tür stratejiler uygulamaktadır. Yaklaşım böyle olunca Türk öğrencilere burs veren ülkeler tarafından sunulan imkanlar dikkate alınabilir. Ülkelerin kaliteli beyin göçü için tam burslu olarak eğitim vermeleri, Türkiye’deki öğrencilerin bu ülkelere ücretsiz eğitim imkanı ile gidebilmelerine imkan tanımaktadır. Devletlerin kaliteli ve entelektüel beyin göçü için sunduğu bu imkanların yanı sıra şirketlerin de benzer yaklaşımlara sahip oldukları görülmektedir.

Yurt dışında okuyan öğrencilere burs Veren kurumlar da aynı mantıkla, öğrencilerin üniversite eğitim masraflarını ve diğer giderlerini karşılayarak onların mezuniyet sonrasında kendi şirketlerinde çalışmalarını şart koşmaktadır. Bu sayede şirketler kaliteli iş gücüne sahip olarak, kendi çalışan portföyüne katkı sağlamış olmaktadır. Bu şirketlerden bazıları, Amerika dışında faaliyet göstermelerine rağmen eğitim için çalışanlarını Amerika’daki kaliteli üniversitelere göndermektedir. Bu durumun yaygınlaştığını söylemek şu an için pek mümkün görünmemektedir. Bu durumun daha da yaygınlaşması, faydalı sonuçlar sağlayabilir.

Türkiye’deki Üniversiteler İş Dünyasına Çalışan Yetiştiriyor mu?

Yurt dışı burs imkanları öğrencilerin eğitim hayatlarını belirleyen unsurların başında yer almaktadır. Bunun dışında Türkiye’de kaliteli eğitim veren üniversitelerin de önemlerinin büyük olduğu söylenebilir. Türkiye’deki üniversiteleri göz önüne alırsak; bu üniversitelerin daha yeni yeni iş dünyasına köprü oluşturduklarını görmekteyiz. Bu durum için özel üniversiteleri dikkate alabiliriz. Bugün Koç Üniversitesi, iş dünyasında var olan bir şirketin vakfı tarafından kurulmuş bir üniversitedir. Koç Üniversitesi’nin öğrencilere sağladığı ciddi burslar bulunmaktadır. Ancak genel olarak değerlendirdiğimizde Amerika’daki kadar gelişmiş bir sistemin olmadığını görmekteyiz.

Türkiye’nin en büyük farkı, devlet üniversitelerindeki eğitimi ücretsiz olarak vermesidir. Bununla birlikte; öğrencilerin üniversitelerden borçsuz bir şekilde ayrılmaları da büyük imkanlar arasında yer almaktadır. Öğrencilerin borcu olmadan iş dünyasına atılmaları ya da işe girme süreçlerine katılmaları, öğrenciler için son derece önemlidir.

Eğitim konusunu bir kenara alırsak, iş dünyasında da birtakım eksikliklerin olduğunu görüyoruz. Bu eksikliklerin başında; iş dünyasına gençlerin, erken yaşlarda dahil edilmemesi gösterilebilir. Bugün İsrail örneğini dikkate alabiliriz. Orada, 13-14 yaşlarındaki gençler için çalışma prensipleri oluşturulmaktadır. Kısmi çalışma süreleri belirlenerek bu sürelere uygun ilkeler bulunmaktadır. Bu durum, gençlerin tecrübe edinmeleri ve üretime katkı sağlamaları bakımından son derece faydalı bir sistemi meydana getirmektedir. Yani çalışma imkanının, üniversite bittikten sonraya ötelenmesi doğru değildir.

Gençlerin, küçük yaşlarda stajlar yapmaları ve belirli işlerde bulunmaları gerekmektedir. Amerika’da burs verirken, öğrencilerin yapmış oldukları stajlar dikkate alınmaktadır. Türkiye’deki en büyük eksikliklerden biri de belki bu olmaktadır. Öğrenciler için staj yapabilecekleri çok az imkan yer almaktadır. Staj için gerekli olan imkanların kısa sürede sağlanarak öğrenci gelişimi desteklenmelidir. Sonuç olarak; asıl önemli olan, öğrencilere yalnızca burs vermek değildir. Bunu yurt dışı burs veren kurumlar da yapmaktadır. Gerçek anlamda önemli olan hayata erken yaşta atılmayı sağlayan imkanların sunulmasıdır.

Gençler Geleceğe Nasıl Hazırlık Yapmalılar?

Günümüzde yurt dışında eğitim almak isteyen öğrencilerimiz için pek çok imkan bulunmaktadır. Ülkemizde Yurtdışı Eğitim Bursları MEB ve benzeri kurumlar tarafından sunulan programlarla öğrencilerimizin dünya standartlarında bir eğitim almaları hedeflenmektedir. Gençlerimiz, çok erken yaşlarda hayata atılmayı öğrenmelidir. Bunun için kendilerini geliştirmelerini sağlayan işlerde deneyim kazanmaları gerekmektedir. Erken yaşlarda bütçe yönetimi yapmak ve hatta erken yaşlarda ‘kazıklanmak’ gençler için önemli deneyimler arasında yer almaktadır.

Türkiye ve yurt dışı burs imkanları hakkında soru ve görüşleriniz için Doç. Dr. Gamze Sart’a form aracılığıyla ulaşabilirsiniz. Benzer konularda hazırlanmış videolara ulaşmak için Doç. Dr. Gamze Sart YouTube kanalına abone olabilirsiniz. Ayrıca diğer içerikler için de Doç. Dr. Gamze Sart blog sayfasına göz atabilirsiniz. Yurt dışında eğitim için ihtiyaç duyulan sınavlara hazırlık aşamasında aba Academy’den destek alabilirsiniz. 

Read More

Ülkemizde eğitim fakültesi öğrencileri master konusunda hep kararsız kalıyor. Master programlarını yapma konusunda büyük bir ikilemdeler. Master yurt içinde mi yoksa yurt dışında mı yapılmalı? Yurt dışında çok başarılı master programları bulunuyor. Stanford, Columbia ve Harvard eğitim fakülteleri dünya genelinde ilgi duyulan fakülteler. Bu ilginin arkasında ise şüphesiz ki başarılı bir eğitim anlayışı bulunuyor. Bu fakültelerde eğitim almak ve ilerleyen dönemlerde ihtisaslaşmanız size büyük avantajlar sunuyor.

Bu tarz bir eğitim fakültesinde okumak sizi akademisyenliğe doğru götürecektir. Özellikle ülkemizde bu eğitiminizin ardından başarılı bir akademisyen olabiliyorsunuz. Üstelik uluslararası düzeyde yayın yapabilecek bir akademisyen olabilirsiniz. Buna ek olarak uluslararası gelişmelerden çok daha iyi haberdar olabiliyorsunuz. Bu konu pek göz önünde bulundurulmasa da oldukça önemli bir konu. Özellikle eğitim fakültelerinde eğitim alan ya da alacak öğrenciler kritik bir etkiye sahip.

Eğitim Fakültesi Öğrencileri İçin Önemli Konular

Eğitim fakültesi mezunları Türkiye’de eğitim veriyor ise Türkiye’deki dinamikleri iyi bilmesi gerekir. Çok iyi okullarda okursanız sadece yabancı dil eğitim veren lise ya da ilköğretimlerde görev alabiliyorsunuz. Fakat yurt dışına ise gidilme sebebi farklıdır. Başka bir dünyaya sahip olmak istiyorsanız yurt dışına gitmelisiniz. İtalya, Amerika, İngiltere ya da Hollanda gibi ülkelerin eğitim dinamiklerini görmeniz gerekir. Bu avantajları görerek de iyi yanlarını alıp kullanabilirsiniz.

Yani karşınıza çıkan olaylara ya da genel olarak mesleğinizde tek taraflı olarak bakmıyorsunuz. Size sağlanan bu ihtimal de aslında yurt dışının size kattığı en büyük avantaj. En kötü ihtimal ile öğrencilerin 3 ay ya da 6 ay yurt dışında kalması çok önemli ve etkili olacaktır. Okuduğunuz üniversite Boğaziçi ya da ODTÜ olsun yurt dışı tecrübesi size bambaşka imkanlar ve görüşler sağlayacaktır.

Kazandığınız Parayı Eğitiminize Harcayın!

Yaşınız ya da işiniz ne olursa olsun kazandığınız paranın bir kısmını eğitiminize harcamalısınız. Özellikle üniversiteden mezun olduktan sonra işini eline alan kişiler için dikkat edilecek bir nokta var. O da paralarını saçma yerlere yatırmaları. İndirimler ya da bir kez kullanacakları ürünlere para harcamaları pişmanlık sebebidir. Sadece eğitim fakülteleri öğrencileri değil bu tüm öğrenciler için geçerli. Paranızı her zaman çok daha yüksek seviyelere gelebilmeniz için harcayın. Bu sayede alanınız ne olursa olsun istediğiniz seviyeye daha kolay gelebilirsiniz.

Doç. Dr. Gamze Sart Youtube kanalını ziyaret ederek eğitim fakültesi öğrenciler için öneriler bulabilirsiniz. Ayrıca üniversite öğrencilerinin master ya da doktora programları için de bilgilere buradan ulaşabilirsiniz. Doç. Dr. Gamze Sart web adresini ziyaret ederek mesleğinizin geleceği hakkında içeriklere göz atabilirsiniz. Aba Yurt Dışı Eğitim internet sitesini ziyaret ederek de yurt dışı eğitimleri hakkında bilgilere ulaşabilirsiniz.

Read More

SAT Subject testleri hakkında uzun bir süredir belirsizlik vardı. SAT sınavının geleceğinin ne olacağı tüm dünyada merak edilen bir konuydu. Geçtiğimiz günlerde de SAT sınavını düzenleyen isim olan College Board bu konu hakkında bir duyuru paylaştı. Yapılan açıklamada artık SAT Subject test ve Essay kısımlarının artık kaldırıldığını bildirdi. Haziran ya mayıs ayında alacağınız SAT sınavlarının Essay ve Subject test kısımlarına hala girebilirsiniz. Fakat hazirandan sonra bir daha bu sınavlara giremeyeceksiniz.

Fakat Amerika’daki öğrenciler için sınavın bu kısımları şimdiden iptal oldu. Mayıs ve Haziran ayındaki sınavlara sadece Amerika dışındaki uluslararası öğrenciler girebiliyor. Bir diğer yandan Amerika’daki pek çok okul kabul şartlarından SAT’yi kaldırdı. Harvard ve MIT gibi prestijli üniversiteler bu alanda başı çekiyor. SAT sınavındaki bu değişikliklere rağmen İngiltere’yi hedefleyen öğrenciler için SAT hala tutmaları gereken bir sınav. Ayrıca SAT sınavı içerisindeki bu değişim bazı sınavların önemini arttırdı.

SAT Subject Testleri Kalktı! Peki, Şimdi Ne Olacak?

SAT Subjects testlerindeki değişim ile AP sınavı büyük bir önem kazandı. AP sınavının tarihsel olarak istatistiklerine baktığımız zamanda aslında bunun sebebi belli oluyor. 2000 yılında Subject Tests dünya çapında 768,600 kişi tarafından tercih edilmiş. Aynı yıl AP ise 1,272,317 kişi tarafından tercih edilen bir sınav olmuş. 2020 yılında ise Subject Tests 442,913 kişiye kadar düşüyor. Aynı yıl AP sınavı tam 4,751,957 kişi tarafından tercih ediliyor. Bu durumda aslında bizlere AP’ye olan ilgi artarken SAT Subject kısmına olan ilginin nasıl azaldığını gösteriyor.

Üniversitelerin Sınavlara Bakışı

Üniversitelerin bu sınavlara bakış açısı da bu kararda son derece etkili. SAT sınavına olan ilginin azalması ayıca bize üniversitelerin SAT almayı uygun görmediğini de gösteriyor. Çünkü öğrenciler AP programını aldıklarında otomatik olarak SAT ihtiyacını karşılamış oluyor. Ama öğrenciler ACT sınavında ise aynı şeyi karşılamamış oluyor. Yani AP tüm ihtiyacı tek başına görüyor. Bu yüzden öğrencilerin özellikle 10. 11. ve 12. sınıflarda doğru bir şekilde AP’ye önem vermeli.

Ayrıca Imperial ve Oxford gibi öğrenciler 700 ile kabul ediyordu. Öğrencilerin 3 AP ve 3 Subject ile öğrencilerimiz kolayca kabul alıyordu. Bu yeni alınan karar ile bu değişim ve dağılımın nasıl olacağı merak konusu. Stanford, MIT, Harvard ve Berkeley gibi daha büyük üniversiteler bu konularda kararlarını açıkladı. Bu üniversiteler biz artık SAT değil spesifik olarak AP alan öğrenciyi istiyoruz diye dile getirdiler. SAT Subject testleri ile alakalı alınan bu karar eğitim kalitesini arttırmak ile alakalı.

Üniversiteler Neden AP İstiyor?

SAT Math 1 bu işin birinci seviyesi bir dersti. Daha sonra ise SAT Reasoning kısmının matematik bölümü geliyordu. Bu kısımdan sonra ise seviye olarak SAT Subject Math 2 kısmı bulunuyordu. Son olarak ise AP ve AB seviye olarak sıralanıyordu. Üniversitelerin de öğrencilerden AP istemesinin bir sebebi bulunuyor. Üniversiteler öğrencilerden artık Pre – Calculus istemiyor. Bunun yerine öğrencilerden AP’de olduğu gibi direk olarak Calculus istiyor. Üniversiteler öğrencilerden istedikleri seviyeleri biraz daha arttırdı.

Üstelik bu durum sadece matematik alanı için geçerli değil. Aynı durum fizik, kimya ya da diğer alanlar için de geçerli. Kısacası bu yapılan son bilgilendirme öğrenciler için son derece önemli. Dünya hızla değişiyor ve gelişiyor. Bu değişim ve gelişim eğitim sektöründe de geçerli. Öğrenciler eğer ilerleyen yıllarda dünyanın en prestijli üniversitelerinde eğitim almak istiyor ise AP’yi kesinlikle almalı. SAT Subject testleri öğrencilerin üniversiteye daha hazır olması için kaldırıldı.

Doç. Dr. Gamze Sart Youtube kanalını ziyaret ederek SAT Subject testleri ve Essay kısmı ile alakalı güncel bilgilere ulaşabilirsiniz. Aba Yurt Dışı Eğitim internet sitesinden SAT Subject Test nedir gibi sorularınıza cevap bulabilirsiniz. Ayrıca Aba Academy adresinden de en güncel ve en başarılı AP derslerine hemen kaydolabilirsiniz.

Read More

Çocuklarda meslek seçimi erken dönemlerde yapılması gereken önemli bir adımdır. Çocuğunuzun kariyerinde doğru ilerlemeler ve seçimler istiyorsanız meslek seçimi ve yönlendirmelerine dikkat etmelisiniz. Peki, bunu nasıl sağlayabilirsiniz? En basit ve genel olarak matematik yeteneğime bakabilirsiniz. Eğer çocuğunuz matematik alanında iyiyse bir kümeye koyun. Değil ise diğer kümeye koymalısınız. Bunu çocuğunuza sorarak da öğrenebilirsiniz. En basit şekilde çocuğunuza matematiği sevip sevmediğini sorun. İlk bölünmeyi bu sayede yapabilirsiniz.

Çocuklarda Meslek Seçimi ve Fen Bilimleri

Çocuklarda doğru meslek seçimi için ilk adım matematiği sevip sevmemeleridir. Fakat yapılması gerekenler ya da dikkat edilmesi gerekenler bununla sınırlı değil. Çocuğunuza ikinci olarak ise fen bilimlerini sevip sevmediğini sormalısınız. Bildiğiniz üzere fen bilimleri 3 farklı alandan oluşur. Çocuğunuz fen bilimlerinden sadece belirli alanlarını sevebilir. Siz de bu yüzden çocuğunuzun hangi fen alanlarını sevdiğini sormalısınız. Fizik, kimya ya da biyoloji alanlarından hangisine ilgi duyduğu kariyer seçimi için çok önemlidir.

Bu sorulardan sonra ise çocuğunuza kitap okumayı ya da yazı yazmayı sevip sevmediğini sormalısınız. Aldığınız tüm cevapları bir yere not edin. Çünkü tüm bunlar en doğru meslek seçimini sağlayabilmeniz adına bir ipucu. Çocuğunuzun müzik ya da dans gibi alanları sevip sevmediğini de öğrenmelisiniz. Çünkü günümüzde meslekler çok geniş bir yelpazede bulunuyor. Çocukların yönelebileceğin binlerce meslek var. Yeteneğe göre meslek seçimi yapmak istiyorsanız çocuğunuzun tüm bu alanlardaki ilgisini bilmelisiniz.

Öğrencilerin Tercihlerine Göre Mesleki Yönelmeler

Çocuğunuza sorduğunuz bu sorular ile aldığınız cevaplar size farklı kapılar açar. Matematik ve fizik seven bir öğrenci mühendisliğe kayar. Matematik ve biyoloji alanına ilgi duyan çocuklar tıp alanlarından tercih yapar. Peki, öğrenci matematiği sevmeyip örneğin biyoloji alanını seviyorsa? İşte o zamanda çocuklar psikoloji alanına doğru kendilerini çevirmelidir. Benzer bir şekilde sadece yazmayı seven öğrenciler için ise hukuk ya da uluslararası ilişkiler gibi alanlar dikkat çeker. Bunların hepsi birer gösterge. Meslek seçiminde zorlanıyorum diyen çocuklarınız için bunlar kesinlikle denemelisiniz.

Bir de farklı tarzlarda çocuklar bulunur. Bu çocuklar genelde travma yaşamış çocuklardır. Boşanma, ailesini kaybetme, kardeşinin olması ya da bu tarz sebepler çocukların travma yaşamasına sebep olabilir. Çocuklarda meslek seçimi yapılırken bu durumlar göz önüne alınmalıdır. Çünkü travma yaşayan çocuklarda ilk olarak matematik başarısı düşer. Bunun sebebi ise çocukların güven kaybetmesidir. Kimi zamanda çocuklar yaşanan travmalardan kendilerini sorumlu tutar.

Peki, bu durumlar bize neyi ifade eder? Cevap aslında oldukça basit. Çocuğunuzun matematiği sevmeme sebebi bu olabilir. Bunun matematikte başarılı olmadığını değil sadece sevmediğini gösterir. Bu durumlar göz önüne alınmaz ise meslek seçimlerinde yanlış sonuçlar alınabilir. Bu olaylar sizin bilginizin dışında da gerçekleşebilir. Örneğin çocuğunuzun karşılaştığı bir matematik öğretmeni onu matematikten soğutmuş olabilir. Bu durumları tamamen öğrendikten sonra çocuğunuz için en doğru seçimi yapabilirsiniz.

Doç. Dr. Gamze Sart Youtube kanalını ziyaret ederek çocuklarda meslek seçimi hakkında detaylı videolara ulaşabilirsiniz. Doç. Dr. Gamze Sart web sitesinden de küçük yaşta meslek seçimi hakkında yazılar bulabilirsiniz. Aba Psikoloji internet sitesinden de yeteneğe göre meslek seçimi gibi konularda bilgiler alabilirsiniz.

Read More