Category Blog

21.yüzyılda öğrenciler Amerika yerine Avrupa’da üniversite okumak için çalışmalarını hızlandırdı. Özellikle 90’lı yıllarda Amerika dünyanın her yerinden yüz binlerce öğrencinin ortak tercihi olarak dikkat çekiyordu. Fakat Amerika son zamanlarda eski popülerliğini kaybetti. Bu yüzden de öğrenciler yeni ülkeleri keşfetmek için bir arayış içerisine girdiler. Bu arayışlar sonucunda da öğrencilerin büyük bir çoğunluğu Avrupa’ya göç etmeye başladı. Artık her yıl neredeyse milyonlarca öğrenci Avrupa’nın çeşitli ülkelerine eğitim için başvuru yapıyor.

Yurt dışında üniversite okumak isteyen öğrenciler için artık Avrupa en büyük tercih olmaya başladı. Bunun arkasında pek çok neden var. Özellikle öğrencilerin Amerika’dan vazgeçtikten sonra Avrupa üniversitelerinin yaptığı iyileştirmeler bu konuda çok etkili oldu. Bir diğer yandan öğrencilerin Amerika’dan vazgeçmesinin de aslında önemli sebepleri var. Amerika gibi eğitim ülkesinin bu kadar popülerliğini kaybetmesi dünyada da büyük ses getirdi.

Öğrenciler Amerika’yı Neden Tercih Etmiyor?

Amerika başarılı okulları ve teknoloji firmaları ile öğrencilerin ilgisini oldukça çekiyordu. Özellikle Silikon Vadisi gibi teknoloji bölgesi öğrencilere büyük iş imkanları sunuyordu. Ayrıca öğrenciler Amerika’da dünyanın en iyi eğitim sistemlerinde eğitim alıyordu. Fakat bunlara ek olarak eğitim masrafları da öğrencilere negatif bir etki yaratıyordu. Zamanla artan eğitim fiyatları artık öğrencilerin Amerika’dan uzaklaşmasına neden oldu.

Bunun yanı sıra kaliteli eğitim sistemi de artık dünyanın dört bir yanına yayılmaya başladı. Öğrenciler artık Amerika’dan çok daha ucuza Avrupa’da eğitim alacaklarını keşfetti. Avrupa’da genellikle İngiltere o dönemlerde öğrenciler tarafından ilgi gören ülkeler arasındaydı. Fakat İngiltere’deki üniversite ücretleri de diğer ülkelere oranla oldukça yüksekti. Bu yüzden de devreye Hollanda, Polonya, Finlandiya ve Almanya gibi hem ucuz hem de yüksek kaliteli Avrupa ülkeleri girdi.

Avrupa’da Üniversite Okumak Öğrencilere Neler Katar?

İlk olarak öğrenciler için eğitim kalitesi ve üniversite ücretleri tercihlerde büyük bir role sahip olur. Avrupa’daki okullar da öğrencilerin bu ihtiyaçlarını fazlası ile karşılıyor. Özellikle Amerika’ya kıyasla Avrupa’da üniversite ücretleri adeta bedava. Avrupa’daki okulların pek çoğu öğrencilere en iyi eğitim sistemini en ucuza sunan bölgelerden birisidir. Ayrıca öğrencileri Avrupa’da tercih edebileceği okul sayısı da her geçen gün artıyor. Hollanda, Almanya ve Fransa gibi ülkelerin öncülüğünü yaptığı bu sisteme Finlandiya ve Polonya gibi pek çok ülke zamanla dahil oldu.

Avrupa’da üniversite okumak için gerekenler de Amerika’ya kıyasla çok daha kolay. Örnek olarak YKS puanı ile yurtdışında okumak Avrupa okulları tarafından ülkemizde mümkün hale geldi. Öğrencilerin pek çoğu uluslararası sınavlara bile girmeden kaliteli eğitim almaya hak kazanıyor. Bu durum da Avrupa’yı tercih eden öğrenci sayısını her geçen gün arttırıyor. Avrupa’daki eğitim sistemi de ülkemizden farklı olarak tamamen pratik üzerine ilerliyor.

Öğrenciler üniversite – sanayi işbirliğinin başarılı örnekleri içerisinde eğitimlerini tamamlıyor. Bu sayede de öğrenciler için öğrendiklerini kavrama kısmı okul döneminde gerçekleşiyor. Ayrıca dünyanın önde gelen şirketleri de bu okulları yakından takip ediyor. Avrupa’da üniversite okumak öğrencilere pek çok iş kapısını da açıyor. Okullarında dikkat çeken pek çok öğrenci daha okullarını bitirmeden iş sahibi oluyor. Üniversiteler öğrencilerin profesyonel hayata hazır olmalarını sağlayacak bir eğitim fırsatını tüm öğrencilere sunuyor.

Doç. Dr. Gamze Sart Youtube kanalını ziyaret ederek Türkiye’de üniversite kazanıp yurtdışında okumak için gerekenler hakkında bilgilere ulaşabilirsiniz. Doç. Dr. Gamze Sart Web sitesinden de Avrupa’da üniversite okumak için dikkat edilmesi gerekenler hakkında yazılar bulabilirsiniz. Aba Yurt Dışı Eğitim internet sitesinden yurt dışında üniversite okumak için profesyonel destek alabilirsiniz.

Read More

Start-up kültürü ile birlikte melek yatırımcı gibi yeni kavramlar da ortaya çıkmaya başladı. Start-up kültürü, son 20 yıla damgasını vuran bir girişim modeli olarak karşımıza çıktı. Kısa zamanda büyük bir kitleye ulaşan Start-up kültürü, pek çok yenilikleri de beraberinde getirdi. Yeni bir girişim modeli olan Start-up çalışmaları ile artık gençlere yeni bir iş kapısı da doğuyor. Start-up çalışmalarını diğer girişim modellerinden ayıran bazı önemli noktalar bulunmakta…

Startup Çalışmaları ve Diğer Girişimlerin Farkları

Girişim ve Startup arasında ilk dikkat çeken ayrılık büyüme hızlarıdır. Çünkü bir Startup’ın en temel ve önemli noktalarından bir tanesi hızlı büyümeyi hedefliyor olmasıdır. Eğer bir girişim hızlı büyümeyi hedefliyor ise buna Startup adı verilmektedir. Aksi takdirde bu proje bir girişim olarak kalır. Baktığımız zaman Twitter, Facebook ya da Tesla gibi Startup çalışmaları hızlı bir büyüme yakalayarak günümüze gelmiştir. Buna ek olarak Startup projeleri bir sorunun çözümü üzerine ilerler.

Yani yapılan projelerde temelde bir sorun vardır ve çalışma sonucunda ortaya çıkan ürün tamamen bu sorunu ortadan kaldırmak için üretilmiştir. Bu üretim bir hizmet ya da bir ürün olabilir. Diğer bir yandan Startup çalışmalarının yatırımcıları de girişimcilerden farklıdır. Startup projelerine ve girişim çalışmalarına yatırım yapan kitle birbirinden farklılık gösterebilmektedir. Özellikle melek yatırımcıların Startup ve girişim arasında fark oluşmasındaki önemi oldukça fazladır.

Melek Yatırımcı Kime Denir?

İlk olarak melek yatırım yapan kişiler bireysel ya da grup olarak hareket edebilmektedir. Genellikle 1 milyon TL’den fazla parası olan ve bu parası ile Startup girişimlerine yatırım yaparak onlara destek veren kişilerin hepsi melek yatırımcıların bir parçasıdır. Yani melek yatırım yapmak için herhangi bir topluluğa üye olma zorunluluğu yoktur. Yatırım modeli olarak Startup projelerini düşünen herkes bu isim ile anılır. Buna ek olarak melek yatırımcıların grup olarak bulunduğu kuruluşlar da vardır.

Bu kuruluşlar genellikle küresel olarak faaliyet gösterir. Ülkemizde Galata Angels gibi bölgesel faaliyet gösteren kurumlar bulunuyor. Buna ek olarak Keiretsu Form gibi hem ülkemizde hem de dünyanın dört bir yanında girişimcilere destek olan kuruluşlar da bulunuyor. Tüm bu yatırımcıların her biri sadece tek bir amaç için faaliyet gösteriyor. O da Startup projesinin başarılı bir şekilde hayata geçmesidir.

Startup Sahipleri Neden Melek Yatırımcıları Tercih Ediyor?

Melek yatırımcı örnekleri her geçen gün artıyor. Her gün onlarca Startup sahibi pek çok melek yatırımcının kapısını çalıyor. Startup sahiplerinin melek yatırımcıları tercih etmesinin arkasında pek çok sebep var. Maddi destek insanların aklına gelen ilk kriter olabilir. Fakat melek yatırımcıların sunduklarının yanında maddi destek çok da önemli olmuyor. Çünkü doğru melek yatırımcılar projelerde mentor görevi de görüyor. Yani projenin planlaması, pazarlanması ve büyümesi gibi kritik noktalar da melek yatırımcılar Startup sahiplerinin elinden tutuyor.

Melek yatırımcıların ilgilendikleri alan da bu yüzden birbirinden farklılık gösterir. Örneğin mühendislik, ürün, sağlık ya da yaşam bilimleri alanları için özel melek yatırımcı bulmak gerekir. Zaten her melek yatırımcının ilgilendiği ve yatırım yaptığı alan bellidir. Bu sayede melek yatırımcıların projeye etkisi de artar. Uzman oldukları alan içerisinde projeye dahil olduklarında yatırımcıların sunacağı destekler de artar.

Doç. Dr. Gamze Sart Youtube kanalından ve web sitesinden melek yatırımcı nedir özellikleri nelerdir gibi konularda içerikler bulabilirsiniz. İnovasyon İçin Eğitim Vakfı internet sitesinden de Startup ile alakalı tüm konular hakkında içeriklere ulaşabilirsiniz.

Read More

2000’li yıllardan sonra yapay zeka teknolojisi hayatımızın her alanına girmeye başladı. Yapay zeka gibi bir alanın hayatımızda bu kadar aktif olmasının pek çok farklı nedeni var. İlk olarak yazılım alanındaki gelişmeler yapay zekaya adeta seviye atlattı. Yapay zeka son yıllarda popüler olmaya başlasa da aslında temelleri onlarca yıl önce atılmıştı. Fakat ilerlemesi ve gelişmesi için dünyada uygun alt yapılar mevcut değildi. Yazılım geliştikçe yapay zeka da hızlı bir gelişim sürecine girdi.

Yapay zeka dünyanın gidişatında da büyük değişimlere yol açtı. Yapay zeka uygulamaları sayesinde hem şirketler hem de ülkeler çok daha kritik adımlar atmaya başladı. Bu adımlar sayesinde büyük gelirler için de yeni bir kapı açıldı. Çünkü yapay zeka projelerinin günümüzde bir sonu gözükmüyor. Hatta pek çok yapılan çalışma yapay zekanın tam verim alamıyor. Bu yüzden de gelecekte yapay alanında yapılacak çalışmalar çok daha büyük etkiye sahip olacak.

Fakat geleceği beklemeden bile günümüzde yapay zeka insanları şaşırtmaya başladı. İlk olarak yapay zeka mühendislik alanlarını kapsayacak şekilde ilerliyordu. Fakat zaman geçtikçe yapay zeka farklı alanları da bünyesine dahil etti. İlk başlarda yapay zeka bu alanların bir parçası iken zamanla bu alanlar yapay zekanın bir parçası haline geldi. Günümüzde İngilizce nasıl bir zorunluluk ise gelecekte de yapay zeka öyle bir zorunluluk halini alacak.

Yapay Zeka Teknolojisi ve İş Hayatı

İnsanların çalışma ve iş hayatı her yüzyıl büyük değişimlere maruz kalmıştır. Savaşlar, ihtiyaçlar ya da teknolojiler bu süreci sürekli etkileyen unsurlar arasında olmuştur. Günümüzde de yapay zeka örnekleri iş hayatını etkisi altına almayı başardı. Yapay zekanın iş hayatına etkisi yavaş yavaş görünse de gelecekte önemli bir parçası olacak. Toplantılardan şirketlerin yatırım modellerine kadar her şeyi etkileyecek yapay zeka sayesinde çalışma hayatı çok daha basit bir hal alacak.

Sağlık Sektöründe Yapay Zeka

Yapay zeka nasıl çalışır ve nerelerde kullanılır sorusu ilk sorulduğunda kimse sağlık sektörü hiçbir şekilde akıllara gelmezdi. Fakat gelinen noktada yapay zeka sağlık sektörünün önemli bir parçası haline geliyor. Özellikle hastalık teşhisinde ya da tedavi süreçlerinde yapay zeka teknolojisi doktorların en büyük yardımcı olmaya aday. Çünkü yapay zeka robotları ameliyatlara da dahil olmaya başladı. Doktorları ameliyat sırasında doğru yönlendiren bu robotlar hem zamandan hem de sağlıktan ödün vermiyor.

Buna ek olarak deri altlarına yerleştirilen çipler de erken teşhis noktasında devreye giriyor. Doktorlar bu çipler sayesinde hastalıklar ilerlemeden erken safhada müdahale ediyor. Kısa bir süre hayatımıza girmesi beklenen bu çipler insan ömrünü çok yukarılara çekecek. Bu projeler sadece deneme aşamasında olsa da yatırımcılar tarafından daha şimdiden milyonlarca dolar yatırım almayı başardı. Belki de yapay zeka nedir sorusuna ilerleyen zamanlarda insan ömrünü uzatan teknoloji bile denebilir.

Üretim ve İmalatta Yapay Zeka Robotları

İnsan nüfusu ve ihtiyaçları gün geçtikçe artıyor. Artış ile birlikte insanların istekleri de sürekli değişiyor. Şirketler hem artan nüfusa uygun üretim yapma konusunda hem de istekleri doğru belirleme konusunda sorun yaşıyor. Yapay zeka teknolojisi bu süreçte en önemli yardımcı olarak dikkat çekiyor. Çünkü verileri doğru bir şekilde işleyen yapay zeka insanların istekleri en doğru şekilde belirliyor.

Ayrı akıllı üretim sayesinde de üreticiler insanlara yetecek kadar üretim sağlıyor. Bu üretim ve imalat sadece makine olarak gerçekleşmiyor. Aynı zamanda yiyecek ve içecek üretiminde de üreticiler fazla ve gereksiz üretimden uzak kalıyor. Şirket içerisinde büyük paraların kalmasını sağlayan bu yöntem sayesinde şirketlerin büyüme hızları da artıyor. Üretim alanında Yapay zeka örnekleri şimdiden hızlı bir büyüme yakalamayı başardı. Gelecekte bu alanda çok daha önemli ve büyük çalışmalar ortaya çıkacak. Dünyanın önde gelen pek çok teknoloji şirketi yapay zeka çalışmaları için daha şimdiden yüzlerce patent almaya başladı.

Doç. Dr. Gamze Sart Youtube kanalından ve web sitesinden yapay zeka teknolojileri nelerdir ve ne işe yarar gibi sorularınıza cevap bulabilirsiniz. İnovasyon İçin Eğitim Vakfı internet sitesinden de yapay zeka teknolojisi hakkında detaylı bilgiler alabilirsiniz.

Read More

Tüm dünyada Almanya Teknik Üniversiteleri özel ve önemli bir yere sahiptir. Almanya, eğitim sistemi ile özellikle 2000’li yıllardan sonra tüm dünyaya kendini tanıtmaya başlayan bir ülke konumunda bulunmaktadır. Almanya’nın eğitim sistemi keşfedilmeden önce Amerika ve İngiltere’de bulunan üniversitelere olan ilgi yüksek seviyelerde seyretmiştir. Almanya’ya, öğrencilerin teker teker göç etmesi ile bu ülkelere olan ilgi azalmıştır. Üstelik Almanya sadece mühendislik alanında kaliteli bir eğitim sunmamaktadır. Mühendislik bölümleri ön plana çıksa da sanat ve sosyal bilimlere yönelik alanlarda da Almanya kaliteli eğitimler sunmaktadır.

Bir diğer yandan Almanya’da kaliteli okullar sadece tek bir bölgede yoğunlaşmamıştır. Münihteki üniversiteler ilk olarak akla gelse de Almanya’da her bölgede en az bir tane uluslararası standartta sahip bir üniversite bulunuyor. Bu durum sayesinde hem ülkedeki hem de ülke dışındaki öğrencilerin her birine kaliteli bir eğitim sunulmuş oluyor. Lisans ve yüksek lisans eğitimi için Avrupa’yı tercih eden öğrencilerin büyük bir kısmı Almanya ve Hollanda’ya yöneliyor. Bunun ise pek çok nedeni var.

Almanya Teknik Üniversiteleri Neden Çok Tercih Ediliyor?

İlk olarak öğrencilerin ilgisini çeken nokta kaliteli eğitim sistemidir. Almanya’nın en iyi mühendislik üniversiteleri aynı zamanda dünyanın da en iyi mühendislik okulları arasında. Öğrenciler Almanya’da dünya standartlarının üzerinde bir eğitim alarak iş hayatlarına daha hazır oluyor. Eğitim sisteminin bu kadar kaliteli olması üniversite fiyatlarına yansımıyor! Çünkü Almanya’daki üniversite ücretleri yok denecek kadar. Öğrenciler dünyanın en iyi üniversitelerinde 500 – 3000 Euro arasında bir ücrete okuyabiliyor.

Almanya’daki üniversiteler ve bölümleri sadece mühendislik alanlarına da hitap etmiyor. Almanya son dönemlerde büyük bir gelişim göstererek sanat gibi ya da tıp gibi alanlarda da dünya standartlarında eğitim sunmaya başladı. Bu yüzden de her yıl dünyanın dört bir yanından on binlerce öğrenci Almanya’da okumak için başvuru yapıyor. Fakat bunların sadece belli bir kısmı onay alıyor. Bunun sebebi okulların kabul kriterlerinin zorluğu değil. Almanya’daki TU9 üniversiteleri gibi üniversiteler okumak için öğrencilerin çok yüksek sınav puanına ihtiyacı yok.

Hatta Almanya’da bulunan bazı üniversiteler lise diploması ile de öğrenci kabul ediyor. Fakat öğrencilerin yetenekleri, becerileri ve alandaki tecrübeleri ile okulun ilgisini çekmesi gerekiyor. Üniversiteler öğrencilerin hem üniversiteye hem de bölüme yeterli olduğuna karar kıldığı zaman kabul süreçlerini başlatıyor. Ayrıca Almanya öğrencilere hem İngilizce hem de Almanca eğitim fırsatı da sunuyor. Öğrenciler hangi dilde eğitim almak istiyor ise o dilin sınavında ortalama bir skor alması onların kabul sürecini hızlandıracaktır.

Almanya’daki Teknik Üniversiteler ve Öğrencilere Sundukları

Almanya’da bulunan teknik üniversiteler ilk olarak öğrencilere dünyanın en iyi mühendislik eğitimlerinden bir tanesini sunuyor. Ülkemizdeki mühendislik öğrencileri derslerin sadece teoride kalmasından oldukça şikayetçi. Almanya’da ise bu tarz bir durum söz konusu değil. Almanya teknik üniversiteleri öğrencilere hem teorik hem de pratik olarak bir eğitim modeli sunuyor. Almanya’nın en iyi mühendislik üniversiteleri öğrencilerin genellikle laboratuvar ortamında eğitiyor.

Bu sayede öğrenciler derslerde gördüklerini bu ortamlarda pratiğe dökerek öğrendiklerini pekiştiriyor. Almanya teknik üniversiteleri aynı zamanda dünyanın önemli fabrikaları ile birlikte iş yapıyor. Dünyanın önde gelen araba firmaları bu üniversitelerin içerisine laboratuvar kurarak öğrencilere destek oluyor. Üniversite – Sanayi işbirliğinin en iyi örneklerinin uygulandığı üniversiteler öğrencilere bu sayede iş imkanı da sunuyor. Derslerde ve laboratuvar ortamında dikkat çeken başarılı öğrenciler dünyanın önde gelen firmalarında iş imkanı yakalıyor.

Doç. Dr. Gamze Sart Youtube kanalından ve web sitesinden Almanya teknik üniversiteleri hakkında detaylı bilgiler alabilirsiniz. Aba Yurt Dışı Eğitim internet sitesinden de Almanya üniversiteleri taban puanları hakkında bilgiler bulabilirsiniz.

Read More

Son dönemlerde yurtdışında endüstri mühendisliği okumak isteyen öğrenci sayısı oldukça artmaya başladı. Endüstri mühendisliği tüm dünyada 2000’li yıllardan sonra popüler bir alan haline geldi. Geleceğin ve günümüzün önemli mühendislik alanlarından bir tanesi olan endüstri mühendisliği, yeni iş kapılarını da açmayı başardı. Dünyanın dört bir yanında büyük firmalar artık şirketlerinin önemli noktalarına endüstri mühendislerini yerleştirmeye başladı. Her geçen gün büyüyen bir alan olduğu için gençlerin ilgisi de gün geçtikçe artıyor.

Endüstri mühendisliği ayrıca dünyadaki teknoloji gelişmelerine de yardımcı olan bir mühendislik bölümü oldu. Teknoloji geliştikçe ihtiyaç duyduğu bilgi birikimi de artıyor. Bu yüzden de yeni meslekler ve yeni çalışmalara ihtiyaç doğuyor. Endüstri mühendisliği de teknolojinin ihtiyaç duyduğu boşlukları dolduran bir alan oldu. Bu tarz nedenlerden dolayı da öğrenciler için yurt dışında endüstri eğitimi almak önemli bir hal aldı. Ülkemizde de endüstri bölümleri olsa da yurt dışında verilen eğitimin pratik olması ve daha oturmuş bir sistem olması öğrencileri cezbediyor.

Yurtdışında Endüstri Mühendisliği Eğitimi Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Yurt dışındaki endüstri bölümlerinin her biri farklı kabul kriterleri barındırıyor. Kabuller ülkelere ve üniversitelere göre genellikle farklılık gösteriyor. Endüstri mühendisliği eğitimi veren okulların pek çoğunda da YÖK denkliği bulunuyor. Örneğin Avrupa’da endüstri mühendisliği eğitimi veren çoğu okul için ülkemizde denklik var. Fakat öğrenciler yine de okulları tercih etmeden önce denklik sistemlerini kontrol etmelidir. Denkliği olmayan okullar için öğrenciler mezun olduktan sonra denklik sınavına girmelidir.

Ayrıca yurt dışında endüstri eğitim süresi de ülkemizdeki gibi 4 yıl sürmektedir. Endüstri mühendisliği eğitim dili de genel olarak İngilizcedir. Almanya’da endüstri mühendisliği gibi bazı bölümlerde İngilizceye ek olarak Almanca eğitim de sunuluyor. Öğrenciler hangi dilde eğitim almak istiyor ise o dilde uluslararası bir sınava girerek geçerli bir puan almalıdır. İstenilen dil puanı da ülkelere göre değişse de ortalama olarak 80 85 TOEFL puanı gibi puanlar öğrenciler yeterli olacaktır.

Yurt Dışında Endüstri Mühendisliği Öğrenciler Neler Sunuyor?

Başta Avrupa olmak üzere dünyanın dört bir yanında sanayileşme hızla devam ediyor. Sanayileşme sürecinde de her mühendislik alanına olduğu gibi endüstri mühendisliğine de ihtiyaç artıyor. Yurtdışında endüstri mühendisliği öğrencileri de bu ihtiyaçtan yararlanıyor. Öğrenciler ilk olarak dünyanın önde gelen firmalarında staj yapma şans yakalıyor. Alanında öncü olan pek çok firma okullardaki öğrencileri yakından takip ediyor.

Başarılı buldukları öğrencileri de mezuniyet sonrası iş imkanları ile kendilerine çekiyor. Ayrıca yurt dışında endüstri mühendisliği maaşları ülkemize oranla çok daha yüksek. Öğrencilerin yabancı dil biliyor olması ve o kültüre ait bir okulda eğitim alması da öğrencilerin yurt dışı firmaları tarafından tercih edilebilir bir hale getiriyor. Öğrencilerin üniversitelerde teorik eğitime ek olarak pratik eğitim alması da onların profesyonel ve akademik hayatlarına çok daha yardımcı oluyor.

Doç. Dr. Gamze Sart Youtube kanalını ziyaret ederek Avrupa’da endüstri mühendisliği hakkında detaylı bilgiler alabilirsiniz. Doç. Dr. Gamze Sart Web sitesinden de endüstri ve diğer mühendislik alanları hakkında detaylı yazılar okuyabilirsiniz. Aba Yurt Dışı Eğitim internet sitesinden yurtdışında endüstri mühendisliği okumak için gereken sınavlar hakkında bilgi ve destek alabilirsiniz.

Read More

Son dönemlerde yurtdışında işletme okumak isteyen öğrencilerin sayısı artmaya başladı. İşletme bölümüne olan bakış açısı ülkemizde çok farklı. İnsanlar genellikle işletme okuyan kişilerin ileride işsiz kalacağını söylüyor. Ve maalesef bu durum da gerçekleşiyor. Ülkemizde binlerce işletme mezunu ya kendi alanlarında çalışmıyor ya da çok kötü şartlar altında mesleklerini yapıyor. İşletme mezunlarının sadece küçük bir kısmı, alanlarında önemli yerlerde çalışabiliyor. Bu yüzden de ülkemizde işletme bölümüne bakış açısı olumsuz olarak ilerliyor.

Fakat yurtdışı işletme üniversiteleri ve eğitimleri işletme bölümüne olan bakış açısını değiştiriyor. Kaliteli bir eğitim ve buna ek olarak yüksek standartlarda iş imkanı yurtdışı işletme okullarında öğrencileri bekliyor. Bu yüzden de öğrencilerimiz işletme bölümü ülkemizde okumayı artık istemiyor. Bunu yerine Amerika da işletme okumak için ya da başka ülkelerde işletme okumak için yoğun bir çaba sarf ediyor.

Yurtdışında İşletme Okumak İsteyen Gençlerin Bilmesi Gerekenler

Yurt dışında işletme alanında eğitim almak ülkemizdeki kadar kolay değildir. Üniversitelerin prestijine göre öğrenci kabul süreci zorlaşıyor. Fakat öğrencilerin başvuracağı okul hangisi olursa olsun başvuru süreci kesinlikle titiz ilerletilmelidir. Ayrıca tüm işletme üniversitelerinin ortak olarak dikkat ettiği iki önemli nokta vardır. Bunlardan bir tanesi öğrencilerin diploma puanıdır. Öğrencilerin diploma puanı ne kadar yüksek olursa kabul için o kadar avantaj sağlar.

Buna ek olarak öğrencileri için ayrıca yabancı dil yeterliliği de son derece önemlidir. İşletme yurtdışında en çok okunan bölümler arasında olmasa da neredeyse her ülkede eğitimi İngilizcedir. Bu yüzden de öğrencilerin TOEFL ya da IELTS sınavına girerek geçerli bir puan alması gerekir. Ayrıca Eğitim dili İngilizce olmayan üniversiteler öğrencilere eğitim alacakları dilde bir yıl hazırlık hakkı da veriyor. Niyet ve referans mektupları ise öğrencilerin tercih ettiği üniversiteye göre istenen diğer konulardır.

İşletme bölümünün eğitim süresi de ülkemizden farklılık gösterebilir. Bazı ülkelerde eğitim 2 yıl sürerken bazı ülkelerde ise eğitim 3 – 4 yıl arasında sürebilmektedir. Her üniversite farklı ders programı içerisinde öğrencilere eğitim vermektedir. Yurtdışındaki işletme bölümleri arasında hepsinin YÖK denkliği de bulunmuyor. Yurtdışında işletme okumak isteyen gençlerin özellikle denklik olayına fazlası ile dikkat etmesi gerekiyor. Aksi takdirde öğrencilerin diploması ülkemizde geçerli olmayacaktır.

Yurt Dışında İşletme Okumanın Avantajları

Öğrencilerin yurt dışında bir okuldan işletme kabulü alması onlara pek çok fırsatı da beraberinde getiriyor. Özellikle öğrencilerin eğitim sırasında aldıkları kaliteli eğitim büyük bir avantajdır. Çünkü öğrenciler sadece sosyal hayatta kullanacakları bir İngilizce eğitimi almıyor. Aynı zamanda mesleki olarak da ileri düzey bir İngilizce gelişimi sağlamış oluyor. Bu durum ülkemizde büyük firmaların kapısını öğrencilere açmış oluyor. Aynı şekilde dünyanın farklı noktalarında da çalışmak için bir kapı açıyor.

Ayrıca yurtdışında işletme okumak öğrencilerin mesleki vizyonunu da geliştiriyor. Öğrenciler kaliteli bir eğitim sisteminde işletme eğitimi aldığı için bölümlerinin önemini çok daha iyi öğreniyor. Bu sayede mesleki olarak çok daha iyi yerlere geliyor. Bunlara ek olarak yurt dışındaki işletme okulları büyük firmalar tarafından yakından takip edilen bölümlerdendir. Firmalar bölümlerinde dikkat çeken öğrencilere ilk önce staj imkanı tanıyor. Daha sonra ise mezuniyetten sonra iş imkanları ile değerlendiriyor.

Doç. Dr. Gamze Sart Youtube kanalını ve web sitesini ziyaret ederek yurtdışında en çok okunan bölümler hakkında bilgiler alabilirsiniz. Aba Yurt Dışı Eğitim internet sitesinden de Yurtdışında işletme okumak için gereken sınavlar hakkında bilgiler alabilirsiniz.

Read More

Günümüz eğitim sistemi her öğrencinin aynı yöntemle eğitim almasına yönelik bir sistem olarak uygulanmaktadır. Ancak verimli bir öğrenme süreci için bu doğru değildir. Öğrenme söz konusu olduğunda bireylerin öğrenme biçimlerini bilmek gerekmektedir. Bireyin öğrenme biçimine yönelik olarak verilen eğitimler, bireyin verimli bir öğrenme süreci yaşamasını sağlamaktadır. Öğrenme stilinin doğru tespiti, ders çalışma süreçlerinde de yararlı sonuçlar vermektedir.

Nasıl ki her birey birbirinden farklı karakteristik özelliklere sahipse, öğrenme biçimleri de her insanda farklı olabilmektedir. Zaten insan karakterinde görülen bu farklılıklar, öğrenme stillerine yönelik araştırmaların da kaynağı olmuştur. 1967 yılında yapılan çalışmalar, bireylerin birbirinden farklı üç öğrenme yöntemine sahip olduklarını açıklamaktadır.

Bu çalışmanın öncüleri Dr. Rita Dunn ve Dr. Kenneth Dunn’dur. Dunn&Dunn öğrenme yöntemleri, insanların oldukça büyük bir kısmının öğrenme eylemini başarılı bir şekilde yapabileceklerini savunmaktadır.

Mevcut Öğrenme Stilleri Nelerdir?

Günümüz eğitim sistemi ezbere dayalı bir sistemle oldukça verimsiz bir yöntemi benimsemiştir. Bu durum, öğrencilerin verimsiz bir öğrenme süreci ile potansiyellerinin çok altında bilgi düzeyine ulaşmalarına neden olmaktadır. Günümüz eğitim sisteminin özellikleri arasında dikkat çeken ezberci yöntemden ziyade bireyin yetenekli olduğu öğrenme stiline yönelik bir sistem uygulanmalıdır.

Günümüz Eğitim Sistemi Bireyin Yeteneklerine Yönelik Yöntemler Kullanmalı!

Üç farklı öğrenme stilinden ilkini görsel öğrenme stili oluşturmaktadır. Bu öğrenme biçiminde gözlem yaparak ve okuyarak gerçekleşen öğrenme eylemleri önemlidir. Renkli tablolar, görselliği yüksek şekiller ve ilgi çekici bloklar bu yönteme yatkın olan insanlara hitap etmektedir. Bu öğrenme yöntemine sahip olan kişiler genellikle herhangi bir şey düşündüklerinde yukarı doğru bakma eğilimindedirler.

Görsel yönteme eğilimli olanlar, ders sırasında not alarak daha verimli bir öğrenme süreci yaşayabilirler. Çalışma sırasında alınan notlar ve özet bilgiler, konuların daha kalıcı öğrenilmesine yardımcı olmaktadır.

İşitsel öğrenme stiline yatkın olanlar, dinleme ve tartışma yöntemleriyle verimli bir süreç elde edebilirler. Ses kayıtları ve benzeri ses unsurları bu yöntem için önemli sayılmaktadır. Bu öğrenme yöntemleri Türk Eğitim Sistemi özellikleri ve yöntemleri arasına dahil edilirse öğrencilerin öğrenme süreçleri daha etkin hale gelebilir.

Öğrenme stillerinden bir diğeri de dokunsal öğrenme yöntemidir. Fiziksel araç ve gereçler, uygulamaya dönük projeler ve benzeri çalışmalar öğrenme biçiminde dikkat çeken unsurlardır. Dokunsallar için masa başında ders çalışmak her zaman için kolay olmayabilir. Ders çalışırken hareket kısıtlarının olmamalarına dikkat edilmelidir.

Günümüz eğitim sistemi ve nasıl olması gerektiği hakkında soru ve görüşleriniz için Doç. Dr. Gamze Sart’a ulaşabilirsiniz. İlgi çekici videolara ulaşmak için Doç. Dr. Gamze Sart YouTube kanalına abone olabilirsiniz.

Read More

YKS puanı ile yurt dışında okumak için her geçen dönem farklı adımlar atılıyor. Ülkemizde her geçen gün yurt dışına üniversite eğitimi için giden öğrencilerin sayısı artmakta. Hem YÖK hem de yurt dışı okulları bu süreci kolaylaştırmak için farklı uygulamalar geliştiriyor. Yurt dışında lisans ya yüksek lisans eğitimi almak gittikçe kolaylaşıyor. Artık her öğrenci için bir başvuru yöntemi mevcut. Biz de öğrencilerimize en uygun başvuru yöntemini belirleyerek onlara en çok fayda sağlayacak adımları atıyoruz.

Başvuru yöntemleri geliştiği ve değiştiği için yurtdışında üniversite okumak için gerekenler sürekli yenileniyor. Öğrenciler eğitim almak istedikleri alana göre ve ülkeye göre bir başvuru yöntemi geliştirmelidir. Geçmiş dönemlerde öğrencilerin yurt dışına çıkabilmesi için uluslararası sınavlardan geçerli not almaları gerekiyordu. Üstelik her okulun ve ülkenin kabul ettiği sınav birbirinden farklı oluyordu. Bu da öğrencileri maddi ve manevi açıdan yoruyordu.

Artık öğrenciler lise diploması ile yurtdışında üniversite okumak için başvuru bile yapabiliyor. Fakat her başvuru modelinde olduğu gibi YKS puanı yurt dışına çıkmak isteyen öğrencilerin de ekstra yapması gereken şeyler bulunuyor. Öğrenciler bu adımları doğru bir şekilde uyguladıkları takdirde YKS ile kabul eden okullardan istediklerine yerleşebilir. Sadece YKS puanı ile öğrenci kabul eden üniversite ve ülke sayısı her geçen gün artıyor. Günümüzde Almanya, Finlandiya ve Fransa gibi ülkelerde pek çok üniversite sadece YKS ile öğrenci kabul ediyor.

YKS Puanı İle Yurt Dışında Okumak İçin Gerekenler Nelerdir?

İlk olarak öğrenciler aldıkları puan ile girebilecekleri okulları ve bölümleri belirlemelidir. Çünkü bölümlerin ve okulların taban puan aralığı birbirinden farklılık gösterir. Öğrenciler kabul almak için kendi puanlarından çok yüksek bölümleri tercih etmemelidir. Daha sonra ise öğrenciler üniversitelerin başvuru kriterlerini yerine getirmelidir. Bu kriterler arasında başvurunun belirlenen tarihler arasında yapılması gibi kriterler vardır. Ayrıca üniversiteler öğrencilerden niyet mektubu, referans ya da özgeçmiş gibi dosyaları da ister.

Bu dosyalar her okul için zorunlu olmasa da pek çok başarılı okulun istediği kriterler arasındadır. Okullar istemese bile bu öğrencilerin başvurularında bunları yollaması onlar adına artı bir etken olacaktır. Bir diğer yandan öğrencilerin eğitim alacakları dil de bu anlamda dikkat edilecek bir etkendir. Çünkü okullar öğrencilerden geçerli bir dil puanı da ister. YKS puanı ile yurt dışında okumak için dil eğitim genellikle zorunludur. Bazı okullar ise dil puanı yerine öğrencileri ilk sene hazırlık okumalarını ister.

Hazırlık dönemlerinde öğrenciler sadece dil eğitimi almaz. Aynı zamanda öğrenciler kendi alanları ile alakalı da temel eğitimleri bu dönemde alır. Fakat bazı özel okullarda verilen eğitim İngilizce olduğu için üniversiteler bu eğitimin yanına ekstra bir dil puanı istemez. Örneğin Finlandiya’da Fince eğitim almak isteyen öğrenciler ilk yıl Fince hazırlık eğitimi alır. İngilizce eğitim almak isteyen öğrenciler ise TOEFL ya da IELTS sınavından ortalama bir skor almak zorundadır.

Doç. Dr. Gamze Sart Youtube kanalından ve web sitesinden Yurtdışında üniversite okumak için hangi sınav gerekli gibi sorularınıza cevap bulabilirsiniz. Ayrıca Aba Yurt Dışı Eğitim İnternet sitesinden de YKS puanı ile yurt dışında okumak hakkında detaylı bilgi ve destek alabilirsiniz.

Read More

Yurt dışında mimarlık eğitimi almak son zamanlarda tüm dünyada en popüler tercihlerden birisi oldu. Mimarlık bölümü tüm dünyada her geçen gün büyüme devam ediyor. Mimarlık bölümünün geleceği uzun bir süre karamsar görünüyordu. Özellikle gelişen teknoloji ve ilerleyen robotikleşme bu durumu tetikledi. Bu gelişme, mimarlık alanının gelecekte yer almayacağı düşüncesine neden oldu. Mimarların yerini robot ve yapay zekanın alacağı tahmin edilmekteydi. Fakat ilerleyen yıllarda mimarlık alanı önemini fazlasıyla artırdı.

Bu durumun başlıca sebeplerinden bir tanesi de akıllı şehirler gibi projelerdir. Mimarlık eğitim süreci ve anlayışı akıllı şehirler ile değişime uğradı. Gelecekte hayatımızda yer alacak akıllı şehirler büyük imkanlar sunuyor.  Bu şehirlerden tam verim alabilmek için de mimarlık alanı önemli bir faktör oluyor. Ülkemizde de yeni mimarlık eğitim modeli yavaş yavaş uygulanıyor. Fakat yurt dışındaki üniversiteler yıllarca önce bu konuda temel attı. Bu yüzden de öğrenciler başarılı bir mimar olmak için genellikle yurt dışındaki okulları tercih ediyor.

Yurt Dışında Mimarlık Okumak Neden Popüler?

Öğrencilerin yurt dışında mimarlık eğitimini tercih etmelerinde aslında çok fazla sebep var. Bunlardan bir tanesi eğitim sisteminin güncel olması. Güncel eğitim sistemi öğrencilerin iş hayatına ve günümüze daha kolay adapte olmasını sağlıyor. Günümüzde yapay zeka ya da veri bilimi gibi alanlar fazlası ile gelişti. Bu tarz önemli teknolojik alanlar da mimarlık gibi alanlarla fazlası ile alakalı. Dünyada mimarlık eğitimi artık mimarlığı bu tarz güncel konular ile iç içe veriyor. Bir diğer yandan yurt dışında öğrenciler pratik eğitim konusunda da tecrübe kazanıyor.

Ülkemizde üniversite eğitimi genel olarak teorik eğitim üzerine kurulu. Bu yüzden öğrenciler iş hayatlarına kolay adapte olamıyor. Ayrıca teorik eğitimi pratik üzerinde görmek öğrencilerin çok daha başarılı olmasını sağlıyor. Yurt dışındaki mimarlık okulları da bu konuda öğrencilere fazlası ile destek oluyor. Bu üniversiteler başarılı mimarlık firmaları tarafından da takip edilmektedir. Bu sayede öğrenciler mezuniyet sonrası iş bulma konusunda çok daha kolay hareket ediyor.

Yurt Dışında Mimarlık Eğitimi Almak İçin Yapılması Gerekenler

İlk olarak öğrencilerin yurt dışındaki okulların kabul sürecinin farklı olduğunu bilmeleri gerekiyor. Yani istenilen sınavlar ya da puanlar okullara göre değişiyor. Fakat bunlardan hariç olarak genel olarak öğrencilerin dikkat etmesi gereken önemli adımlar var. Bu adımları öğrencilerimiz çalışma sürecine eklediği zaman kolay bir kabul süreci geçirir. Pek çok form sitesinde ya da videoda insanlar bu sürecin zor olduğundan bahsediyor. Bu zorluk tamamen öğrencilerin alacağı yanlış ya da doğru destekler ile alakalıdır.

Öğrencilerin ilk yapması gereken ve bilmesi gereken nokta okumak istedikleri ülke ve üniversiteye karar vermek.  Mimarlık eğitimi için kabul veren okulların istediği sınavlar ve skorlar farklıdır. Ayrıca öğrencilerin dil sınavlarından da geçerli bir puan alması gerekir. İngilizce eğitim için öğrencilerden TOEFL ya da IELTS sınav puanı istenir. Fakat farklı bir dilde eğitim almak için ise öğrencilerin o dilde uluslararası bir sınava girerek istenilen skoru alması onlara eğitim şansı tanır. Bunlara ek olarak başvuru döneminde erken başvurmak ve dosyaların eksiz olarak iletilmesi de öğrencilere kolaylık sağlayacaktır.

Doç. Dr. Gamze Sart Youtube kanalını ziyaret ederek yurt dışında ve Türkiye’de iç mimarlık eğitimi hakkında detaylı videolar izleyebilirsiniz. Doç. Dr. Gamze Sart web sitesini ziyaret ederek de yurt dışında istediğiniz okulda mimarlık okumak için profesyonel bir destek alabilirsiniz. Aba Yurt Dışı Eğitim internet sitesini ziyaret ederek de girmeniz gereken yurt dışı sınavları hakkında blog yazıları okuyabilirsiniz.

Read More

En kısa tanımıyla kariyer; bulunulan meslekte ilerleme ve ihtisaslaşma olarak ifade edilir. Kişinin iş hayatı boyunca karşılaştığı farklı pozisyonların bütünü olarak da tanımlanır. Özellikle işletmelerin çoğu, bünyesinde bulunan çalışanları için kariyer yönetimi yaparlar. Bu kariyer süreci meslekte çalışanların bilgi birikimine, tecrübesine ve ilgi alanlarına göre belirlenir ve planlanır. Kurumlar, çalışanları için insan kaynakları aracılığıyla kariyer planlaması yaparlar ve sürece bu şekilde katkıda bulunurlar.

Kurumların çalışanları için yaptıkları planlamanın yanında bireylerinde kendileri için kariyer planlaması yapması gerekir. Çalışanların kariyer planları arasında iş hayatında başarı gösterme ve eksik olan eğitimlerini tamamlama yer almalıdır. Bu yönde çalışmaların yapılması kişinin kariyer planlaması için oldukça önemlidir. Bireyin iş yaşantısındaki aktivitelerinin ve sorumluluklarının artış göstermesinde kariyer planlaması yapılmalıdır. Ayrıca çalışanların tutum ve davranışlarının gelişmesinde de sürecin yönetimi son derece önem arz etmektedir.

Birey çalışma hayatına adım attıktan itibaren birçok gereksinimi karşılamak ve işinde ilerlemek için planlama yapmak zorundadır. Özellikle bireyin ihtiyaçlarını karşılamada, sosyal açıdan saygı görmede ve doyuma ulaşmada bu yönetim şeklinin benimsenmesi önemlidir. Kariyer yapma olgusunun en temel nedenleri arasında bireyin kendi isteklerini karşılama arzusu yatmaktadır. Kariyer planlaması yapmak her bir bireyin çalışma hayatındaki hiyerarşi içerisinde ilerlemesi için aranan bir durumdur.

Kariyer Yönetiminin Amaçları

Kariyer Yönetimi Nedir; bireyin meslek hayatı boyunca sahip olduğu yetiye ilişkin deneyimlerinin ortaya koyulduğu tutum ve davranışlar dizisidir. Bireyin çalıştığı seneler boyunca iş alanında ilerlemesi ve deneyim kazanması da bu kapsama girmektedir. Kişinin bu alanda kazanmış olduğu yetenek ve deneyimlerle ilerlemesi de sürece dahil edilmektedir. Ayrıca günümüz modern yönetimi içerisinde işletmelerin insan kaynaklarından faydalanmaktadır.

İnsan kaynakları kariyer yönetimi bünyesinde kariyer geliştirme programlarına yer verilmektedir. Bu kariyer geliştirme programları içerisinde organizasyonel etkinlikler ve çalışanın iş tatminin sağlanması için her türlü gelişim programları yer almaktadır. Yönetimin aşamaları; işe başlama, terfi etme ya da aynı işte farklı yere transfer olma bölümlerinden oluşur. İşe başlama aşamasında ilk görev ne yapmak istendiği ve hedeflere dair beklentiler belirtilir. Bu noktada bir form doldurulur ve kişinin görev tanımı belirlenir.

Tüm bu aşamalara ek olarak kişinin mesleğe başladıktan sonraki göstermiş olduğu performansı değerlendirmeye tabi tutulur. Çalışma hayatı boyunca kişiler kendilerini gözlemlemeli ve yeteneklerini artırmak için eksik olduklarını düşündükleri yetilerine eğilim göstermelidirler. Kurumsal kariyer yönetimi yapılan iş yerlerinde çalışanlar için bulunacakları görev alanları belirlenmektedir. Bu durum bireyin meslekteki başarısını ve motivasyonunu artıracaktır.

Kariyer Yönetimi ve Kariyer Planlama

İş hayatında bulunan çalışanların ihtiyaçlarını ve değerlerini karşılamada iş deneyimlerinden faydalanılması olayına kariyer planlama denilmektedir. Mesleki hayat boyunca karşılaşılan fırsatlar ile en uygun ilişki kurma yöntemidir. Kurulan en uygun ilişkinin amacı ise; sorunların çözümlenmesi ve karar alınmasıdır. Kariyer planlaması yapan kurumlarda çalışanların çoğu mutlu ve işlerinde de oldukça verimlidir. Bu süreç kendini işine adayan çalışanların artmasına katkı sağlamaktadır.

Kariyer planlaması ile hareket eden çalışanlarda geleceği tahmin edebilme, kendilerinin neyin beklediğini bilme duyguları gelişmiş bir şekilde görülür. Ayrıca bu kişilerin tutumları arasında amaç belirleme ve yüksek motivasyona sahip olma yetileri de gelişmişlik göstermektedir. Kariyer yönetimi kariyer planlamasından oluşmaktadır. Her iki durumda içi içe geçmiş bir pozisyonda yer alır. Kariyer planlaması kendi içerisinde süreçlere ayrılır;

  • Kişi kendi bilgi ve becerilerini tanımalı ve ona göre mesleki hayatını çizmelidir,
  • Kişi iş hayatındaki güçlü ve güçsüz yönlerini belirlemeli ve değerlendirmelidir,
  • Mesleki alanda kariyerini içsel ve dışsal olarak ayrıma tabi tutarak ona göre hareket etmelidir,
  • Kendine ve mesleğine yönelik hedefler belirlemelidir,
  • Hedeflerini zaman zaman gözden geçirmeli ve ne kadar ilerleme ya da gerileme olduğunu saptamalıdır,
  • Her dönem kariyer planlarını gözden geçirmeli ve dönem dönem kendine hedefler koymalıdır,
  • Son olarak belirlediği kariyer planlarını uygulama safhasına sokmalıdır.

Modern Kariyer Yönetimi Süreçleri

Kişinin mesleki hayatında kendisini ve sosyal çevresini göz önünde bulundurarak kariyer amaçlarını belirleme safhasıdır. Kariyer yönetimi, bireyin kariyerindeki ilerlemeyi ele alan modern çağa uyum sağlayan bir süreç olduğu bilinmektedir. Bu yönetim süreci, ihtiyaçların belirlenmesi ve kariyer adına araştırmaların yapıldığı dönem olarak ifade edilmektedir. Aşama boyunca kişi modern çevresinde gelişen bilgileri bir araya getirerek süreç içerisindeki yerini belirler.

Kişi kendisinin farkında olduğunda kişisel değerleri ve inançları devreye girmektedir. Bununla beraber kişi, ihtiyaçları, amaçları, yetenekleri ve istekleri hakkında bir değerlendirme de bulunurken objektif olmaya özen göstermelidir. Sağlanan kariyer planlamaları sayesinde sürece bu alanlarda yön verilir. Kişinin modern çevresinin farkında olması ise; kişinin içinde bulunduğu mesleğin gereklerini yerine getirmesini ifade etmektedir. Ayrıca var olan iş olanaklarının tanınması da bu süreç içerisinde yer almaktadır. Kariyer yönetimi süreçleri denilince;

  • İnsan kaynaklarının yapmış olduğu planlamalar sayesinde sistem sağlam temellere dayandırılır,
  • Kariyer planlamasıyla sürecin yönleri ve yöntemleri belirlenir,
  • Kariyer bilgisinin artırılmasında işlerin duyurulması gerekir,
  • Çalışanların iş hayatındaki performansları değerlendirmeye tabi tutulur,
  • Özellikle işe yeni başlayanlar için kariyer danışmanlığı yapılmalıdır,
  • İşte bulunanlar için deneyimlerinin daha da artırılması gerekir,
  • Eğitim programlarının düzenlenmesine gereken katkıları sağlar.

Kariyer Planlamasına İlişkin İlkeler

Kariyer yönetimi ilkeleri, başta kendi kendini değerlendirme olmak üzere hedef belirleme noktasında performans yönetimi ile yakından ilgilidir. Yeni işe başlayanların patronları tarafında değerlendirmeye tabi tutulması ve yeni işe başlayanların eğitim programlarına katılmasını sağlamakta bu sürecin amaçları içerisinde yer alır. İş hayatında kademe ilerlemesinin yaşanması ve kariyer yaptıkları iş alanında gerekli eğitimlerin alınması için performans yönetimi yol gösterici olmaktadır. İş hayatında yapılan transferlerde alınan kararların değerlendirmesi bu aşama bünyesinde yer almaktadır.

Sistematik kariyer planlaması yapılmayan işletmelerde terfi, tayin ve transfer gibi işlemlerin yürütülmesi için kariyer planlaması sonuçları göz önünde bulundurulur. Özellikle her çalışan bulunduğu pozisyonda ilerlemek ve yükselmek ister. Fakat mesleki anlamda ilerlemek sanıldığının aksine kolay değildir. Kariyer yönetimi, bireylerin iş hayatları boyunca yaptıkları planları içermektedir. İnsan kaynaklarının sunmuş olduğu ayrıcalıklar sayesinde firma içindeki çalışanların motivasyonlarında artış olmaktadır.

Çalışanın iş hayatı içerisinde bulunduğu mevcut konumun farkında olarak, bir sonraki adımın ne olduğunu bilmesi sürecin katkılarındandır. Mesleki geleceğin öngörülmesi ile birey kendisini ve mesleki hayatını geleceğe hazırlamaktadır. Kariyer geliştirme sistemi olarak tanımlanan süreç iki aşamadan oluşmaktadır. Bu aşamalar; çalışanın iş hayatında yapması gerekenleri ve iş kollarının mesleki anlamda neler yapması gerektiğine değinmektedir.

Çalışanın İş Hayatında Yapması Gerekenler

Kariyer yönetimi planlamasında çalışanında üzerine düşen belli başlı faaliyetler bulunmaktadır. Kişi bireysel değerlendirmeye giderek kendi sürecini bir bütün olarak gözden geçirmelidir. Ayrıca iş hayatındaki eksik yönlerini, yeteneklerini göz önünde bulundurarak bilgi ve becerilerini değerlendirmeye tabi tutmalıdır. Kariyer değerlendirmesi yaparak firma içinde ve dışında ulaşabileceği kariyer olanakları değerlendirilir.

Kişinin bireysel özellikleri ile kariyer olanakları harmanlandırılarak bir bütün olarak düşünülür. Kişinin sahip olduğu karakter özellikleri göz önünde bulundurularak kariyer olanakları arasında köprü kurulur. Zaman içerisinde bireysel ihtiyaçlar belirlenir ve hedefler o doğrultuda ilerletilir. Kişi mesleki hayatı boyunca amaçladığı kariyer planlarına ulaşmak için uygun hedeflerin oluşturulması sürecidir. Hedeflerin uygulanma alanı doğrultusunda planlanan kariyer olanakları uygulamalı olarak gerçekleştirilmelidir.

Şirketlerin İş Hayatında Yapması Gerekenler

Kurumsal kariyer yönetimi değerlendirmesi yapılarak kurumun sahip olduğu insan kaynakları gözden geçirilir. Kurumsal değerlendirme insan kaynaklarının uygulanması için başlangıç olarak kabul edilir. Kişilerin iş hayatlarındaki yükselmeyi ve şartlarının iyileşmesini sağlayan alan kariyer olanaklarının belirlenmesi olarak bilinir. İnsan kaynaklarının bir diğer etkili olduğu alan ise, çalışanlara kariyer danışmanlığı yapmasıdır.

Kariyer süreci içerisinde olan çalışanın gerek kendisi gerek iş hayatıyla ilgili işlemleri bilmesi gerekir. Bu işlemler, çalışanın terfi etmesi ya da başka bir alana transferi şeklinde gerçekleşebilir. Tüm bu aşamaların sonucunda kariyer olanaklarına yönelik eğitimlerin verilmesi kariyer planlamasında oldukça önemlidir. Performansı değerlendirilen çalışanın değerlendirmenin sonucuna bakılarak gelişiminin tamamlanması bu eğitim içerisinde yer almaktadır. Ayrıca çalışanlarda iş tatmini oluşturmak içinde eğitim programları düzenlenmektedir.

Planlamada Önemli Hususlar Nelerdir?

Kariyer yönetimi özellikle hiyerarşinin olduğu çalışma alanlarında daha kolay uygulanma alanı bulmaktadır. Kariyer planlaması yapılırken de ast-üst ilişkisi göz önünde bulundurulur. Kariyer planlaması yapılırken belli başlı unsurlar süreci yürütmektedir. Kişinin sahip olduğu yetenekler, işte göstermiş olduğu başarı-başarısızlık ve sergilemiş olduğu performans düzeyi kariyer sürecini önemli ölçüde etkilemektedir.

Çalışanlar arasında performansın belirlenmesi tarafsızlıkla yapılmalıdır. Planlamanın amacı örgütün gelecekteki performansının ne olacağını saptamak olmalıdır. Bunun için kariyer planlamaları mümkün olduğunca standart formlarda hazırlanmalıdır. Tüm bu ilerlemelere bağlı kalınırsa kariyer planlamada belli bir disiplin sistemi oluşturulmuş olur. Kariyer idaresi için bu disiplin kuralının oluşturulması iş hayatına önemli katkılar sağlayacaktır.

Mesleki hayata ilk adımı atan çalışanlar için kariyer planlaması öncelikle kişilerin hayattan ne beklediği ile ilgilenmektedir. Bununla beraber iş hayatına yönelik neler yapmak istedikleri de sürece dahil olarak ilerlemektedir. Bu süreçte sorumluluğun büyük bir bölümü çalışan bireylerin üzerinde toplanmaktadır. Firmalardaki sorumluluk bireylere oranla nispeten daha azdır. Çünkü örgütler işe yeni başlayan çalışanlardan işe yönelik ya da kendilerine yönelik geri bildirim aldıkça ömürlerini ona göre belirlemektedir. Örgüt kariyer yönetimi yaparak yeni başlayanlar için kariyer planlaması yapacaktır.

Kariyer Yönetimi İçin Gerekli Olan Süreler Nelerdir?

Kariyer anlamında stratejik yetenek yönetimi yapılacaksa, bu planlamalar kısa süreli olmalıdır. Ayrıca yetenek yönetimi için yapılan kısa vadeli planlamalar, dönemsel olarak gözden geçirilmelidir. Duruma göre gerekli anlarda planlarda değişiklikler yapılabilir. Ciddi anlamda önemli projelerde yer alan bireyler, planlarını daha uzun bir döneme yayabilirler. Bu hususa örnek verecek olursak; planlama süreleri en az 3 aylık bir zaman diliminden oluşmalıdır. Daha önce belirlenmiş olan 3 aylık sürenin tamamlanmasından sonra da yeni bir plan yapılmalıdır.

Başarılı çalışmalara ilişkin verilere göz atıldığında; bu çalışmalara dair planlamaların 3 ay ile 24 aylık sürelere dayandıkları görülmektedir. Bunun yanı sıra; uzun vadeli planlar arasında 6 yıllık uzun vadeli planlar da yer almaktadır. Bu uzun dönemli planların çok başarılı sonuçlar sağladıkları gözlemlenmiştir. Uzun dönemde başarıyı hedefleyen oluşumlar kendilerine yönelik plan sistemi kurmalıdırlar. Çünkü geleceğin belirsizliği altında plansız hareket etmek, hedeften iyice uzaklaşmaya neden olabilmektedir. Geleceğin sahip olduğu bu belirsizlik, ancak tahminler yapmamıza olanak tanımaktadır. Eğer yapılan tahminler ve bunun sonuçlarına dayalı olarak hazırlanan planlar birbiri ile örtüşmediğinde planların yenilenmesi gerekmektedir. Çünkü planların doğasında esnek olmak yatar. Yani gerekli olduğunda bu planların değiştirilmesi doğru olandır.

Kariyer yönetimi hakkında soru ve görüşleriniz için Doç. Dr. Gamze Sart’a form aracılığıyla ulaşabilirsiniz. Güncel konularda özenle hazırlanan videolara da Doç. Dr. Gamze Sart YouTube kanalından erişebilirsiniz.

Read More