Category Blog

Öğrenciler için üniversite tercihi yapmak hep zorlu bir süreç olmuştur. Kimi zaman öğrenciler tercih süreleri üzerine fazla düşünmez. Tercihlerini yaparken genellikle aceleci davranırlar. Bu durum ülkemizde çokça görünen bir sorundur. Sorun diyoruz çünkü tercihler, üzerinde fazlasıyla düşünülmesi gereken bir süreçtir. Yapılacak en ufak bir hata, öğrencilerin hayatlarının geri kalanını direkt olarak etkiler. Öğrenciler de bu durumu kesinlikle yaşamak istemezler.

Bir diğer yandan üniversite tercihleri ne zaman ya da nasıl yapılacağı bir uzman eşliğinde olmalıdır. Öğrencinin puanı ya da sıralaması bu süreçte fark etmez. Yani öğrencinin sıralaması çok düşük olsa da öğrenci derece yapmış olsa da bir uzman öğrenciye yol göstermelidir. Genellikle bu durumu okullardaki rehberlik hocaları üstlenir. Buna ek olarak bazı zamanlarda öğrenciler ekstra dışardan da uzmanlardan destek alır. Bu süreçte önemli olan nokta öğrencinin en doğru tercihi yapmasıdır.

Tercih yaparken kararsızlık dönemi üniversitelerden başlayarak bölümlere kadar ilerler. Özellikle de öğrencilerin bir ön çalışması yoksa karasızlık ve devamında da yanlış tercihler kendini gösterir. Pek çok öğrenci tercih yaptıktan sonra yanlış bir karar verdiğini düşünmez. Zaten sürecin en çok sorun çıkaran kısmı da budur. Çünkü öğrenciler verdikleri kararın hatalı ya da yanlış olduğunu 1 – 2 yıl sonra anlamaya başlar. Hatta bu süre mezuniyet sonrasına kadar bile gidebilir.

Üniversite Tercihi Yaparken Bölüme Karar Verememek

Üniversitelerdeki bölümlerin sayısı sürekli artıyor. Her dönem yeni bölümler ortaya çıkarak öğrencilerin ilgisini çekiyor. Buna ek olarak bazı eskiyen bölümler ise kapanmadan öğrenci kabulüne devam ediyor. Öğrenciler de bu bölümlerin geçmişini ve geleceğini araştırmadan tercihlerine devam ediyor. Örneğin bankacılık hala ülkemizde ve dünyada oldukça popüler bir bölüm. Fakat etkisi oldukça azaldı. Ama yine de her yıl binlerce öğrenci bu bölümü tercih ediyor. Bunun örnekler oldukça fazla.

Buna ek olarak bazı bölümler ise henüz yeni yeni okullarda açılıyor. Geleceğin önemli meslekleri arasındaki bölümler yeni olduğu için fazla bilinmiyor. Bu yüzden de öğrenciler bu bölümleri fazla tercih etmiyor. Ülkemizde bu yüzden açıkta kalan öğrenci sayısı oldukça fazla. Ayrıca sırf bu yüzden kontenjanını dolduramayan bölüm sayısı artıyor. Yurt dışında bu durum ülkemize göre fazla yaşanmıyor. Lise dönemlerinde öğrenciler bu konu hakkında daha fazla bilgilendiriliyor.

Üniversitenin Adına Göre Tercih Yapmak

Üniversite tercihi yaparken okulların adları her zaman etkili olmuştur. Öğrencilere bugün dünyanın en iyi okullarını sorsak ilk 5’te sayılan okulların isimleri değişmez. Aynı şekilde ülkemizdeki en iyi üniversiteleri sorsak da yapılan listeler aynıdır. Bu durum öğrencilerin tercihlerinde önemli bir rol oynar. Örneğin öğrencilerin bazıları sadece okul başarılı diye o okuldan bölüm seçer. Ya da bazen öğrenciler okul adı ya da bölüm fark etmeksizin yurt dışı okullarını tercih eder. Sadece yurt dışı olduğu için okul seçimi yapmak da sorun çıkartacaktır.

Tercihlerde Kararsız Kalmamak ve Doğru Tercih İçin Yapılması Gerekenler

Öğrencilerin kararsız kalmaması için izleyebileceği onlarca farlı yöntem vardır. Öğrencinin maddi imkanlarına göre ya da bildiklerine göre bu imkanlar artar ya da azalır. Kararsızlık yüzünden sorun yaşamak istemeyen öğrencilerin izlemesi gereken bazı ortak noktalar da bulunur. Bu adımlara dikkat etmek öğrencilerin tercihlerinde büyük kolaylıklar sağlar. Yurt dışı ya da yurt içi üniversite fark etmeksizin atılacak bu adımlar her zaman en iyi sonuçları verecektir.

Üniversite Tercihi İçin Kendini Tanımak

Öğrenciler üniversite tercihi yaparken kendi sınırlarını bilemiyor. Bir diğer deyiş ile öğrenciler kendi yeteneklerinin farkında değil. Bu yüzden de okulun ve bölümün ismine kanarak tercih yapıyor. Halbuki öğrenciler kendi yeteneklerini tanısa tercihlerini de ona göre yapar. Örneğin öğrenci sanat konusunda yetenekli ise ve puanı yüksekse başka alanları tercih ediyor. Sanat alanına ile sadece hobi olarak uğraşıyor. Genellikle öğrenciler sadece maddi kazanımlar için bunu tercih yapıyor.

Öğrenciler yetenekli oldukları alanlara yönelirse zaten para kazanacaktır. Bu kabul görmeyen bir gerçektir. Sanat bunun sadece küçük bir örneği. Tıp alanına ilgi duymayan ve yeteneği olmayan kişiler artık tıp seçiyor. Bu da o kişilerin çok para kazansa bile mesleğinde sorun yaşamasına neden oluyor. Bizi danışman olarak tercih eden kişilere de bizler bu şekilde yaklaşarak tercihlerini şekillendiriyoruz.

Okul ve Bölümleri Detaylı Araştırmak

Yeteneklerinin farkına varan öğrenciler okul ve bölümleri de araştırmalıdır. Üniversite tercihi yaparken öğrenciler her zaman bir araştırma süreci yaşamalıdır. Her zaman popüler üniversiteler en iyi üniversiteler değildir. Öğrenciler okudukları okulların avantajlarını her zaman kullanmalıdır. Bu sayede öğrencilerin karar vermeleri gerekir. Ayrıca bu süreç öğrencilerin kararsızlıklarını da kıracaktır. Hem doğru hem de en başarılı tercihler bu şekilde yapılabilir.

Doç. Dr. Gamze Sart Youtube kanalından ve web sitesinden üniversite tercihi hakkında detaylı içerikler bulabilirsiniz. Aba Kariyer internet sitesinden de üniversiteler ve bölümleri hakkında içerikler okuyabilirsiniz

Son zamanlarda sürdürülebilir kalkınma konusu dikkat çekmeye başladı. Çünkü küresel anlamda sürdürülebilirlik için köklü bir çalışma var. İnsanlar geç de olsa sonunda sürdürülebilirliğin önemini anlamaya başladı. Süreç geç anlaşıldığı için de çok hızlı bir şekilde çözümler ve çalışmalar yapıldı. Bugün sürdürülebilirliğin önemli olmadığı alan ve ülke neredeyse yok. Fakat öncelik olarak bazı ülke ya da bölgeler bu anlamda dikkat çekiyor.

Bunlar arasında İstanbul gibi sürekli göç alan ülkeler en başta. Bu tarz şehirlerin sürdürülebilir olması gelecek için oldukça önemli bir konu. Çünkü önlem alınmaz ise yakın zamanda bu tarz şehirlerde önlem alınamayacak sorunlar ortaya çıkacak. Bir diğer yandan sürdürülebilirlik sadece çevresel etkenleri kapsamıyor. Sanat gibi insanların dikkat etmediği alanlarda bile artık sürdürülebilir olmak gerekiyor. Sanat gibi onlarca alan insanlar tarafından sürdürülebilirlik konusunda göz ardı ediliyor.

Genel olarak insanların büyük bir çoğunluğu ekonomi ve çevresel alanlarda sürdürülebilirlik çalışmaları yapılacağını düşünüyor. Sürdürülebilir olmak demek eşitlik kavramı içerisinde de kapsayıcı adımlar atmak anlamına da geliyor. Bir şehirde yaşayan tüm bireyler eşit şekilde yaşamadığı sürece sürdürülebilir olmak mümkün değildir. Bu yüzden de sürdürülebilir bir kalkınma sanıldığı kadar bir süreç değildir. Ortak hareket etmek ve her soruna doğru çözümü bulmak sadece bu süreci kolaylaştırır.

Sürdürülebilir Kalkınma Ne Anlama Geliyor?
İlk olarak insanların sürdürülebilir kalkınmadan önce sürdürülebilirlik kavramını detaylıca öğrenmelidir. Bir diğer yandan dünyada son zamanlarda duyulsa da sürdürülebilirlik aslında oldukça eski bir kavram. 1980’li yılların sonlarına doğru ilk olarak bu kavram ortaya çıktı. Günden güne de anlamını ve kapsamını geliştiren bir yapıya büründü. 2015 yılına geldiğimiz de ise dünyada sürdürülebilirlik hiç olmadığı kadar gelişmeye başladı. Bu dönemlerde neredeyse herkes bu kavramı duymaya başlamıştı.

Sürdürülebilirlik aslında devam ettirme ve koruma anlamında kullanılıyor. Bugün dünyada yeşil alan, çevre, doğa ve şehirler sürekli kirleniyor. Üstelik bunların geleceği de tehlikeye giriyor. Önlem alınmadan dünyanın 50 yıl sonrası bile risk altında. Sürdürülebilirlik sayesinde ise insanlar tüm değerlerini korumaya alıyor. Bunun için atılan adımlar da uzmanlar tarafından uzunca süre araştırılan adımlar oluyor. Sanattan ekonomiye kadar her şey sürdürülebilirlik sayesinde bizlerden sonraki nesillere kolayca aktarılıyor.

Dünyanın Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine Neden İhtiyacı Var?

En genel tabiri ile insanların çok daha iyi bir yaşam elde etmesi için sürdürülebilir kalkınmaya ihtiyacı var. Sürdürülebilir kalkınmanın hedefleri sayesinde insanlar yaşam standartlarını ve kalitesini yukarılara çekebilir. Planlanan kalkınma hedefleri bugün din, dil ve ırk ayırt etmiyor. Dünyanın bu tarz bir eşitliğe yıllardır büyük ihtiyacı var. Günümüzde ortaya çıkan akıllı şehirler bu kalkınmanın en önemli silahlarından bir tanesi. Ayrıca hayatın her alanında eşitlik için de tek çözüm yolu bu.

Sürdürülebilir Kalkınmanın 17 Hedefi Nedir?

Yıllarca süren araştırmalar sonunda uzmanlar sürdürülebilirlik için 17 hedef belirledi. Bu hedefler de Sürdürülebilir Kalkınma İlkeleri ya da Hedefleri olarak ifade edildi. Dünyanın her yerindeki insanlar bu hedeflerden etkileniyor. Amaç kısa bir zamanda ülkeleri bu hedefleri hayata geçirmeye zorlamak. Yakın zamanlarda imzalanan antlaşmalar da aslında bu hedeflerin ilk adımları oluyor. Bugün dünyada kabul alan 17 hedef ise şu şekilde:

• Dünyanın her yerindeki yoksulluğu bitirmek.
• Dünyadaki açlık sorununu bir daha olmayacak şekilde ortadan kaldırmak. Bunun için gıda güvenliğini de güvence altına almak.
• Yaş aralığı ne olursa olsun insanların refahlarını sağlamak ve onlara mutlu bir hayat sunmak.
• Tüm insanlığa hitap eden en iyi kalitede eğitim imkanı tanımak.
• Kadın erkek eşitliği sağlamak ve kadın ve kız çocuklarını toplumda daha güçlü hale getirmek.
• Afrika başta olmak üzere sağlıklı suyun herkese ulaşması. Ayrıca suyun gelecek nesillere de aktarılması için çalışmalar yapmak.
• Enerjiyi güvenli ve uzun ömürlü hale getirmek.
• Sürdürülebilir kalkınma çalışmaları sayesinde ülkelerin ekonomisini yükseltmek. Ayrıca iş imkanlarını da arttırmak.
• Sağlıklı ve güvenli alt yapılar için sanayileri teşvik etmek.
• Ülkeler arası ve içi eşitsizliğin önüne geçmek.
• Şehirlerdeki güven ve refah seviyesini arttırmak.
• Üretim ve tüketimde sürdürülebilir olmaya teşvik etmek.
• İklim krizi için ülkelerin ortak çalışmalar ve adımlar atmasını sağlamak.
• Dünyadaki okyanus ve deniz kaynaklarını korumak.
• Karasal ekosisteme sahip çıkarak ormanları güvence altına almak.
• Adaleti şeffaf ve herkese eşit olacak şekilde dizayn etmek.
• Küresel anlamda iş birliklerini ve ortaklıklarını pozitif yönde şekillendirmek.

Doç. Dr. Gamze Sart Youtube ve web adresinden Sürdürülebilir kalkınma hedefleri nedir gibi sorularınıza cevaplar bulabilirsiniz. İnovasyon İçin Eğitim Vakfı internet sitesinden de sürdürülebilirlik çalışmalarında kullanılan teknolojiler hakkında bilgiler alabilirsiniz.

Dünyada her zaman farklı üniversite türleri mevcut olmuştur. Bugün öğrenciler bu durumun farkına yeni yeni varmaya başladılar. Genellikle öğrenciler, önceki yıllarda üniversite türünü bilinçsiz bir şekilde tercih ediyorlardı. Okulların türleri de, ya mezun olduktan sonra ya da eğitim almaya başladıktan sonra anlaşılıyordu. Bir diğer yandan, bazı öğrenciler de okulların türlerini önceden araştırıyorlar ama bir türlü karar veremiyorlardı. Özellikle üniversite sınavından sonra öğrencilerin tercih dönemlerinde karar aşaması çok daha zor bir hal almaktadır.

Genel olarak öğrenciler hangi okul türünün kendisi için en iyi seçenek olacağına karar veremiyor. Öğrenciler sınavlardan sonra okulun adına göre ya da bölüme göre tercihlerini yapıyor. Bu ikilem dünyanın her yerinde geçerli. Ayrıca yurt dışında okumak isteyen öğrenciler de bu kararsızlıkla fazlası ile karşılaşıyor. Çünkü işin içerisinde dünyadaki diğer üniversiteler girince karar vermek daha da zor bir hal alıyor. Öğrencilerin kendi yetenekleri aslında bu süreçteki en büyük etkendir.

En iyi üniversiteler öğrencinin okuduğu üniversitedir. Üniversitenin nerede olduğu ya da öğrencilere ne sunduğu 2. Plandadır. İlk planda her zaman öğrencilerin kendi sahip olduğu imkanlar değerlendirilmelidir. Okuldaki tüm dezavantajları avantaja çevirmek tamamen öğrencilere bağlı bir konudur. Günümüzde profesyonel ya da kariyer olarak başarılı herkes dünyanın en iyi okullarından mezun olmamıştır. Çok küçük okullarda okuyup çok büyük yerlere gelen yüz binlerce başarılı insan vardır.

Üniversite Türleri Öğrencilere Garanti Sağlamaz!

Öğrencilerimiz genellikle başarılı bir okulu kazandıktan sonra onun arkasına saklanır. Örneğin İstanbul’daki üniversiteler genellikle öğrenciler için ayrı öneme sahip oluyor. Burada üniversite kazanan öğrenciler hayatlarının geri kalanı garantideymiş gibi hareket ediyor. Hem eğitim hem de iş konusunda dünyanın hiçbir üniversitesi garanti veremez. Bu bakış açısı öğrencilere çok kısa zamanda olumsuzluklar ile geri döner. Üniversiteler bir marka gibi değerlendirilmemelidir.

Öğrenci verilen eğitimi ne kadar çok isterse o kadar çok alır. Türkiye’deki en iyi üniversiteler için de yurt dışındaki en iyi üniversiteler için de durum aynıdır. Öğrencilerin kendi yapılarına en uygun üniversite türünü seçmelidir. Maalesef günümüzde öğrenciler okulun adına göre tercih yapıyor. Bu yüzden de okullardan mezun olan kişiler kısa sürede işsiz kalıyor. Maddi olarak zarar gören öğrenciler manevi olarak da sorun yaşıyor.

Üniversite türleri bugün 4 farklı başlık altında toplanıyor. Bu türlerin hepsi de dünya genelinde kabul görüyor. Öğrencilerin bu 4 tür arasından kendi çalışma prensibine en uygun olanını seçmesi lazım. Çünkü her türün eğitim anlayışı birbirinden farklıdır. Buna ek olarak bu türlerin hedefindeki öğrenciler de birbirinden farklı oluyor. Öğrenciler kendilerine uygun olan üniversiteyi tercih etmedikleri zaman kısa sürede bunu fark edebiliyor. Verilen eğitim karşısında iyi performans gösterememek bunun en açık örneklerinden bir tanesi.

Üniversite Türleri Arasında Büyük Üniversiteler

Çok büyük üniversite çeşitleri adını öğrenci nüfuslarından almıştır. Genellikle bu okulların öğrenci sayısı 40 binden başlar. Dünyanın bazı noktalarında bu rakam 200 bine kadar ulaşmaktadır. Bu tarz üniversitelerde sınıftaki öğrenci sayısı 2 binlere yaklaşabilir. Bu kadar kalabalık içerisinde eğitim almak da her öğrenci için uygun değildir. Çünkü okuldan kütüphaneye kadar her kalabalıktır. Kalabalıkta rahat edemeyen öğrenciler için bu okullar kesinlikle önerilmez.

Dünyadaki Araştırma Üniversiteleri

Bir diğer adı Ar – Ge üniversiteleri olan bu okulların sayısı gün geçtikçe artıyor. Türkiye’deki üniversiteler ve bölümleri genel olarak bu türe yoğunlaşmak istiyor. Bu okullarda en çok dikkat çeken nokta ise öğrenci başına düşen akademisyen sayısı. Bu oran zaman zaman 2 öğrenciye bir akademisyen olarak bile şekilleniyor. Fakat öğrenciler öğretmenleri ile ters düştükleri takdirde okullardan mezun olamıyor. Fikir çatışması bu okulların en büyük problemi. Bazı okullarda bu sorun yüzünden mezun olma oranı yüzde 10’lara kadar geriledi.

Halkla Beraber Olan Üniversite Çeşitleri

Halk ile beraber olmak aslında öğrencinin eğitimde belli bir dönem halka karışmasını ifade ediyor. Özellikle 2. Sınıftan sonra staj olarak eğitime devam eden okullar bunlara örnektir. Hemşirelik, tıp ya da diş hekimliği en çok bilinen halk üniversitesi bölümüdür. Üniversite türleri arasında bu bölümler genellikle sosyal öğrencilere hitap eder. Ayrıca eğitimi dışarda değil de okulda öğrenmek isteyen öğrenciler için bu üniversiteler tercih edilmez.

Üniversite Sanayi İş Birliği Okulları

Son zamanlarda pek çok üniversite teknopark kurdu. Teknoparka sahip üniversitelerin türü de üniversite sanayi iş birliği üniversiteleridir. Mühendislik öğrencilerine özellikle hitap eden bu üniversiteler teorik eğitimden çok uygulamalı eğitim verir. Bu yüzden de okurken tecrübe kazanmak isteyen öğrenciler tarafından daha çok tercih edilmektedir. Almanya ve Amerika bu tarz üniversitelerin en çok bulunduğu ülkelerdir.

Doç. Dr. Gamze Sart Youtube kanalından ve web sitesinden üniversite türleri ile alakalı detaylı içerikler bulabilirsiniz. Ayrıca Aba Kariyer internet sitesini ziyaret ederek de ülkemizdeki üniversitelerin türleri hakkında bilgi alabilirsiniz.

Ülkemizde siyaset bilimi ve kamu yönetimi gibi bölümler her zaman çokça tercih edilmektedir. Özellikle siyaset bölümü ülkemizde ve dünyada belli bir döneme damga vurmayı başardı. Günümüzde ise dünya çapında bu bölümler bazı değişikliğe uğramaya başladı. Ülkemizdeyse öğrenciler hala siyaset, kamu ve uluslararası ilişkiler bölümlerini tercih etmeye devam ediyor. Ama öğrenciler bölümlerde meydana gelen değişimleri hiç dikkate almıyor. Doğru bir kariyer planlaması için bu değişimler kesinlikle önceden bilinmelidir.

Öğrenciler kariyer planlamalarını yapmadan önce bu değişimleri ilk olarak araştırmalı ve öğrenmelidir. Çünkü siyaset ve kamu gibi bölümler 10 yıl öncesi ile aynı değil. Öğrenciler bu değişme ayak uydurmaz ise eğitim hayatlarında sorun yaşar. Buna ek olarak öğrenciler profesyonel hayatta da pek çok sorun ile karşılaşır. Bu bölümler sözel bölümler arasında en çok ilgi duyulan bölümlerdir. Fakat diğer sözel bölümlerden farklı olarak pek çok sayısal öğrencisinin de bu bölümlere ilgisi bulunmaktadır.

Ayrıca bu bölümlere olan ilgi sadece Türkiye’deki üniversiteler ile sınırlı değil. Pek çok yurt dışı üniversitesinin bu bölümlerine de ülkemizde büyük bir ilgi var. Özellikle bu anlamda öğrencilerin en çok tercih ettiği ülkelerden bir tanesi. Günümüz itibari ile öğrencilerin hangi üniversite ya da ülkede bu bölümü okumak istediği çok da önemli değil. Çünkü dünyanın her yerinde bu bölümler adeta ölmüş durumda. Bu bölümleri bitirip işsiz kalan öğrenci sayısı oldukça fazla.

Siyaset Bilimi Bitirip İş Sahibi Olmak!

Çok yakın bir geçmişte siyaset bilimine olan bakış açısı oldukça farklıydı. Dünyanın her yerinde bu bölümü bitirip iş bulan öğrenci sayısı çok fazlaydı. Bir diğer yandan alanda dikkat çeken öğrenciler genellikle dünyanın büyük firmalarında iş buluyordu. IMF ve Dünya Bankası gibi yerler siyaset ve uluslararası ilişkiler bölümü öğrencilerine adeta ayrıcalık tanıyordu. Ama günümüze geldiğimiz zaman firmalar bu alandaki çalışan insanlar yerine artık teknolojileri tercih ediyor. Siyaset biliminin diğer bilimlerle ilişkisi hep olmuştu.

Ama veri bilimi siyaset ve benzer bilimlerin adeta yerini almaya başladı. Küresel anlamda bu bölümlerin artık veri analizi üzerinden değerlendirilmesi gerekiyor. Artık siyaset ve uluslararası ilişkiler gibi bölümlerin daha teknolojik alternatifleri ortaya çıkmaya başladı. Hatta dünyada bu alanlarda çalışarak Nobel ödülü alan profesörler bile artık ortaya çıkıyor. Yani ekonominin bazı alanları komple kayboluyor. Buna ek olarak da yepyeni ekonomi bölümleri ortaya çıkmaya devam ediyor.

Yani siyaset bilimi ve ekonomi gibi alanlarda eğitim almak isteyen öğrenciler artık alternatiflere yönelmelidir. Teknolojinin dünya genelindeki hızlı gelişimi bu bölümleri de etkilemeyi başardı. Alternatif alanlara yönelmek öğrencilerin aynı zamanda kendi sevdikleri işleri yapmasını da sağlar. Ayrıca bu bölümler geleceğin de önemli mesleklerinden olduğu için öğrencilere kolaylıklar sunar. Alternatif bölümleri kapsayan eğitim küresel anlamda da yayılarak devam ediyor.

Yurt Dışında Siyaset ve Uluslararası İlişkiler Bölümleri İçin En Çok Tercih Edilen Ülkeler

Avrupa ülkeleri herkesin bildiği üzere adeta çöküş dönemine girmeye başladı. İnternet ve televizyon Avrupa’daki sorunları sürekli dile getiriyor. Avrupa’nın neredeyse her yerinde bu çöküşün etkileri gözüküyor. Çöküşün etkileri üniversitelerde de kendini göstermeye başladı bile. Bu yüzden öğrenciler yurt dışında siyaset bilimi gibi alanları seçerken dikkat etmelidir. Avrupa’da genel olarak bu bölümler için 2 ülke dikkat çekiyor.

Bu iki ülke Almanya ve Hollanda’dır. Fakat Hollanda bu iki ülke arasında siyaset gibi alanlarda açık ara önde. Bu iki ülkeyi ise gerilerden İngiltere takip etmeye çalışıyor. Hollanda son dönemlerde aslında eğitimin her alanında dikkat çekiyor. Özellikle lisans eğitimlerinde Hollanda dünyaya örnek olacak çalışmalar ile kendinden söz ettiriyor. Hollanda’nın Almanya’ya fark atmasının nedeni ise Almanya’nın sahip olduğu zorlu eğitim sistemidir. Buna ek olarak Hollanda’da 32 ay gibi bir sürede öğrenciler diplomalarına sahip olabilir.

Hollanda Siyaset bilimi ve diğer alanlarda sadece bunlar ile dikkat çekmiyor. Aynı zamanda ülkedeki üniversite harçları da oldukça düşük. Öğrenciler yıllık 500 Euro gibi bir ücrete üniversitede eğitim alabiliyor. Bunun yanı sıra staj, iş bulma ve burs gibi imkanlarla da Hollanda Avrupa’daki en iyi seçenek oluyor. Hollanda bu çalışmaları ile artık Avrupa dışından da on binlerce öğrenciyi ağırlıyor. Asya ülkelerinden bile Hollanda’ya her yıl binlerce öğrenci geliyor.

Doç. Dr. Gamze Sart Youtube kanalından ve web sitesinden siyaset bilimi bölümü hakkında içerikler bulabilirsiniz. Ayrıca Aba Kariyer internet sitesini ziyaret ederek de diğer üniversite bölümlerinin geleceği hakkında içerikler okuyabilirsiniz.

Öğrenciler her zaman yurt dışında okumak için çalışmalarını şekillendirmiştir. Özellikle ülkemizde her yıl yüz binlerce öğrenci yurt dışında eğitimlerini tamamlamak için başvurular yapıyor. Gerek Avrupa gerekse Amerika’ya yapılan başvurular her geçen gün artış gösteriyor. Fakat bu başvuruların sadece belli bir kısmı üniversiteler tarafından kabul alıyor. On binlerce öğrenci, yaptığı başvuruların karşılığını alamıyor.

Bunun aslında pek çok farklı sebebi var. Ama genel olarak üniversitelerdeki yabancı öğrenci kontenjanının sınırlı olması başlıca sebeptir. Her üniversitenin belirlediği yabancı öğrenci kontenjanı belli bir sayıdadır. Yıllar geçtikçe bu kontenjan artıyor. Fakat aynı zamanda yurt dışında eğitim görmek isteyen öğrenci sayısı da gün geçtikçe artmaya devam ediyor. Bir diğer yandan yurt dışında üniversite okumak isteyen öğrencilere de farklı imkanlar sunulmaya devam ediyor. Bu imkanlar da daha fazla öğrencinin yurt dışında okumasının önünü açıyor.

Örneğin günümüzde lise diploması ile yurtdışında okumak bile mümkün. Yani öğrenciler uluslararası bir sınava girmeden bile artık yurt dışında eğitim almaya hak kazanıyor. Hal böyle olunca da yurt dışı üniversitelerine olan ilgi gün geçtikçe artıyor. Tabi öğrencilerin yurt dışını tercih etmesinin tek sebebi bu değil. Buna ek olarak yurt dışındaki üniversitelerin öğrencilere sunduğu imkanların çekiciliği de süreçte önemli bir rol oynuyor. Bugün öğrencilerin yurt dışını tercih etmesinin pek çok farklı ve haklı sebebi var.

Kaliteli Eğitim İçin Yurt Dışında Okumak

Her yıl belirli kurumlar yurt dışındaki üniversitelerin sıralamasını yapıyor. Yapılan sıralama göre de en kaliteli üniversiteler liste içerisinde kendine yer buluyor. Üniversitelerin sıralamasını etkileyen en önemli sebeplerden bir tanesi de kaliteli eğitimdir. Kaliteli eğitim bir öğrencinin yurt dışında okumaya karar vermesindeki ilk ve en önemli etkendir. Eğer bir yurt dışı üniversitesinin eğitimi iyi değil ise öğrencinin o ülkeyi tercih etmesinin de bir anlamı yoktur. Bugün baktığımız zaman dünyanın en iyi 500 üniversitesi yurt dışında yer alıyor.

Ülkemizde üniversitelerin pek çoğu sıralamaya 500’den sonra giriyor. Zaman içerisinde okullarımız yükselse de bu oldukça uzun bir süreç olacak. Öğrenciler de bu uzun süreç içerisinde kaliteli bir eğitim alabilmek için yurt dışında okumak fikrine sıcak bakıyor. Yurt dışı üniversiteleri araştırmacı ve pratik eğitime ağırlık vererek de yabancı öğrencileri kendine çekiyor. Bugün dünyanın en iyi araştırma üniversiteleri de yine ülkemizin dışında yer alıyor. Bu yüzden de özellikle ülkemizden yurt dışı üniversitelerine oldukça büyük bir ilgi oluyor.

İş İmkanları İçin Yurt Dışı Üniversiteleri Tercih Ediliyor!

İşsizlik günümüzde tüm dünyanın yakındığı ve sorun yaşadığı bir konu. Bugün işsiz kalmamak için öğrencilerin elinden pek bir şey gelmiyor. Öğrencilerin aldıkları eğitim bile zaman zaman süreçte bir çözüm sunmuyor. Yurt dışında okumak ise bu anlamda öğrencilerin en büyük silahı konumunda. Bunun da arkasında aslında onlarca sebep var. İlk olarak şirketler bu okulları yakından takip ediyor. Eğitimin kaliteli olduğunu bilen şirketler bu eğitim içerisinde dikkat çeken öğrencileri kendileri değerlendirmek istiyor.

Bir diğer yandan da üniversite sanayi iş birliği yurt dışı üniversitelerinde oldukça ileri bir seviyede. Yani üniversiteler ve ülkelerin önde gelen şirketlere bir ortak alanda faaliyet gösteriyor. Bu sayede de öğrenciler iş hayatlarında yaşayacakları tecrübeleri daha ilk sınıflarda yaşıyor. Bu durum sayesinde de öğrenciler iş hayatına çok daha hazır bir şekilde giriyor. Şirketler öğrencilerden istediği tecrübe konusu yurt dışında üniversite döneminde öğrencilere veriliyor.

Ucuz Eğitim İçin Yurt Dışı Üniversiteleri

Pek çok öğrenci yurtdışında ücretsiz üniversite nasıl okunur diye merak etmekte. Ülkemizdeki özel okullar ve yurt dışı okulları kıyaslandığı zaman arada bir fiyat farkı çıkıyor. Amerika, Kanada ve İngiltere gibi ülkeleri saymazsak yurt dışında üniversiteler adeta bedava. Özellikle Avrupa’da öğrenciler dünyanın en iyi okullarında son derece ucuza eğitim görüyor. Yurtdışı üniversite fiyatları Avrupa’da 180 Euro’dan başlıyor. Üstelik bu fiyatlar dönemlik olarak öğrencilerden alınıyor.

Kimi zaman bu ücretlerin içerisine yol masrafları ve yaşam masrafları bile dahil oluyor. Yurt dışında okumak isteyen öğrenciler bu yüzden eğitimlerini neredeyse bedavaya getiriyor. Bir diğer yandan bu üniversiteler aynı zamanda dünyanın en 500 üniversitesinden de bir tanesi oluyor. Özellikle Hollanda ve Almanya gibi ülkelerde yıllık ücretler son derece düşük. Üniversiteler buna ek olarak öğrencilere ekstra burs imkanları da sunuyor. Hal böyle olunca da ülkemizde özel üniversite okumak yerine yurt dışında en iyi üniversitelerde okumak çok daha mantıklı bir hal alıyor.

Doç. Dr. Gamze Sart Youtube Kanalını ve Web sitesini ziyaret ederek yurtdışında üniversite okumak için hangi sınav ya da sınavlar gerekir gibi sorularınıza cevap bulabilirsiniz. Aba Kariyer internet sitesini ziyaret ederek de yurt dışında okumak için öğrencilerin dikkat etmesi konular hakkında detaylı içerikler bulabilirsiniz.

Avrupa Üniversiteleri her zaman öğrencilerin gitmek isteyeceği okullar olmuştur. Son 20 yıla baktığımız zaman Avrupa, Amerika ve Kanada’ya göre çok daha fazla öğrenci tarafından tercih edilmektedir. Avrupa’daki yükselen eğitim anlayışı beraberinde pek çok yenilikleri de getirmeyi başarmıştır. Özellikle öğrencilere sunulan imkanlar Avrupa’da sürekli gelişmektedir. Buna ek olarak üniversiteler, yabancı öğrenci sayısını da sürekli olarak artırmıştır. Avrupa’daki üniversiteler de sürekli olarak gelişmeye devam etmektedir.

Bugün baktığımız zaman Avrupa’da yer alan üniversitelerin dünya üniversiteleri sıralamasında bu sayede yükseldiğini görebiliriz. Fakat Avrupa’da yer alan üniversitelerin en önemli ve dikkat çeken konularından bir tanesi ise şüphesiz ki üniversite fiyatlarıdır. Avrupa’da üniversite fiyatları dünya ortalamasının oldukça altında. Yani öğrenciler kaliteli eğitimi oldukça ucuza alıyor. Bu durum başlı başına öğrencilerin Avrupa’yı tercih etmesinde bir nedendir. Özellikle ülkemizde okuyan öğrenciler için Avrupa’daki üniversiteler büyük imkanlar sunuyor.

İngiltere’deki Üniversiteler Avrupa Üniversiteleri Arasına Dahil Mi?

Avrupa’nın en iyi üniversiteleri denildiği zaman İngiltere hiçbir zaman listede yer almaz. Konum olarak İngiltere Avrupa’da olsa da üniversite konusunda İngiltere farklı değerlendiriliyor. Brexit olayı da İngiltere üniversitelerini tam olarak Avrupa’dan ayırdı. Hatta Brexit olayından önce de İngiltere Avrupa’dan ayrı tutuluyordu. Çünkü İngiltere lisans eğitimi konusunda pek çok konuda diğer Avrupa ülkelerinden ayrılıyor. İngiltere ve Avrupa ülkeleri de bu durumu zaten kabul ediyor. Özellikle üniversite fiyatı olarak İngiltere Avrupa’dan oldukça yüksek olması bu durumu açıkça gösteriyor.

Avrupa’daki En Ucuz Üniversitelerden Würzburg Üniversitesi

Almanya son zamanlarda Avrupa’nın üniversite konusunda yükselen ülkelerinden bir tanesi. Ekonomisi ve sanayi ile ses getiren ülke artık üniversite eğitimi ile de kendinden söz ettiriyor. 1400’lü yıllarda kapısını eğitime açan üniversitenin 30 bine yakın öğrenci var. 14 Nobel ödülü sahip üniversitenin eğitim verdiği alanlar da oldukça geniş eğitim alanı buluyor. Hukuk, mühendislik ve doğal bilimleri Würzburg Üniversitenin en iyi alanlarından sadece birkaç tanesi. Bilim odaklı eğitim anlayışına sahip ülkenin fiyatı da oldukça düşük. Öğrenciler bugün bu üniversite okumak için dönemlik sadece 130 Euro gibi bir ücret ödüyor.

Dünyanın En Ucuz Üniversitelerinden Oslo Üniversitesi

Kuzey Avrupa ülkeleri Avrupa üniversiteleri arasında kendinden en çok söz ettiren ülkelerdir. Norveç’te yer alan üniversiteler de bu anlamda kendinden fazlası ile söz ettiriyor. 1800’lü yılların başında kurulan üniversite aralıksız olarak eğitimine devam ediyor. Avrupa’daki üniversiteler sıralaması içerisinde de yüksekte olan Oslo üniversitesinin ücreti de oldukça düşük. Bugün öğrenciler burada okumak için dönemlik sadece 70 Euro gibi bir ücret ödemelidir. Oslo Üniversitesi bu ücreti ile dünyanın en ucuz üniversitelerinden birisi oluyor.

Almanya’nın En Ucuz Üniversitelerinden Berlin Özgürlük Üniversitesi

Almanya’da yer alan bir diğer ucuz üniversite ise Berlin Özgürlük Üniversitesidir. 1948 yılında ilk olarak eğitim hayatına başlayan okul yıllardır kendini geliştiren bir sistem geliştirdi. Üniversite hakikat, adalet ve özgürlük gibi kavramların üzerine kurulu bir üniversitedir. 150’den fazla derece bölümü olan üniversitede 30 binden fazla öğrenci eğitim görüyor. Avrupa üniversiteleri arasında adını sıkça duyuran üniversitenin dönemlik ücreti ise sadece 311 Euro’dur.

Fransa’nın En Ucuz Üniversitesi Ecole Normale Supérieure de Lyon (ENS de Lyon)

ENS de Lyon Fransa’da yer alan oldukça köklü bir üniversitedir. Araştırma odaklı eğitimi ile dikkat çeken okul 1880 yılından beri eğitim veriyor. Özellikle sayısal alanlardaki başarısı dünya çapında ses getirmeyi başarmıştır. Fransız Devrimi sonrası kurulan üniversite Fransa’nın pek çok ünlü kişisine eğitim vermiştir. Bugün ENS de Lyon’un dönemlik ücreti 182 Euro. Üstelik okul hem İngilizce hem de Fransızca onlarca farklı alanda eğitim veriyor.

Doç. Dr. Gamze Sart Youtube kanalından ve Web sitesinden Avrupa üniversiteleri hakkında detaylı bilgiler bulabilirsiniz. Aba Kariyer internet sitesini ziyaret ederek de dünyanın en ucuz üniversiteleri hakkında bilgi alabilirsiniz.

Öğrenciler için gelecekte yükselecek meslekler gün geçtikçe daha da merak edilen bir konu oluyor. Çünkü mesleklerin gelecekleri son dönemlerde fazlası ile değişmeye başladı. Özellikle dünyada arka arkaya gelen küresel etkenler, meslekleri fazlası ile etkiliyor. Hatta meslekler bu süreçten en çok etkilenen konuların belki de başında geliyor. Bizler de bunu öğrencilerimize sürekli olarak dile getiriyoruz. Öğrencilerimizi lise ve hatta daha öncesinden geleceğin en önemli mesleklerine hazırlıyoruz.

Gelecekte yok olmayacak meslekler arasından doğru olanlara yönelmek büyük bir araştırma ve profesyonellik ister. Çünkü meslekler eski yıllardaki gibi sabit kalmıyor. Artık sadece yeni meslekler gün yüzüne çıkmıyor. Bu duruma ek olarak aktif meslekler de süreç içerisinde farklı boyutlara ulaşıyor. Örneğin mimarlık geleceğin en önemli mesleklerinden bir tanesi. Fakat mimarlık mesleği gelecekte günümüzdeki gibi ilerlemiyor ya da faaliyet göstermiyor. Bunun yerine bu meslek dünyadaki değişimler ile yeniden şekilleniyor.

Bu durum beraberinde meslek insanların mesleklere olan eğilimlerini de değiştiriyor. Bizler süreç içerisindeki tüm etkenleri göz önüne alıyoruz. Buna ek olarak öğrencilerin yetenek ve becerilerini de değerlendirerek onların en doğru mesleği seçmesini sağlıyoruz. Süreç içerisindeki tüm etkenler detaylı bir şekilde incelenerek aslında meslek seçimi kolaylaşabilir. Fakat bunu yapabilmek profesyonel bir destek almak ve küresel etkenleri doğru okumak gerekir.

Gelecekte Yükselecek Meslekler ve Küresel Etkenler

Dünya milyonlarca yıldır insanlara ev sahipliği yapıyor. Bu uzun süre içerisinde dünya pek çok sorun ile karşı karşıya kaldı. Fakat ortaya çıkan sorunlar dış etken olmadan ekolojik sistem içerisinde gerçekliyordu. Fakat son birkaç yüz yıldaki küresel sorunların tamamı dış etkenlerden kaynaklanıyor. Bu dış etkenler ise şüphesiz ki bizler ve bizim dünyaya karşı yaklaşımımız. Meslekler de aslında bizim dünyaya yaptıklarımız karşısında şekilleniyor.

Forbes geleceğin meslekleri listesini oluştururken sürekli olarak bu sorunlar üzerinden liste oluşturuyor. Hem yakın zamanda hem de geçmişten beri olan ve günümüzde biriken küresel sorunlar meslekler için oldukça önemli. Buna ek olarak tabi ki mesleklerin yükselmesini etkileyen en önemli bir diğer etken ise teknolojik gelişmeler. Dünyada artık teknolojik bir devrim oluyor. Bu devrim beraberinde de yüzlerce hatta binlerce yeniliği de getiriyor.

Gelecekte Yükselecek Meslekler ve Pandemi Dönemi

Oxford geleceğin meslekleri adı altında belli aralıklarda liste paylaşıyor. Bu liste her dönem belli bir şekilde değişiyor. 2019 yılında dünyayı etkisi altına alan pandemi de Oxford ve diğer listelerdeki meslekleri yeniden şekillendirdi. Çünkü insanlar pandemi ile aslında küresel hiçbir salgına hazır olmadığını gösterdi. Bu durum insanların aslında yeni mesleklere ihtiyacı olduğunu da kanıtladı. Bununla beraber onlarca yeni meslek grubu pandemi ile yükselişe geçmeye başladı. Yakın bir gelecekte de bu meslekler daha fazla yükselişe geçecek.

Mesleklerin Şekillenmesinde İklim Krizinin Etkisi

Dünyamız zaten oldukça yaşlı. Buna rağmen bizler dünyamızı iklim krizi ile hala yormaya çalışıyoruz. Zamanında bizlerin neden olduğu iklim krizi yine bizler tarafından çözülmeli. Aksi takdir mesleklerin ya da para kazanmanın bir önemi olmayacak. Çünkü sağlıklı bir dünyanın olmaması demek iklim krizinden yüzlerce kat daha büyük sorunların ortaya çıkması demek. Bir diğer yandan iklim krizinin çözülmesine yardımcı olacak meslekler devletler ve şirketler tarafından da destekleniyor.

Teknolojik Devrimin Mesleklere Etkisi ve Önemi

Teknoloji yıllardır gelecekte yükselecek meslekler konusunu direkt olarak etkilemiştir. Örneğin sanayi devriminden önce fabrikada çalışmak insanlara büyük paralar kazandırıyordu. Fakat devrimden sonra insanlar yerine makineler yer almaya başladı. Bu süreç yıllardır devam etmeye ve daha da ileri seviyelere çıktı. Bankacılık baktığımız zaman teknolojinin ilerlemesi ile ilk başlarda son derece önemli bir meslek olarak ifade ediliyordu. Fakat çok kısa zamanda bankacıların yerine geliştirilen yapay zekalar insanların yerini almaya başladı.

Bu süreç tahmin edildiği gibi kısa bir zamanda gerçekleşmedi. Bankacılık 2000’li yılların başında gelecekte yükselecek meslekler arasında yer alıyordu. Fakat 2010 yılına geldiğimiz zaman bankacılık küresel anlamda önemini yitirmeye başladı. Bu durum aslında bizlere başka bir şeyi daha net olarak gösteriyor. O da mesleklerin teknoloji ile çok kısa sürede değiştiğini. 10 yıl insanlara ilk başta uzun gelebilir. Fakat o dönemde lisede bankacı olmak isteyen bir kişiyi düşünün. Üniversite eğitimini bitirdiğinde aslında mesleğinin bir önemi olmayacak.

Geleceğin Meslekleri Arasında Biyoteknoloji

Biyoteknoloji dünyada pandemiden sonra kendini duyurmaya başladı. En iyi meslekler 2021 listelerinde insanlar biyoteknolojiyi fazlası ile görmeye başlamıştı. Fakat yine de insanlar bu mesleğin tam olarak ne yaptığını bilmiyordu. Biyoteknolojiyi belli bir kalıba koymak aslında son derece yanlış. Çünkü ilaç, tıp ve teknolojinin ortak bir kesişim kümesinden meydana geliyor. Bu yüzden de pandemi gibi küresel sorunların çözüm merkezinde biyoteknoloji yer alıyor. Bugün Covid – 19 aşıları ve test kitleri biyoteknolojik çalışmaların bir ürünü.

Siber Güvenlik Yakın Bir Zamanda En Çok Yükselecek Mesleklerden!

Aslında siber güvenlik dünyada çoktan aranan mesleklerden bir tanesi olmayı başardı. Sanal dünyanın temelleri daha yeni atıldı. Daha uzun bir süre de hayatımızda olacak. Belki günümüzdeki hali ile belki çok daha ileri seviyelerde ama şüphesiz ki internet insanların artık vazgeçilmez bir parçası. Gelecekte yükselecek meslekler arasında olan siber güvenlik uzmanlığı insanların sanal ortamdaki güvenliğini sağlıyor. Banka ve kişisel bilgiler gibi önemli bilgiler bu uzmanlar tarafından güvende tutuluyor.

Yeni Nesil Doktorluk Geleceğin Mesleklerinden!

Gelecekte yükselecek meslekler arasında tıp alanı her zaman yer alıyor. İnsanlar sağlıklı oldukça bir sonraki aşama için çalışmalar yapar. Sağlık için de doktorlar olmazsa olmaz bir etkendir. Fakat doktorluk konusu gelecekte farklı bir şekilde şekilleniyor. Tıp alanındaki insanlar yakın bir gelecekte yerlerini robotlara bırakmayacak. Fakat doktorların gelecekte yapay zekadan anlaması gerekecek. Çünkü yeni nesil doktorların en büyük yardımcısı yapay zeka olacak. Bir başka deyiş ile gelecekte doktorlar arasında yapay zeka konusuna hakim kişiler çok farklı değerlendirilecek.

Veri Biliminin Geleceği ve Önemi Çok Büyük!

Data yani veri bilimi gelecekte yok olmayacak meslekler arasında uzun süredir dile getiriliyor. Yakın bir gelecekte yükselecek meslekler arasında olan veri bilimi aynı siber güvenlik gibi sanal ortam oldukça hayatımızda olacak. Çünkü insanların sanal ortamdaki her adımları arkasında bir veri bırakıyor. Bu verileri işleyerek insanlara çok daha faydalı dönüşleri yapacak uzmanlara her zaman ihtiyaç olacak. Veri bilimi uzmanları günümüzde bile dünyanın en çok kazanan meslekleri arasında.

Yapay Zeka Uzmanlarına Olan İhtiyaç Çok Fazla!

Şüphesiz ki dünyada artık yapay zeka kavramını duymayan kalmadı. Geleceğin meslekleri ve maaşları incelendiği zaman bu alan büyük bir akış olduğunu görebiliriz. Şirketler şimdiden çalışmalarını yapay zekaya doğru şekillendirdi. Hatta yapay zekaya yönelmeyen şirketlerin geleceği de pek parlak durmuyor. Bu yüzden yapay zeka konusunda uzman kişilere olan ihtiyaç gün geçtikçe artacak. Günümüzde bile Google ve Facebook gibi firmalar yapay zeka uzmanı konusunda büyük arayış içerisinde.

Doç. Dr. Gamze Sart Youtube kanalını ziyaret ederek Türkiye’de geleceğin meslekleri neler olacak gibi konularda detaylı videolar bulabilirsiniz. Doç. Dr. Gamze Sart web sitesini ziyaret ederek de mesleklerin gelecekleri hakkında çok daha detaylı blog yazıları okuyabilirsiniz. Gelecekte yükselecek meslekler konusu hakkında ekstra bilgiler almak için ayrıca Aba Kariyer internet sitesini ziyaret edebilirsiniz.