Category Blog

Kriz dönemleri inovasyon için kapı mı aralıyor? İnovasyonun ekonomik krizi aşmak için bir seçenek olduğu doğru mu? Ekonomik kriz inovasyon için fırsat olarak değerlendirilebilir mi? Tüm bu soruların yanıtlarına birlikte göz atalım.

İnovasyon “Yenilik” Anlamına Geliyor

Kriz dönemlerinde ekonomik yükü azaltmak ve değişime ayak uydurmak için inovasyondan yararlanılabiliyor. Yani evet; kriz dönemi aynı zamanda inovasyon dönemi de olabiliyor. Şirketler maddi anlamda kendilerini toparlayabilmek için değişime ayak uydurmak zorunda kalıyorlar. Haliyle klasik yöntemleri bir kenara bırakarak yeni yöntemler geliştirmeleri gerekiyor. İnovasyonun sözlük karşılığının “yenilik” olduğu zaten biliniyor.

Kriz Dönemlerinde Şirketlerin Yenilenmesi ve Yapılanması Gerekiyor

Kriz dönemleri şirketler için arayış dönemleri oluyor. Şirketler ekonomik kriz döneminin zorlu şartlarında özellikle hizmet ve üretim anlamında farklı arayışlara giriyorlar. Bireyin ve toplumun ihtiyaçlarına tam anlamıyla karşılık gelecek bir anlayışla çalışmalarını sürdürmeyi seçiyorlar. Faaliyet gösterdikleri alanda fark yaratmaları, mekansal ve zamansal anlamda yenilenmeleri ve kendilerini yapılandırmaları geliyor. Aksi halde ekonomik krizden daha fazla zararla çıkmaları söz konusu olabiliyor.

İnovasyon aslında kriz dönemlerinde sadece bireyi ya da şirketlerin kurtarıcısı olarak karşımıza çıkmıyor. Ülkelerin politikalarını bu doğrultuda şekillendirmeleri de önem taşıyor. Çünkü ülkenin belirlediği politika şirketlerin ve bireyin tutumunu da etkiliyor. Böylelikle; fark yaratmak, değer üretmek, dönüşüme kapı açmak çok daha kolaylaşıyor.

Yenilikçi Yaklaşımlar Önem Taşıyor

Pek çok uzman, kriz dönemlerini şirketler için altın dönem olarak değerlendiriyor. Bugünkü sistem içerisinde, bir ürünün marka değerinin müşteriler üzerinde eskisi kadar güçlü bir etki yaratmadığını görebiliyoruz. Bireyler artık şirketlerden hızla değişen dünya düzeninde hızla değişen taleplerine bir an önce çözüm ve hizmet üretmelerini bekliyor. Bunu yaparken ise; farklarını ortaya koymaları gerekiyor. Farklı olan ve farkındalık yaratabilen şirketler her zaman kazanıyor. Ekonomik kriz dönemlerinde bazı firmalar verdikleri mesajlarla bazı firmalar farklı görsel sunumlarla kendilerini gösteriyor. Dönüşüme ayak uyduramayanlar ise hızla tükeniyor.

Kriz dönemi söz konusu olduğunda yalnızca üretim ve hizmet alanında değil pazarlama alanındaki yenilikçi yaklaşımlar da büyük rol oynuyor. Bu yaklaşımlar sadece pazarlama stratejilerini değil; organizasyonel anlamda yapılan yenilikleri de kapsıyor. Yani inovasyonun yatırım noktasında da devreye girdiği görülüyor. Çünkü şirketler açısından bakıldığında her zaman rekabetçi yaklaşımların söz konusu olduğu biliniyor. Rekabetin var olduğu bir ortamda ayakta kalabilmek için ise hızlı ve sağlam adımlarla ilerlemek gerekiyor.

İnovasyon ve ekonomik yaklaşımlara dair daha fazla bilgi edinmek isterseniz Doç. Dr. Gamze Sart’ın web sitesini ziyaret edebilir, YouTube kanalına abone olabilirsiniz. Eğitim, kariyer gibi konularda sorularınız varsa ya da desteğe ihtiyaç duyuyorsanız bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Read More

STEM eğitimi, fen, teknoloji ve mühendislik alanlarının bir arada olduğu bir öğretim modelini kapsıyor. 21. yüzyılın beraberinde getirdiği teknolojik gelişmeler, inovasyon ve dijital dönüşüme uyum sağlamak için farklı becerilere ihtiyaç duyuyoruz. Geleneksel öğrenme biçimleri ve hali hazırda var olan bilgilerle yetinmek bu çağda pek de mümkün olmuyor. Geleceğin teknolojileri, eğitimi ve meslek seçimlerini de büyük ölçüde etkiliyor. Özellikle mühendislik, mimarlık gibi alanlara büyük bir ilgi var. Öğrencilerin sayısal alana ilgisi de bununla doğru orantılı olarak artıyor.

STEM Eğitimi: Ülkelerin Kalkınmasının Yolu Bilim ve Teknolojiden Geçiyor

İlk kez 50’li yıllarda gündeme gelen STEM eğitimi, 21. Yüzyılın ilk yarısı itibariyle önemli bir rol oynamaya başladı. Ülkelerin kalkınmasının anahtarı olarak görülen bilim ve teknolojiyi temel alan bu öğretim modeli hızla yaygınlaşmaya devam ediyor. Çünkü; bilim ve teknoloji alanında çalışacak daha fazla insana ihtiyaç duyuluyor. STEM eğitiminin amacı bu alanlar için gerekli insan gücünü sağlamak… Buna ek olarak; bu alanda hizmet verebilecek eğitimli insanların yetişmesi teknoloji ve inovasyon odaklı daha fazla ürün ve hizmet üretilmesine katkı sağlıyor. Yani hem bugünün ihtiyaçlarına cevap verilmesi hem de geleceğe yönelik çalışmaların yolunun açılması hedefleniyor.

STEM Eğitiminin Odak Noktasında Bireyin ve Toplumun İhtiyaçları Var

Bu öğretim modeli alışılagelmiş öğretim modellerinden oldukça farklı. STEM eğitiminin odak noktasında bireyin ve toplumun ihtiyaçları yer alıyor. Sorunların ve taleplerin tespit edilmesi ve buna yönelik çözüm ve hizmet sunulması amaçlanıyor. Elbette tüm bunları yaparken tek bir alanda değil birden fazla alanda uzmanlaşılmasının önünü açıyor.

Öğrenciler Araştırıyor Deneyimliyor Uyguluyor Öğreniyor

STEM eğitimi öğrencilerin sadece dinleyici konumunda olduğu bir model olmaktan oldukça uzak… Öğrenciler, tam da Z kuşağının öğrenme biçimlerine uygun şekilde; tecrübe ederek ve yaşayarak bilgi sahibi oluyorlar. Bu sayede yalnızca tüketici olmaktan çıkıp üretme fırsatı da bulabiliyorlar. Araştırıyor, deneyimliyor, uyguluyor ve öğreniyorlar.

STEM Eğitimi: Eleştirel ve Yaratıcı Düşünce Önem Taşıyor

STEM eğitiminde klasik düşünce tarzı yerini eleştirel düşünce tarzına bırakıyor. Dijital çağın en önemli yetkinliklerinden biri de aslında bu. Yaşadığımız çağda bilgiyi sunulduğu biçimiyle alıp kullanmak değil; analiz etmek, sorgulamak, farklı bakış açılarıyla incelemek gerekiyor. Aksi halde bilgi kirliliği içinde boğulmak kaçınılmaz hale geliyor. Daha önemlisi ise yaratıcı düşünme… STEM eğitiminin iki temel düşünce tarzından bir diğeri olan yaratıcı düşünme ile problemlerin farklı yaklaşımlarla ele alınabilmesi, en kısa sürede en az maliyetle çözülebilmesi amaçlanıyor.

STEM eğitimi bugünün ve geleceğin en önemli öğretim modellerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Bu konuda daha fazla bilgi edinmek isterseniz Doç. Dr. Gamze Sart ile iletişime geçebilirsiniz. Eğitime dair daha fazla içeriğe ulaşmak için web sitemizi ziyaret edebilir, YouTube kanalımıza abone olabilirsiniz.

Read More

Master of Business Administration yani kısaca MBA programı, ekonomi, finans, pazarlama, insan kaynakları, muhasebe, kalite güvencesi, veri analizi, satış, proje yönetimi, bilgi teknolojileri yönetimi, araştırma-geliştirme gibi alanları kapsayan bir lisansüstü eğitim programı… Türkiye’deki karşılığı ise İşletme Yüksek Lisans programı olarak biliniyor. Program iş operasyonlarını denetlemenin tüm yönlerini içeriyor. Programın temel amacı iş insanlarına ve girişimcilere yeni ve farklı yönetim becerileri kazandırmak…

QS 2020 Sıralamasına Göre En İyi MBA Okulları

MBA programı yüz yüze gerçekleşebileceği gibi online eğitim almak da mümkün oluyor. Tam zamanlı eğitimlerin yanı sıra part time eğitimler de veriliyor. Bu noktada önemli olan doğru programı tercih etmek… Verilen eğitimin yarattığı etki ve değer tercih anlamında büyük önem taşıyor. Her yıl dünyanın en iyi üniversitelerini belirleyen QS’in; 2020 yılı için en iyi MBA okulları sıralamasında birinci sırayı Penn Wharton ve Stanford Üniversitesi paylaşıyor. Ardından, INSEAD ve MIT (Sloan) geliyor. Bu dört üniversiteyi Harvard Üniversitesi, London Business School, HEC Paris, Chicago (Booth), UC Berkeley (Haas) ve Nortwestern (Kellog) takip ediyor.

MBA Programı Ne Gibi Avantajlar Sağlıyor?

Şirketlerin küreselleşmesiyle birlikte, özellikle II. Dünya Savaşı’ndan sonra MBA mezunlarına duyulan ihtiyaç da artmaya başladı. Dünyanın en iyi şirketleri yönetim pozisyonları için MBA mezunlarını tercih ediyor. Yani uluslararası şirketlerde ya da yurt dışında çalışmayı hedefliyorsanız MBA programları sayesinde hem iş olanaklarınız artıyor hem de kariyerinizde daha hızlı ve daha güçlü adımlarla yükselmeniz mümkün hale geliyor.

MBA Programlarına Kabul Almak İçin Neler Yapılmalı?

Master of Business Administration başvurularında CV’niz, niyet mektubunuz ve referanslarınız oldukça önemli. Özellikle MBA mezunlarının size referans olması artı puan olarak size dönecektir. Çalışıyorsanız kurumunuzdan referans almanız avantaj sağlayacaktır. Tüm bunların yanı sıra GMAT sınavından yüksek bir skor elde etmeniz de gerekiyor. GMAT skorunuzun sizi rakiplerinizin önüne taşıma noktasında önemli bir role sahip olduğunu unutmayın.

MBA Programı Ücretleri ve Burs Olanakları

MBA programı mezunlarının kazançlarında artış meydana geldiği zaten biliniyor. Programa katılmak biraz maliyetli olsa da program sonrasında elde ettiğiniz gelir ve kariyer olanakları göz önünde bulundurulduğunda avantajlı konumda olduğunuz düşünülebilir. Avrupa’da eğitim almayı düşünüyorsanız 100 bin Euro gibi bir eğitim maliyeti söz konusu oluyor. Amerika’da ise bu ücret 160 bin dolar ile 220 bin dolar arasında değişiyor.

Burs konusuna gelecek olursak… Eğitim alacağınız üniversiteden burs alma şansınız var. Üniversite bursları için, başvurunuz sırasında ya da kabul aldıktan sonra talepte bulunabiliyorsunuz. Bunun yanı sıra; eğer bir şirkette hali hazırda çalışıyorsanız kurumunuzun sizi desteklemesi de söz konusu olabiliyor.

MBA programı ve MBA okulları hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz Doç. Dr. Gamze Sart ile iletişime geçebilir, web sitesini ziyaret edebilir, YouTube kanalına abone olabilirsiniz. İş hayatı, kariyer planlaması, yetenek yönetimi gibi konular hakkında daha fazla içeriğe ulaşmak için aba Kariyer web sitesini ziyaret edebilirsiniz.

Read More

Girişimcilerin ya da kendi işini kurmak isteyenlerin en çok dikkat etmesi gereken konulardan bir tanesi finansal yönetim yeterliliğidir. Finansal yeterlilik insanların pek çok planını hayata geçirme konusunda ya da daha emin adımlar atmasında oldukça etkili ve önemlidir. Bu yüzden finansal yeterliliğin gençler tarafından sağlanması gerekmektedir. Bu yüzden pek çok başarılı öğrenci ya da girişimci finansal yeterliliğini sağlayamadığı için kendi sınırlarının oldukça alt yerlerinde çalışmaktadır.

Yeni mezun olan öğrencilerin ya da yeni bir girişime başlayacak kişilerin finansal olarak çekinceleri ve korkuları ülkemizde olduğu gibi yurt dışında da sıkça rastlanılmaktadır. Ekmek parası kazanmak için girdikleri işlere bağımlı kalan gençler bulunduğumuz zor döneminde getirdiği koşullar yüzünden de bu işlerden ayrılıp maddi olarak zora düşmek istemiyorlar. Bu gibi durumların yaşanmaması için bu kişilerin dikkat etmesi gereken noktalar bulunmaktadır.

Finansal Yönetim Yeterliliği Nasıl Korunur?

Finansal yeterlilik sağlanmadan kimsenin iş kurması ya da bir girişim yapması beklenmez ve önerilmez. Bu yüzden ilerleyen dönemlerde girişimde bulunmak ya da iş kurmak isteyen bireyler bir değil birkaç işte birden çalışmalıdır. Finansal yeterliliğin temel ilkeleri arasında bu kural ilk başlarda gelmektedir. Bu anlamda ders vermek, online olarak sanal ortamdan iş yapabilmek ve daha pek çok çeşit iş yöntemi insanlara önerilmektedir.

Özellikle hafta sonu çalışmayan insanlar için bu iki günü değerlendirmek oldukça önemli olacaktır. Fiziksel olarak ya da sanal ortam üzerinden insanlar finansal yeterliliğini sağlayabilmek için bu iki günü iyi değerlendirmelidir. Dünyanın kolay bir yer olmadığını aksine oldukça zor olduğunu ve buna bir de günümüzde dünyayı kasıp kavuran pandemi ve ekonomik krizin de eklendiğini düşünürsek insanların rahatlarından feragat etmesi ve birden fazla işte çalışması gerektiğini söyleyebiliriz.

Masrafları Kısmak ve Para Biriktirmek

İnsanların finansal yeterlilik konusunda ilk dikkat edecekleri noktalardan bir tanesi de masrafları kısmak olacaktır. Daha az yeni kıyafet almak, lüksten kaçınmak ya da dışarıda daha az vakit geçirmek bir iş kuracak ya da girişim yapacak kişinin dikkat etmesi gereken hususlardandır. Buna ek olarak insanların para biriktirmeye de önem vermesi gerekmektedir. Finansal yönetim yeterliliği için 10 lira bile bir para kazanmış olsanız bu paranın 3’te 1’ini biriktirmelisiniz. Biriktirdiğiniz paralar ilerleyen dönemlerde sizlere büyük avantajlar sağlayacaktır. Bahsettiğimiz bu üç ilke ile finansal yeterliliğiniz için ilk adımları atabilirsiniz.

Doç. Dr. Gamze Sart’ın finansal yönetim yeterliliği hakkında yaptığı bu konuşmanın tamamı için Gamze Sart Youtube kanalını ziyaret edebilirsiniz. Doç. Dr. Gamze Sart resmi internet sitesinden bilgilendirici yazılara ulaşabilirsiniz. Aba Innolab blog sayfasında finansal yeterlilik ve benzer konular hakkında yazılmış makalelere ulaşabilirsiniz.

Read More

Gelecekte dünya üzerinde yaşanacak köklü değişimleri herkes kabullenmiştir. Fakat günümüzde insanlar, gelecekte insanların bu değişimlerden nasıl etkileneceğini bilmiyor. 2000’li yıllarda ‘gelecek’ diye kullandığımız zaman aralığı aslında artık çok yakın. M.I.T. tarafından yapılan açıklamalara göre dünya 3 milyar insanın etkileneceği bir düzene doğru ilerliyor. İlk olarak 2025 yılında olacağı öngörülen bu düzen daha sonra M.I.T tarafından 2027 yılına çekilmiştir.

Ayrıca 2027 yılında 1 milyar insanın para kazandırarak ev geçindireceği tahmin edilmektedir. Anne, baba ve çocuktan oluşan bir aile için alınan değerlere göre de bu düzenin etkileyeceği insan sayısının 3 milyar olacağı tahmin ediliyor. Yani yıllardır gelecek dünya diye nitelendirilen dönem 2027 yılında tamamen bizler ile olacak. Bu yeni düzen ve değişim ile birlikte dünyanın yanı sıra insanların hayatlarındaki bazı noktalar da büyük bir değişime uğrayacak.

Gelecekte Dünya ve Etkileyeceği Kişiler

Hiç şüphesiz ki bu değişim ile birlikte en çok etkilenecek kişiler gençler olacak. Hem yaşlarının bu döneme gelmesi hem de değişimin en çok yeni nesli hedef alması gençlerin etkilenme oranını oldukça arttıracak. Ayrıca sadece belli bölgelerdeki gençler değil dünyanın her noktasındaki genç bu değişimden etkilenecek. Gençlerden sonra ise orta yaşlı ve çalışan insanlar etkilenecek. Gelecekteki değişimin iş alanlarını değiştirecek olması yüzünden 2027 yılında çalışanlar alışmadıkları yeni bir sistem karşılaşacaklar.

Bu değişim ve yeni düzenin insanlar üzerindeki etkisini azaltmakta oldukça önemli bir hal alıyor. Akademik çalışmalar yapanlar ve psikolojik çalışmalar yapanlar başta olmak üzere bu alanlardaki kişiler gelecekteki değişim için son derece kritik bir rol alıyor. Bu kişilerin üzerine daha fazla sorumluluk ve görev düşmesi bu kişilerin daha tedbirli olması gerekiyor.

Gelecekte Önemli Olacak Konular

Gelecekte Dünya’yı neler bekliyor sorusu da açıklık getirilmesi gereken önemli bir konudur. Pek çok teknolojik yeni gelişmelerin olacağı zaten tahmin ediliyor. Ama bu anlamda robotlar gerçek anlamda dikkat çekiyor. İnsanlar hala gelecekte dünya üzerinde robotların her işimizi yapacağını düşünüyor. Fakat bu olay şimdiden gerçekleşmiş durumda. Baktığımız zaman telefonlar, bilgisayarlar ve aklınıza gelecek her türlü cihaz zaten bu robotlardan oluşuyor.

Bu alana daha geniş bir pencereden baktığımız zaman Facebook, Twitter ve benzeri pek çok uygulama bile aslında bir robot tarafından yönlendiriliyor. Yani insanların sokaklarda yürümelerini beklediği robot akınları çoktan gerçekleşmiş durumda. Robotlar baktığımız zaman hem yeni iş alanlarının doğmasına hem de hâlihazırda devam eden pek çok işin gelecekte artık insana ihtiyaç duymamasına sebep oluyor.

Gelecek için diğer bir önemli nokta ise kadınların ve kız çocuklarının durumu. Özellikle 2021 yılından sonra kadınların ve kız çocuklarının olumsuz olarak çok fazla etkileneceği tahmin ediliyor. Zaten pandemi döneminde de yapılan araştırmalar bizlere kadınların ve kız çocuklarının bu salgından en çok etkilendiğini gösteriyor. Bu yüzden gelecekte dünya üzerinde hayati önem taşıyacak diğer bir durumda kadın ve kız çocuklarının durumu ve onlara yapılan iyileştirme hizmetleri olacak.

Doç. Dr. Gamze Sart’ın Youtube kanalındaki videodan yazdığımız bu yazının videosunu tam hali için Gamze Sart Youtube kanalını ziyaret edebilirsiniz. Ayrıca benzer makaleler için ise Doç. Dr. Gamze Sart internet sitesindeki yazılara bakabilirsiniz. Gelecekte dünya üzerinde hangi meslekler ön plana çıkacak ya da gelecekte insanları yeni neler bekliyor soruları için Aba Innolab resmi internet sitesindeki makalelere göz atabilirsiniz.

Read More

Stratejik yetenek yönetimi ileriye dönük hayaller kuran kişiler için önemlidir. Özellikle gençlerin stratejik plan kurmaları, hayatlarının geri kalanı için hayati bir öneme sahiptir. İhtiyaçlar, finansal yeterlilik, stratejik hedefler, beceri, ihtisas ve ilgi alanlarının göz önünde bulundurulması ile gençlerin ya da ileriye dönük projesi olan kişilerin bir plan yapması ve plan doğrultusunda ilerlemesi gerekmektedir. Bu planların yapılma süreci ve izleneceği yollarda da bazı önemli noktalar bulunmaktadır.

Stratejik Yetenek Yönetimi Planlama Süreleri

Genellikle planlarımız kısa vadeli olabiliyor. Fakat ciddi anlamda büyük projelere imza atmak isteyen kişiler planlarını daha uzun bir zaman aralığına atmalıdır. Bu süre ise minimum 3 aydan başlamalı ve 3 ayın sonunda ise yeni bir plan yapılmalıdır. Başarılı planlar genellikle 3 ay, 6 ay, 12 ay ve 24 ay olarak düzenlenmektedir. Yetenek yönetimi modelleri arasında 6 yıllık uzun vadeli planlar da çok fazla uygulanmakta ve devamında da başarıyı getirmektedir.

Yani 2020 yılında plan kurmaya başlayan bir kişi uzun vadede başarılı olmak istiyor ise 2026 yılına kadar bir plan sistemi kurmalıdır. İnsanların gelecekte ne olacağını bilmesi mümkün değildir. Sadece tahmin edebiliriz. Eğer tahminlerimiz ve planlarımız uyuşmaz ise planlarda değişiklik yapılabilir. Çünkü planlar değişiklik yapmak için uygulanır. Değişen koşullar ve durumlar göz önünde bulundurularak planlar değişikliğe uğrayabilir ve bu son derece normal bir durumdur.

Planlar Nasıl Kurulur?

Plan kurarken ilk olarak belirlenmesi gereken noktalar bulunmaktadır. Stratejik hedeflerin belirlenmesi planların yapılacağı yolu bizlere gösterir. Daha sonra ise ihtiyaçların belirlenmesi ve ihtiyaçlara göre plana şekil vermek gerekir. Plan yaparken diğer bir önemli nokta ise ihtisas ve ilgi alanlarıdır. Yani plan yapacak kişi kendi usta olduğu alanda ve kendi sevdiği ilgilendiği alanlarda çalışmalar yapmak için plan kurmalıdır.

İnsanların sevdiği ve ihtisaslaştığı alanlarda başarılı olmaları ve planlarına uymaları çok daha yüksek bir ihtimal olmaktadır. Tüm bunlara ek olarak bir de finansal yeterlilik son derece önemlidir. Çünkü planı yapacak kişinin maddi olarak kendisine yetmesi ve plan aşamalarında herhangi bir maddi ihtiyaç duymaması gerekmektedir. Finansal yeterlilik maddi ve manevi olarak plan kuran kişilere avantajlar sağlamaktadır.

Doç. Dr. Gamze Sart Youtube kanalında Türkiye’de yetenek yönetimi ve benzeri konular ile alakalı videolara ulaşabilirsiniz. Ayrıca Gamze Sart resmi internet sitesinden de bu ve benzer konular hakkında yazılmış makalelere ulaşabilirsiniz.

Read More

Dünya genelinde birbirinden farklı inovasyon çeşitleri ve örnekleri bulunmaktadır. Dünyadaki ekonomik ortam, ticari alanda faaliyet gösteren firmaların rekabet etmelerini zorunlu kılmaktadır. Herhangi bir pazara ait olan payın kısıtlı olması, firmaların daha fazla pay elde etmeleri için kıyasıya mücadele etmelerine yol açmaktadır. İnovasyon, yenilik ve yenilikçilik anlamlarına gelen bir ifade olarak kuruluşların sektörde farklılaşmalarına yardımcı olmaktadır. İnovasyon çalışmaları sonucunda evrensel anlamda bilime önemli katkılar gerçekleşmektedir. İnovasyon ile ortaya çıkan teknolojiler insan hayatına pek çok yenilik ve kolaylık sunmaktadır.

İnovasyon Çeşitleri ve İnovasyon Yapma Nedenleri

İnovasyon çeşitleri adına literatürde net bir ayrım bulunmamaktadır. Genelde inovasyon adına yapılan ayrım; içeriğin türüne ve boyutuna göre olmaktadır. Ayrıca inovasyonu gerçekleştirenlere göre de bir ayrım yapılmaktadır. İş dünyasında kalıcı bir duruma ulaşmak, sektörde faaliyet gösteren firmalar için önemlidir. Bu nedenle alışılmışın dışına çıkılması, firmaların fark oluşturarak sektörde kalıcı hale gelmelerini sağlamaktadır.

Firmalar tarafından üretilen kalite ve maliyet avantajları, günümüzde yalnızca belirli bir aşamaya kadar firmalara olumlu faydalar sunmaktadır. Belirli aşamaya ulaştıktan sonra inovatif fikirler ile firmaların farklılaşabilmesi, pazar paylarını artırmalarına katkı sağlayacaktır. İnovasyon girişimi tek hamleden oluşan bir girişim olarak kalmamalıdır. İnovasyonu sürekli hale getiren firmalar, yenilikçi olmalarının faydasını uzun vadede elde edebilmektedir. Bu anlamda inovasyon yeteneği kazanan firmalar inovasyonu kalıcı hale getirebilmektedir.

İnovasyon Şirketlere Neler Katar?

İnovasyon şirketlere çok sayıda fayda sağlamaktadır. İnovasyonun sağladığı faydanın başında verimlilik gelmektedir. Az girdi ile çok çıktıyı ve kaliteyi ifade eden verimlilik, inovasyonun firmalara sunduğu önemli bir getiridir. İnovasyon sonucunda firmalar istihdam alanları kazanmaktadır. Böylece daha çok çalışan ile firmaların hedeflerine ulaşmaları daha muhtemel olmaktadır. Firmaların inovasyon sonucunda maliyet avantajı elde ettikleri de görülmektedir. Maliyeti azalan bir firmanın karının daha da artacağı öngörülebilir. İnovasyon kültürünü kazanan firmalar ve daha geniş ölçekte toplumlarda bilgi birikimi hızlı bir şekilde artmaktadır. Sağladığı çok sayıda faydadan kaynaklı olarak şirketler inovasyon girişimlerini önemsemelidir.

İnovasyon çeşitleri ve inovasyonun şirketlere sağladıkları faydalar hakkında bilgi almak için Doç. Dr. Gamze Sart ile iletişime geçebilirsiniz. Bilgilendirici videolara ulaşmak için Doç. Dr. Gamze Sart’ın YouTube kanalına abone olabilirsiniz. Ayrıca inovasyon konusunda farklı içeriklere ulaşmak için Aba Innolab blog sayfasına göz atabilirsiniz.

Read More

‘Sosyal girişimcilik’ kavramı gün geçtikçe adı duyulan bir kavram olmayı başarmıştır. Sosyal girişimlerde başarı konusu da bu anlamda önem kazanmaktadır. Sosyal girişimler, kar amacına sahip olmayan kuruluşların, kendi faaliyetleri sonucunda elde ettikleri karlarını sosyal sorumluluk adına harcamalarıdır. Kapitalist bir sistemde ortaya çıkan durumların toplum yararına harcanması hedeflenmektedir. Burada, faaliyet gösteren bir kuruluşun toplum çıkarlarını göz önünde tuttuğu ve kar elde ederek girişimlerini geliştirmeye çalıştığı görülmektedir.

Ticari bir işletmenin kar maksimizasyon hedefi ile hareket ettiği piyasalarda sosyal girişimler, topluma yararlı oldukları ölçüde başarılı sayılmaktadır. Yani kar maksimizasyonu değil, topluma fayda maksimizasyonu ön plandadır. Sosyal girişimcilik ifade olarak dilimize yeni giren bir kavramdır ancak uygulamaya bakıldığında aslında ülkemizde çok eskilere dayanan bir yapı olduğu da dikkat çekmektedir.

Sosyal Girişimlerde Başarı İçin Ortak Noktalar Nelerdir?

Sosyal girişimlerde başarı elde etmek için bazı ortak noktalar yer almaktadır. Tüm başarılı sosyal girişim örnekleri incelendiğinde bazı hususların benzer olduğu görülmektedir. Bu ortak noktaların başında, bu kuruluşların kesinlikle ticari bir güdü ile hareket etmedikleri gelmektedir. Sosyal girişimlerin gelir sıkıntıları görece daha azdır. Sürekli proje ürettikleri için gelir açısından herhangi bir sivil toplum kuruluşuna göre avantajlıdırlar.

Üretilen tüm projeler tamamen topluma fayda sağlamak amaçlıdır. Bu kuruluşların idaresi profesyonel kişilerce yürütülmektedir. Hesap verilebilirlik kavramı, sosyal girişimler için önemli olduğundan şeffaflık unsuruna son derece dikkat edilmektedir. Sosyal girişimde bulunan kuruluşların gelir ve gider hareketleri genel hatlarıyla toplum tarafından merak edilebilir. Bu tür girişimleri destekleyenler için kuruluşların hesap verebilir olmaları önemlidir.

Başka Hangi Hususlara Dikkat Edilmelidir?

Projelere yenilikçi bir bakış açısı ile bakılmalıdır. Inovatif bir bakışla oluşturulan projeler, sosyal girişimlerin daha fazla dikkat çekmesini sağlamaktadır. Kalıcı çözümler üretmek amaçlı olarak proje hedefleri belirlenmelidir. Sosyal girişimcilik projeleri insan hayatına kolaylık sağlayan önemli çalışmalar olabilmektedir. Dünya genelinde pek çok girişimci tarafından son derece faydalı sosyal girişim örneklerine rastlamak mümkündür.

Örneğin Brezilya’da kurulan Saladorama, ülkede mevcut olan gelir eşitsizliğini azaltmak için toplumun fakir olan kesimine yardım etmektedir. Saladorama sağlıklı yiyeceklerin, düşük gelir grubundakilere ulaşmasını hedeflemektedir. 18 kişilik bir kadro ile hem online hem de fiziksel bir çalışma alanında sosyal girişim faaliyetleri yürütülmektedir. Sosyal girişimlerde başarı elde etmek için herhangi bir sorunun doğru tespit edilmesi son derece önemlidir.

Konu hakkında detaylı bilgi almak için Doç. Dr. Gamze Sart ile iletişime geçebilirsiniz. Bilgilendirici videolara ulaşmak için Doç. Dr. Gamze Sart’ın YouTube kanalını takip edebilirsiniz. Ayrıca inovasyon ve sosyal girişimcilik kavramları ile ilgili çeşitli makalelere ulaşmak için de Aba Innolab blog sayfasına göz atabilirsiniz.

Read More

Yeni nesil ortak çalışma alanları son dönemde ilgi gören çalışma alanları arasında yer almaktadır. Hem estetik görünüşü hem de verimliliğe olan katkısı nedeniyle tercih edilmektedir. Ortak çalışma alanları çalışanların kendilerini rahat hissettikleri ve bilgi alışverişinin gerçekleşebildiği bir tasarıma sahip olmalıdır. Yapılan araştırmalara göre çalışanların kendilerini rahat hissettikleri ortamda uzun saatler boyunca çalışabildikleri ortaya çıkmıştır.

Bu nedenle, bir ofisin rahat olması o kadar çok verimliliğe olumlu katkı sağlayacaktır. Kolektif çalışma ortamları son dönemde Türkiye’de tercih edilen alanlar olarak da karşımıza çıkmaktadır. Bu alanlar, çalışanlarına çok sayıda kolaylık ve imkan da tanımaktadır. Bu tarz ofislerin sunduğu imkanların başında esnek çalışma saatleri dikkat çekmektedir.

Yeni Nesil Ortak Çalışma Alanları Neden Tercih Ediliyor?

Yeni nesil ortak çalışma alanları çalışanlarına tanıdığı esneklikle çalışan performansına katkı sunmaktadır. Esneklik söz konusu olduğunda, çalışanların istedikleri saatte ofise giderek çalışabilmeleri mümkün olmaktadır. Çalışma alanlarının ortak olması yeni bağlantılar kurmak isteyenler için son derece idealdir. Bu tür çalışma alanları, büyük hacimli işyerlerine nazaran daha düşük maliyetle kiralama ya da buralara sahip olma imkanı tanımaktadır. Böyle olması düşük bütçeli işletmelerin yeni nesil çalışma alanlarını tercih etmelerini sağlamaktadır. Günümüzde inovasyon adına faaliyet gösteren start-uplar düşük bütçeleri nedeniyle yeni nesil çalışma alanlarını tercih etmektedir.

Yeni Nesil Alanların Verimliliğe Katkısı Nedir?

İnsan yapısına uygun bir şekilde tasarlanması gereken yeni nesil çalışma alanları, rahat bir ortam olma özelliğine sahip olmalıdır. Bu sayede çalışanların iş verimlilikleri en üst düzeye ulaşabilmektedir. Yapılan araştırmalara göre, ortak çalışma alanlarının firmalara sağladıkları katkılar nedeniyle önümüzdeki yıllarda daha çok tercih edileceği ortaya çıkmaktadır. Buna göre önümüzdeki yıllarda dünyada genelinde faaliyet gösteren büyük şirketlerin %50’sinin serbest çalışma alanlarını kiralayacağı öngörülmektedir.

Ortak çalışma alanları insanların birbirleriyle kolay bir iletişim kurması nedeniyle iş etkileşimine de katkı sağlamaktadır. İşbirliği fırsatlarının artmasına ortam hazırlayan bu alanlar, verimlilik artışı kovalayan şirketler için tercih edilme sebepleri arasında yer almaktadır. Çalışanların toplu olarak belirli alanlarda çalışması, firmaların maliyetlerini ciddi anlamda azaltmaktadır. Ofis kiralama maliyetlerinin düşmesinin yanı sıra, ofiste ihtiyaç duyulan ekipmanların da ortak kullanımı sonucunda firmalar için mali avantajlar ortaya çıkmaktadır. Yeni nesil ortak çalışma alanları verimlilik söz konusu olduğunda önümüzdeki yıllarda daha çok tercih edilecek bir yapıya sahiptir.

Konu hakkında detaylı bilgi almak için Doç. Dr. Gamze Sart ile iletişime geçebilirsiniz. Ayrıca bilgilendirici videolara ulaşmak için Doç. Dr. Gamze Sart’ın YouTube kanalını takip edebilirsiniz.

Read More

Pandemi sürecinde teknolojik gelişmeler anlamında neler yaşandı? Geliştirilen projeler ve yatırım yapılan alanlar hangileri? Pandemiden sonra bizi nasıl bir dünya bekliyor? Gelin birlikte göz atalım…

Pandemi süreci boyunca okullar, devlet kurumları, şirketler iş ve eğitim sürecini internet ortamına taşımak zorunda kaldılar. Şu anda Türkiye’de ve dünyada pek çok üniversitede eğitime online olarak devam ediliyor. Pek çok şirket çalışanı işlerini evlerinden yürütüyor. Toplantılar “zoom” ve benzeri uygulamalar üzerinden gerçekleşmeye devam ediyor.

5G Teknolojisi

Pandemi sürecinde yaşanan teknolojik gelişmeler arasında; 5. Nesil mobil telekomünikasyon hizmeti yani kısa ve yaygın kullanılan adıyla 5G teknolojisi de yer alıyor. 5G teknolojisi, verilerin 4G’ye oranla 10 kat daha hızlı iletilmesini sağlıyor. Pandemi sürecinde pek çok yapının 5G’ye uyumlu hale getirildiği biliniyor. Buna ek olarak; geçtiğimiz günlerde, Apple yeni ürünü Iphone12 ile 5G teknolojisiyle uyumlu ilk telefonunu dünyaya tanıttı. Apple, 5G uyumlu yeni Iphone modelini 13 Kasım 2020’de satışa sunmayı planlıyor.

Teknolojik Gelişmeler: Starlink Projesi

Starlink; Elon Musk’ın şirketi SpaceX tarafından inşa edilen ve uydu internet erişimi sağlamak üzere tasarlanan bir uydu internet takımyıldızı olarak tanımlanıyor. Starlink, alçak dünya yörüngesinde (low earth orbit) yer alan alıcı ve vericilerle birlikte çalışan binlerce küçük uydudan oluşacak. Projenin en geç 2027 yılında tamamlanmış olması ve bu süreçte uzaya 12 bin internet uydusu yerleştirilmesi planlanıyor. SpaceX tarafından yürütülen ve 10 yıl sürmesi planlanan projenin toplam maliyetinin yaklaşık olarak 10 milyar ABD doları olacağı tahmin ediliyor.

Cashless Society

Pandemi sürecinde dünya ekonomisine dair tartışmalar sürerken; gündemde olan maddelerden biri “cashless society” yani “nakitsiz toplum” idi. Cashless society kavramı; finansal işlemlerin banknotlar ya da madeni paralar olmadan, işlem yapan taraflar arasında dijital bilgilerin aktarılması yoluyla yürütüldüğü bir ekonomik yapıyı tanımlamak için kullanılıyor. Cashless society kavramı dünyanın birçok noktasında ticarette, yatırım alanlarında ve günlük yaşamda, dijital yöntemlerin yaygın olarak kullanılmaya başlanmasıyla tartışılan bir kavram haline geldi.

Aslında nakit dışı işlemlerin günlük yaşamda kullanımı 90’lı yıllarında elektronik bankacılığın yaygınlaşmasıyla zaten başlamıştı. Geçtiğimiz 10 yıllık süreçte PayPal gibi aracılar, Apple Pay gibi dijital cüzdan sistemleri, elektronik kartlar ve akıllı telefonlarla yapılabilen temassız ödemeler pek çok ülkede dijital ödeme yöntemlerinin yaygınlaşmasına sebep oldu. Bu ekonomik yapının ekonomik gücü elinde bulunduran ulus devletleri sıkıntıya sokacağı düşünülse de dijital yöntemlerin yakın gelecekte dünya çapında daha yaygın kullanılacağı öngörülüyor.

Teknolojik Gelişmeler: 3D Yazıcılar

Pandemi sürecinde yaşanan teknolojik gelişmeler arasında elbette 3D yazıcılar da yer alıyor. Özellikle sağlık sektörü için tedavi ve koruyucu ekipmanların üretimi konusunda 3D yazıcılar önemli bir rol oynadı. Gün geçtikçe daha yaygın olarak kullanılmaya başlanan 3D yazıcılar aracığıyla üretilen protezlerin, yapay organların gelecekte, bugün tedavi edilemeyen pek çok hastalık için kesin çözüm üretebileceği düşünülüyor.

Pandemi sürecinde yaşanan teknolojik gelişmeler ve geleceğin yükselişte olacak teknolojileri hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz Doç. Dr. Gamze Sart web sitesini ziyaret edebilirsiniz. Eğitim ve teknolojiye dair daha fazla içeriğe ulaşmak için YouTube kanalımıza abone olabilirsiniz.

Read More