Author admin

Ülkemizde eğitim fakültesi öğrencileri master konusunda hep kararsız kalıyor. Master programlarını yapma konusunda büyük bir ikilemdeler. Master yurt içinde mi yoksa yurt dışında mı yapılmalı? Yurt dışında çok başarılı master programları bulunuyor. Stanford, Columbia ve Harvard eğitim fakülteleri dünya genelinde ilgi duyulan fakülteler. Bu ilginin arkasında ise şüphesiz ki başarılı bir eğitim anlayışı bulunuyor. Bu fakültelerde eğitim almak ve ilerleyen dönemlerde ihtisaslaşmanız size büyük avantajlar sunuyor.

Bu tarz bir eğitim fakültesinde okumak sizi akademisyenliğe doğru götürecektir. Özellikle ülkemizde bu eğitiminizin ardından başarılı bir akademisyen olabiliyorsunuz. Üstelik uluslararası düzeyde yayın yapabilecek bir akademisyen olabilirsiniz. Buna ek olarak uluslararası gelişmelerden çok daha iyi haberdar olabiliyorsunuz. Bu konu pek göz önünde bulundurulmasa da oldukça önemli bir konu. Özellikle eğitim fakültelerinde eğitim alan ya da alacak öğrenciler kritik bir etkiye sahip.

Eğitim Fakültesi Öğrencileri İçin Önemli Konular

Eğitim fakültesi mezunları Türkiye’de eğitim veriyor ise Türkiye’deki dinamikleri iyi bilmesi gerekir. Çok iyi okullarda okursanız sadece yabancı dil eğitim veren lise ya da ilköğretimlerde görev alabiliyorsunuz. Fakat yurt dışına ise gidilme sebebi farklıdır. Başka bir dünyaya sahip olmak istiyorsanız yurt dışına gitmelisiniz. İtalya, Amerika, İngiltere ya da Hollanda gibi ülkelerin eğitim dinamiklerini görmeniz gerekir. Bu avantajları görerek de iyi yanlarını alıp kullanabilirsiniz.

Yani karşınıza çıkan olaylara ya da genel olarak mesleğinizde tek taraflı olarak bakmıyorsunuz. Size sağlanan bu ihtimal de aslında yurt dışının size kattığı en büyük avantaj. En kötü ihtimal ile öğrencilerin 3 ay ya da 6 ay yurt dışında kalması çok önemli ve etkili olacaktır. Okuduğunuz üniversite Boğaziçi ya da ODTÜ olsun yurt dışı tecrübesi size bambaşka imkanlar ve görüşler sağlayacaktır.

Kazandığınız Parayı Eğitiminize Harcayın!

Yaşınız ya da işiniz ne olursa olsun kazandığınız paranın bir kısmını eğitiminize harcamalısınız. Özellikle üniversiteden mezun olduktan sonra işini eline alan kişiler için dikkat edilecek bir nokta var. O da paralarını saçma yerlere yatırmaları. İndirimler ya da bir kez kullanacakları ürünlere para harcamaları pişmanlık sebebidir. Sadece eğitim fakülteleri öğrencileri değil bu tüm öğrenciler için geçerli. Paranızı her zaman çok daha yüksek seviyelere gelebilmeniz için harcayın. Bu sayede alanınız ne olursa olsun istediğiniz seviyeye daha kolay gelebilirsiniz.

Doç. Dr. Gamze Sart Youtube kanalını ziyaret ederek eğitim fakültesi öğrenciler için öneriler bulabilirsiniz. Ayrıca üniversite öğrencilerinin master ya da doktora programları için de bilgilere buradan ulaşabilirsiniz. Doç. Dr. Gamze Sart web adresini ziyaret ederek mesleğinizin geleceği hakkında içeriklere göz atabilirsiniz. Aba Yurt Dışı Eğitim internet sitesini ziyaret ederek de yurt dışı eğitimleri hakkında bilgilere ulaşabilirsiniz.

Read More

SAT Subject testleri hakkında uzun bir süredir belirsizlik vardı. SAT sınavının geleceğinin ne olacağı tüm dünyada merak edilen bir konuydu. Geçtiğimiz günlerde de SAT sınavını düzenleyen isim olan College Board bu konu hakkında bir duyuru paylaştı. Yapılan açıklamada artık SAT Subject test ve Essay kısımlarının artık kaldırıldığını bildirdi. Haziran ya mayıs ayında alacağınız SAT sınavlarının Essay ve Subject test kısımlarına hala girebilirsiniz. Fakat hazirandan sonra bir daha bu sınavlara giremeyeceksiniz.

Fakat Amerika’daki öğrenciler için sınavın bu kısımları şimdiden iptal oldu. Mayıs ve Haziran ayındaki sınavlara sadece Amerika dışındaki uluslararası öğrenciler girebiliyor. Bir diğer yandan Amerika’daki pek çok okul kabul şartlarından SAT’yi kaldırdı. Harvard ve MIT gibi prestijli üniversiteler bu alanda başı çekiyor. SAT sınavındaki bu değişikliklere rağmen İngiltere’yi hedefleyen öğrenciler için SAT hala tutmaları gereken bir sınav. Ayrıca SAT sınavı içerisindeki bu değişim bazı sınavların önemini arttırdı.

SAT Subject Testleri Kalktı! Peki, Şimdi Ne Olacak?

SAT Subjects testlerindeki değişim ile AP sınavı büyük bir önem kazandı. AP sınavının tarihsel olarak istatistiklerine baktığımız zamanda aslında bunun sebebi belli oluyor. 2000 yılında Subject Tests dünya çapında 768,600 kişi tarafından tercih edilmiş. Aynı yıl AP ise 1,272,317 kişi tarafından tercih edilen bir sınav olmuş. 2020 yılında ise Subject Tests 442,913 kişiye kadar düşüyor. Aynı yıl AP sınavı tam 4,751,957 kişi tarafından tercih ediliyor. Bu durumda aslında bizlere AP’ye olan ilgi artarken SAT Subject kısmına olan ilginin nasıl azaldığını gösteriyor.

Üniversitelerin Sınavlara Bakışı

Üniversitelerin bu sınavlara bakış açısı da bu kararda son derece etkili. SAT sınavına olan ilginin azalması ayıca bize üniversitelerin SAT almayı uygun görmediğini de gösteriyor. Çünkü öğrenciler AP programını aldıklarında otomatik olarak SAT ihtiyacını karşılamış oluyor. Ama öğrenciler ACT sınavında ise aynı şeyi karşılamamış oluyor. Yani AP tüm ihtiyacı tek başına görüyor. Bu yüzden öğrencilerin özellikle 10. 11. ve 12. sınıflarda doğru bir şekilde AP’ye önem vermeli.

Ayrıca Imperial ve Oxford gibi öğrenciler 700 ile kabul ediyordu. Öğrencilerin 3 AP ve 3 Subject ile öğrencilerimiz kolayca kabul alıyordu. Bu yeni alınan karar ile bu değişim ve dağılımın nasıl olacağı merak konusu. Stanford, MIT, Harvard ve Berkeley gibi daha büyük üniversiteler bu konularda kararlarını açıkladı. Bu üniversiteler biz artık SAT değil spesifik olarak AP alan öğrenciyi istiyoruz diye dile getirdiler. SAT Subject testleri ile alakalı alınan bu karar eğitim kalitesini arttırmak ile alakalı.

Üniversiteler Neden AP İstiyor?

SAT Math 1 bu işin birinci seviyesi bir dersti. Daha sonra ise SAT Reasoning kısmının matematik bölümü geliyordu. Bu kısımdan sonra ise seviye olarak SAT Subject Math 2 kısmı bulunuyordu. Son olarak ise AP ve AB seviye olarak sıralanıyordu. Üniversitelerin de öğrencilerden AP istemesinin bir sebebi bulunuyor. Üniversiteler öğrencilerden artık Pre – Calculus istemiyor. Bunun yerine öğrencilerden AP’de olduğu gibi direk olarak Calculus istiyor. Üniversiteler öğrencilerden istedikleri seviyeleri biraz daha arttırdı.

Üstelik bu durum sadece matematik alanı için geçerli değil. Aynı durum fizik, kimya ya da diğer alanlar için de geçerli. Kısacası bu yapılan son bilgilendirme öğrenciler için son derece önemli. Dünya hızla değişiyor ve gelişiyor. Bu değişim ve gelişim eğitim sektöründe de geçerli. Öğrenciler eğer ilerleyen yıllarda dünyanın en prestijli üniversitelerinde eğitim almak istiyor ise AP’yi kesinlikle almalı. SAT Subject testleri öğrencilerin üniversiteye daha hazır olması için kaldırıldı.

Doç. Dr. Gamze Sart Youtube kanalını ziyaret ederek SAT Subject testleri ve Essay kısmı ile alakalı güncel bilgilere ulaşabilirsiniz. Aba Yurt Dışı Eğitim internet sitesinden SAT Subject Test nedir gibi sorularınıza cevap bulabilirsiniz. Ayrıca Aba Academy adresinden de en güncel ve en başarılı AP derslerine hemen kaydolabilirsiniz.

Read More

Çocuklarda meslek seçimi erken dönemlerde yapılması gereken önemli bir adımdır. Çocuğunuzun kariyerinde doğru ilerlemeler ve seçimler istiyorsanız meslek seçimi ve yönlendirmelerine dikkat etmelisiniz. Peki, bunu nasıl sağlayabilirsiniz? En basit ve genel olarak matematik yeteneğime bakabilirsiniz. Eğer çocuğunuz matematik alanında iyiyse bir kümeye koyun. Değil ise diğer kümeye koymalısınız. Bunu çocuğunuza sorarak da öğrenebilirsiniz. En basit şekilde çocuğunuza matematiği sevip sevmediğini sorun. İlk bölünmeyi bu sayede yapabilirsiniz.

Çocuklarda Meslek Seçimi ve Fen Bilimleri

Çocuklarda doğru meslek seçimi için ilk adım matematiği sevip sevmemeleridir. Fakat yapılması gerekenler ya da dikkat edilmesi gerekenler bununla sınırlı değil. Çocuğunuza ikinci olarak ise fen bilimlerini sevip sevmediğini sormalısınız. Bildiğiniz üzere fen bilimleri 3 farklı alandan oluşur. Çocuğunuz fen bilimlerinden sadece belirli alanlarını sevebilir. Siz de bu yüzden çocuğunuzun hangi fen alanlarını sevdiğini sormalısınız. Fizik, kimya ya da biyoloji alanlarından hangisine ilgi duyduğu kariyer seçimi için çok önemlidir.

Bu sorulardan sonra ise çocuğunuza kitap okumayı ya da yazı yazmayı sevip sevmediğini sormalısınız. Aldığınız tüm cevapları bir yere not edin. Çünkü tüm bunlar en doğru meslek seçimini sağlayabilmeniz adına bir ipucu. Çocuğunuzun müzik ya da dans gibi alanları sevip sevmediğini de öğrenmelisiniz. Çünkü günümüzde meslekler çok geniş bir yelpazede bulunuyor. Çocukların yönelebileceğin binlerce meslek var. Yeteneğe göre meslek seçimi yapmak istiyorsanız çocuğunuzun tüm bu alanlardaki ilgisini bilmelisiniz.

Öğrencilerin Tercihlerine Göre Mesleki Yönelmeler

Çocuğunuza sorduğunuz bu sorular ile aldığınız cevaplar size farklı kapılar açar. Matematik ve fizik seven bir öğrenci mühendisliğe kayar. Matematik ve biyoloji alanına ilgi duyan çocuklar tıp alanlarından tercih yapar. Peki, öğrenci matematiği sevmeyip örneğin biyoloji alanını seviyorsa? İşte o zamanda çocuklar psikoloji alanına doğru kendilerini çevirmelidir. Benzer bir şekilde sadece yazmayı seven öğrenciler için ise hukuk ya da uluslararası ilişkiler gibi alanlar dikkat çeker. Bunların hepsi birer gösterge. Meslek seçiminde zorlanıyorum diyen çocuklarınız için bunlar kesinlikle denemelisiniz.

Bir de farklı tarzlarda çocuklar bulunur. Bu çocuklar genelde travma yaşamış çocuklardır. Boşanma, ailesini kaybetme, kardeşinin olması ya da bu tarz sebepler çocukların travma yaşamasına sebep olabilir. Çocuklarda meslek seçimi yapılırken bu durumlar göz önüne alınmalıdır. Çünkü travma yaşayan çocuklarda ilk olarak matematik başarısı düşer. Bunun sebebi ise çocukların güven kaybetmesidir. Kimi zamanda çocuklar yaşanan travmalardan kendilerini sorumlu tutar.

Peki, bu durumlar bize neyi ifade eder? Cevap aslında oldukça basit. Çocuğunuzun matematiği sevmeme sebebi bu olabilir. Bunun matematikte başarılı olmadığını değil sadece sevmediğini gösterir. Bu durumlar göz önüne alınmaz ise meslek seçimlerinde yanlış sonuçlar alınabilir. Bu olaylar sizin bilginizin dışında da gerçekleşebilir. Örneğin çocuğunuzun karşılaştığı bir matematik öğretmeni onu matematikten soğutmuş olabilir. Bu durumları tamamen öğrendikten sonra çocuğunuz için en doğru seçimi yapabilirsiniz.

Doç. Dr. Gamze Sart Youtube kanalını ziyaret ederek çocuklarda meslek seçimi hakkında detaylı videolara ulaşabilirsiniz. Doç. Dr. Gamze Sart web sitesinden de küçük yaşta meslek seçimi hakkında yazılar bulabilirsiniz. Aba Psikoloji internet sitesinden de yeteneğe göre meslek seçimi gibi konularda bilgiler alabilirsiniz.

Read More

College Board tarafından düzenlenen SAT Subject dersleri son yapılan duyuru ile kaldırıldı. SAT öğrencilerin yurt dışında eğitim alabilmek adına çokça girilen bir sınavdı. Bu sınavın geleceği zaten 6 – 8 aydır konuşulan bir konuydu. Yani bu SAT sınavı ile alınan bu karar kimilerini şaşırtsa da aslında beklenen bir karardı. Bu sınavın kaldırılma sebeplerinden bir tanesi şüphesiz ki üniversiteler. Üniversiteler uzun süredir SAT math konuları ve biyoloji konuları gibi derslerin yetersiz olduğunu ifade ediyordu.

Mayıs ve Haziran aylarında SAT Subject ve Essay sınavları Amerika dışında son kez yapılacak. Fakat Amerika’da ise bu sınav artık düzenlenmeyecek. İlk başlarda bu kararın sebebinin pandemi olduğu tahmin ediliyordu. Fakat yapılan açıklamalar ve duyurular bu işin aslında pandemi ile alakasız olduğunu gösterdi. Bu sınavın kalkması ile bazı sınavlar da daha da ön plana çıktı. Üniversitelerin kabul sırasında istediği programlar bir değişime girdi.

SAT Subject Dersleri Kaldırıldı! Bu Ne Demek?

Üniversiteler yaptıkları araştırmalarla SAT Subject alanındaki pek çok dersin üniversite için yetersiz olduğunu ifade etti. Bu yüzden de çıtayı yükseltme kararı aldılar. Bu çıta yükseltme kararı ise direk olarak AP sınavını hedef alıyor. Yani üniversiteler SAT Sınavı yerine AP sınavını kabulde kontrol edecek. Kısaca ülkemizdeki bir lisans diploması yurt dışında geçersiz sayılacak. Öğrencilerin yurt dışında eğitim alabilmeleri için seviye atlamaları gerekecek.

SAT Yerine Hangi Sınavlara Girmelisiniz?

SAT Subjectlerin kaldırılması beraberinde bazı sınavlarında etkisini kaybetmesine sebep oldu. Bunlardan bir tanesi ACT sınavı. Diğer sınavlar ile kıyaslandığı zaman daha basit kalan ACT sınavını üniversiteler çok fazla kabul etmeyecek. Uluslararası bir üniversiteye girmek isteyen öğrenciler SAT Subject yerine SAT Verbal alacak. SAT Verbal ile birlikte AP sınavı da büyük önem kazandı. Çünkü üniversiteler artık lise diploması istemiyor. Bu diplomalara ek olarak özel diploma programlarından başarı istiyor.

Fransız Bakaloryası ve A – Level programları da bu tarz eğitim veriyordu. Fakat prestijli üniversiteler bu programı istemiyor. SAT Subject dersleri yerine en dikkat çeken sınavlar AP ve IB programları. Bu iki program arasında da AP programı çok daha ön planda. College Board aldığı karar ile IB programına savaş açtı diyebiliriz. SAT Subject ve Essay da aslında bu yüzden kaldırıldı. Çünkü üniversiteler IB programını da yetersiz buluyor. Üniversitelerin araştırmalarına göre AP tam istedikleri program.

Üstelik bu kararı sadece Amerikan üniversiteleri desteklemiyor. Hollanda, Kanada ya da İngiltere gibi ülkelerin üniversiteleri de destekliyor. AP programı kaldırılan SAT yerine geçecek önemli bir sınavdır. Bu yüzden hem ülkemizden hem de farklı ülkelerden yurtdışı hedefleyenler AP sınavına dört elle sarılmalıdır. Ayrıca ülkemizden isteyen öğrenciler bu sınava son kez girebilir. Fakat üniversitelerin kabul edip etmeyeceğini üniversitenize sormanız gerekir.

Doç. Dr. Gamze Sart Youtube ve web adreslerinden SAT Subject dersleri ile alakalı son bilgilere ulaşabilirsiniz. Aba Yurt Dışı Eğitim internet adresinden SAT sınav soruları hakkında yazılar bulabilirsiniz. Aba Academy adresinden de AP derslerine kaydolabilirsiniz.

Read More

Günümüzde ‘hangi gıdalar tüketilmeli’ sorusu herkesin ilgi alanına girmektedir. Çünkü doğru beslenme beraberinde sağlıklı olmayı getirmektedir. Ayrıca doğru beslenen bireyler iş ve okul yaşamlarında verimliliklerini en üst seviyeye çıkarabilmektedir. Öğrenciler yaşamları boyunca çok fazla hayal kırıklığı yaşamaktadırlar. Öğrenciler okul nedeniyle çok fazla kez arada kalabilmektedirler. Hatta bazı öğrenciler mevcut durumda not ortalaması çok düşük olduğu için bundan sonra da başaramayacaklarını düşünmektedirler.

Sosyal medyanın bu kadar ön planı çıkması, çocuklarımızı da ciddi anlamda etkilemektedir. Bunun sonucunda çocuklarımızın ön frontal alanları inanılmaz derecede sıkıntılı hale gelmiştir. Bu sürecin en başı ise gıda ile başlamaktadır. Doğru gıda alamayan çocukların yaşam kaliteleri oldukça düşmektedir.

Verimlilik İçin Hangi Gıdalar Tüketilmeli?

Gıda konusu gerçekten de herkes için önemlidir. Hangi gıdalar tüketilmeli sorusuna Japonya ve Kore örneği ile cevap verilebilir. Televizyonda izlediğim iki programda da bahsedildiği üzere Japonya ve Kore’de sabah kahvaltısında protein ağırlıklı bir beslenme yöntemi uygulanmaktadır. Bu ülkedeki insanlar mümkün mertebe karbonhidrat ağırlıklı bir kahvaltıdan uzak durmaktadır.

Ekmekten kaçınarak ekmeğin neden olduğu hımbıllıktan da kurtulmak mümkündür. Hımbıllığın oluşmaması ile birlikte insanın çalışma süreleri de verimli geçmektedir. Hımbıllık ortadan kaldırıldığında uzun süreli çalışmalar yapmak mümkün hale gelmektedir. Amerika’da yapılan bir çalışma ile suyun önemi ortaya koyulmuştur. Yapılan çalışmada bir insan ne kadar fazla su içerse o kadar mutlu olmaktadır.

Su ve Mutluluk İlişkisi

Amerika’da yapılan çalışmada günde 6 bardak ve üstü su içenler incelenmiştir. Aynı zamanda 1 bardak su içen kişilerin de mutluluk düzeyleri dikkate alınmıştır. Çalışma sonucunda günde 6 bardak su içenlerin mutluluk oranlarının 1 bardak su içenlere oranla %60 daha fazla olduğu ortaya çıkmıştır. Aslında biz bu durumu yıllardır bilmekteyiz. Yani su tüketiminin önemi kadar protein ağırlıklı bir beslenmenin insana ne kadar iyi geldiğinin farkındayız.

Su tüketiminde kilo ile ilgili bir miktar belirlenmelidir. Yani kişinin kilosu arttıkça günde tüketmesi gereken su miktarı da artmaktadır. Sonuç olarak gıdamıza ve su tüketimimize oldukça önem vermemiz gerektiği söylenebilir. Ayrıca günde 20-30 dakika kadar fiziksel aktivite yapılmalıdır. Bu aktivite her ne olursa olsun kesinlikle ihmal edilmemelidir. Kendinize bakmazsanız olmaz. Kendimize baktığımız zaman hayatta daha doğru kararlar verebilecek hale geliriz.

Hangi gıdalar tüketilmeli konusunda soru ve görüşleriniz için Doç. Dr. Gamze Sart’a form aracılığıyla ulaşabilirsiniz. Benzer konularda hazırlanmış videolara ulaşmak için Doç. Dr. Gamze Sart YouTube kanalına abone olabilirsiniz.

Read More

Geçtiğimiz haftalarda çok önemli bir tartışma söz konusuydu. Bu tartışmalar arasında Fizik alanının artık anlamını yitirdiği yer almıştır. Hatta bunun bir sonucu olarak bugün, üniversitelerin; Matematik ve Fizik alanlarında öğrenci alım kısıtlamalarının uygulandığı görülmektedir. Bunun yanı sıra; biyomedikal ve biyoteknoloji gibi alanlarda da inanılmaz bir büyümenin olduğu göze çarpmaktadır. Gelişen teknoloji sonrasında artık basit tıp eğitimi eski önemini kaybetmektedir.

Önümüzdeki dönemin bir numaralı alanı yaşam bilimleri olacaktır. Çünkü yaşam bilimleri alanı içerisine pek çok konu girmektedir. Bu alan içerisinde yer alan bölümler hızla gelişmektedir. Yaşam bilimleri içerisinde yer alan önemli bölümlerde yakın zamanda önemli değişimler görülecektir.

Basit Tıp Eğitimi ve Yapay Zeka

Günümüzdeki tıp doktorlarının neredeyse tamamı yapay zekayı bilmemektedir. Sonuç olarak; yaşanan teknolojik gelişmeler nedeniyle artık basit tıp eğitimi yeterli olmamaktadır. Tıp eğitiminin ve geleneksel Tıp Bölümleri ile birlikte yapay zekayla geliştirilmiş-iyileştirilmiş alanlar da takip edilmelidir. Yapay zeka alanında tıp eğitimi alan kişilerin kendilerini geliştirmeleri gerekmektedir. Tıp çalışanları günümüzde sağlık çalışanları olarak görülmektedir.

Bu anlamda sağlık çalışanlarının kendilerini geliştirerek bu konumlarının ötesine geçmeleri gerekmektedir. Bununla birlikte; tıp eğitimi alan öğrencilerin kendi gelişimleri için yan alanlara dikkat etmeleri bu dönemde önem kazanmaktadır. Örnek olarak; benim Harvard Üniversitesi tıp bölümünde okuyan öğrencilerim gösterilebilir. Bu öğrenciler, tıp eğitimleri ile birlikte bu alanlara da yönelmiş durumdadırlar. Artık geleneksel tıp öğretilerinin yanında yapay zeka ile ilgili diğer alanların da ne kadar önemli olduğu anlaşılmıştır.

Tıp Eğitiminin Yapay Zeka İle Uyumu

Sağlık alanında hastalığın tespiti ve iyileştirilmesi aşamalarında yapay zekadan yararlanılmaktadır. Bunun sonucunda; yapay zeka ve robotlaşma ile birlikte bugün pek çok işlem bilgisayar ortamında gerçekleştirilmektedir. Makine öğrenimi; doktorlar tarafından incelenen teşhis verilerinin yapay zeka aracılığıyla etkili bir şekilde yapılabilmesine olanak tanımaktadır.

Makine öğrenimi algoritmalarının halen daha gidecekleri uzun bir yol olsa da bugün standart kalıpları doktor gözüyle görerek doğru sonuçlar sağlamayı başarmaktadır. Özellikle radyoloji alanında yapay zekanın faydalı sonuçlar sağladığı görülmektedir. Örnek olarak; hastaların rahatsızlıklarına göre çekilen filmlerin yapay zeka aracılığıyla doğru bir şekilde analiz edildiği söylenebilir.

Basit tıp eğitimi artık yapay zeka ile birlikte yürütülmesi gereken bir eğitim alanı olmuştur. Konu hakkında görüş ve sorularınız için form aracılığıyla Doç. Dr. Gamze Sart’a ulaşabilirsiniz. Bununla birlikte; güncel konularda hazırlanmış videolara ulaşmak için Doç. Dr. Gamze Sart YouTube kanalına abone olabilirsiniz. Hatta yurt dışında tıp eğitimi almak için gerekli olan sınavlara hazırlık için aba Academy ile iletişime geçebilirsiniz.

Read More

SAT sınavları öğrencilerin pek çok ülkede üniversite kabulü alabilmesi için gerekli olan bir sınavdır. SAT içerisinde birden çok konuda dersler ve alanlar bulunmakta ve öğrenciler bu derslerden istediklerini seçmektedir. Fakat ders seçimlerinde öğrenciler okumak istedikleri alanlara göre seçim yapmalıdır. Ayrıca SAT sınavında öğrenciler klasik sistemlere göre daha farklı bir çalışma programı uygulamalıdır. Yani SAT baştan sona kadar büyük avantajlar ile dolu ve klasik çalışma sisteminden ayrı bir çalışma isteyen sınavdır.

SAT Sınavları Hangi Ülkelerde Geçerli?

SAT sınavı ile Türkiye’de alan üniversiteler olduğu gibi yurt dışında da alan pek çok ülke ve üniversite bulunmaktadır. Yurt dışında SAT’ın geçerli olduğu ülkeler başlıca şöyle sıralanabilir;

  • Amerika Birleşik Devletleri,
  • Birleşik Krallık,
  • Kanada,
  • Hollanda,
  • Avrupa Birliği üyesi ülkeler,
  • Uzak Doğu,
  • Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayan yabancı pasaportlu öğrenciler için Türkiye.

Ülkemizde SAT sınavı Boğaziçi Üniversitesi, ODTÜ, Koç Üniversitesi ve Sabancı Üniversitesi içerisinde geçerli olmaktadır. Yani SAT size sadece Amerika’nın kapılarını açmıyor. Aynı zamanda tüm dünyada saygınlığını koruyan ve en prestijli üniversitelerin de kapılarını açıyor. Son dönemlerin en popüler ülkelerinden olan Hollanda’da SAT sınavının getirdiklerine ayak uydurarak SAT’ı üniversitelerinde geçerli uluslararası sınavlardan biri olarak kabul etmiştir.

SAT Sınavının Türkiye’deki Sınavlara Destek Olması

Ülkemizde üniversite geçiş sınavları bilindiği üzere AYT ve TYT sınavlarıdır. SAT bu iki sınava da destek olarak öğrencilere aslında yardımcı oluyor. Peki, SAT bu sınavlara nasıl destek oluyor? SAT sınavının Verbal kısmını öğrendiğiniz zaman Speed Reading yani Hızlı okuma öğrenmiş oluyorsunuz. Ayrıca SAT sınavının Matematik kısmı da tamamen TYT ve AYT sınavlarının alt yapısını oluşturmakta. Bu sayede öğrenciler TYT ve AYT matematik alanında büyük kolaylık yakalıyor. SAT bunlara ek olarak Pre Calculus yani Kalkülüse Hazırlık eğitimini de sağlayarak öğrenciler bu sınavlarda yardımcı olmaktadır.

Kısacası SAT sınavı baştan sona öğrencilere hem ülkemizdeki sınavlarda hem de yurt dışındaki sınavlarda yardımcı olmaktadır. SAT derslerinde başarılı olan öğrenciler bir de yanına IELTS ya da TOEFL gibi bir sınav eklediği takdirde çok rahat bir şekilde uluslararası istedikleri üniversitelere yerleşebilmektedir. SAT sınavları öğrencilerin uzun bir dönem boyunca yurt dışı eğitimleri için öğrencilerin en büyük silahı olmaya devam edecektir. Öğrenciler bu yüzden SAT sınavı nedir ya da ne işe yarar sorularının cevaplarını bilmeli ve planlarını ona göre sürdürmelidir.

Doç. Dr. Gamze Sart Youtube kanalını ziyaret ederek SAT sınavı soruları ve içerikleri hakkında detaylı bilgilere ulaşabilirsiniz. Aba Yurt Dışı Eğitim internet sitesinden SAT sınavına kimler girebilir gibi sınav hakkında merak ettiğiniz konularda yazılar bulabilirsiniz. Aba Academy adresinden de SAT sınavları için kurs alabilirsiniz.

Read More

Dünyada meydana gelen değişimler sonucu geleceğin iş hayatı büyük bir değişime girmeye başladı. Uzaktan eğitim gibi son dönemlerin popüler kavramlarından bir tanesi olan uzaktan çalışma bu değişimin en büyük etkenlerinden biri. Uzaktan çalışma sistemi 21. yüzyılın en önemli ajandalarının başında geliyor. Günümüzde fazla yayılmamış olsa da gelecekte bu sistem çok daha etkin ve yaygın olarak kullanılacak. Pek çoğumuz uzaktan çalışma yöntemini pandemi ile duymaya başladık.

Fakat bu çalışma yöntemi aslında 2010 yılından beri kullanılıyor. Dünyada uzaktan çalışma 2018 yılında ise daha da şekillenerek pandemi ile günümüzdeki halini almıştır. Dünyanın teknoloji alanında başta gelen şirketlerinden IBM ve Google gibi markalar yıllardır bu çalışma sistemini destekleyici adımlar atmakta. Bunun en büyük örneği aslında ülkemizde faaliyet gösteren fakat ofisi olmayan şirketlerdir. Geleceğin çalışma hayatı içerisinde ise uzaktan çalışma sistemi daha geniş bir yelpazede cevaplanmaya başlandı.

Daha önce söylediğimiz gibi bu çalışma modeli ülkemizde henüz yeni sayılır. Fakat dünyanın pek çok ülkesi bu sistemi uzun süredir uygulamakta. Bu ülkelerin başında ise Amerika geliyor. Amerikan şirketleri bu sistemi deneyip olumlu sonuç aldığı için bu çalışma modelini geliştirmeye yönelmiş durumda. Bizim de bu tarz sistemlere ayak uydurarak küresel iş dünyasının hangi alana yöneldiğini bilip uygulamamız gerekmekte.

Geleceğin İş Hayatı Nasıl Şekilleniyor?

Küresel anlamda değişen teknolojiler ve dünya ihtiyaçları meslek gruplarından bazılarını oldukça ön plana çıkarıyor. Geleceğin en önemli meslek alanlarından bir tanesi olarak siber güvenlik ve tabi ki kodlama oldukça öne çıkıyor. Bu tarz geleceğin önemli alanlarını bilmek ve tahmin etmek son derece önemli. 2030 yılında dünya nasıl olacak ya da 2050 yılında dünya nasıl olacak gibi konuları tahmin ederek çalışmalarımızı bu alanlara yönlendirmemiz gerekiyor. Uzmanlar gelecek meslekleri ve eğilimleri hakkında her yıl raporlar hazırlıyor.

Uzmanlara gelen bu raporlar içerisinde 10 yıla kadar ki planlar bulunuyor. Uzmanlar ise bu planlar üzerine çalışarak ve tersine mühendislik yaparak genç neslin doğru yönelimler yapmasında yardımcı oluyor. Bu raporlar doğrultusunda öz geçmişler oldukça dikkat çekiyor. Öğrenciler öz geçmişlerini oldukça doğru bir şekilde yapmalıdır. İş dünyasının istekleri ve ihtiyaçları doğrultusunda öğrenciler kendi öz geçmişlerini doldurmalıdır. Öz geçmiş içerisinde geleceğin iş yaşamı içerisinde oldukça önemli olan yaşam boyu öğrenme kavramını gençler göstermelidir. Ayrıca bu kavramı gençler hayatlarına da yerleştirmelidir.

Üniversitenin Öğrencilere Katkısı Neler Oluyor?

Geleceğin iş hayatı ve üniversiteler kıyaslandığı zaman aslında üniversitelerin eğitim konusunda yetersiz kaldığı görülüyor. Bu yüzden de yaşam boyu öğrenme kavramı gençlerin hayatında oldukça ön plana çıkıyor. Fakat üniversite eğitiminin yetersiz kalması gençlerin üniversitelerden hiçbir şey öğrenmediğini ifade etmiyor. Öğrenciler üniversitelerin içerisinde aldığı eğitimler ile öğrenmeyi öğreniyor. Bu sayede öğrencilerin kapasiteleri oldukça artıyor.

Buna ek olarak farkındalık kavramı gençlere üniversiteler sayesinde öğretiliyor. Yani bir olayın gerçek ya da yalan olmasının analizini yapabilme veya istatistiksel verileri okuyabilme gibi yetkinlikler üniversiteler sayesinde elde ediliyor. Kısacası üniversitenin geleceği ve sundukları sayesinde hem geleceğin eğitim alanında hem de geleceğin iş hayatı içerisinde üniversiteler önemini arttırarak sürdürüyor.

Küresel Düşünebilmek

Geleceğin iş dünyası içerisinde insanların her taraftan gelecek olayları analiz ve tahmin etmesi gerekiyor. Yani 4 yönlü olarak karşınıza çıkacak her şeyi ön görmelisiniz. Peki, bu ön görüyü nasıl sağlayabiliriz? Bu ön görü için insanların küresel anlamda düşünmesi ve olayları yine küresel anlamda değerlendirmesi gerekir. Bunu şöyle açıklayabiliriz. Bir insan yaklaşık 250 dereceye kadar etrafını görebilir. Bu yaklaşık bir değerdir. Ama tüm insanlar kafalarının arkasını göremez. Geleceğin iş hayatı içerisinde insanlar kafalarının arkalarını tahmin etmelidir.

Gelecekte iş dünyası içerisinde karşınıza çıkan olayları ya da çıkabilecek olayları ön görmeniz gerekir. Küresel düşünmeniz için istatiksel modelleri kendinize yardımcı olarak kullanmalısınız. Pandemi döneminde yaşanan olayları kendinize örnek alabilirsiniz. Covid – 19 salgını aslında bizlere gelecekte önem kazacak meslekleri ve önemini kaybedecek mesleklerin bir fragmanını yaşattı. Aynı şekilde dünyada meydana gelecek olaylar için de bu tarz tahminleri yapmanız geleceğin iş dünyasında kendinize yer bulmanızı sağlayacaktır.

Doç. Dr. Gamze Sart web sitesinden Youtube kanalından gelecekte iş yerleri nasıl olacak ya da yakın gelecekte çalışma hayatı ile alakalı konularda video veya makalelere ulaşabilirsiniz. Aba Yurt Dışı Eğitim internet sitesinden de geleceğin iş hayatı ve geleceğin üniversiteleri ile alakalı blog yazılarına ulaşabilirsiniz.

Read More

Stanford Üniversitesi, dünyanın en iyi eğitim veren üniversiteleri arasında önemli konumda yer alıyor. Durum böyle olunca üniversite kabullerinde öğrenciler arasında rekabet en üst seviyede. Üniversite, eğitim verdiği alanlardaki en donanımlı öğrencileri kariyer hayatlarına hazırlamak üzerine bir misyon belirlemiş durumda. Stanford Üniversitesi için her yıl binlerce başvuru yapılıyor ancak bunlardan yalnızca çok az bir kısmı başarı ile sonuçlanıyor… Sonuç olarak; Stanford Üniversitesi kabulü için ciddi bir hazırlık yapmak gerekiyor.

Lise döneminin en başından itibaren üniversite hazırlıklarına başlanmalı. Lise döneminde, üniversite kabulleri için gerekli olan programları tamamlamak için öğrencilerin bu programlara erken dönemde hazırlık yapmaları oldukça önemli…

Stanford Üniversitesi Kabulü İçin Öğrencimiz Eren Nasıl Bir Süreç Yaşadı?

Times Higher Education tarafından hazırlanan listeye göre Stanford Üniversitesi 2021 yılında Oxford Üniversitesi’nden sonra dünyanın en iyi ikinci üniversitesi olarak belirlendi. Üniversitenin son dönemde uluslararası öğrenci kabul oranı da %23. Bu veriler, Stanford Üniversitesi’den uluslararası öğrenci olarak kabul almanın hiç de kolay olmadığını gözler önüne seriyor. Tüm bu zorluklara rağmen başarılı öğrencimiz Eren, Stanford Üniversitesi’nden kabul almayı başararak bizleri mutlu etti.

Başarılı öğrencimiz Eren, Stanford Üniversitesi kabulü için ciddi anlamda emek sarf eden öğrencilerimizden biri…  Eren, Üsküdar Amerikan Lisesi öğrencisi olarak yaklaşık bir ay önce Stanford Üniversitesi’nden erken kabul aldı. Mühendislik Bölümü’nü kazanan Eren’in başarısı dünyanın en iyi üniversitelerinde eğitim almak isteyen öğrenciler için adeta bir örnek niteliğinde… Eren, Stanford Üniversitesi hazırlık ve kabul süreçlerinde nasıl bir yol izlediğine dair ipuçlarını bizlerle paylaştı.

Stanford Üniversitesi Macerası Eren İçin Nasıl Başladı?

Stanford Üniversitesi, Eren’in hep eğitim almak istediği bir üniversiteydi. Bu hayalini gerçekleştirmek için 11.sınıfta Doç. Dr. Gamze Sart ile tanıştı. Doç. Dr. Gamze Sart, Eren için en uygun üniversitenin Stanford olduğunu belirleyerek bu yönde stratejiler oluşturdu. Eren’e göre, büyük bir başarı elde ettiği bu süreç kolay bir şekilde gerçekleşmedi.

Çünkü bu süreçte Eren, hem IB programını tamamladı hem de AP sınavlarından başarılı oldu. Eren, IB diploma programını yürütürken aynı zamanda 3 AP sınavı ile kabulünü garantilemiştir. Eren, kabul aşamasına kadar çok çalışarak hedefine ulaştı. Öğrencimiz Eren, kabul sürecini yalnızca akademik olarak yürütmedi. Bu süreçte okulda devam eden sosyal faaliyetlere ve kulüp çalışmalarına da yeterli bir zaman ayırdı.

Eren, Dünyanın En İyi Üniversitelerine Kabul Almak İsteyen Öğrencilere Neler Öneriyor?

Eren, dünyanın en prestijli üniversitelerine kabul almanın ilk aşamasını, ‘doğru üniversite belirlemek’ olarak açıklamakta. Üniversite tercihi, üniversitelerin ismine göre değil de tamamen eğitim almak isteyen öğrencinin kişiliğine uygun olarak seçilmeli. Eren, üniversite belirleme süreci doğru bir şekilde yapıldıktan sonra Doç. Dr. Gamze Sart gibi, süreci çok iyi bilen bir kişinin yardımının ne kadar önemli olduğunu belirmekte. Doç. Dr. Gamze Sart gibi, içeriden bilgi alıp bu şekilde öğrencileri yönlendiren bir kişinin, öğrencilere çok sayıda yarar sağladığını vurguluyor.

Öğrencimiz Eren, başarılı bir hazırlık ve kabul süreci geçirerek, hedeflediği Stanford Üniversitesi’ni kazanmıştır. Bu önemli başarı için kendisini Aba ailesi olarak yürekten kutlarız.

Stanford Üniversitesi kabulü hakkında sorularınız için Doç. Dr. Gamze Sart’a form aracılığıyla ulaşabilirsiniz. Yurt dışında eğitim için gerekli olan sınavlar hakkında destek almak üzere aba Academy ile iletişime geçebilirsiniz. Hangi üniversitelerin hangi sınavları talep ettikleri konularında güncel bilgiler edinmek için aba Yurt Dışı Eğitim blog sayfasına göz atabilirsiniz. Üniversite kabullerinde başarılı öğrencilere yönelik özel çalışma stratejileri hazırlayan Doç. Dr. Gamze Sart’ın YouTube kanalını takip ederek sürece ilişkin ayrıntılı bilgi edinebilirsiniz.

Read More

Mimarlık alanına olan ilgi ve rağbet son dönemlerde arttığı için mimarlık üniversiteleri de son zamanlarda dikkat çekmeye başlamıştır. Mimarlık alanının geleceği aslında biraz bulutlar ile doluydu. Yapay zeka ya da nesnelerin interneti gibi alanların gündeme gelmesi bu tarz bölümlerin geleceğini bir soru işareti yapmıştı. Fakat gelecekte mimarlığın da içinde bulunduğu tasarım alanı son derece önemli bir hal alacak. Dizayn alanı üzerine bazı üniversiteler eski stil eğitimlerine devam etmekte.

Ama bazı üniversiteler ise dizayn konusuna çok farklı şekilde ağırlık vererek devam etmektedir. Geleceğe yönelik dizayn konusunda en çok ses getiren ve en önemli çalışmalara imza atan üniversitelerin başında ise Stanford Üniversitesi gelmekte. Stanford mimarlıktaki mikro, makro ve mezo konularını oldukça detaylı işlemekte. Mikro yapılara örnek olarak Ayasofya’daki bir kapı üzeri işlemeler örnek olarak gösterilebilir. Mezo ise insandan biraz büyük olarak ifade edilen tasarımlardır.

Makro yapılar ise herkesin bildiği gibi büyük tasarımları kapsamaktadır. Müzik holleri, barajlar ya da müzeler gibi alanları inşaat mühendisliği ile kapsayan alanlardır. Mimarlık alanı genel olarak iki farklı bölüme ayrılmaktadır. Bunlardan bir tanesi teknik mimarlıktır. Bu tarz mimarlık bölümleri teknoloji ile değerlendirildiği zaman aslında önemini kaybetmektedir. Ama mimarlığın ikinci alanı olan sanatsal mimarlık alanına olan ilgi ve ihtiyaç oldukça artmıştır.

Mimarlık Üniversiteleri ve Gelecekte Mimarlık

Dünyanın en iyi mimarlık fakülteleri sürdürülebilir mimarlık alanı üzerine büyük çalışmalar yapmaktadır. Buna ek olarak mühendislik dizayn kavramı da son derece gelişen alanlardan bir tanesi olmaktadır. Mimarlık bölümü ile beraber ürün mimarlığı ya da Engineering Design kavramı da büyük bir önem ve arz oluşturmaktadır. Engineering Design bir iPhone ya da Alexa gibi teknolojik ürünlerin yeni modellerinin tasarlanmasında kullanılan mimarlık alanlarından birisidir. Bu çalışmalar mimarlık bölümünün mikro ve mezo alanlarına dahil olmaktadır.

Mimarlık alanını klasik ve eski stil mimarlık olarak düşünerek seçmek isteyen öğrenciler bu konuyu kesinlikle bilmelidir. Aksi takdirde bu tarz mimarlık alanları ile ilgilenmeyen ya da ilgisini çekmeyen öğrencilerin yapacakları tercihler son derece sıkıntılı ve yanlış sonuçlar doğuracaktır. Dünyadaki ya da Türkiye’deki mimarlık fakülteleri arasında bir tercih yapılırken oldukça stratejik adımlar atmak ve karar vermek gerekmektedir.

Mimarlık Alanının Dünyada ve Ülkemizde Değişimi

Mimarlık üniversiteleri arasındaki son yıllarda meydana gelen değişimleri daha önce belirtmiştik. Avrupa ve Amerika’da bu değişimi yakalayan üniversiteler aslında tahmin edilebilmekte. Bazı Hollanda üniversiteleri, Yale, Columbia ve Harvard gibi üniversiteler oldukça dikkat çekmekte. Öğrenciler bu perspektif ile ülkemizde de eğitim veren üniversiteler oldukça merak edilmektedir. Bu değişim ile beraber Türkiye’deki mimarlık fakülteleri arasından bazı üniversiteler de bu değişime ayak uydurmuştur.

Türkiye’nin en iyi mimarlık üniversiteleri arasında bazı üniversite attıkları adımlar ve yaptıkları yenilikler ile son derece dikkat çekmektedir. Bu üniversiteler ise şöyle sıralanmaktadır;

  • ODTÜ,
  • İTÜ,
  • Mimar Sinan Üniversitesi
  • Bilgi Üniversitesi.

Ülkemizde bu 4 üniversite mimarlık alanında dünyayı yakından takip eden ve bu değişime ayak uyduran üniversiteler olarak oldukça dikkat çekmektedir. Amerika’da ise bu sisteme en uygun okulları şöyle sıralayabiliriz;

  • Stanford Üniversitesi,
  • UC Berkeley,
  • UCLA,

Öğrenciler arasında son dönemlerde İtalya’da son derece merak edilen ve tercih edilen ülkelerden bir tanesidir. Gerek pandemi gerek ise dünya çapında sayılı üniversitesi olmasından dolay İtalya Avrupa ülkeleri arasında pek önerilmemektedir. Avrupa isteyen öğrenciler için genel olarak öğrenciler Hollanda hem tercih edilmekte hem de oldukça önerilmektedir. Hollanda eğitim sistemine ek olarak devletinin ve üniversitelerinin sunduğu imkanlar yüzünden çok fazla ön plana çıkmaktadır.

Doç. Dr. Gamze Sart Youtube kanalından ve web sitesinden Dünyanın ve Türkiye’nin en iyi iç mimarlık üniversiteleri hakkında bilgi alabilirsiniz. Aba Yurt Dışı Eğitim internet sitesinden ise dünyanın en iyi mimarlık fakülteleri için danışmanlık alabilirsiniz.

Read More

2022 lise ve üniversite mezunları eski dönemlerin mezunlarına göre dikkat etmeleri gereken farklı noktalar bulunduğunu bilmelidir. Öğrencilerin istedikleri üniversitelere ya da istedikleri yüksek lisans bölümlerine gidebilmeleri adına bu süreç oldukça önemli bir şekilde sürdürülmelidir. Bu süreç içerisinde ajandaların doğru bir şekilde yapılması ve planların detaylı bir şekilde ilerletilmesi gerekmektedir. 2022 yılında mezun olacak bu öğrencilerin önünde tam olarak 12 ay bulunmakta.

Bu süre ilk başta öğrencilere çok uzun gelebilir. Fakat yapılacak çalışmalar ve atılacak adımlar göz önüne alındığı zaman aslında bu sürecin öğrencilere tam olarak yeteceği bilinmelidir. Türkiye üniversite mezunu oranı 2020 yılında artış göstermeye devam etmektedir. Bu süreç 2022 yılında çok daha yukarılar çıkacaktır. Bu yüzden öğrenciler Oxford, Cambridge, Stanford ya da Toronto gibi üniversitelerden kabul almak istiyor ise hazırlanma sürecine şimdiden başlamalıdır.

Lise ve Üniversite Mezunları İçin Öneriler

Yurt dışında üniversite eğitimi ya da kabulü alabilmek kadar yurt dışında burslu üniversite kabulü almakta çok önemlidir. Bu yüzden öğrenciler hem kabul almak için hem de burs alabilmek için önümüzde 12 ay boyunca yoğun bir çaba sarf etmelidir. Yurt dışına üniversite eğitimi alabilmek adına sadece ülkemizden değil dünyanın 4 bir yanından yüz binlerce öğrenci başvurular yapmakta ve hazırlanmaktadır. Öğrenciler bunun bilincinde olarak bu çalışmaları sürdürmelidir.

Doç. Dr. Gamze Sart 2021 yılının çalışmalarını büyük ölçüde tamamlayarak öğrencilerinin burslu bir şekilde dünyanın en saygın üniversitelerine yerleşmesini sağlayarak 2022 yılı mezunları için çalışmalarına başlamış durumda. Öğrenciler başvuru süreçlerinde ya da planlama aşamalarında Gamze Hoca’dan destek ve yardım almak için Doç. Dr. Gamze Sart resmi internet sitesini ziyaret edebilir. Bu yoğunluktan dolayı Doç. Dr. Gamze Sart bir süredir geri dönüşler yapamasa da artık 2022 yılı mezunları için hazırlıklarını tamamlamıştır.

Üniversitelerden Kabul Almak İçin En Büyük Güç

Dünyadaki tüm üniversitelerin kabul şartları birbirinden ayrılmaktadır. Sınavlar, notlar ya da referans mektupları gibi durumlar öğrencilere çokça yardımcı olmaktadır. Fakat başvuru süreçlerinde öğrencilerin en büyük gücü ve destekçisi hiç şüphesiz ki öz geçmişleridir. Öz geçmişi güçlü olan bir öğrenci yurt dışı üniversite kabullerinde büyük bir sorunu ortadan kaldırmış demektir. Lise ve üniversite mezunları bu yüzden önümüzdeki bir yıl içerisinde bu konuyu mümkün ise bir uzmandan yardım alarak halletmelidir.

Diğer bir yandan 2022 yılından sonra mezun olacak öğrenciler için de zorlu bir süreç aslında başlamış durumda. Bu yıllarda mezun olacak öğrenciler de başarılı üniversitelerden kabul almak istiyor ise çalışmalarına şimdiden başlamalıdır. Özellikle üniversitelerin istediği sınavlara göre 2023 – 2024 mezunları da şimdiden kendilerini hazırlayarak önlerindeki sıkıntıları gidermelidir. Bu yıllarda mezun olacak öğrenciler öz geçmiş ve benzeri kriterlerden önce sınavları halletmeli ve sınavlardan istenilen notları elde etmelidir.

2023 ve sonrası lise ve üniversite mezunları bu dönemi başarılı bir şekilde değerlendirir ise son yıllarına çok daha rahat ve kendilerinden emin olarak adım atabileceklerdir. Yurt dışı lisans ve yüksek lisans kabul süreçleri eski sisteme göre büyük ölçüde değişim yaşamıştır. Zamanlama bu yeni süre içerisinde kesinlikle dikkat edilmesi gereken ve öğrencileri başarıya sürükleyen en önemli etkenlerden bir tanesidir. Neyin, ne zaman ve ne şekilde yapılacağını iyi bilmek ona göre adım atmak gerekmektedir.

Doç. Dr. Gamze Sart Youtube kanalını ziyaret ederek yurt dışı üniversite kabullerinde dikkat edilen konular, yurt dışından alınan burslar ya da dünyanın en iyi üniversiteleri hakkında bilgiler alabilirsiniz. Aba Yurt Dışı Eğitim internet sitesini ziyaret ederek de lise ve üniversite mezunları için önerilen çalışma ve kabul yöntemleri ile alakalı makale ve blog yazıları bulabilirsiniz.

Read More

Doğa kültür ve yetiştirilmenin birbiriyle bağlantısı nedir? Genetik özellikler insanın yaşamını ve insanın sağlığını ne ölçüde etkiler? Kültürel özellikler sağlığımızı ve yaşamımızı nasıl yönlendirir? Yetiştirilme tarzı ve yaşam biçimi ile genetik faktörlerin etkisinin azalması mümkün mü? Beslenme alışkanlıkları genetik hastalıkların önüne geçebilir mi? Bu soruların yanıtlarına birlikte göz atalım…

Doğa Kültür ve İnsan Özellikleri Arasındaki Bağ

Doğa kültür ve insan özellikleri arasındaki bağ geçmişten günümüze hep araştırılan bir konu olmuştur. 60’lı yıllarda yapılan araştırmalar ve elden edilen veriler neticesinde bazı sonuçlara ulaşılmıştı. İnsanların özelliklerine bakıldığında ve değerlendirildiğinde; ana yapı olarak değerlendirildiğinde genetik faktörlerin neredeyse bütünüyle etkili olduğu düşüncesi ortaya atılmıştı. Uzun bir süre boyunca gerçek anlamda bakıldığında insan üzerinde doğanın yani “nature”ın, genetik faktörlerin çok önemli olduğuna inanıldı ve bu görüş savunuldu.

Süregelen araştırmalar ile uzun süren savunulan bu görüşün yerini, insanın hem doğasından, genetik faktörlerinden aldığı unsurların hem de yetiştirilme kültürünün etkili olduğu düşüncesi aldı. Her iki unsurun insan üzerinde %50 oranında etkisi olduğu şeklinde değerlendirmeler ortaya konuldu.

Kültürel Özellikler Genetik Faktörlerin Geri Planda Kalmasına Yol Açabilir

Yapılan araştırmalar ve bugün elde edilen veriler gösterdi ki doğa kültür ve yetiştirilmenin insan üzerinde neredeyse eşit bir etkisi ve önemli bir dengesi var. Bir örnekle açıklamak gerekirse; bir çocuğun baskın bir şekilde boyunun uzaması, göz rengi, saç rengi gibi fiziksel birtakım özellikleri doğa ile alakalı olabilir.  Ancak bu her zaman yeterli olmayabilir. Bir çocuğun potansiyelinde, genetik yapısında uzun boylu olmak varken, yapmış olduğu aktiviteler, beslenme alışkanlıkları, karbonhidrat yerine protein ağırlıklı beslenmesi, basket oynaması, kıkırdak ve kas gelişimini sağlayan gıdalar tüketmesi gibi öğelerin artması nedeniyle çocuğun normalden birkaç santim daha uzun olması mümkün olabiliyor. Ya da tam tersi durumlar ortaya çıkabiliyor. Yetiştirme tarzı ve kültürel özellikler nedeniyle genetik faktörler geri planda kalabiliyor.

Bir başka örnek olarak; Amerika’daki basketbol ekosistemine giren bir çocuk, oradaki sistem içerisinde yeniden yapılanıp, şekillendirilebiliyor. Bugün baktığımızda, Yugoslav oyuncuların pek çoğu Amerika’da basketbol oynuyor. Aslında Amerika ile Yugoslavya’yı mukayese ettiğimizde Yugoslavların basketbola çok daha yatkın olduğunu görebiliyoruz. Yani bu anlamda doğanın çok yoğun olduğu ama Yugoslavların içinde bulundukları kültürün, yetiştirme ortamlarının Amerika kadar basketbolda zengin olduğunu göremediğimiz için, basketbol o kadar değer görmediği için burada durum değişiyor. Doğa, kültür ve yetiştirilme ilişkisini bu noktada daha net görmemiz mümkün olabiliyor.

Kültürel Özellikler Genetik Risk Faktörlerinin Azalmasını Sağlayabilir

Ailesinde kalp hastalığı riski olan bir birey, genetik kodlarında kalp problemleri olmasına karşın iyi yetiştirilmesi, kendisi için oluşturduğu kültürel alt yapı, beslenme modeli ile risk oranını azaltabiliyor. Yapılan bazı araştırmalar genetik olarak kalp krizi geçirme riski aynı olan iki kişinin yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıkları neticesinde risk oranlarının farklılaşmasına yol açtığını ortaya koyuyor. Örneğin; söz konusu iki kişiden biri Akdeniz yemek kültürüne sahip, bir diğeri ise “junk food” olarak tanımlanan abur cuburları, kola, patates kızartması, karbonhidrat, ağır yağları tüketiyor. Bu noktada elbette ikinci kişinin sağlığının çok daha hızlı bozulması ve kalp krizi riskinin çok daha yüksek oranda olması söz konusu oluyor.

Kısacası; doğa kültür ve yetiştirilme tarzı insan yaşamı üzerinde dengeli bir biçimde etkili olabiliyor. Bazı özellikleri yalnızca genetik faktörler ya da yalnızca kültür ile açıklamak mümkün olmuyor. Bu konuda daha detaylı bilgi edinmek isterseniz Doç. Dr. Gamze Sart ile iletişime geçebilir, web sitesini ziyaret edebilirsiniz. Daha fazla içeriğe ulaşmak için YouTube kanalımıza abone olabilirsiniz.

Read More