Author admin

Read More

Read More

Read More

Tüm dünyada SAT sınavı her geçen gün önemini artırmaya devam ediyor. SAT, dünyada üniversitelerin en çok tercih ettiği sınavlardan biri. Ayrıca her geçen gün SAT’a giren öğrenci sayısı da artmakta. Günümüzde onlarca ülke ve binlerce üniversite SAT sınavını öğrencilerden istemiyor. Buna rağmen, SAT istemeyen üniversiteler de SAT skoru olan öğrencilere her zaman ayrıcalıklı yaklaşıyor. Yani farklı bir ülkede lisans eğitimi almak için SAT zorunlu bir sınav olmayı başardı.

Bugün baktığımız zaman SAT’ın dünyanın en iyi üniversitelerinin de kriterlerinden biri olduğunu görebiliriz. Bu üniversiteler için SAT aslında kriterden de öte bir sınav. SAT onlar için öğrencinin bölüme ve okula olan yeterliliğini gösteriyor. Çünkü SAT her yıl uzman bir kadro tarafından özel olarak hazırlanan bir sınavdır. Hem profesörle hem de SAT öğretmenleri her yıl bu sınav sorularını özenle hazırlar. Bunlara ek olarak Amerika’da üniversite eğitimi almak için SAT tamamen zorunludur.

Hatta bu zorunluluk sadece yabancı öğrenciler için geçerli değildir. Aynı zamanda Amerikan vatandaşları da kendi ülkelerinde okumak için SAT’a girmek zorundadır. Amerika merkezli bir sınav olması da buradan gelmektedir. SAT zaman içerisinde Amerika’dan tüm dünyaya yayılmıştır. Ülkemizde de okumak isteyen öğrenciler için zamanla SAT zorunluluk haline gelmiştir. Her üniversite olmasa da alanında ses getiren üniversiteler öğrencilerden geçerli bir SAT skoru ister.

SAT Sınavı Soruları Nelerdir ve SAT Hangi Bölümlerden Oluşur?


Tüm dünyada SAT 2 farklı oturumdan meydana gelir. Her oturum da kendi içerisinde farklı başlıklara ayrılır. Ayrıca her oturumun hedeflediği bilgi ölçme alanı ayrıdır. Ayrıca üniversitelerin SAT kabullerinde bazı kısımlar değerlendirilmeye alınmaz. Her oturumda öğrencilere verilen süreler de ayrıdır. Amerika’da her yıl 7 kere SAT düzenlenir. Amerika dışında ise bu sınav sadece 6 kez düzenlenir. Lise son ya da mezun olan ve SAT sınav ücreti yatıran herkes bu sınava girebilir.

SAT Sınavı Reasoning Test

Reasoning Test kısmı SAT’ın ilk oturumudur. Bu oturumda öğrenciler 3 farklı bölüm içerisinden değerlendirilir. Genellikle genel konuları kapsayan sorular sorulur. Bu bölümler ise şunlardır:

  • Okuma – Anlama
  • Analitik Yazma – Dil Bilgisi
  • Matematik ve Geometri

Yurtdışındaki üniversiteler öğrencilerden 3 kısmı da ister. Her üniversitenin kabul puanı birbirinden farklıdır. SAT’ın maksimum puan 1600, en düşük puan ise 1060’tır. Sınavın bu kısmı için öğrencilere toplam da 3 saat 45 dakika süre verilmektedir. Ülkemizde okuyacak öğrenciler yazma kısmından muaf sayılır.

SAT Subject Test

Subject Test SAT’ın ikinci kısmıdır. Bu kısım 5 farklı alandan meydana gelir. 5 alanın her biri öğrencilerin ilgili olduğu alanları ölçmek için yapılır. 2 farklı oturum olduğu için SAT iki farklı sınav olarak değerlendirilir. Sınavın bu kısmındaki her alan ülkemizde okunacak alana göre değerlendirilmektedir. Bu sınavdaki bölümler ise şunlar:

  • İngilizce
  • Tarih
  • Matematik
  • Fen Bilimleri
  • Dil Konuları

Ülkemizdeki Üniversiteler ve SAT


Ülkemizde bulunan üniversiteler her geçen dönem yurtdışından daha fazla öğrenci alıyor. SAT sınavı gibi bazı sınavlar da öğrenci seçiminde öğrencilere oldukça yardımcı oluyor. Fakat SAT hala ülkemizdeki her üniversiteye yayılmadı. Boğaziçi, ODTÜ, Koç ve Sabancı gibi üniversiteler SAT isteyen üniversiteler arasında başı çekiyor. SAT istemeyen üniversiteler ise yabancı öğrenciler için YÖS adı verilen ve yabancı öğrenciler için özel hazırlanan sınavlara girmelidir. Ayrıca öğrenciler SAT’a girmek ve başarılı olmak istiyor ise en az Upper Intermediate seviyede İngilizce’ye sahip olmalıdır.

Doç. Dr. Gamze Sart Youtube kanalından SAT sınavı soruları hakkında detaylı videolar bulabilirsiniz. Ayrıca Doç. Dr. Gamze Sart web adresinden de yabancı öğrencilerin ülkemizde okuması için yapması gerekenler hakkında bilgilere ulaşabilirsiniz. Aba Academy adresinden de SAT gibi önemli sınavlar için uzmanlardan eğitim alabilirsiniz.

Read More

Read More

Ülkemizde Uluslararası İlişkiler ve Siyaset bölümü yoğun bir ilgi görüyor. Bir döneme damga vuran bu bölümlerde birtakım değişiklikler mevcut. Ülkemizde pek çok öğrenci hala bu alanlara ilgi duymakta. Ancak bölümlere ilgi duyan öğrencilerin bu bölümlerde meydana gelen değişiklikleri göz önüne almaları gerekiyor. Öğrencilerimiz bu değişiklikleri öğrenerek kariyer planlaması yapmalılar. Aksi takdirde hem eğitimde hem de profesyonel hayatta sorunlar yaşanabilir.

Siyaset ve Uluslararası ilişkiler herkesin bildiği üzere sözel bir bölüm. Fakat bu alana çok sayıda sayısal alanda okuyan öğrencinin de ilgisi var. Bir diğer yandan ilgi sadece ülkemizdeki üniversiteler üzerine yoğunlaşmış durumda değil. Hollanda gibi ülkelerde bu alan üzerine uzmanlaşmak isteyen öğrenci sayısı da her geçen gün ülkemizde artıyor. Öğrencilerin bu bölümü nerede okumak istedikleri artık önemli değil. Çünkü küresel anlamda bu bölümler artık ölmüş durumda. Bu alanda eğitim alarak işsiz kalan kişi sayısı her geçen gün artıyor.

Uluslararası İlişkiler ve Siyaset Bölümünde İş Bulmak

Yaklaşık birkaç dönem önceye gidersek aslında bu bölümlerin çok daha farklı değerlendirildiğini görebiliriz. Bu alandaki mezunların iş bulma süreleri oldukça kısa sürüyordu. Üstelik bu iş bulma kısmı basit şirketlerde de meydana gelmiyordu. Mezunlar IMF ve Dünya Bankası gibi sektörün öncü firmalarında çalışıyordu. Fakat bazı teknolojiler artık bu mezunlar yerine kullanılmaya başlandı. Veri bilimi adı verilen teknoloji artık siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler okuyan öğrenciler yerine geçti.

Sadece bu bölümler değil aslında ekonomi alanı kendini komple veri bilimine bırakmaya başladı. Bu alanların artık veri analizleri üzerinden değerlendirilmesi gerekmekte. Buna ek olarak ekonominin yeni alanlarına da öğrencilerin çok daha fazla dikkat etmesi gerekiyor. Çünkü ekonominin bazı alanları kaybolurken bazı alanları hiç beklenmedik şekilde büyüdü. Örneğin Davranışsal Ekonomi adı verilen alan bu anlamda öncülük yapıyor. Bu alanda çalışan ve Nobel ödülü alan profesörler bile artık ortaya çıkmaya başladı.

Kısacası ekonominin ağır bastığı bir alanda eğitim almak isteyen öğrencilerin artık yeni alternatiflere yönelmesi gerekir. Hızla gelişen teknoloji bu alanların alternatiflerini de ortaya çıkarıyor. Bu alanda yapılacak detaylı araştırmalar öğrencilere en iyi seçenekleri sunacaktır. Öğrenciler alternatiflere yönelerek hem sevdikleri alanda eğitim alır hem de geleceğin önemli mesleklerine sahip olur. Fakat bu eğitimler dünyanın her yerinde verilmiyor. Bu yeni alanlarda eğitim veren ülke ve üniversite sayısı yavaş yavaş artıyor.

Uluslararası İlişkiler ve Siyasetin Yurt Dışındaki En İyi Adresleri

Avrupa devletleri yıllardır çöküş döneminde. Televizyonlarda ya da internette Avrupa’nın yaşadığı sorunlar sürekli anlatılıyor. Bu çöküş süreci pek çok ülkeye ve pek çok alana sıçramış durumda. Üstelik eğitim alanı da bu süreçten etkilendi. Bu yüzden öğrenciler yurt dışı seçimlerine çok dikkat etmelidir. Uluslararası İlişkiler ve Siyaset alanı da bu yüzden Avrupa’da iki ülkede ön plana çıkıyor. Pek çok ülkede bu alan üzerine eğitim verilse de Hollanda ve Almanya bu anlamda çok başarılı.

Bu iki ülke arasında da Hollanda Uluslararası İlişkiler ve Siyaset alanında çok ileride. Avrupa genelinde bir sıralama yapacak olursak Hollanda, Almanya ve 3. Olarak da İngiltere listeye dahil edilir. Hollanda son zamanlardaki yenilikçi ve geleceğe yönelik çalışmaları ile zaten oldukça ön planda. Bu bölümde Hollanda’nın ön plana çıkmasının bir sebebi de aslında Almanya’daki zorlu eğitimdir. Ayrıca Hollanda’da okuyan öğrenciler sadece 32 ay gibi kısa bir sürede diplomasına kavuşuyor.

Bunun yanı sıra Hollanda öğrencilere burs, staj ve iş imkanları ile de avantaj sağlıyor. Üniversite ücretlerinin çok düşük olduğu ülke tam anlamı ile öğrencilere hitap ediyor. Öğrenciler kendi alanlarının en iyileri tarafından 32 ay boyunca eğitim alıyor. Hatta Hollanda sağladığı bu avantajlar ile artık Avrupa’da ses getirmiyor. Amerika ve Asya ülkelerindeki öğrenciler için de Hollanda en iyi tercih olmaya başlıyor. Hollanda yaptığı bu çalışmaların karşılığını Avrupa’nın İnovasyon Bölgesi unvanını ile aldı.

Doç. Dr. Gamze Sart Youtube kanalından ve Web sitesinden Uluslararası İlişkiler ve Siyaset bölümü hakkında detaylı içerikler bulabilirsiniz. Aba Kariyer internet adresinden de ülkelerin öğrencilere sundukları avantajlar hakkında içerikler bulabilirsiniz.

Read More

Hukuk üniversiteleri her zaman en yüksek puana sahip alanlardan biri olmuştur. Yani hukuk fakültelerine olan ilgi her zaman fazla olmuştur. Binlerce öğrencinin hayali hukuk okumaktır. Ülkemizde ve dünyanın diğer yerlerinde hukuk eğitimi veren yüzlerce üniversite bulunuyor. Fakat eğitim kalitesi olarak bu üniversitelerin bir kısmı diğerlerinden ayrılıyor. Bu durum ülkemizdeki okullar için de geçerli bir durumdur. Hukuk alanında kariyer sahibi olmak için öğrenciler, kaliteli bir eğitim almalılar.

Ülkemizdeki Hukuk Fakülteleri Arasında Dikkat Çekenler

Ülkemizde yer alan en iyi hukuk fakülteleri denilince akla belli üniversiteler gelir. Öğrencilerin puanlara ya da başka şeylere kapılarak kafalarını karıştırmaması lazım. Bir diğer yandan ülkemizdeki hukuk fakültelerinin namı yurt dışına kadar ulaşmış durumda. Yani ülkemizde hukuk eğitimi almak için gelen pek çok yabancı öğrenci var. Bunun yanı sıra ülkemizde hukuk eğitimi alıp Stanford Üniversitesinde öğretim görevliliği yapan kişi sayısı da çok fazla.

Ülkemizdeki En Hukuk Üniversiteleri

Hem devlet hem de özel olarak hukuk eğitiminde dünya standartlarını yakalayan üniversitelerimiz var. Türkiye’deki hukuk fakülteleri ve puanları da zaten incelendiği zaman hangi okulların bu alanda öne çıktığını hemen görürüz. Hukuk eğitimi ile nam salan okullarımız ise şunlar:

  • İstanbul Üniversitesi
  • Bilkent Üniversitesi
  • Başkent Üniversitesi
  • Ankara Üniversitesi

Özellikle İstanbul Üniversitesi yakaladığı yüksek standarttaki eğitimi ile bu okullardan bile ayrılıyor. Ülkemizin en gözde okullarından olan İstanbul Üniversitesi hukuk eğitiminde dünyanın sayılı okullarından bir tanesidir. Bir diğer yandan Stanford Üniversitesinde öğretim görevi olarak görev yapan kişiler arasında Başkent Üniversitesi eğitimi almış olmaları da dikkat çekiyor. Bu okullara ek olarak bazı okullar son zamanlar da hukuk alanına yaptığı yatırımlar ile dikkat çekiyor. Bu okullar ise şunlardır:

  • Koç Üniversitesi
  • Özyeğin Üniversitesi

Bu iki üniversite son zamanlarda hukuk fakültelerinde kendilerini bir ileri seviyeye taşımayı başardı. Üniversiteler bu çalışmalarının meyvelerini de yavaş yavaş alıyor. Fakat yine de İstanbul Üniversitesinin sahip olduğu deneyim ve öğretim kadrosu bu okullarda yer almıyor. Ayrıca hala donanım olarak da bu iki üniversite İstanbul üniversitesinin oldukça gerisinde. Fakat hukuk fakültesi bölümleri arasında bu iki okul ilerleye sürece damga vuracak gibi duruyor.

Hukuk Üniversiteleri İçin Yurt Dışını Tercih Etmek

Yurt dışında eğitim almak ülkemizdeki her 10 öğrenciden 9’unun istediği bir şeydir. Pek çok öğrenci daha ortaokul seviyesinden başlayarak sadece yurt dışı için çalışmalarını sürdürür. Ayrıca son zamanlarda yurt dışında okumak çok daha basit bir hal aldığı için de öğrencilerin bu okullara gitmesi kolay bir hal aldı. Her bölüm için olduğu gibi hukuk bölümü için de öğrencilerin yoğun bir çabası var. Fakat yukarda saydığımız üniversitelerden bir tanesini kazanabilen öğrenciler yurt dışını tercih etmemelidir.

Yurt dışı hukuk üniversiteleri arasında bu okullar ile yarışabilecek okul sayısı oldukça az. Hatta bu okullar ile yarışabilen yabancı üniversitelerin de ülkemizden çok farkı olmuyor. Ülkemizdeki bu başarılı üniversiteler yerine yabancı okullara yönelmek belli bir süre sonra avantaj değil dezavantaj oluyor. Özellikle anlamda öğrencilerin bir kısmı bu okullar yerine yurt dışına gittiği için pişman oluyor. Öğrenciler bu hatalara düşmemek için önceden detaylı bir araştırma yapmalıdır.

En İyi Hukuk Eğitimi Nasıl Alınır?

Ülkemizde kaliteli bir hukuk eğitimi almak kolay bir süreç değildir. Öğrencilerin pes etmeden bu okullar için yoğun çalışma temposunu yakalaması gerekir. Bir diğer yandan öğrenciler yoğun bir rekabet içerisinde olacaklarını bilmelidir. Lisenin başından itibaren öğrenciler hukuk üniversiteleri için hazırlıklarına başlamalıdır. Ayrıca yurt dışında hukuk eğitimi hedefleyen öğrenciler de lise dönemlerinde IB ve AP gibi programlara dahil olmalıdır. Yurt dışı hukuk fakülteleri için IB ve AP zorunlu sınavlardandır.

Fakat maalesef öğrencilerin pek çoğu hem üniversite hazırlık sürecini hem de IB – AP sürecini birlikte götüremiyor. Ya da öğrenciler bu süreçle ilgili daha yolun başında kara düşüncelere dalıyor. Aba Yurt Dışı Eğitim ekibi olarak bizler de öğrencilerin bu zorlu süreçlerinde onların en büyük destekçisi oluyoruz. Öğrencilerin bu süreçte zarar görmemesi için ve doğru çalışmalar yapması için onlara yardımcı olacak çalışmalara imza atıyoruz.

Doç. Dr. Gamze Sart Youtube kanalını ziyaret ederek hukuk fakültesi devlet üniversiteleri arasında en dikkat çeken okullara göz atabilirsiniz. Doç. Dr. Gamze Sart Web sitesini ziyaret ederek de hukuk üniversiteleri hakkında detaylı blog yazıları okuyabilirsiniz. Aba Kariyer internet sitesini ziyaret ederek de hukuk, tıp ve mühendislik alanları ile alakalı çok daha detaylı bilgiler bulabilirsiniz.

Read More

Mimarlık üniversiteleri son zamanlarda büyük bir değişim içerisine girdi. Mimarlık alanına olan ilgi ve ileriye dönük bekleyiş belli bir zaman aralığında azalmıştı. Fakat bu değişimle birlikte mimarlık tekrardan eski popüler günlerine geri dönmeye başladı. Sadece mimarlık alanı bu değişimden etkilenmedi. Mimarlığı da kapsayan dizayn alanı aslında bu değişimin başaktörü olmayı başardı. Bu değişim, aslında mimarlık alanında değil, dizayn alanındaki değişimlerden dolayı oluyor. Bazı üniversiteler de bu alanda, normalin üzerinde bir çalışma sergiliyor.

Bu üniversitelerin başında da şüphesiz ki Stanford Üniversitesi geliyor. Stanford aslında dünyaya pek çok alanda öncülük yapan okullardan bir tanesi olmayı başardı. Mimarlığın uç ve en önemli alanlarının eğitimleri bu okulda veriliyor. Mimarlığın en önemli konuları olan mikro, makro ve mezo gibi alanları için Stanford ekstra çalışmalara ve eğitimlere imza atıyor. Mikro mimari evlerdeki ya da herhangi bir yerdeki kapı kolunun üzerindeki işlemeler olarak ifade edilebilir. Makro mimarisi ise herkesin bildiği gibi devasa baraj, müze ya da benzer tüm yapıları kapsar.

Mezo mimari ise çokça karıştırılan bir mimarlık alanıdır. Mimarlık bölümleri arasında bu alan her zaman merak duyulan bir alan da olmuştur. En genel tabiri ile mezo mimari insandan büyük yapılan mimari çalışmalardır. Fakat mimarlık üniversitelerde iki farklı şekilde ele alınır. Teknik mimarlık teknolojiyle birlikte ölçüldüğü zaman değerini kaybetmektedir. Ama diğer mimarlık alanı olan sanatsal mimarlık alanına ihtiyaç ve ilgi oldukça artmıştır.

Mimarlık Üniversiteleri ve Çalışmaları

Bugün baktığımız zaman dünyanın en iyi mimarlık fakülteleri arasında gösterilen okulların sürdürülebilir mimarlık alanına önem verdiğini görürüz. Bununla birlikte mühendislikteki dizayn karamı da gelişimini her geçen gün arttırmıştır. Bu durum beraberinde de ürün mimarlığını ve Engineering Design (Mühendislik Dizaynı) kavramının da önemini arttırmıştır. Mühendislik dizaynı aslında herkesin gördüğü bir çalışma alanıdır. iPhone ya da Alexa gibi teknolojilere yapılan tasarım bu alanın bir parçasıdır.

Bu tarz çalışmaların bir kısmı mikro bir kısmı ise mezo mimarlık olarak ifade edilmektedir. Mimarlık üniversiteleri arasında seçim yapmak isteyen okullar bu durumu kesinlikle göz önüne almalıdır. Bu durum sadece yurt dışında mimarlık alanını seçecek öğrenciler için geçerli değildir. Aynı zamanda Türkiye’deki mimarlık fakülteleri arasında tercih yapacak öğrenciler için de geçerlidir. Bu çalışmaların geleceğini ve önemini düşünerek seçim yapmak son derece önemli olacaktır.

Mimarlık Alanı Nasıl Bir Değişime Girdi?

Dünyada mimarlık alanındaki değişimleri yakalayan üniversitelerin aslında pek çoğu tahmin ediliyor. Fakat tahmin edilen ülkelerin yanı sıra bazı Hollanda üniversiteleri, Yale ve Harvard gibi üniversitelerin üstün çalışmaları son derece ses getirdi. Dünyada ses getiren bu okullara ek olarak öğrenciler ülkemizde üniversitelerin de çalışmalarını merak ediyor. Ülkemizdeki üniversitelerin hepsi olmasa da bazıları bu değişime ayak uydurmayı başardı. Türkiye’deki en iyi mimarlık üniversiteleri olarak ifade edilen bazı okullar bu anlamda pek çok Avrupa ülkesini geride bıraktı.

Türkiye’deki ve Yurt Dışındaki Başarılı Mimarlık Üniversiteleri

Ülkemizdeki 4 üniversite mimarlık alanını değişimine oldukça iyi ayak uydurdu. Hatta atılan yenilikçi adımlar pek çok dünya ülkesine de örnek olmayı başardı. Okullarımız attıkları bu adımları her geçen dönem bir ileri seviyeye taşıyarak dünyaya örnek olmaya devam ediyor. Ülkemizce bu alanda başarıya ve değişime imza atan okullar ise şunlar:

  • ODTÜ
  • Mimar Sinan Üniversitesi
  • İTÜ
  • Bilgi Üniversitesi

Yurt dışında ise mimarlık alanındaki değişimi en iyi yakalayan okullar şunlardır:

  • Stanford
  • Berkeley
  • UCLA
  • Yale
  • Amsterdam Üniversitesi

Mimarlık alanında son zamanlarda İtalya’daki üniversiteler de merak konusu olmuştur. Geçmiş yıllarda sanat alanındaki devrimsel çalışmaların merkezi olan İtalya hala bu etkisini koruyor. Fakat İtalya hem başarılı üniversitesini az olması hem de pandemi döneminin etkilerini hala koruyor olması ülkeye çok zarar veriyor. Bu yüzden de İtalya son zamanlarda öğrencilere pek fazla önerilen ülkeler arasında olmuyor. Uzmanlar bunun yerine öğrencilere Hollanda’daki diğer üniversiteleri öneriyor.

Doç. Dr. Gamze Sart Web sitesini ve Youtube kanalını ziyaret ederek dünyanın en iyi mimarlık fakülteleri hakkında bilgiler alabilirsiniz. Aba Kariyer internet sitesini ziyaret ederek de mimarlık üniversiteleri hakkında çok daha detaylı içerikler bulabilirsiniz.

 

 

Read More

Tıp eğitimi yıllardır üzerinde fazlası ile durulan ve hayati önem taşıyan bir alan olmuştur. Dünyada yıllardır tıp alanı diğer alanlardan her zaman ayrılmıştır. Bu ayrılma sadece önem konusunda olmamıştır. Aynı zamanda, seçicilik ve zorluk anlamında tıp her zaman farklıdır. Bu durum, yüz yıllardan beri böyle sürmüştür. Ayrıca tıp okumak da her öğrenciye hitap eden bir seçenek olmamıştır. Her bölüm kendine has özellikler istese de tıp her zaman en iyilere hitap etmiştir.

Bir diğer yandan tıp alanı yıllar içinde hiçbir zaman aynı kalmamıştır. İnsanların tecrübeleri tıp sektörünün sürekli gelişmesini sağlamıştır. Çünkü tıp bilimi yeniliklere ve tecrübeye sürekli aç olan bir alandır. Bir diğer yandan tıp sektöründeki sorunların birbiri ile bağlantılı olma durumu da diğer alanlardan fazladır. İnsanlar yüzlerce yıldır edindikleri tecrübeleri tıp alanına aktarmıştır. Hatta bazı durumlar günümüzün hastalıklarını çözümleri yüzlerce yıl önce yazılmış kitaplarda bulunmuştur. Tüm bunlara ek olarak tıp ve teknoloji de sürekli birbiri ile bağlantılı bir alan olmuştur.

Tıp ve Teknoloji İlişkisi

Sağlık alanında insanlara en iyi sonuçları sunmak için bilim adamları her zaman teknolojiden yararlanmıştır. Bu durum sadece günümüz için geçerli değil. Aynı zamanda geçmiş yüzlerce yıl içerisinde de durum bu şekilde ilerlemiştir. Teknolojik açıdan ses getiren çalışmalar birer birer tıp sektörüne aktarılmıştır. Aktarılamayan teknolojiler için ise bir alternatif bulunmuştur. Çünkü insan sağlığı her zaman bir ileri seviye için en önemli etkendir. Dünya düzeni ya da çevre sorunları gibi etkenlerin ortadan kaldırılması için ilk olarak insanların sağlıklı olması gerekmektedir.

Son zamanlarda dünyayı etkisi altına alan yapay zeka teknolojisi de tıp nedir ve tıp eğitimi nasıldır gibi soruları yeniden cevaplandırdı. Yapay zeka teknolojisi sadece insanoğlunun bilinen en son ürünü değildir. Aynı zamanda insanların ilerleyen yıllarda çok daha büyük işlere imza atmasının da bir yoludur. Böylesine bir teknolojiyi de tıp sektörüne entegre etmemek büyük bir hata olurdu. Yapay zeka sadece tıp sektörüne etki etmedi. Aynı zamanda tıp alanında verilen eğitimlere de yeni bir kapı açmayı başardı.

Yapay Zeka ve Tıp Eğitimi

Önümüzde yılların en önemli alanlarının başında yaşam bilimleri geliyor. Yaşam bilimleri tıp, psikoloji, Nanoteknoloji ve biyoteknoloji gibi onlarca farklı alanı kapsıyor. Bu alanların her birinde de büyük değişimler meydana gelecek. Bu değişimlere ayak uydurmak için de yapay zeka eğitimi almak gerekiyor. Günümüzde tıp alanında çalışan insanların yüzde 99.9’luk kısmı yapay zekadan anlamıyor. Bu durum da gelecek için onlara büyük bir dert olacak gibi duruyor. Yapay zeka ve tıp yan yana geldiği zaman çok daha büyük işlere imza atacağı için de klasik bir tıp eğitim süreci artık yeterli kalmıyor.

Doç. Dr. Gamze Sart Web sitesini ziyaret ederek yurt dışı tıp eğitimi doktora programı ya da programları hakkında detaylı bilgiler bulabilirsiniz. Doç. Dr. Gamze Sart Youtube kanalından da yapay zeka ile alakalı detaylı videolara ulaşabilirsiniz. İnovasyon İçin Eğitim Vakfı internet sitesinden de yapay zeka ve tıp alanında kullanılan teknolojiler hakkında içerikler bulabilirsiniz.

Read More