Üniversiteler uzmanlık alanlarına yönelik eğitimler vermektedir. Dünyanın en prestijli üniversiteleri öğrenci kabullerinde öğrencilerden ciddi taleplerde bulunmaktadır. Üniversite gereksinimleri öğrenci kabullerinde dikkat çekmektedir. Üniversitelerin öğrencilerden ne istediğini bilerek hazırlıklarımızı bu doğrultuda yapmamız gerekmektedir. Öğrencilerin gerek Türkiye’deki üniversitelerde gerekse dünyadaki üniversitelerde görülen bir durum, temel bilimlere yönelik derslerde eksikliklerin olduğudur.
Matematik, kimya, fizik gibi temel derslerdeki eksikliklerin öğrenci tarafından tamamlanmış olması gerekmektedir. Türkiye’de son 3 yıl içinde müfredat eksikliğinin yaşandığı da bir başka üzerinde durulması gereken durumdur. Açık ve net olarak söylemek gerekirse; 9. ya da 10.sınıf öğrencilerinin temel dersleri ciddi eksikliklere sahiptir. Öğrenciler fizik, kimya ve matematik derslerinde inanılmaz derece konu eksiklikleri yaşamaktadır.
Üniversite Gereksinimleri Nasıl Karşılanmalı?
Üniversite gereksinimleri için öğrencilerin derslerdeki eksikliklerini tamamlamaları tavsiye edilebilir. Öğrencilerin temel bilimlerdeki eksiklikleri özellikle ‘Computer Science’ dersleri için oldukça dikkat çekicidir. Okulların verdikleri eğitimdeki eksikliği bu sene net olarak görmekteyiz. Bir UCL’nin mühendislik anlamında taleplerine bakıldığında göz önünde bulundurulması gereken bazı durumlar vardır.
İsviçre bunu 6 yıl önce Türkiye’ye uygulamıştır. IB türü, üniversite taleplerini karşılayabilecek şekilde alınmalıdır. IB diplomasında 4 tane istediğiniz IB’niz yoksa ciddi anlamda sıkıntı yaşıyorsunuz demektir. Bu durumda öğrencilerin kabullerinde de sıkıntılar ortaya çıkmaktadır. Yapının sıkıntılı bir şekilde işliyor olması nedeniyle yapının ciddi bir düzenlemeye ihtiyacı bulunmaktadır.
Öğrenciler Ne Yapmalı?
Mevcut sistemde hataların olduğu görülmektedir. Bu durum öğrencilerin kabul aşamasında sıkıntılar yaşamasına yol açabilmektedir. Öğrenci, ihtiyaç duyduğu sınavların hangisi olduğunu doğru belirlemelidir. İhtiyaç duyulan IB ve AP skorları lise düzeyinde alınmalıdır. Ayrıca başka bir önemli husus da şudur; öğrenciler tarafından okulların ters mühendislik yapılarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu konu üzerinde öğrencilerin ciddi anlamda durmaları tavsiye edilebilir. Ters mühendislik yapılabilecek bölümlerin doğru bir şekilde seçilmesi gerekmektedir. Hangi bölümlerde eğitim alınacağı belirlendikten sonra lise döneminde o bölümlere yönelik sınav puanları vakit kaybedilmeden alınmalıdır. Bu süreçte öğrencilerin profesyonel bir destek almaları zorlu diploma programlarını başarı ile tamamlamalarını sağlamaktadır.
[et_pb_section admin_label=”section”]
[et_pb_row admin_label=”row”]
[et_pb_column type=”4_4″][et_pb_text admin_label=”Text”]GRE ve IELTS yurt dışında eğitim almak isteyenler için önemli olan sınavlar arasında yer almaktadır. GRE yurt dışında lisansüstü eğitim almak isteyen öğrencilerin ihtiyaç duyduğu bir sınavdır. IELTS sınavı da İngilizce dil yeterliliğini kanıtlayan ve uluslararası geçerliliği olan bir dil sınavıdır. Yurt dışında kabul gören bu sınavlara disiplinli bir şekilde hazırlanmak gerekmektedir.
GRE sınavı ile yurt dışında, özellikle mühendislik ve sosyal bilimler alanında lisansüstü eğitim almak isteyenler ilgilenmektedir. IELTS sınavı yalnızca eğitim almak isteyenlerin başvurduğu bir sınav değildir. Yurt dışında kariyer yapmak isteyenlerin de IELTS puanına ihtiyaç duydukları görülmektedir. GRE ve IELTS için profesyonel eğitim veren kuruluşlar tercih edilmelidir.
GRE ve IELTS İçin Yurt Dışına Gitmeye Gerek Var mı?
GRE ya da IELTS sınavlarından yüksek puan almak isteyenlerin yurt dışında eğitim veren kurslara gitmelerine gerek bulunmamaktadır. Bu eğitimleri yurt dışında almaya gerek bulunmadığı gibi bunun için gereksiz bir şekilde çok yüksek para harcamak durumunda kalınabilmektedir. Bu nedenle GRE ya da IELTS için yurt dışında eğitim almak tavsiye edilmemektedir. Zaten bu sınavlara yönelik dersleri şimdi almak isteseniz de bu dersleri ancak online olarak alabilirsiniz. Bugüne kadar bu kursların hiçbir yönteminde öğrencilere fark yarattıklarına da tanık olmadık. Bunun yanı sıra zaten Amerika’daki öğrencilere de GRE veIELTS derslerini aba Academy olarak bizler vermekteyiz.
Öğrenciler Ne Yapmalı?
Bu aşamada öğrencilere bir tavsiye vermek gerekirse, GRE ya da IELTS sınavları için doğru bir kurumla çalışmaları önerilebilir. Bu nedenle Amerika’daki kurslara gidildiğinde sınavlarda fark yaratacak derecede bir fayda sağlanacağı düşünülmemelidir. Amerika’da 1700’ünde master ve doktora öğrencimiz bulunmaktadır. Bu konuyu deneyimlemek için çok fazla fırsatımız oldu. Bu dersleri yurt dışından online alanlar, yurt dışına gidip orada yüz yüze alanlar ve bunun gibi pek çok örneğe tanık olduk. Sonuç olarak yurt dışında eğitim alanların herhangi bir fark yaratmadıklarını görmekteyiz. Bu derslerin saatleri yurt dışında 400 ve 500 dolar arasında verilmektedir. Bu fiyatlar Türkiye ile mukayese edilemeyecek kadar yüksektir.
Uzun vadeli motivasyon yöntemleri özellikle sınavlara hazırlanan öğrencileri uzun vadede motive etmektedir. Her ne kadar kısa vadeli motive yöntemleri işe yarıyor diye düşünülse de asıl önemli olan uzun vadede faydalı olmaktır. Kısa vadeli motive yöntemleri sadece birkaç dakikalığına işe yararken, uzun vadeli yöntemler daha uzun soluklu olmaktadır. Bu durumda en önemli görev tabi ki de eğitimcilere düşmektedir. Çünkü öğretmenler öğrencilerinin itici güçlerini yakinen bilmektedir. Öğretmenler bu sayede öğrencilerinin itici güçlerinden uzun vadede yararlanmaktadır.
Öğretmenler öğrencilerinin uzun vadede başarılı ve motive olmalarını istiyorlarsa günlük hayata dahil edebilecekleri motive yöntemleri bulunmaktadır. Bu motive yöntemlerinden faydalanarak öğrencileri için uzun vade başarıları kaçınılmaz olmaktadır. Bu uzun vadeli motivasyon yöntemleri genel anlamda 9 alt başlıktan oluşmaktadır. Adım adım bu stratejiler takip edilerek geniş bir alana ve zamana yayılan başarılar elde edilecektir.
Uzun Vadeli Motivasyon İçin Gerekli Olan Yöntemler
Öğretmenlerin öğrencilerini gözlemleyerek onlara yönelik yöntemler geliştirmeleri söz konusu olmaktadır. Oluşturulan yöntemlerin başında özerklik gelmektedir. Öncelikle öğrencilere sunulan çalışma metotlarından herhangi birinin öğrenciler tarafından tercih edilmesine fırsat verilmelidir. Bu sayede öğrenciler kendi algılarına yönelik güçlü bir motive kaynağı bulmuş olacaktır. Özellikle öğrencilerin hangi kitaptan çalışacaklarını ya da hangi kitapları okuyacaklarını onların tercihine bırakmanız gerekmektedir.
Uzun vadeli motivasyon için akla ilk gelen materyal kitaplar olmaktadır. Öğrenciler için hazırlanmış olan kitap listelerinden onların çalışma usullerine göre seçim yapma kararını öğrencilere bırakmanız yerinde bir davranış olacaktır. Öğrencilerin motivasyonlarını etkileyen bir diğer unsur ise çalışma ortamındaki oturma planlarıdır. Yine seçeneklerin sizin yönetiminizde olan esnek oturma planları düzenleyerek öğrencilerin tercihine bırakabilirsiniz. Yine öğrencilerin edindikleri bilgileri sınıf ortamına nasıl aktarmaları gerektiğini de sizin yönetiminizde ki seçeneklerle yapmalarını sağlayabilirsiniz. Bu seçenekler arasında sözlü sunum ya da video ile anlatım gibi unsurlar bulundurulabilir.
Özerklik ile bağlantılı olan bir diğer yöntem ise yetkilendirmedir. Uzun vadeli motivasyon sağlama sahiplenme ve seçimle arttırılmaktadır. Katılım sağlanarak motivasyona destek çıkılmaktadır. Özellikle öğrenciler üzerinde uygulanan ısrar ve sıkı kontrol verimli öğrenmenin zarar görmesini tetiklemektedir. Öğrenciye kontrollü olma bilinci aşılanırsa katılım ve motivasyonda otomatikman arttırılmaktadır. Ne kadar çok öğrenciye kontrol bilinci aşılanırsa daha geniş bir kitle motive edilerek kontrol altına alınmaktadır.
Öğrencilere motivasyon yüklemesi yaparken öğretmenlerin yanı sıra okul yönetiminin de etkisi oldukça fazladır. Okul yönetimi özellikle çalışma dönemlerinde öğrencilerin güçsüz hissetmesini önleyici önlemler alması gerekmektedir. Öğrencileri çaresizliğe iten nedenler tespit edilerek yönetim olarak yapılması gerekenler sırasıyla yapılmalıdır. Çaresizliği değiştiren yöntemler uygulanarak bu zorlu sürecin üstesinden gelinmelidir.
Okul yönetimi başta olmak üzere öğretmenler öğrencilere sağlanan olumlu seçeneklerin listesini oluşturmalıdırlar. Çevrelerinde bulunan uyarıcıların gözden geçirilmesi gerekmektedir. Oda sıcaklığının ideal olup olmadığından tutunda ses ve ışıkların yeterli olmasına kadar ilgilenilmesi başarı üzerinde etkisi oldukça fazladır. Hatta öğrencilerin kendi çalışma odalarında kalkıp hareket edecekleri bir alan oluşturulması gerekmektedir. Böylelikle hem öğrenmeye belli bir süre ara verilmiş olacak hem de sıkılan öğrenci biraz da olsa kafasını dağıtmış olacaktır. Sonuç olarak öğrenciler uzun vadeli motivasyon yöntemleriyle kendilerini kontrol etme yeteneklerini geliştirmiş olmaktadırlar.
Uzun Vadeli Motivasyon Stratejileri: Başarı ve Aidiyet İlişkisinin Başarı Üzerinde Etkisi
Öğretmenler her bir öğrencisini kişisel olarak önemsediğini belli etmelidirler. Çünkü kişisel olarak önemsendiğini hisseden öğrenci kendini sürekli olarak daha yüksek düzeyde motive edecektir. Ayrıca öğrenciler gerçekten bir şey öğrendiklerini, çözdükleri bir sorunun doğru olduğunu gördüklerinde veya doğru yaptığını bildiklerinde beynin ödül sistemi devreye girmektedir. Öğrencilerin özellikle bir alanda uzmanlaşmasını istiyorsanız değerlendirme listeleri ve başarı kriterleri kullanılması doğru bir hamle olacaktır.
Öğrencilerin uzmanlaşmak istedikleri alanlarda nelerin gerekli olduğunu belirlemek alanında uzman kişilerin görevidir. Bu kişiler her bir aşamada öğrencilere yardımcı olmaktadır. Uzun vadeli motivasyon sürecinde öğrencilerin elde ettikleri başarıların ödüllendirilmesi de önemli bir husustur. Öğrencilerin öğrenme ortamlarında kendilerini değerlendirmelerine fırsat vermeniz gereklidir. Not tutmaları başta olmak üzere vermiş oldukları cevapları kendilerinin kontrol etmesine izin vermeniz onların yararına olacaktır.
Başarı ile aidiyet ilişkisi iç içe girmiş durumdadır. Özellikle okulla alakalı olmayan konularda öğrencilerle birebir diyaloğa girerek başarı oranı arttırılabilir. Mesela müzik dinleyen bir öğrenciye yaklaşarak ne tarz bir müzik dinlediğini sormanız onu özel hissettirecek ve sizi kendisine yakın hissedecektir. Hatta ders arasında öğrencilerin arasına karışmanızda oldukça etkili olacaktır. Öğretmenler her bir öğrencisiyle ilişkisini geliştirmeli ve dinamik tutmalıdır. Tüm bunlar yapılırsa geri dönüşü uzun soluklu motivasyon ve adapte olacaktır.
Sosyal Statünün Başarılı Olmada Rolü
Uzun vadeli motivasyon sürecini etkileyen bir diğer husus hiç şüphesiz sosyal statüdür. Özellikle sınıf ortamında yapılan dostça ve ılımlı bir rekabet öğrenciler üzerinde olumlu sonuçlar doğurmaktadır. Başarı ile gelen kişinin kendini ödüllendirmesi bu aşamada devreye girmektedir. Çünkü rekabet sonucunda ulaşılan başarı kişinin kendine olan özgüvenini artırmaktadır. Her insan başarılı olmayı ister ve başarıyı sever. Başarılı olan her bir birey kendini olduğundan daha fazla iyi hisseder.
Öğrencilik dönemindeki gençler sosyal statülere göre hareket ederler. Diğer bir deyişle kendi arkadaş çevrelerine iyi görünmeyi isterler ve severler. Sağlıklı kurulan bir rekabet ortamı beyinde motive olmayı tetikler. Ancak rekabet yoğunsa ve fazlaca risk taşıyorsa bu durum öğrenciler üzerinde stres seviyesini artırmaktadır. Bu nedenle rekabetin dostça ve ılımlı olmasına özen gösterilmesi son derece önemlidir.
Öğrencilere çok zor olmamak koşuluyla görevler yükleyin ve onların bunu başarmasını bekleyin. Hatta başarı sonucuna göre belirli ödüller belirleyin. Böylelikle öğrenciler hem motive olacak hem de başarı sağlamak için ekstra bir efor sarf edeceklerdir. Uzun vadeli motivasyon sağlamak isteyen eğitimciler başarı ve ödül yöntemiyle ilerleyebilirler. Ayrıca haftada ya da ayda bir öğrenci belirleyerek ona belli sorumluluklar ve ayrıcalıklar yükleyin. Yine sınıflar arasında rekabet ortamları kurarak da başarıların artmasına katkı sağlanabilir. Bu rekabet sınıf ortalamalarına etki eden ödevler şeklinde olabilir.
Başarılı Olmak İçin Rakiplerinize Meydan Okuyun!
Öğrencilerin başarılı olması için enerjilerinin motivasyonlarının yüksek olması gerekmektedir. Son zamanlarda yapılan araştırmalara göre öğrencilerin anlatılan konuların %50’sini bildiği saptanmaktadır. Ancak öğrencilerde eksik olan şeyin rakiplerine meydan okuyamaması da araştırmalar arasında yer almaktadır. Özellikle uzun vadeli motivasyon sürecinin olumlu sonuçlanmasını isteyen öğrenciler meydan okumaktan çekinmemelidirler. Meydan okumaya meraklı olan öğrencilerin düşünce yapısı diğer öğrencilere oranla daha fazla gelişme göstermektedir. Başarılı olan öğrencilerin en büyük ayırt edici özelliği ise rakiplerine meydan okumasıdır.
Rakiplerine olan meydan okumayı arttırabilmek için öğrencilere verilen zamanın ya da kaynakların azaltılması azmi arttıracaktır. Onlara verilen zamanın kısa olduğu anonsu yapılarak kendilerini hızlandırmaları gerektiği hatırlatılmalıdır. Her bir eğitim seviyesinde öğrencilere zorluklarla mücadele edilmesi gerektiği öğretilmelidir. Böylelikle hangi sınav olursa olsun rakiplerinize fark artmanız kaçınılmaz olacaktır.
Başarı Sağlamada Onaylama ve Değer İlişkisi
Öğrenciler sınıf ortamında yaşıtlarıyla etkileşime girdiğinde motive olma gücüde artmaktadır. Özellikle arkadaşlarıyla ortak bir nokta bulduklarında kendilerini onlara daha bağlı hissetmektedirler. Öğrenciler akranlarına sosyal anlamda bağlı olduklarını hissettiklerinde başarı elde etmede riske girmekten de kaçınmazlar. Uzun vadeli motivasyon süresinde olan öğrenciler öğrenme konusunda riske girmektedirler. Öğrenme konusunda riske giren öğrenciler arasında bir güven ortamı kurulmuş olmaktadır.
Öğretmenler öğrencilerinin birbirini tanıması ve güven duyması için onlara zaman tanımalıdır. Öğrencilerden gruplar kurarak onlara başarı elde edecekleri görevler yükleyin. Sınıfta olan öğrencilere ‘biz bir aileyiz’ fikri aşılanmalıdır. Çok özel olmadan öğrenciler hakkındaki bazı önemsiz bilgiler diğer arkadaşlar arasında paylaşılmalı ve samimi bir ortam kurulmalıdır.
Motivasyon İçin Risk Alın!
Öğrencilik döneminin büyük bir bölümü ergenlik dönemine denk gelmektedir. Ergenlik dönemi ise kişilerin kendilerini keşfetme yaşları olarak bilinmektedir. Ayrıca bu dönem riskli kararların alındığı oldukça sakıncalı bir süreçtir. Ergenlikte verilmiş kararların çoğu beynin eleştirel düşünmeyi yapamadığı gecikmiş olgunlaşma dönemi olarak ifade edilmektedir. Beynin karar verme kısmı ergenlikte tam olarak gelişme göstermemektedir. Özellikle uzun vadeli motivasyon sağlama açısından bu dönemler uzmanlar tarafından takip edilmelidir.
Beyinde meydana gelen bu değişiklikler başarı üzerinde oldukça etkilidir. Ergenlik döneminden geçen öğrencilerin bu dönemdeki duygu değişimleri başarıya zarar vermektedir. Öğrencilerin dikkatini toplayan ifadeler kullanarak onları dinamik tutmak mümkündür. Onlara azmetmeleri gerektiğini hatırlatın ve sürecin sadece bir geçiş dönemi olduğunu hatırlatın.
Uzun Vadeli Motivasyon Stratejileri: Amacınızın Ne Olduğunu Belirleyin
Kişilerin ergenlik dönemlerindeki en büyük keşfi amaç duygularının olup olmadığıdır. Hemen hemen her bir bireyin az ya da çok amaçları bulunmaktadır. Uzun vadeli motivasyon içerisinde olan öğrenciler kendi dünyaları dışında diğer dünyaların varlığını da fark ederler. Böylelikle çalışma planlarını ona göre belirlerler. Öğrenciler kendileri için anlamlı olan bir görevle meşgul olduklarında amaç duyguları oluşmakta ve buda motivasyonu artırmaktadır. Eğer amaç varsa motive olmada vardır. Diğer insanlara fayda sağlayan amaçlarda motivasyon duygusunu artırmaktadır.
Öğrenciler açısından hangi sosyal sorunların önemli olduğunu belirlemek için öncelikle onları dinlemeniz gerekmektedir. Bu sosyal sorunlar içerisinde çevre, gençlik depresyonu gibi durumlar olabilir. Daha sonra tüm bu sorunları çözmek için öğrencilere ödev ya da etkinlikler belirleyin. Onların sonuçlara ulaşmasını sağlayın. Sorunların çözümünde öğrencilerin uğraş alanlarına ya da becerilerine yönelik seçimler yapın.
Ders Çalışmayı Alışkanlık Haline Getirin
Uzun vadeli motivasyon sağlamada en önemli noktalardan biri ders çalışmayı devamlılık haline getirmektir. Öğretmenler motivasyon araçlarını kullanarak alışkanlık oluşturmalıdırlar. Her bir öğrenciye yönelik oluşturulan motivasyon yöntemleri ders çalışmada etkisini oldukça göstermektedir. Öğretmenler tüm gün öğrencilerin başarı sağlamada ki dürtülerini ortaya çıkarmalıdır. Böylelikle öğrencilerde sorumluluk duygusu da oluşturulmaktadır.
Başarılı bir alışkanlık oluşturmanın formülü oldukça basittir. İşaret, davranış ve ödül zincirin halkaları gibi art arda gelerek öğrencileri başarıya ulaştırmaktadır. Öğretmenler öğrencilerine, onların değerli olduğu hissini aşılamalıdır. Ders esnasında öğrencilerin algılarını açık tutarak onları anlamaya yönlendirmek son derece önemlidir. Olumlu bir motivasyon konuşması yaparak derse başlamanızda öğrenmede oldukça etkilidir.
Uzun vadeli motivasyon için önemli olan işaret, davranış ve ödül üçlüsüdür. Örneğin ders zilinin çalmasını işaret olarak düşünürsek, davranışın motive eden konuşma anlamına geldiği kaçınılmaz olur. Ödül ise tüm bu aşamalardan sonra öğrencilerin kendilerini motive etme gücünü sağlamaları olacaktır. Özellikle ergenlik döneminde ortaya çıkan kişilerin hakimiyet kurma arzusunu dersler üzerinde uygulamalarını sağlamanız onların yararına olacaktır.
Her bir aşamayı sindirerek ilerleten öğrenciler zorluklar karşısında kendilerini rahatlıkla motive edebilirler. Ayrıca bu olgunluğa ulaşan öğrenciler kendilerini motive edici öğrenme metotlarını da geliştirmiş olurlar. Zorlayıcı hedefler belirlemek de ders çalışmayı alışkanlık haline getirmeyi tetikler. Eğer öğrencilerin hedefleri çok kolay ise motive olamazlar. Çünkü kolay hedef onların gözünde çok önemli bir yere sahip değildir.
Duygular ve öğrenme ders çalışma sürecinde oldukça etkilidir. Hem öğretmenler hem de öğrenciler açısından meydana gelen duygu değişimleri öğrenmeyi olumlu ya da olumsuz yönde etkilemektedir. Örneğin derse girip öğrencilerine ders anlatma arzusunda bulunan bir öğretmenin duyguları olumlu bir öğrenme olarak adlandırılmaktadır. Ya da günlerdir sınava hazırlanan bir öğrenciyi düşünelim. Bu öğrenci sıkı çalışmasının olumlu etkilerini sonuçların açıklanmasında görecektir.
Öğretmenler açısından durum biraz farklı olmaktadır. Çünkü birden fazla kişiye hitap eden bir öğretmen her bir öğrencisinin durumunu göz önünde bulundurarak derse başlamalı ya da devam etmelidir. Ancak öğretmenler bu aşamada öğrencilerin dikkatini nelerin dağıttığına odaklanmadan düşüncelerini ders üzerinde odaklamalıdır. Aksi takdirde bu durumda duygular ve öğrenme süreci işlemeyecektir.
Duygular ve Öğrenme Sürecinde Temel Duyguların Önemi
Duyguların geçmişi iki teori üzerinde ortaya çıkmaktadır. İlk teori kavramsal eylem olarak bilinen duygu teorisidir. Bu teori anında duygular oluşturarak beynin işlevsel olarak etkileşim içerisine girmesini sağlamaktadır. Diğer teori ise rekabettir. Bu rekabet teorisi yaşanılan coğrafya üzerinde öğrenilmektedir. Duygular ve öğrenme sürecinin geriye kalan tüm aşamaları bu süreç içerisinde gerçekleşmektedir.
Duyguların kökeninden yüzde yüz emin olunmamaktadır. Duyguların kökeninden emin olunmamasına rağmen okul ortamında, sınavlarda ya da derslerde bu duygular nasıl oluyor da hissedilebiliyor. En basit duygulardan olan korku, heyecan, neşe, öfke, hüzün gibi duyguları günlük hayatımızda sıklıkla yaşamaktayız. Sınav sürecinden geçen her bir öğrenci tüm bu duygulardan geçmektedir. Yaşadığımız bu duygular hayatımızın her alanında oldukça önemlidir. Çünkü insanlar duygularıyla yaşarlar ve duygularıyla anlarlar, anlaşırlar.
Ruh Hallerinin Öğrenme Üzerinde Etkileri
Duygular fiziksel bağlantısı olan ve birkaç dakikadan fazla sürmeyen hislerdir. Ancak duygular uyanık olduğumuz zaman dilimleri içerisinde hep vardır. Duygular öğrenilen ya da öğretilen bilgilerin bir zihin-beden tepkisi olarak görülmektedir. Duygu ve ruh hallerinin bir arada olduğu durumlarda o durumun tesirinde ne kadar kalırsanız kendinizi o kadar rahat hissedersiniz. Kişi ruh hallerini kontrol altına alarak kendini her durumda güçlü kılmalıdır.
Duygular ve öğrenme sürecinden geçen öğrenciler özellikle sınav dönemlerinde kaygı ve endişe duymaktadır. Ancak derslerine sıkı bir şekilde hazırlandıklarını düşününce bu endişelerin üstesinden gelmeleri de oldukça kolay olacaktır. Ruh hali kaygı barındıran bir öğrencinin sınavlardan başarı sağlaması beklenemez. Sonuç olarak da öğrenci duygularının kurbanı olur ve başarısızlık sarmalından çıkamaz duruma gelir.
Öğrenme stratejileri denenerek insanların beyninde yer alan beş etkili oyuncu etkin bir hale getirilmelidir. Günlük hayatta hepimiz öğrenme için belli başlı stratejiler belirlemekteyiz. Bu stratejiler belli kanıtlarla desteklenerek daha olumlu sonuçlara ulaştırabilmektedir. En önemli beş oyuncunun temeli öğrencilerin beyinlerinde oluşan kavrama anlayışını bilgiye çevirme olmaktadır. En önemli beş oyuncudan kasıt; bağlam, tetikleyiciler, süreçler, sistemler ve yapılardır.
En basit haliyle bu kavramlara değinilerek öğrenme üzerinde etkileri araştırılacaktır. Bağlam kavramının ana hedefi öğrenmenin bir yerlerde gerçekleşmesidir. Yani öğrenme bağlam denilen evrede gerçekleşmektedir. Bu evre kişiyi özellikle psikolojik yönde nasıl etkilediği üzerinde durmaktadır. Öğrenme stratejileri içerisinde bulunan bağlama göre öğrenci için en iyi öğrenme metodu nedir sorusuna cevap aramaktır.
Arkadaşlarınızla beraberken ya da değilken, evdeyken ya da okuldayken öğrencilerin nasıl hissetleri üzerinde durulmaktadır. Ders çalışırken öğrencilerin kendilerini nasıl hissettiklerini ve bu durumun anlama kalitesini ne yönde etkilediğini bulmakta bağlam faktörünün içerisine girmektedir. Özellikle öğrenciler kendilerini umutsuz hissettiklerinde verimsiz öğrenme yoluna girerler. Ayrıca öğretmenlere bu aşamada çok fazla görev yüklenmektedir. Çünkü öğrencilerin özellikle okul ortamında beyin gelişimlerini artırmaları için olumlu bir bağlam oluşturmaları son derece önemlidir.
Öğrenme Stratejileri: Tetikleyicilerin Önemi
Öğrenme stratejileri zincirindeki bir diğer oyuncu ise tetikleyicilerdir. Öncelikle kişinin iç yapısındaki tetikleyiciler öğrenme üzerinde oldukça etkilidir. Akabinde kişilerin çevresinde gelişen olaylarda öğrenme kabiliyetlerini etkilemektedir. Tüm bu iç dış yapıların toplamına ise çoklu yapılar denilmektedir. Ayrıca geniş sistem olarak ifade edilen duygusal hislerde öğrenme becerilerini etkilemektedir. Ders çalışırken konuşan birilerinin sesini duymak ya da yüksek bir sesten ötürü dikkatin dağılması da öğrencilerin yaşadıkları süreci ifade etmektedir.
Bu en önemli beş oyuncu ile yapılan öğrenme stratejileri dizininin son ürünü ise öğrenmektir. Öğrenme denilen olgu beyinde değişikliğe yol açan tipik bir fiziksel durumdur. Belirli bir öğrenme türü herkes tarafından kabul görmektedir. Ancak bu beş oyuncu ile öğrenme yöntemleri oldukça sistemli ilerlemektedir. Öğrenme kendini yeni bir beceri olarak gösterebileceği gibi örtük bir değişim olarak da ifade edilebilmektedir.
Başka bir deyişle öğrenme öğrencinin bilinçli olarak farkında olduğu yeni bir şey olarak kendini göstermektedir. Öğrenme yeni bir içerik şeklinde olabileceği gibi yeni içgüdüler şeklinde de meydana gelmektedir. Bu öğrenme yöntemleri hem kişilerin iş dünyasında hem de öğrencilerin eğitim hayatında etkisini olumlu yönde göstermektedir.
Öğrenmenin Konumu Bağlam
Öğrenme stratejileri sürecine başlamadan önce öğrenmedeki potansiyel etkilerin listesi oldukça zengindir. Öğrencilerin bilinçaltlarında tüm öğrenme sürecini geliştirebilecek ya da engelleyebilecek pek çok iç ve dış koşullar bulunmaktadır. İşte tamda bu esnada öğrenmenin en önemli beş oyuncusu devreye girmektedir. Bağlam; fiziksel, sosyal ve duygusal öğrenme yetilerinin bir arada bulunduğu ortamdır. Tetikleyiciler; ani duygu değişimlerinin yaşandığı duyusal ortamlar olarak ifade edilmektedir. Süreçler ise tetikleyicilerin ve bağlamların bir araya gelerek oluşturduğu aktif ortam olarak bilinmektedir. Çoklu sistemler ise aktif hale getirilmiş ortamlardır. Son olarak ise öğrenme ve çoklu yapılar ile sonuca ulaşılmaktadır.
Bu aşamada öğrenme süreci amacına uygun mu değil mi şeklinde sorgulanmaktadır. Sonrasında öğrenilecek bilgilerin bir aciliyetinin olup olmadığı tespit edilmektedir. Öğrenme sürecinde çevrenizde bulunan insanlar bilhassa arkadaş çevreniz bu süreçte sizi destekliyor mu sorusu da oldukça önemlidir. Tüm bunların yanı sıra ders çalışırken öğrencilerin kendilerini iyi hissetmeleri de son derece önem arz etmektedir.
Öğrenme stratejileri oluşturulurken öğrencilerin içinde bulundukları ruhsal değişimlerde gerekli öneme sahiptir. Ders çalışılan her aşamada öğrenci öncelikle kendini olumlu yönde motive etmelidir. Günlük semptomlarını gözden geçirmeli ve iyi miyim sağlıklı mıyım gibi soruları kendine yönlendirmelidir. Tüm bunlara ek olarak ders çalışılan ortamlarda öğrenciler için son derece önemlidir. Ders çalışılan ortam iyi bir şekilde aydınlatılmalıdır. Ayrıca odanın havalandırılması da sık sık yapılmalıdır. Yine ders çalışma ortamına yakın yerlerden gelen sesler en minimuma indirilmelidir.
En önemli öğrenme stratejileri arasında bulunan tetikleyiciler hiç kuşku yok ki bu sürecin mihenk taşı konumundadır. En önemli tetikleyiciler bir araya gelerek öğrenme sürecine başlanılmış olur. Tetikleyiciler dahili olabileceği gibi harici olarak da kendilerini göstermektedir. Tetikleyiciler kendi beynimizde ortaya çıkan uyarıcılardır. Ders çalışırken bir öğrencinin sorunun cevabını buldum demesi bile tetikleyici olarak ifade edilmektedir. Ancak bu ani reflekslerin dışındaki tüm uyarıcılar dışarıdan kaynaklanmaktadır.
Öğrenme tetikleyen unsurların çoğu dış çevreden kaynaklanmaktadır. Sınıfta soru sorulması, bir konferansa katılma gibi faktörler öğrencide merak duygusu uyandırarak onu öğrenmeye itmektedir. Dersle alakalı bir deneyin yapılması, müzik dinlenmesi ya da bildiklerini bir partneri ile paylaşması da öğrenme dürtüsünü canlandırmaktadır. Yeni bir sosyal gruba katılmanın da öğrenme üzerinde etkisi oldukça fazladır. Ayrıca çalışan derslerin özetler halinde yazılması da öğrenmeyi perçinlemektedir. Günlük hayatta yaşanılan olaylardan herhangi biri beyinde muhakkak bir değişikliğe yol açacaktır.
Tetikleyicilerin Sistem İçerisinde Süreçleri
Öğrenme stratejileri içerisinde yer alan tetikleyicilerin sistemli bir şekilde ilerlemesini sağlayan süreçler bulunmaktadır. Öğrenme süreci bir sistem dahilinde ilerlemektedir. Öğrenmenin gerçekleşmesi için tek bir yol ya da yöntem bulunmamaktadır. Elinizi ateşe uzatarak öğrenilen bilgi bilinçsiz bir öğrenme yöntemidir. Genel kabul gören öğrenme yöntemleri okuyarak veya dinleyerek gerçekleştirilendir. Kısacası beynin farklı öğrenme yolları vardır. Böylelikle beyin farklı öğrenme metotlarına farklı bir süreci harekete geçirmektedir.
Öğrenme için kabul gören en yaygın ve en başlıca olan süreç beyinde yeni bağlantıların oluşturulmasıdır. Ayrıca öğrenmenin arkasında yatan en önemli etkenlerden biride genetik faktörüdür. Öğrenmede genetiğin katkısı yadsınamayacak kadar çoktur. Özetle öğrenmenin en yaygın biçimi etkileşimde bulunularak bir hücreden başka bir hücreye etkileşimin gönderilmesidir. Dolayısıyla ders çalışma ve öğrenme aktivitesi bu şekilde gerçekleşmektedir.
Öğrenmede Çalışan Sistemler
Öğrenme stratejileri sürecinin en sonuncusu olan sistemler beyin işleyişi ile alakalıdır. Ancak çoğu süreçler birden çok sistemden oluşmaktadır. Bu süreçler yalnızca beyinle değil birden çok yapıyla çalışmaktadır. Örneğin midenizi rahatsız eden bir besin tükettiğinizde bu durum sizin konsantre olmanıza etki edecektir. Konsantrasyonunu sağlayamayan öğrenci ise öğrenme yolunda eksi bir durumla karşı karşıya kalmaktadır. Öğrenci burumda tüm dikkatini derslerine veremez ve öğrenme konusunda bir hayli zorlanır. Kısacası vücut ve zihin yapıları öğrenme süreçlerinin yapı taşıdır. Bu durum tabir yerindeyse zincirleme bir kazaya benzer. Çünkü vücutta mı ya da zihinde mi bir sıkıntı var sorusu kişiyi kısır döngü içerisine sokacaktır.
Doğru yatırım alanları getirisi yüksek olan alanları anlatmaktadır. İnsanın olduğu her alanın gelişime ihtiyaç duyduğu bir gerçektir. Teknolojinin her geçen gün biraz daha ilerlemesi, geleceğe doğru yatırım yapmayanların geride kalmalarına neden olmaktadır. Bu nedenle gelecekte önem kazanacak alanların doğru tespit edilmesi ve bu alanlara yatırım yapılması gerekmektedir.
Gelecekte önem kazanacak alanlar yurt dışında eğitim almak isteyen öğrenciler için de dikkate alınması gereken bir konudur. Gelecekte önem kazanacak olan alanlar, dünyanın en prestijli üniversiteleri tarafından en fazla öğrenci yetiştirilmek istenen alanlardır. Bu nedenle yurt dışı kabullerinde doğru alanlara yönelmek öğrenciler için yerinde bir karar olacaktır.
Doğru Yatırım: Hangi Alanlar Gelişiyor?
Kendine doğru yatırım yapmak isteyenler günümüzde daha ön planda olan alanlara yönelmek zorundadır. Aslında hemen her alanın hızlı bir şekilde geliştiği söylenebilir. Ancak dünyanın en prestijli üniversitelerinin, üzerinde ağırlıklı olarak durdukları bazı alanlar dikkat çekmektedir. Bu alanların başında Blockchain teknolojisi gelmektedir. MIT Üniversitesi’nde yapılan toplam çalışmaların %40’ı Blockchain üzerinde yürütülmektedir.
Hatta yapılan mevcut çalışmalara dayanarak görülmektedir ki yapay zeka Blockchain teknolojisi ile entegre edilmeye çalışılıyor. Blockchain teknolojisinden sonra siber güvenlik alanı da ilgi gören bir diğer alandır. Yine MIT Üniversitesi yaptığı çalışmaların %40’lık bölümünü siber güvenlik alanına ayırmaktadır. Bu nedenle artık Data Science çalışmalarının biraz daha geri planda kaldığını söylemek mümkündür.
Başka Hangi Alanlar İlgi Görüyor?
Dünya genelinde ilgi gören alanlar arasında Robotbilim de bulunmaktadır. Robotbilim çalışmaları arasında, bunun bir alt dalı olarak Delivery (teslim)’nin ilgi gördüğünü söyleyebiliriz. ‘Teslim’ derken bundan her türlü ‘teslim’ eylemini anlamak gerekmektedir. Arabalarla ilgili olan delivery ve dronelarla yapılan delivery çalışmaları ön plana çıkmış durumdadır.
Günümüzde ilgi gören alanlara yönelik çalışmalar yapmak öğrencilerin eğitim ve kariyer yaşamlarına da olumlu katkılar sağlayacaktır. Yurt dışında yeterli burslar eşliğinde eğitim almak için gelişen alanlar göz önünde bulundurulmalıdır. Yapay zeka ile ilgili olan tüm bölümlerin hızlı bir ivme kazandığı dikkate alınmalıdır.
Hollanda burs veren eğitim kurumları ile gerçek anlamda göz doldurmaktadır. Üniversite ve lisans sonrasında eğitim almak isteyen öğrenciler için Hollanda eğitim cenneti olarak nitelendirilmektedir. Ülkenin hizmet anlamında diğer ülkelere nazaran ucuz olması da öğrencileri cezbeden önemli bir husustur. Hollanda kendi üniversitelerinde eğitim almak isteyen öğrencilere sayısız imkanlar sunmaktadır. Geniş burs olanakları ile takdir toplayan ülke, isteğe göre öğrencilere ders dışında çalışma imkanı da tanımaktadır.
Üstelik dersler dışında çalışabilen öğrenciler, kendi eğitim masraflarını dahi karşılayabilecek düzeyde gelir elde edebilmektedir. Ülkenin eğitime önem vermesi, ülkedeki pek çok kurumun eğitim burslarını desteklemesine yol açmaktadır. Devlet ve özel kurumların yanı sıra Hollanda’da üniversiteler çok çeşitli burs imkanları sunulmaktadır.
Hollanda Burs Yardımı İçin Bir Kriter Var mıdır?
Hollanda burs yardımı için öğrencilerin eğitim aldıkları alanlar da oldukça önemlidir. Yani değer üreten bir alanda eğitim alan bir öğrencinin burs imkanları daha geniş olmaktadır. Hollanda’da bulunan üniversitelerin burs için Avrupa Birliği dışındaki yabancı öğrencilere tanıdığı cömert burslar sayesinde her yıl çok sayıda öğrenci Hollanda’ya eğitim için başvuru yapmaktadır. Üniversiteler tarafından sağlanan burslar için istenen özel şartlar, burs talep edilen üniversitenin resmi internet sitesinde başvuru tarihlerine yakın zamanlarda güncel olarak yayımlanmaktadır.
Hollanda’da burs almak isteyen bir öğrenci için sayısız seçenek bulunmaktadır. Bu seçenekler arasında Amsterdam Üniversitesi tarafından verilen ve 5.000 Euro’ya kadar çıkabilen burslar ilgi görmektedir. Üstelik Amsterdam Üniversitesi’nde burs alan öğrencilere kendi alanlarına göre dünyanın önde gelen şirketlerinde staj imkanı da sağlanmaktadır. Amsterdam’da eğitim alan öğrenciler staj kapsamında kendilerini ING ve Philips gibi önemli şirketlerde çalışırken bulabilir.
Hollanda Üniversiteleri Eğitim Yardımı Verme Konusunda Adeta Yarış Halinde!
Hollanda’da burs almak için Maastricht Üniversitesi de tercihen edilen eğitim kurumları arasında yer almaktadır. Üniversite, 100’ün üzerinde farklı ülkeden yabancı öğrenci kabul etmektedir. Hollanda eğitim bursu arayan öğrenciler için Maastricht Üniversitesi ilk tercihler arasında bulunmaktadır. Çünkü 29.000 Euro’ya kadar öğrencinin hemen hemen tüm giderlerini karşılayan burslar sunulabilmektedir. Genellikle 35 yaşını geçmemiş olan öğrencilerin bu burslardan faydalanma şansları bulunmaktadır. Hollanda’da burs anlamında Utrecht Üniversitesi de yüksek miktarda finansal destek veren üniversiteler arasındadır. Öğrencilerin eğitim masrafları ya da yaşam giderleri üniversite tarafından karşılanmaktadır.
Ticari oluşumlar faaliyet gösterdikleri alanda birbirleri ile rekabet içerisindedir. Zorlu rekabet ortamında sektörde farklılık yaratabilen işletmeler öne geçmektedir. Aynı tip ürün ya da hizmet sunan firmaların farklılık oluşturabilmesini sağlayan kavram ise değer önerisi kavramıdır. Bu kavram, girişimci için de altın kural niteliğine sahiptir. Değer oluşturma sürecinde yeni bir ürün ya da hizmetin mevcut olanlardan farklı olması gerekmektedir.
Yeni oluşturulan ürün ya da hizmetin kolay anlaşılabilir bir şekilde sunumu da son derece önemlidir. Yapılan araştırmalara göre bir değer sunumu sırasında verilen önerinin 5 saniyede anlaşılabilecek kadar yalın olması gerektiği tespit edilmiştir. 5 saniye gibi kısa bir sürede tüketicilere ulaşarak ürünün ‘ne olduğu’, ‘ne gibi faydalar sağladığı’ ve ‘ne işe yaradığı’ anlatılabilmelidir.
Değer Önerisi Ne İşe Yarar?
Değer önerisi bir müşterinin ürün ya da hizmeti neden alması gerektiğini ona kısa sürede anlatır. Bu nedenle iyi bir pazarlama kavramı olarak değerlendirilmektedir. Önerinin karşı tarafa aktarımı sırasında net olunmalıdır. Karşı tarafın kafasında soru işareti kalmayacak şekilde etkili bir öneri oluşturulmalıdır.
Herhangi bir girişimci de sermaye ihtiyacını karşılamak için doğru yatırımcıya ulaşmak istemektedir. Yatırımcı, yatırım fikrinin ne işe yarayacağı konusunda kısa sürede bilgi sahibi olmak isteyecektir. Girişimci tarafından benzersiz bir öneri oluşturulabiliyorsa bu aşamada fikrin hayata geçmesi için yatırımcıyı ikna etmek daha kolay olacaktır.
İyi Bir Öneri İçin Nelere Dikkat Edilmeli?
İyi bir değer önerisi benzersiz olmalıdır. Herhangi bir sektörde bir ürün ya da hizmetin ikamesi için en az 4-5 farklı seçeneğin olduğu göz önünde bulundurulduğunda sıradan bir önerinin işlevsiz olacağı çok açıktır. Piyasada mevcut olan bir ürün ya da hizmet için de farklı bir değer oluşturmak mümkündür. Herhangi bir sektörde bir ürün için çok sayıda seçenek varsa, mevcut ürünler için firma tarafından sunulan benzersiz ek hizmetler de ürünün değer algısını farklılaştırabilir. Örneğin bir hizmet ya da ürün satın alan müşterilere iade garantisi vermek bu tarz bir ek hizmettir. Bunun dışında, herhangi bir ürün için diğer firmaların aksine ücretsiz kargo hizmeti sunmak da yeni bir değer oluşturmaya örnek olabilir.
Yurt dışında eğitim almak isteyenler için Hollanda, tercih edilen ülkeler arasında yer almaktadır. Gerek verdiği eğitim gerekse burs imkanlarının fazla olması nedeniyle Hollanda ilgi gören bir ülkedir. Öğrenciler Hollanda burs imkanları hakkında detaylı bilgi almak istemekteler. Hollanda’nın burs konusunda öğrencilere destek olduğu bilinmelidir. Hollanda çok sayıda üniversitesinde, öğrencilere burs imkanı tanıyarak öğrencilerin burslardan faydalanmasına imkan tanımaktadır.
Hollanda’nın genel olarak değerlendirildiğinde diğer ülkelere nazaran ucuz bir ülke olduğu söylenebilir. Hollanda’da yaşamın daha ucuz olması öğrenciler için ülkenin cazip olmasındaki diğer önemli nedendir. Ayrıca ülke, öğrencilerin doğru alanlarda çalışmalarına da imkan sağlamaktadır. Bu sayede öğrenciler, çoğu eğitim masraflarını dahi kolaylıkla karşılayabilmektedir.
Hollanda Burs İmkanları Yeterli midir?
Hollanda burs imkanları ülkenin sağladığı eğitim koşulları nedeniyle oldukça yeterlidir. Zaten az önce bahsettiğimiz gibi ülkenin öğrencilere çalışma imkanı sunması, öğrencilerin para konusunda sıkıntı yaşamasını önlemektedir. Öğrenciler eğitim ücretlerini çıkarmalarının yanı sıra aynı zamanda kendilerine cep harçlığı da ayırabilmektedir. Hollanda’da eğitim alan pek çok öğrenci kendi eğitim masraflarının yanı sıra diğer giderlerini de kolaylıkla karşılayabilmektedir.
Bu süreçte üzüntülü pek çok olaylarla karşılaşabilmekteyiz. Örneğin Hollanda’da okuyan bir öğrencim, eğitim süresi içerisinde babasını kaybetmişti. Ancak bu üzücü duruma rağmen eğitim sonrasında Hollanda’da çalıştığı için masraflarını rahatlıkla karşılamayı başarmıştır. Bu öğrencim kendi eğitim masraflarının yanı sıra kardeşinin okul masraflarını da üstlenmiştir. Hollanda eğitim almak isteyen öğrencilere iş konusunda kolaylıklar sunan bir ülkedir.
Hollanda’da Bu Tarz Bir Eğitim Hayatı İçin Okunan Bölüm Önemli midir?
Hollanda’da eğitim almak ve eğitim sırasında çalışmak isteyen öğrencilerin okudukları bölümler son derece önemlidir. Yani okuduğu bölüm ile bir değer yaratma potansiyeli bulunan öğrencilerin Hollanda’da destek görme şansı daha yüksektir. Öğrencilerin bu durumu da göz önünde bulundurarak eğitim için Hollanda seçimi yapmaları avantajlı olabilir. Bu süreçte daha çok araştırma yapmaları, danışmanlık hizmeti almaları ve burs kovalamaları gerekebilir. Burs konusunda Hollanda’nın olumlu duruşu öğrencilerin eğitim hayatlarına katkı sağlamaktadır.
Kariyerde bağlanma teorisi insan kariyerini etkileyen önemli bir kavramdır. Bu teori dört farklı davranış şekli ile karşımıza çıkmaktadır. Bu davranış şekilleri de yaşam boyu kariyerimizi ve yaşantımızı etkilemektedir. Bu durum 6 yaşa kadar oluşmaktadır. Bu oluşum sürecinin ilk üç yılı son derece önemlidir. Bu süreçte annenin çocuk üzerindeki dikkati değerlidir. Anne bu süreçte çocuğunun davranışlarına yeterince dikkat göstermelidir. Bu süreç ‘Attention’ olarak isimlendirilmektedir.
Anne bu süreçte çocuk ile konuşurken çocuğa dikkatini vermelidir. Bu dikkat verme durumunu da çocuğuna hissettirmelidir. Anne, çocuğu ile konuşurken onun yüzüne, gözlerinin içine bakarak konuşmalıdır. Anne mümkünse çocuğuyla aynı hizada konuşmaya gayret etmelidir. Bu süreçte, anne çocuğuna dikkat gösterdikten sonra bu dikkat sürecini diğer eylemleri ile desteklemelidir.
Bağlanma Teorisi Davranışlarla Desteklenmelidir
Bağlanma teorisi beraberinde pek çok davranış kalıbının birlikte yürütülmesini gerektirmektedir. Anne ve çocuk ilişkilerinde annelerin uyması gereken bazı kurallar bulunmaktadır. Bu kurallar arasında anne ve çocuk ilişkilerine yönelik bazı davranış kalıpları dikkat çekmektedir. Annenin çocuklara doğru onaylar vermesi gerekmektedir. Bu durum son derece önemlidir. Bu onaylamanın çocuğun onaylı davranışlardan yola çıkılarak yapılması gerekmektedir.
Çocuğun yaptığı doğru bir hareketten sonra annenin onaylaması çocuğun gelişimine katkı sağlamaktadır. Anneden doğru ve olumlu bir onaylama gelmediği zaman çocukta bir geriye çekilme başlamaktadır. Çocuk konfor alanında kalmaya devam etmektedir. Çocuk bundan sonra geri çekilme davranışı sergileyerek konfor alanı sınırları içerisinde bir hayat sürdürmektedir.
Ailelerin ‘Kabul Etme’ Davranışı
Ailelerin çocuklara karşı ‘kabul etme’ davranışı sergilemeleri son derece önemlidir. Yani arkadaşları bir şeyi başarmış olmasına rağmen kendi çocuğu başarısız oldu diye kıyaslama yapmak doğru değildir. Ailelerin, çocuklarının durumlarını kabul etmeleri gerekmektedir. Anne başta olmak üzere çocuğun olduğu gibi kabul edilmesi süreç için önemli sayılmaktadır. Yani çocuğun her başarılı davranışı onaylanarak kabul ediliyorsa hataları ya da başarısızlıkları için de aynı davranış sergilenmelidir.
Bu sayede çocuk, hayatta başarısız olduklarından dolayı korku beslemeyecektir. Bu davranış kalıpları dışında çocuğun özgür bırakılması da son derece önemlidir. Özgür bırakmak güvenlik sağlanarak gerçekleştirilmelidir. Çocuk gelişiminde bu hususlar hayati öneme sahiptir. Kariyerimizde bağlanma teorisi de bu yaklaşımla gelişen ve geleceğimizde etkili olan bir yaklaşımdır.
Yaşam boyu kariyer her anlamda önemli bir süreci ifade etmektedir. İnsan, yapısı gereği ruh ve bedene sahip bir varlıktır. Bir insanın ruhu olduğunu bugün çok emin bir şekilde söylemekteyiz. Bilim dünyası 2000’li yıllara kadar ruh ve bedeni ayrı olarak incelemiştir. Aslında bu inceleme yöntemi yanlış bir yöntem olmuştur. Bu şekilde bir inceleme ile tinsel yapı ihmal edilmiş olmaktaydı.
İnsanın 4 bedeninden oluşmuş olması çok önemli bir konudur. İnsan yapısı gereği farklı gruplarda ve ortamlarda yer alabilmektedir. Bulunduğu ortamda insanı doğrudan etkileyen bir yapının olduğu her zaman görülmektedir. Bu süreç ya da yapı anne karnından itibaren başlamaktadır. Yapılan araştırmalara göre insanın yedi ceddine uzanan bir süreci bulunmaktadır.
Yaşam Boyu Kariyer Hayat Boyu Devam Ediyor
Yaşam boyu kariyer insanın tüm hayatını etkileyen bir süreçtir. Kelime anlamı olarak ‘kariyer’ kelimesine bakıldığında kelimenin Latince kökenli olduğu ve ‘koşmak’ fiilinden türediği anlaşılmaktadır. Babaların X sperminin ile annenin yumurtasıyla birleşmesi süreci koşunun başlangıcını oluşturmaktadır. Bu aşamada başlayan koşu, hayat boyu devam eden bir koşu halini almaktadır. Bu süreç insanın ölümüne kadar devam etmektedir.
Geniş anlamda değerlendirildiğinde insanın kariyerinin cennet ve cehennem için de devam ettiği söylenebilir. İnsanın kariyeri insanın yapısı gereği biten bir süreç değildir. İnsanlar hayatları boyunca aldıkları etik ve ahlaki normları kendi inanışlarına dayanarak oluşturmaktadır. Örneğin bir insan Müslüman ise Müslümanlık inancının gerektirdiği ahlaki değerler o insanın etik değerlerini şekillendirmektedir. Bir insan Budist ise bu inancın verdiği ahlaki değerleri kendisi için içselleştirmektedir.
Etik Kurallar Daha Farklıdır
Etik kurallar, yapısı gereği çok daha farklıdır. Etik normların sübjektif değil de evrensel kriterleri bulunmaktadır. Etik normlar, bir dine bağlı kalmadan insan öğesinin ön plana çıktığı normlardır. Etik normların 3 temel basamağı vardır. Bunlardan ilki, insanın kendisi dahil olmak üzere çevredeki hiçbir şeye zarar vermemek, ikinci etik norm insanın kendisi dahil olmak üzere çevredeki bütün sistemi belirli bir şekilde sürdürülebilir kılmak, üçüncü en önemli etik norm ise insanın kendisi dahil olmak üzere çevredeki herkesin ve her şeyin daha iyi bir hale gelmesi için mücadele etmektir.
AP sınav taktikleri yurt dışında üniversite okumak isteyen öğrenciler için ihtiyaç duyulan AP skorlarını almak için oldukça önemli. Bilindiği gibi AP sınavları, lise öğrencilerinin tercih ettiği önemli sınavlardan oluşuyor. Üniversitelerin kabul aşamalarında AP puanı işlevsel olduğu gibi, üniversite eğitiminde bazı derslerden muaf olmak için de AP yardımcı oluyor. Üniversiteyi erken bitirmek ya da çift anadal yapmak isteyen öğrencilerin AP sınavlarından en az 3 puan almaları tavsiye edilebilir. AP sınavlarına hazırlanan öğrencilerin, AP sonuçları doğrultusunda aldıkları puanlarını transkriptlerine de işleyebileceklerini unutmamaları gerekiyor. Yani AP’tan yüksek bir puan almak aynı zamanda üniversite mezuniyet notuna da direkt etki ediyor.
AP Sınav Taktikleri Sınavda Ne İşe Yarıyor?
AP sınav taktikleri üniversite kabul aşamasında öğrencilere kolaylık sağlayan bir AP skoru alınmasında yardımcı oluyor. Öğrenciler bu süreçte profesyonel bir destek alarak sınav için gerekli olan müfredatı rahat bir şekilde halledebilir. Bu aşamada aba Academy uzman kadrosu ile AP sınavlarına yeterli bir donanım sağlıyor. Ayrıca sınavda pratiklik kazandıran stratejiler sayesinde daha kısa sürede, hedeflenen AP sonucu almak da imkan dahilinde.
İsim yapmış üniversitelerden bazıları her ne kadar AP sonuçlarını göz önüne almadıklarını belirtseler de uygulamada bunun öyle olmadığı görülüyor. Harvard Üniversitesi de bu yönde açıklamalarda bulunmasına rağmen AP sonuçlarının pek çok aşamada üniversite tarafından dikkate alındığı aşikar.
AP Sınavları Öğrenciler İçin Oldukça Önemli
AP sınavları üniversitelerin pek çok aşamasında öğrenciler için bir sigorta işlevi görüyor. Bu anlamda IB sahibi olan öğrencilerin dahi AP alarak kendilerini garantiye almaları tavsiye edilebilir. Sınava hazırlık aşamasında öncelikle, hangi sınavlara girileceğine dair bir planlama yapılmalı. Yılda 6 AP sınavına girilebilmesine rağmen, 6 sınavı aynı yıl içerisinde vermek oldukça zor bir durum. Bu nedenle doğru dersler belirlenerek yalnızca o derslerin müfredatlarına hazırlanmak gerekiyor. Lise öğrencileri için üniversite müfredatı biraz daha ağır olabileceğinden dolayı ders yükünün 1 yıllık sürede çok da artırılması doğru değil.