Blog
#Koronavirüs (#COVID19) Eğitimi Nasıl Etkileyecek?
18 Mart 2020
“Son dönemde yaşanan salgın gelişmeleri, Türkiye’deki ve Türkiye dışındaki üniversitelerin almış olduğu kararlar gerçek anlamda pek çok öğrencinin ve ailesinin endişe konusu oldu. Bu tür bir salgınla karşı karşıya kalmak […]”
Son dönemde yaşanan salgın gelişmeleri, Türkiye’deki ve Türkiye dışındaki üniversitelerin almış olduğu kararlar gerçek anlamda pek çok öğrencinin ve ailesinin endişe konusu oldu. Bu tür bir salgınla karşı karşıya kalmak aslında beklenen, ama belli bir şekilde de birazcık habersiz, biraz da çaresiz kaldığımız bir süreçle karşı karşıya kaldığımız gündemi oluşturan önemli bir ajanda olarak karşımıza çıktı. Özellikle Amerika’daki üniversiteler, Hollanda’daki üniversiteler, Kanada’daki üniversiteler ve sonrasında Türkiye’deki üniversiteler; sırası ile üniversiteler kapanmaya başladı. İlk şaşırtıcı haberi, geçen Perşembe’yi Cuma’ya bağlayan sabah aldım. Stanford Üniversitesi’nin email listesinde olan bir akademisyen olarak duyduğumda ilk önce inanamadım. Derslerin iki hafta boyunca ertelendiği söyleniyordu. Bunun hemen arkasından, Stanford Üniversitesi’ni; UC Berkeley, UCLA gibi okullar da içerik açısından değerlendirerek okullarını kapatıp online eğitime geçtiler. Akabinde bu durum, özellikle de stratejik karar, yine özellikle de Amerika’nın doğu bölgesindeki okullara sirayet etti ve sırasıyla MIT, Harvard, Columbia gibi üniversiteler kapılarını kapatıp online eğitime geçtiler. En kısa zamanda da uluslararası öğrencileri evlerine gönderme kararı aldılar.
Okulların kapatılması kararı alındıktan sonra pek çok akademisyen özellikle ödevleri online kabul edeceklerini ya da yapacakları sınavları online yapacaklarını açıkladılar. Ve tüm öğrencileri, özellikle de Paskalya nedeniyle eve gidecek öğrencilerin hiçbir şekilde vatandaşlıklarına bakmadan evlerine geri dönmelerini rica ettiler, tembihlediler, hatta tavsiye ettiler. Bazı üniversiteler özellikle öğrencilerinin geri dönmesini beklemeyerek, tamamen açılışlarını yani okul açılışlarını önümüzdeki Fall dönemi olan Ağustos ya da Eylül ayına erteledi. Bugün itibarıyla aslına bakıldığında pek çok yaz okulu belli bir şekilde kritik noktada askıda kalmış konumda. Özellikle okullar öğrencilerinin birinci derecede elbette ki can sağlıkları ve özellikle de genel itibarıyla sağlık konusunda önemli tedbirler almış konumda. Bunun için en önemli konulardan bir tanesi, virüsün bulaşıcılığını azaltabilmek için dersleri online’a geçirerek belli bir şekilde bulaşması ihtimalinin azaltılması. Yine önemli konulardan bir tanesi, bir akademisyen olarak, pek çok öğrenci ile karşı karşıya kaldığım için, akademisyenler de başta olmak üzere pek çok kişinin sağlığını korumak ve özellikle toplu taşıma içinde ya da yurtlarda kalan öğrencilerin sağlığını ön planda tutarak, öğrencilerin belli bir şekilde koruma altına alınması kararıydı bu. Ve gerçekten de doğru alınmış bir karar. Neden, derseniz, öncelikli olarak bu virüsün ve buna benzer virüslerin minimize edilmesi açısından yapılabilecek en doğru proaktif davranışlardan bir tanesi elbette ki en kısa zamanda okulların boşaltılıp kendi içinde belli bir koruma altına alınması.
Peki bundan sonra ne olacak? Şu anda en önemli konulardan bir tanesi şu elbette ki: Öğrencilerin sağlığını, güvenliğini elde ettikten sonra, asıl amaçları olan üniversitelerin veya okulların eğitim nedeniyle bu eğitimini en kısa zamanda online’a çevirmeleri ve internet üzerinden de öğrencilerin aslında belli bir şekilde bu zamanlarda okuma süreçlerini, derslerini verme süreçlerini, hazırlanması gereken ödevleri ya da araştırma projelerini remote diye tanımladığımız bir sistem içinde tamamlaması. Bu, önemli bir başka konuyu daha getiriyor. Bizler akademisyenler olarak, aynı zamanda da yönetimde yer alan akademisyenler olarak önemli tedbirler almak durumundayız. Aslına bakarsanız son 5 yıldır; biz ise kendimizi son iki yıldır açıkçası remote sistemine hazırlamış konumdayız. Çünkü dünya ciddi anlamda online eğitime uzun süredir hazırlanıyor. İsteyerek ya da istemeyerek belli bir şekilde online eğitim ile beraber online sistem içinde, remote diye tanımladığımız yapı içinde aslında araştırma projeleri de belli bir şekilde devrede olacak. Bu anlamda özellikle üniversiteyi sürdürülebilir kılmak adına üniversiteler bugün çok ciddi anlamda özellikle yönetimlerini yeniden yapılandırıyorlar. Özellikle bizim, bildiğiniz üzere, çok fazla öğrenciyi uluslararası düzeyde değişik üniversitelere yerleştirdiğimiz için bu anlamda son on gündür şiddetli şekilde değişimin getirmiş olduğu yapı içinde bizler de yeni bir yapılanma ve yeni bir online iletişim sistemine geçmiş konumdayız.
Çok pratik ve tedbirli bir şekilde üniversiteler, özellikle admission ofisleri, kendi stratejilerini belirleyerek bu kararları veriyorlar ve bu kararlar sürecinde de herhangi bir şekilde bu virüsün ya da bu hastalığın, bu salgının, pandemik bir süreç içinde, özellikle de öğrencilerin kabulleri sürecinde bir etki yaratmayacak ve gölge düşürmeyecek şekilde sistemlerini oluşturmuş durumda. O yüzden bu bizim için sevindirici bir konu. Özellikle de burs almak isteyen öğrenciler için de çok kritik bir dönem olması nedeniyle hiçbir şekilde bir aksamaya yol açmadan bu sistemin devam etmesi gerekmekte.
Konu ile ilgili daha fazla bilgiye ulaşmak için YouTube videolarıma göz atabilirsiniz.